Browsing by Author "Zengin, Aysel"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Evaluation of the patients with congenital hypothyroidism: Effect of the national screening program(Galenos Yayincilik, 2011-04-01) EREN, ERDAL; SAĞLAM, HALİL; Zengin, Aysel; Sağlam, Halil; Çakır, Esra Deniz P.; Gül, Yahya; Tarım, Ömer; TARIM, ÖMER FARUK; Gül, Yahya; Özgür, Taner; ÖZGÜR, TANER; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0002-1684-1053; 0000-0002-6598-8262; 0000-0003-4664-7435; 0000-0002-5322-5508; AAG-8381-2021; GQO-9634-2022; C-7392-2019; JPK-3909-2023; GLN-8241-2022Introduction: Congenital hypothyroidism (CH) is the most common cause of preventable mental retardation. The course of the disease can be silent and may cause serious health problems when the diagnosis is delayed. "Screening Program for CH" has facilitated early diagnosis and treatment preventing severe complications.Materials and Method: The records of the 140 patients with CH were retrospectively analyzed. The patients with CH were compared before and after the screening program.Results: Of the 140 cases, 74 (52.9%) were female and 66 (48.4%) were male. The clinical presentations of the patients with CH were jaundice (32.1%), constipation (32.1%), referral due to high TSH (25.7%), and growth retardation (10.7%). The etiologies of CH based on scintigraphic imaging of the thyroid gland ( 32 cases) were thyroid dyshormonogenesis in 43.7%, thyroid agenesis in 43.7%, and ectopic thyroid in 12.6%. The mean age at diagnosis was 292 +/- 632 days (370.9 +/- 704.6 days before screening, 35.2 +/- 48.3 days after screening). A total of 36 patients were diagnosed with mental retardation (35 were diagnosed prior to screening). Mean height SDS of patients diagnosed after screening program was significantly higher than that of those diagnosed before screening program (p=0.02). Mean serum TSH, TT4, and FT4 at admission were 144.8 +/- 227.1 mIU/ml, 4.92 +/- 4.44 mcg/dl, and 0.63 +/- 0.41 ng/L, respectively.Conclusions: Significant reduction in the number of patients with mental retardation after the screening program shows once again the importance of this program.Item Konjenital hipotiroidili olguların değerlendirilmesi: Ulusal tarama programının etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-24) Eren, Erdal; Sağlam, Halil; Zengin, Aysel; Gül, Yahya; Çakır, Esra Deniz P.; Özgür, Taner; Tarım, Ömer; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Giriş: Konjenital hipotiroidi (KH) önlenebilir mental retardasyonun en sık nedenidir. Hastalık belirti vermeden seyredebilmekte ve mental retardasyon gibi ağır komplikasyonlarla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle ülkemizde Aralık 2006’dan itibaren KH tarama programı başlatılmış ve böylece erken tanı ve tedavi imkânı sağlanmış, olası komplikasyonlar önlenmiştir. Bu çalışmada Ulusal KH Tarama programının hastalığın seyri üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde KH nedeniyle izlenen 140 olgunun dosyaları retrospektif olarak incelendi. Programın öncesinde ve sonrasında KH tanısı alan olguların bulguları kıyaslandı. Bulgular: Olguların 74’ü (%52,9) kız, 66’sı (%48,4) erkek idi. En sık başvuru nedenlerini; sarılık (%32,1), konstipasyon (%32,1), TSH yüksekliği nedeniyle sevk (%25,7) ve büyüme geriliği (%10,7) oluşturmaktaydı. Tiroid bezinin sintigrafik ve sonografik değerlendirmesine göre (32 olgu) KH nedeni; %43,7 dishormonogenezis, %43,7 tiroid agenezisi, %12,6 ektopik tiroid olarak saptandı. Tedavi başlama yaşı tarama programı öncesinde 370,9±704,6 gün iken (108 olgu), sonrasında 35,2 gün±48,3 (32 olgu) olarak bulundu. Mental retardasyon tanısı alan 36 olgunun 35’i tarama öncesi tanı almıştı. Tarama sonrası tanı alan hastaların ortalama boy SDS’leri tarama öncesi grupla karşılaştırıldığında anlamlı derecede daha iyiydi (p=0,02). Başvuruda ortalama serum TSH 144,8±227,1 mIU/ml, TT4 4,92±4,44 mcg/dl, ST4 0,63±0,41 ng/l idi. Sonuç: Ulusal KH tarama programından sonra mental retardasyonlu olgu sayısının belirgin derecede azalması bu programın önemini bir kez daha göstermektedir.Publication Periodic fever accompanied by aphthous stomatitis, pharyngitis and cervical adenitis syndrome (PFAPA syndrome)(Galenos Yayıncılık, 2009-12-01) Zengin, Aysel; Kılıç, Sara Şebnem; Zengin, Aysel; KILIÇ GÜLTEKİN, SARA ŞEBNEM; Uluda Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fak, Çocuk Sağlığı Hastalıkları/Anabilim Dalı/Çocuk İmmünoloji Bilim Dalı; 0000-0001-8571-2581; AAH-1658-2021; EIF-7976-2022PFAPA syndrome is a chronic disease of unknown etiology characterized by sudden onset of high fever, aphthous stomatitis, pharyngitis and cervical lymphadenopathy. This syndrome, which usually observes under 5 years of age and common in boys, has a benign course and with no long-term sequelae. Although clinical findings are clear enough, as there is no specific test for these diseases, it is sometimes hard to diagnose. Treatment options; steroid therapy and sometimes tonsillectomy.Item Periyodik ateş, aftöz stomatit, farenjit, servikal adenit sendromu (PFAPA sendromu)(Uludağ Üniversitesi, 2009) Zengin, Aysel; Kılıç, Sara Şebnem; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk İmmünoloji Bilim Dalı.PFAPA sendromu etyolojisi bilinmeyen, ani başlayan yüksek ateş, aftöz stomatit, farenjit ve servikal lenfadenopati atakları ile seyreden ve tekrarlayıcı özellik gösteren bir hastalıktır. Genellikle beş yaşından küçüklerde ve erkeklerde daha sık görülen bu sendrom selim seyirlidir. Uzun dönemde sekel gelişmez. Klinik tablo oldukça iyi tanımlanmasına karşın hastalığa özgü laboratuvar bulgularının olmaması tanıyı güçleştirmektedir. Tedavide steroid ve bazı vakalarda tonsillektomi uygulanmaktadır.Item Uludağ Üniversitesi Çocuk Nöroloji Bilim Dalı'na başvuran epileptik hastalar arasında çocukluk çağı epileptik sendrom tanılı hastaların sıklığının ve özelliklerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012) Zengin, Aysel; Okan, Mehmet Sait; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Sendromlar, nöbet tipleri, klinik bulgular, nörofizyoloji ve nörolojik görüntülemeler temel alınarak sınıflandırılır. Her epileptik sendromun kendine özel bir hikâye, prognoz ve tedavisi vardır. Bu çalışma Aralık 2011 - Haziran 2011 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalı, Çocuk Nöroloji Bilim Dalı polikliniğinde 6 ay boyunca izlenen 4400 epileptik hasta arasında çocukluk çağı epileptik sendrom tanılı hastaların sıklığının ve özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Bunlar arasında yaşları 3 ay 17,5 yaş arasında değişen 100 hasta epileptik sendrom tanısı aldı. Hastaların hikâyeleri, fizik ve nörolojik muayeneleri, rutin EEG bulguları, radyolojik görüntüleme özellikleri ve psikoelementer özellikleri Epilepsiler ve Epileptik Sendromların ILAE' ye göre irdelenerek epileptik sınıflandırma yapılmış, sıklığa ait veriler tamamlanmıştır. Olgularımız arasında Rolandik epilepsi (n:34) en sık görülen epileptik sendromdur. Olgularımız sırasıyla Çocukluk çağı absans epilepsisi (n:27), West sendromu ( n:13), Lennox-Gastaut sendromu (n:10), Dravet sendromu (n:4), ESES (n:4), Juvenil myoklonik epilepsi (n:4), Landau-Kleffner sendromu (n:2), Juvenil absans epilepsi (n:2) tanılarını almışlardır. Hastalara uygun doz antiepileptik tedavi başlanmış ve kontrollerde tedavi yanıtı değerlendirilmiştir. Epileptik nöbeti olan olguların prognozu büyük ölçüde nöbetlerden sorumlu epileptik sendromun tipine bağlıdır. Yaptığımız çalışmada değişik epileptik sendromu olan 22 olguda (%22) antiepileptiklere direnç saptandı ve bu olgularda nöbet kontrolü kısmen sağlanabildi.