Browsing by Author "Yavuz, Ahmet"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Effects of immunosuppressive drugs on COVID-19 severity in patients with autoimmune hepatitis(Wiley, 2021-11-28) Efe, Cumali; Lammert, Craig; Taşcılar, Koray; Dhanasekaran, Renumathy; Ebik, Berat; Higuera-de la Tijera, Fatima; Çalışkan, Ali R.; Peralta, Mirta; Gerussi, Alessio; Massoumi, Hatef; Catana, Andreea M.; Purnak, Tuğrul; Rigamonti, Cristina; Aldana, Andres J. G.; Khakoo, Nidah; Nazal, Leyla; Frager, Shalom; Demir, Nurhan; Irak, Kader; Melekoğlu-Ellik, Zeynep; Kaçmaz, Hüseyin; Balaban, Yasemin; Atay, Kadri; Eren, Fatih; Alvares-da-Silva, Mario R.; Cristoferi, Laura; Urzua, Alvaro; Eskazan, Tuğçe; Magro, Bianca; Snijders, Romee; Barutcu, Sezgin; Lytvyak, Ellina; Zazueta, Godolfino M.; Demirezer-Bolat, Aylin; Aydın, Mesut; Heurgue-Berlot, Alexandra; De Martin, Eleonora; Ekin, Nazım; Yıldırım, Sümeyra; Yavuz, Ahmet; Bıyık, Murat; Narro, Graciela C.; Kıyıcı, Murat; Akyıldız, Murat; Kahramanoğlu-Aksoy, Evrim; Vincent, Maria; Carr, Rotonya M.; Günşar, Fulya; Reyes, Eira C.; Harputluoğlu, Murat; Aloman, Costica; Gatselis, Nikolaos K.; Ustundağ, Yücel; Brahm, Javier; Vargas, Nataly C. E.; Güzelbulut, Fatih; Garcia, Sandro R.; Aguirre, Jonathan; Anders, Margarita; Ratusnu, Natalia; Hatemi, İbrahim; Mendizabal, Manuel; Floreani, Annarosa; Fagiuoli, Stefano; Silva, Marcelo; Idılman, Ramazan; Satapathy, Sanjaya K.; Silveira, Marina; Drenth, Joost P. H.; Dalekos, George N.; Assis, David N.; Bjornsson, Einar; Boyer, James L.; Yoshida, Eric M.; Invernizzi, Pietro; Levy, Cynthia; Montano-Loza, Aldo J.; Schiano, Thomas D.; Ridruejo, Ezequiel; Wahlin, Staffan; KIYICI, MURAT; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Gastroenteroloji Anabilim Dalı.; FHW-0015-2022Background We investigated associations between baseline use of immunosuppressive drugs and severity of Coronavirus Disease 2019 (COVID-19) in autoimmune hepatitis (AIH). Patients and methods Data of AIH patients with laboratory confirmed COVID-19 were retrospectively collected from 15 countries. The outcomes of AIH patients who were on immunosuppression at the time of COVID-19 were compared to patients who were not on AIH medication. The clinical courses of COVID-19 were classified as (i)-no hospitalization, (ii)-hospitalization without oxygen supplementation, (iii)-hospitalization with oxygen supplementation by nasal cannula or mask, (iv)-intensive care unit (ICU) admission with non-invasive mechanical ventilation, (v)-ICU admission with invasive mechanical ventilation or (vi)-death and analysed using ordinal logistic regression. Results We included 254 AIH patients (79.5%, female) with a median age of 50 (range, 17-85) years. At the onset of COVID-19, 234 patients (92.1%) were on treatment with glucocorticoids (n = 156), thiopurines (n = 151), mycophenolate mofetil (n = 22) or tacrolimus (n = 16), alone or in combinations. Overall, 94 (37%) patients were hospitalized and 18 (7.1%) patients died. Use of systemic glucocorticoids (adjusted odds ratio [aOR] 4.73, 95% CI 1.12-25.89) and thiopurines (aOR 4.78, 95% CI 1.33-23.50) for AIH was associated with worse COVID-19 severity, after adjusting for age-sex, comorbidities and presence of cirrhosis. Baseline treatment with mycophenolate mofetil (aOR 3.56, 95% CI 0.76-20.56) and tacrolimus (aOR 4.09, 95% CI 0.69-27.00) were also associated with more severe COVID-19 courses in a smaller subset of treated patients. Conclusion Baseline treatment with systemic glucocorticoids or thiopurines prior to the onset of COVID-19 was significantly associated with COVID-19 severity in patients with AIH.Item Öğretim elemanlarının atwood aleti problemi çözüm stratejilerinin prakseolojik analizi(Uludağ Üniversitesi, 2009-08-01) Yavuz, Ahmet; Özdemir, GökhanBu araştırmanın amacı, Newton Mekaniğinin alışılmış ve evrensel problemlerinden biri olan Atwood Aleti problemine ilişkin öğretim elemanlarının çözüm stratejilerini ve tutarlılıklarını analiz etmektir. Araştırmada kullanılan veriler İngilizce başta olmak üzere çeşitli dillerde internet üzerinde yayınlanmış 30 öğretim elemanının çözümleridir. Çözümler nitel olarak Prakseolojik Analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, üç farklı çözüm stratejisi tespit edilmiştir. Atwood Aleti probleminin doğasındaki zorluktan kaynaklanan çözümü basitleştirme eğilimi çözümlerdeki bazı güçlükleri ve iç tutarsızlıkları ortaya çıkarmıştır. Öğretim elemanlarının izledikleri problem çözüm stratejilerinin değişik basamaklarında tutarlı olmadıkları gözlenmiştir. Bu stratejilerin, öğrencilerin anlamlı ve tutarlı bir problem çözme stratejisi geliştirmesine izin vermeyen nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır. Bu araştırmanın sonuçları tartışılmış ve anlamlı bir çözüm için farklı stratejiler önerilmiştir.Publication Partenogenetik aktivasyonun vitrifiye köpek oositleri üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-21) Yavuz, Ahmet; Özalp, Gözde Rabia; Üstüner, Burcu; Bari, Özge; Aktar, Ahmet; Sağırkaya, Hakan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Dölerme ve Suni Tohumlama Anabilim Dalı; 0000-0003-4694-6937; 0000-0001-5999-4685; 0000-0002-7017-5485; 0000-0002-2975-2594; 0000-0001-6619-3229Pet hayvanlarında biyoteknolojik çalışmalar son yıllarda hız kazanmaya başlamıştır. Köpeklerde başarısız yardımcı üreme teknikleriyle ilgili oluşan sorular, muhtemelen köpek türlerinin reproduktif fizyolojisine ait yetersiz bilgiden kaynaklanmaktadır. Fakat diğer taraftan pet biyolojisindeki uygulamalar, insan hastalıkları için model oluşturmaktadır. Bunun ötesinde gamet kriyopreservasyonunun gelişmesi, nesli tükenmekte olan türlerin korunması ve genetik banka oluşturulması için önemlidir. Bu çalışmada, köpek oositlerindeki düşük maturasyon oranlarına rağmen, partenogenetik aktivasyonun etkileri vitrifiye oositlerde test edildi. Köpek oositleri, Yıldırım Belediyesi Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon merkezinden alınan, 20 adet sağlıklı köpekten toplandı. Ovaryumların tekrarlı parçalanmasından sonra, seçilen COCs (kumulus oosit kompleksleri), 5% CO2 inkübatörde, mineral yağla kaplanmış 500 µl TCM-199 içeren dört-gözlü petrilerde, 39°C’de, 72 saat boyunca maturasyona bırakıldı. Maturasyondan sonra oositler, 0%, 10%, 20% etilen glikol içeren 50 ml PBl içinde sırasıyla, 10, 10 dakika ve 30 saniye muamele edildi. Oositler, 30 µl VS3 içeren kriyoviallere yerleştirilerek sıvı nitrojende donduruldu. Bu grubun oositleri (n=257) ‘vitrifiye oosit-VO’ olarak gruplandı. Çözdürme sonrasında, oositler ionomisinle 5 dakika ve sikloheksimid ile 3 saat muamele ederek partenogenetik aktivasyona bırakıldı. Sonrasında oositler 72 saat kültüre edilerek nükleer maturasyon değerlendirildi. Kontrol grubu olarak kullanılan oositler (n=257), ‘non vitrifiye oosit-FO’ olarak gruplandırıldı. Maturasyondan sonra, oositler direkt olarak ionomisin ve sikloheksimid ile muamele edilerek aktivasyona bırakıldı ve 72 saat kültüre edildi. Tüm oositler Hoechst33342 ile 30 dakika boyandıktan sonra nükleer maturasyon oranları mikroskopta değerlendirildi. Maturasyon oranları (MI+MII) gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. (p>0,05). Gruplar arasında GV, GVBD, MI, ve MII oranlarında da istatistiksel fark bulunmadı (p>0,05). Maturasyon sonrasında, vitrifiye köpek oositlerinde partenogenetik aktivasyona bağlı nükleer değerlendirmeye çalışması bulunmamaktadır. Fakat bu uygulamada elde edilen düşük maturasyon oranlarının, ileri moleküler çalışmalarla açıklanması gerektiği kanısındayız.Item RIA yöntemiyle kanda ovPAG ölçümüne dayalı koyunlarda erken gebelik teşhisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-11) Yavuz, Ahmet; Özalp, Gözde; Barbato, Olimpia; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı.Koyunlar ülkemizin coğrafi konumundan dolayı mevsime bağlı poliöstrik hayvanlardır. Koyunlarda, çiftleşme sezonu içinde gebe kalmadıkları sürece 17-20 günde bir ovulasyon şekillenir. İdeal bir sürü yönetiminde, çiftleştirilmiş ya da tohumlanmış koyunların gebelikleri 17 gün içinde tespit edilerek, gebe kalmamış olanların bir sonraki östrus siklusunda gebe bırakılması önemlidir. Bu yüzden gebelik teşhisinin çiftleşmeden sonraki 17 gün içinde yapılması üretim planlaması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple, koyunlarda, kanda gebelikle ilişkili glikoprotein (Pregnancy Associated Glycoprotein, PAG) konsantrasyonlarının radyoimmunoassay (RIA) yöntemiyle ölçülerek gebelik teşhisinin mümkün olan en kısa sürede yapılması amaçlanmıştır. Bu tezde PAG konsantrasyonları, serum örneklerinden RIA yöntemi ile doku örneklerinden real-time PCR yöntemi ile ölçüldü. Materyal olarak Türkiye' de Bursa ili Nilüfer ilçesine bağlı Görükle mahallesinde bulunan bir (40⁰ 23' N, 28⁰ 85' E) özel koyun çiftliğinden, T.C. Gıda Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü kayıtları esas alınarak 2-4 yaş aralığındaki multipar özellikte olan ve en son 4 ay önce doğum yapmış koyunlar kullanıldı. Kan örnekleri için 20 koyun (Gebe:10, Gebe olmayan:10, n=20), doku örnekleri içinde 12 adet koyun (n=12) kullanıldı. Örneklerin toplanması için gerekli olan koyunların östrus senkronizasyonuna 2017 yılı mayıs ayında başlandı. Koyunlarda erken dönemde gebelik teşhisi için 6 farklı RIA yöntemi test edildi. Bu amaçla koyunlar çiftleştirildikten sonra 0., 10., 15., 16., 17., 18., 19. ve 20. günlerde kan örnekleri alınarak kan serumunda ovPAG konsantrasyonu RIA-497, RIA-706, RIA-780, RIA-860, RIA-srPool ve RIA-wbPool yöntemleriyle ölçüldü. Koyunlarda gebelik teşhisi için RIA-860 ve RIA-wbPool yöntemleri ilk defa bu tez çalışmasında test edildi. Ayrıca uterus dokusunda ovPAG ekspresyonunu ortaya koymak için real-time PCR ölçümü yapıldı. Doku örnekleri çiftleştirmeyi takiben 0., 14., 20. ve 30. günlerde toplandı. Ortalama PAG konsantrasyonları, RIA-780'de 17. günden, RIA-706'da 18 günden, RIA-srPool ve RIA-wbPool'da 19. günden itibaren arttığı görüldü (P <0.001). Real-time PCR'da ölçülen PAG1 ekspresyonunun, upregüle veya downregüle olmadığı tespit edildi. Periferal kan serumu örneklerinde 17. günden itibaren ovPAG konsantrasyonunun ölçülebiliyor olması, RIA yönteminin hem güvenilir hem de erken dönemde gebelik teşhisi yapabildiğini göstermiştir.