Browsing by Author "Doğanay, Selim"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Corneal tattooing for esthetic purposes in patients with corneal opacities(2020-06) Doğanay, Derya; Çankaya, Cem; Doğanay, Selim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Oftalmoloji Bölümü; AAH-6225-2021; 6701346723Purpose: This study evaluated corneal tattooing for esthetic purposes in patients with corneal opacification. Methods: Eight eyes of eight patients were included in the study (four males and four females). Corneal tattooing was achieved by stromal puncture in five patients, femtosecond laser-assisted corneal tattooing in two patients, and femtosecond laser-assisted corneal tattooing and stromal needling (combined procedure) in one patient. In six of the patients, the entire cornea was stained black; in one patient, the center of the cornea (3 mm) was stained black and the periphery was stained dark brown; and in the last patient, the corneal periphery was stained dark brown. Patient satisfaction was evaluated on the first day after surgery and at the last visit as follows: Very satisfied (4), satisfied (3), moderately satisfied (3), and not satisfied (1). Results: The patients ranged in age from 11-80 years. The mean satisfaction score of the patients was 4 and 3.5 on the first postoperative day and at the last visit, respectively. No complication occurred during or after surgery. Conclusion: Corneal tattooing for esthetic purposes was successful in both blind eyes and seeing eyes.Item Retinitis pigmentosa hastalarının yeni nesil dizileme analizi ile göz ve klinik bulgularının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Erdem, Duygu; Doğanay, Selim; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.Amaç: Türkiye’nin tüm bölgelerinden kliniğimize başvuran retinitispigmentosa (RP) hastalarında, hastalığın oluşumuna hangi genlerde, hangi tip mutasyonların rol oynadığının yeni nesil dizileme (YND, Next Generation Sequencing, NGS) yöntemi ile belirlenmesi ve bu mutasyonların klinik fenotipe yansımasının incelenmesidir. Gereç ve Yöntem: Kliniğimize başvurarak detaylı fundus muayenesi ileRP tanısı alan ve periferik kandan YND tekniği ile mutasyon analizi yapılan 118hastanın anamnez ve muayene bilgileri retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların hikayesi, özgeçmiş ve soy geçmişleri ile ilgili bilgiler kaydedilmiştir. Genetik analizlerinden kliniği açıklayan patojenik, muhtemel patojenik ve klinik önemi bilinmeyen (VUS) mutasyonlar veri tabanları taranarak Amerika Tıbbi Genetik ve Genomik Derneği'nin (ACMG, 2015) kriterlerine göre belirlenmiştir. Muayene bulgularından en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDK), biyomikroskopik muayene ve detaylı fundus muayenesi, göz içi basınç (GİB)ölçümü kaydedilmiştir. Hastaların detaylı optik koherens tomografi (OKT),“Enhanced Depth Imaging-OKT” (EDI-OKT), retina sinir lifi tabakası (RNFL)görüntülemeleri ve varsa elektroretinogram (ERG) bulguları incelenerek; maküla, koroid ve sinir lifi tabakası kalınlığı, epiretinal membran (ERM) ve kistoid maküler ödem (KMÖ) varlığı, elipsoid zon (EZ) uzunluğu kaydedilmiştir. Bulgular: Genel yaş ortalaması 35 olan hastaların (3-77 yaş), 60'ı erkek,58'i kadındı. Toplamda %79,6’lık bir tanı oranıyla 48 gende hastalığa neden olan84 mutasyon belirlendi. Bu mutasyonların 16'sı yeni varyantlardı. En sık görülen iki gen MYO7A ve CDHR1’di. Hastalarda saptanan varyantların 61 tanesi homozigot, 19 tanesi heterozigot, 10 tanesi birleşik heterozigot, 4 tanesi hemizigot kalıtım göstermekteydi. ACMG kriterlerine göre saptanan 84 varyanttan 37’si(%44) patojenikti, 21’i (%25) muhtemelen patojenikti ve 26 tanesi (%31) VUS varyantlardı. Hastalardan 37 tanesi RP’nin eşlik eden sendromik formlarına sahipti. EİDK’nin maküla tutulumu olanlar ve olmayanlar arasında anlamlı farklılık gösterdiği (P<0.001), EZ ile negatif korelasyon gösterdiği (r=-0.684; P<0.001)ancak katarakt (p=0.606) ve yaş (P=0.711) ile anlamlı farklılık göstermediği bulundu. İstatistiksel olarak yaş (P=0.035), semptom başlangıç yaşı (P=0.001) vetünel görme başlangıç yaşı (P=0.01) MYO7A grubunda anlamlı olarak CDHR1grubuna göre daha düşük bulundu. MYO7A grubunda sağ gözde anlamlı olarakCDHR1 grubuna göre KMÖ sıklığı daha yüksek tespit edildi (P=0.021).Sonuç: Moleküler analiz yapılan 118 hastanın 94’ünde (%79,6) kliniği açıklayan ve kalıtım paterni uygun olan mutasyon saptandı. On altı yeni varyant tanımlanarak RP’nin mutasyon spektrumu genişletildi. Literatür ile uyumlu olarak fenotip ve genotip ilişkileri belirlendi. Hastalığın başlama yaşı, maküla tutulumu, aile öyküsü ve eşlik eden sistemik birliktelikleri, refraksiyon ve fundus bulguları; saptanan mutasyonlar ile değerlendirildi. Çalışmamız Türk popülasyonunda RP hastalarında şimdiye kadar yapılmış en geniş çaplı multidisipliner çalışmadır. Elde edilen %79,6’lık tespit oranı, RP hastalarının moleküler tanısı için YND kullanılmasını güçlü bir şekilde desteklemektedir.Publication The relationships of serum prealbumin levels with parameters that indicate severity of disease and emphysema pattern in patients with stable chronic obstructive pulmonary disease(Aves, 2010-12-01) Göçmen, Hayrettin; Ediger, Dane; Uzaslan, Esra; Doğanay, Selim; Güney, Nevin Ay; Ege, Ercüment; Göçmen, Hayrettin; EDİGER, DANE; UZASLAN, AYŞE ESRA; Güney, Nevin Ay; Ege, Ercument; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.; EWB-2102-2022; AAE-9142-2019; CDI-1977-2022; IDF-0460-2023; CPF-5844-2022Objective: Malnutrition, which is a complication frequently observed in chronic obstructive pulmonary disease (COPD) and negatively affects prognosis, has become a parameter that must be monitored. Even though various methods are applied to assess malnutrition, biochemical parameters, especially serum prealbumin levels, are useful.Materials and Methods: The relationships between serum prealbumin levels, which we used as an indicator of malnutrition, with the severity of disease and the parameters predicting emphysema in stable COPD patients with no additional health problems were determined in this prospective study.Results: One hundred stable COPD patients were evaluated prospectively. Serum prealbumin levels had a negative correlation with the total number of hospitalizations due to acute exacerbation, total hospitalization time, and average number of annual hospitalizations, whereas it showed a positive correlation with FEV 1 and FEV 1 / FVC% values. Serum prealbumin levels were positively correlated with the length of the line connecting the costophrenic sinus to the dome of the diaphragm, which is used to assess the presence of emphysema and was negatively correlated with retrosternal distance. Also, in COPD patients with low prealbumin levels, while the FEV 1 and FEV 1 / FVC% values and the length of the line connecting the costophrenic sinus to the diaphragm dome signifi cantly decreased, the retrosternal distance dramatically increased compared to COPD patients with normal prealbumin levels.Conclusion: Serum prealbumin levels were convenient for monitoring malnutrition in COPD, were correlated with spirometric and anamnestic data indicating the severity of COPD, and were useful in distinguishing the subtype of COPD due to its decrease in the presence of emphysema.