Browsing by Author "Serdar, O. Akın"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Akut Miyokard İnfarktüsü'nün erken döneminde kalp hızı değişkenliğinin prognostik önemi(Uludağ Üniversitesi, 1998) Kaya, Kubilay; Serdar, O. Akın; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.Çalışma Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji kliniğine kabul edilip, akut miyokard infarktüsü ( AMI ) tanısı konulan otuz hasta üzerinde yapıldı. Hastalara yatışlarının üçüncü ve yedi ila onuncu gününde kalp hızı değişkenliği ( Normal atımların arasındaki intervallerin standart sapması, SDNN," ) değeri için yirmi dört saatlik Holter izlemi yapıldı. Bu kayıtlardan on beş dakikalık ve iki saatlik kısa dönem kayıtlan elde edildi. Çalışmaya alman yirmi altı hastaya taburculuk öncesi Dobutamin stress ekokardiyografî ( DSE ) testi ile iskemi yönünden değerlendirildi. Test esnasmda yapılan Holter izlemi ile iskemi esnasmda SDNN değerleri elde edildi. İnfarkt lokalizasyonu, uygulanan tedavi, tedavinin başlanabilme süresi, koroner lezyon yaygınlığına göre oluşturulan hasta gruplaraun SDNN değerleri arasında farklılık saptanmadı. Killip sınıfı Fden büyük hastaların SDNN değerleri Killips I olan hastalara göre anlamlı şekilde düşüktü. Kadm hastaların SDNN değerleri erkek hastalardan yüksekti. Yaş arttıkça SDNN değerleri azalıyordu, 59bunun yanında pik CPK enzim değeri ve erızimin normale dönme süresi, SVEF ile SDNN değerleri arasında ilişki saptanmadı. Kısa süreli kayıtlardan elde edilen SDNN değerleri ile yirmi dört saatlik kayıtlardan elde edilen değerler birbirine yalandı, bununla beraber 50 ms ve altodaki SDNN değerlerinin mortalite tahnıinindeki pozitif prediktif değeri en yüksek yirmi dört saatlik kayıtlardan elde edildi. Üçüncü gün SDNN değerlerinin 80 ms ve alfanda olmasının DSE testinde iskemi gelişmesi tahminindeki sensitivitesi %80, spesifitesi %54 idi. İskemi esnasmda SDNN değerlerinde düşme saptandı ve beta bloker tedavisi bu düşmeyi önlemiyordu. Ölen hastaların üçüncü gün SDNN değerleri yaşayan hastalardan anlamlı şekilde düşüktü ve 50 ms ve alfanda idi. Yaşayan hastalarda gece yarısında SDNN değerlerinde izlenen düşme ölen hastalarda izlenmedi. Elde edilen tüm verilerin ışığı alfanda AMİ'nün ilk haftası içerisinde yaş, cinsiyet, infarktüs lokalizasyonu, uygulanan tedavi dikkate alınmadan Killip sınıfı Fden büyük, ortalama kalp hızı dakikada 90 atımın üzerinde olan hastalar başta olmak üzere tüm hastaların kısa süreli SDNN kayıtların alınmasını, bu ölçümlerde SDNN değerleri 50 ms ve altında saptananlara 24 saatlik Holter izlemi yapılmasını ve 24 saatlik kayıtlarda SDNN değerleri 80 ms alfanda olan hastaların taburculuk öncesi iskemi yönünden araşfanlmasım öneriyoruz.Item Akut miyokard infarktüsünde trombolitik tedavinin QT dispersiyonu üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1997) Yeşilbursa, Dilek; Serdar, O. Akın; Baran, İbrahim; Aksu, Melih; Gemici, Kani; Aydınlar, Ali; Kazazoğlu, Ali Riza; Kumbay, Ethem; Cordan, Jale; Çobanoğlu, Nedim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.QT dispersiyomu (QTd) ventriküler repolarizasyondaki bölgesel değişkenliği yansıtır. Bu çalışmada trombolitik tedavi uygulanan ve ortalama 7-10 gün içinde koroner anjiyografisi yapılan 59 olgununtedavi öncesi, 3. ve 30 gün EKG'sinde QT dispersiyomına bakıldı.Item Esansiyel hipertansiyonlu olgularda Perindopril'in erken ve geç dönemlerde sol ventrikül üzerine etkileri (ekokardiyografik araştırma)(Uludağ Üniversitesi, 1995-02-08) Cordan, Jale; Çobanoğlu, Nedim; Kumbay, Ethem; Kazazoğlu, Ali Rıza; Serdar, O. Akın; Tuncel, Ercan; Gemici, Kani; Yeşilbursa, Dilek; Baran, İ.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Endokrinoloji Anabilim Dalı.Anjiyotensin Konverting Enzim (ACE) inhibitörü olan Perindopril'in, 30 Esansiyel Hipertansiyonlu olgu üzerinde 4 mg/gün doz; 3 ve 6 ay süre ile kullanımının ekokardiyografik olarak diastol sonu sol ventrikül arka duvar, interventrikül septum ve sol ventrikül kitle indeksi üzerine etkileri aştırıldı. Perindopril'in erken dönemde interventriküler septum kalınlığını etkilemediği, geç dönemde ise septum kalınlığını anlamlı olarak azalttığı (p < 0. 00 1), diastol sonu sol ventrikül arka duvar kalınlığını hem erken hem de geç dönemde anlamlı olarak azalttığı (p < 0.001), sol ventrikül kitle indeksini erken dönemde etkilememesine rağmen geç dönemde belirgin olarak azalttığı saptandı (p < 0. 001). Medikal tedavi ile sol ventrikül fonksiyonlarının düzeltilmesinin, hipertansif hastaların uzun dönem prognozu üzerine olumlu etkileri olacağı anlaşıldı. Esansiyel Hipertansiyonlu ve özellikle sol ventrikül hiperirofisi gelişmiş olgularda, Perindopril kullanımının yararlı olacağı, ancak etkinin gözlenmesi için en az 6 aylık tedavi gerektiği kanısına varılmıştır.Item Sol ventrikül anevrizması saptanan olgularda koroner anjiyografik bulgular ve kollateral dolaşımın değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2004-05-10) Gemici, Kani; Kaderli, Aysel Aydın; Özdemir, Bülent; Baran, İbrahim; Güllülü, Sümeyye; Yeşilbursa, Dilek; Serdar, O. Akın; Aydınlar, Ali; Kazazoğlu, A. Rıza; Kumbay, Ethem; Cordan, Jale; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.Sol ventrikül anevrizması (SVA), akut miyokard infarktüsü (Mİ) sonrası mortalite için, ejeksiyon fraksiyonundan bağımsız bir risk faktörüdür. Çalışmanın amacı, kateter laboratuvarında SVA saptanan olgularda, koroner arter hastalığının yaygınlığı ve kollateral dolaşımı değerlendirmektir. Çalışmaya, koroner anjiyografi uygulanarak SVA saptanan 802 olgu alındı. Olgular, SVA yerleşimi, tutulan damar sayısı, koroner arter hastalığının ağırlığı, kollateral dolaşım (Rentrop grade 0, 1, 2 grup I, grade 3 grup II) değerlendirilerek sınıflandırıldı. Anevrizma olguların % 63’ünde apikal, anterolateral ve septal bölgede, % 37’sinde ise posterobazal, inferior ve lateral bölgede yerleşmişti. Olguların % 50’sinde tek damar, % 32’sinde iki damar, % 18’inde üç damar hastalığı mevcuttu. Sol ön inen arter lezyonlarının % 46’sı tam tıkalı, kollateral akım açısından % 68’i grup I’deydi. Sirkumfleks lezyonlarının % 33’ü tam tıkalı, % 66’sı grup I’de, sağ koroner arter lezyonlarının % 47’si tam tıkalı, % 60’ı grup I’deydi. Tam tıkalı lezyonlarda kollateral dolaşım yetersiz olarak değerlendirildi (p<0.05). Sonuç olarak tek damar tutulumu ve yetersiz kollateral dolaşımın sadece anterior değil, tüm bölgelerde yerleşen anevrizmalarla ilişkili olduğu söylenebilir.Item Tedavi alan hipertansif olgularda diürnal kan basıncı değişikliğinin efor testi sonrası kalp hızı toparlanmasına etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2008-04-03) Aktürk, Yusuf; Yeşilbursa, Dilek; Uçar, Hakan; Yücel, Enver; Özdabakoğlu, Osman; Eryılmaz, Salih; Şensoy, Barış; Serdar, O. Akın; Aydınlar, Ali; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.Kan basıncı (KB) kontrollü olan ve gece ölçülen kan basıncında yeterli düşme olmayan (non-dipper) hipertansiflerin egzersiz testi sonrası kalp hızı toparlanmasında gecikme gösterip göstermediği incelendi. Tüm hastalara Bruce protokolüne göre maksimal efor testi uygulandı. Kalp hızı toparlanması (KHT), efor testi bittiğindeki kalp hızı ile bir dakika sonraki kalp hızı arasındaki fark olarak tanımlandı. Sirkadiyen KB, 24 saatlik ambultuvar KB monitörizasyonu ile tespit edildi. Dipper KB profili olan hastaların “non-dipper” olanlara göre gece ortalama sistolik ve diyastolik KB daha düşük, sistolik ve diyastolik KB gece gündüz farkı yüzdesi ise daha yüksekti. Dipper olanların KHT değerleri “non-dipper” bireylerden daha yüksekti (34.36±14.55/dak-32.48±8.60/dak, p=0.025). Ortalama gece sistolik-diyastolik KB değerleri ve KB gece gündüz farkı yüzdesi ile KHT arasında korelasyon yoktu. Sonuç olarak “Non-dipper” durum ile KHT gecikmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı ancak klinik açıdan çok da önemli olmayan bir ilişki vardır. Bu bulgular “non-dipper” durumun düzeltilmesinden çok KB kontrolünün önemini gösterebilir.