Browsing by Author "Köse, Hülya"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Can ikaros mutation lead to intellectual disability?(Wiley, 2022-01-17) Köse, Hülya; Kılıç, Sara Şebnem; KÖSE, HÜLYA; KILIÇ GÜLTEKİN, SARA ŞEBNEM; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Pediatrik İmmünoloji Anabilim Dalı; 0000-0001-8571-2581; 0000-0002-5727-4075; LBH-2414-2024; AAH-1658-2021Item Çocuklarda dilate kardiyomiyopati(Uludağ Üniversitesi, 2005) Köse, Hülya; Çil, Ergün; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Kardiyoloji Bilim Dalı.Dilate kardiyomiyopati, en sık görülen kardiyomiyopati tipi olup; günümüzde kalp nakli uygulanan hastaların önemli bir kısmını oluşturması açısından önemli bir sağlık sorunudur. Dilate kardiyomiyopati, sol veya her iki ventrikülün dilatasyonu ve azalmış kontraksiyonu ile karakterizedir. İdiopatik, genetik, viral, immün, toksik nedenli olabileceği gibi, mevcut miyokardiyal yüklenme veya iskemi bulguları ile açıklanamayacak düzeyde miyokardiyal disfonksiyon gösteren diğer kardiyovasküler hastalıklarda da görülebilir. İdiopatik dilate kardiyomiyopati vakaların %50’sini oluşturur ve 100.000’de 36,5 görülür. Çocuklarda yapılan bir çalışmada en sık dilate kardiyomiyopati yapan sebepler arasında %47 idiopatik, %12 miyokardit, %11 koroner arter hastalığı, %30 oranında diğer sebepler bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise 2 yaşından önce tanı konan 24 hastanın %45’inde miyokardit, %25’inde endokardiyal fibroelastozis saptanmış, %20-30 arasında familyal olabileceği rapor edilmiştir. Çocuklarda görülen miyokardit epidemilerinin en sık nedeni koksaki B virüsüdür. Yapılan bir çalışmada koksaki B virüs antikorları dilate kardiyomiyopatili olgularda kontrollere göre daha yüksek bulunmuş, ancak bunların çoğunda endomiyokardiyal biyopsi ile aktif ya da geçirilmiş miyokardite ait bulgu saptanamamıştır.Item Çocuklarda renal glukozüri(Uludağ Üniversitesi, 2004) Dönmez, Osman; Köse, Hülya; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk Nefroloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Renal glukozüri ya da renal diyabet adı verilen primer renal glukozüri, kan glukoz seviyesi normal sınırlarda iken idrarda glukozun anlamlı miktarda bulunmasıdır. Benign bir bozukluktur. Tip A , Tip B ve Tip O olmak üzere 3 tipi vardır ve genellikle prognoz iyidir. Normal koşullarda glukozun tamama yakını proksimal tubülden geri emilir. Filtre edilen glukozun %90’ı proksimal tubül kıvrımlı kısmından, geri kalanı düz kısmından, Henle kulbundan ve kollektör kanallardan emilir. Filtre edilen glukoz yükü artarsa geri emilen glukoz, maksimum emilim kapasitesine ulaşılana kadar artar. Eşik değerin üstüne çıkıldığında ve taşıyıcılar satüre oldu- ğunda, geri emilen glukoz miktarı artmaz ve idrarla atılır.Item Prematüre ve yenidoğan beslenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2003) Köksal, Nilgün; Akpınar, Reyhan; Köse, Hülya; Sayrım, Kadriye; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Anne sütü tüm bebekler için özellikle prematüreler ve hasta yenidoğanlar için ideal bir besindir. Anneler emzirme konusunda desteklenmelidir (1). Çoğu pediatristin anne sütü ile beslenme hakkında yeterli bilgisi yoktur. Laktasyon yönetimi için çeşitli eğitim organizasyonları düzenlenmektedir (2). Term bebekler ve bazı preterm bebekler doğumdan sonra emebilecek düzeydedir. Çoğu yüksek riskli, çok düşük doğum ağırlıklı (ÇDDA) bebek anne sütü alamaz. Bebek oral alabilecek düzeye gelene kadar anne sütünü sağmalıdır. Desteklenmiş anne sütü ile beslenme genellikle iyi tolere edilir (1).Item Pulmonary involvement in a patient with dyskeratosis congenita(Wiley, 2003-12) Kılıç, Şebnem; Köse, Hülya; Öztürk, Hülya; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı.; 0000-0001-8571-2581; AAH-1658-2021; 57223016680; 6701521510; 57225374877