Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi / Journal of Uludag University Medical Faculty
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5066
Browse
Browsing by Department "Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item 9 yaşında bir çocukta servikal meningioma: Bir olgu sunumu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-05-07) Tunçbilekli, Yağmur; Kasap, Reyhan; Özşen, Mine; Yirmibeş, Selin; Tolunay, Şahsine; Taşkapılıoğlu, M. Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-1359-4445; 0000-0001-7620-2571; 0000-0002-5771-7649; 0000-0002-8211-6175; 0000-0002-9038-0515; 0000-0001-5472-9065Pediatrik spinal tümörler içerisinde spinal meningiomların görülme sıklığı %4,3 gibi oldukça düşük oran olmasına rağmen metastatik kitleleri taklit edebildiğinden ayırıcı tanıda mutlaka akılda tutulmalıdır. Bu olgu sunumunda, travma sonrası başlayan boyun ve sol omuza yayılan ağrı, sol kolunda güçsüzlük şikâyeti olan ve servikal meningiom saptanan 9 yaşında erkek hasta bildirilmiştir. Tedavide altın standart cerrahi rezeksiyondur.Item Birinci düzey travma merkezinde pediyatrik servikal travmaların tedavisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-02) Taşkapılıoğlu, M. Özgür; Ocak, Pınar Eser; Altınyuva, Oğuz; Doğan, Şeref; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-5472-9065; 0000-0003-0132-9927; 0000-0002-3450-0471; 0000-0002-9733-241XPediatrik spinal yaralanmalar nadir görülen bir durumdur ancak bu hastaların tedavileri ile ilgili kesinleşmiş kriterler ortaya konulamamıştır. Bu çalışmada kliniğimizde Ocak 2010- Aralık 2019 tarihleri arasında takip ve tedavi edilen pediatrik hastaların dosyaları retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmamıza 23 hasta dahil edilmiştir. Hastaların 15 (%65.2) tanesi erkek, 8’i (%34.7) kadındı. Olguların büyük çoğunluğunun etiyolojisinde düşme ve trafik kazası (%73.9) vardı. 8 hastada fraktür, 11 hastada subluksasyon saptandı. Hastaların 17 tanesi konservatif olarak tedavi edilirken, 6 hasta cerrahi olarak tedavi edildi. Servikal spinal yaralanmalar çocukluk çağında tanı ve tedavi açısından özellik ve dikkat gerektiren bir durumdur. Bu durumun yönetiminde çocukluklar ile erişkinlerin arasındaki anatomik farkların iyi bilinmesi hayati önem taşır.Item Çocukluk çağı kafa travmalarında kan glukoz düzeyi ve vücut sıcaklığının prognoza etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-14) Çakır, Ayşen; Durak, Vahide Aslıhan; Taşkapılıoğlu, M. Özgün; Özkaya, Güven; Kahveci, Nevzat; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-7729-7373; 0000-0003-0836-7862; 0000-0001-5472-9065; 0000-0003-0297-846X; 0000-0003-0841-8201Pediatrik kafa travması çocukluk çağının önemli mortalite ve morbidite sebepleri arasındadır. Acil servise başvuru anındaki parametrelere göre prognozun önceden bilinmesi tedavi ve yakın takip için uyarıcı olabilecektir. Bu çalışmada başvuru anındaki kan glukoz değerinin ve vücut sıcaklığının prognoz üzerine etkisinin Modifiye Rankin Skoru ile değerlendirilmesi planlanmıştır. Çalışmada Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi’ne başvuran 0-16 yaş aralığındaki 301 olgu incelenmiştir. Başvuru anındaki Glasgow Koma Skoru ile kan glukoz değeri arasında ters yönde korelasyon saptanmıştır. Ayrıca Glasgow Koma Skoru ile Modifiye Rankin Skoru arasında da ters yönde korelasyon gözlenirken, kan glukoz değeri ile Modifiye Rankin Skoru arasında pozitif yönde zayıf korelasyon saptanmıştır. Başvuru anında saptanan hiperterminin prognoz üzerine etkisinin olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar başvuru anındaki Glasgow Koma Skorunun yanı sıra kan glukoz değerinin yüksekliğinin prognoz tayininde önemli olabileceğini göstermiştir.Item Glioblastoma multiforme tanılı olgularımızda sağkalım ve prognostik faktörlerin değerlendirilmesi: retrospektif çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-16) Sarıhan, Süreyya; Aslan, Gürkan Gurbay; Evrensel, Türkkan; Kocaeli, Hasan; Tıp Fakültesi; Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı; Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı; 0000-0003-4816-5798; 0000-0003-1441-3394; 0000-0002-9732-5340; 0000-0003-4140-5955Glioblastoma Multiforme (GBM) tanılı olgularımızda sağkalım ve prognostik faktörleri değerlendirmeyi amaçladık. 2015-2020 arasında ortanca 5980 cGy (3400-6090) radyoterapi (RT) ile tedavi edilmiş 69 olgu, Ağustos 2021’de değerlendirildi. Ortanca izlem 12 ay (2-68) ve ortanca yaş 60 (39-77) idi. Total eksizyon, subtotal eksizyon ve biyopsi sırasıyla, %81, %15 ve %4 hastaya uygulanmıştı. RT ile eşzamanlı veya eşzamanlı ve adjuvan veya adjuvan temozolomid (TMZ), sırasıyla %10, %72 ve %9 olguya uygulandı. RT sonrası ilk değerlendirmede %89 (56/63) lokal kontrol, %11 progresyon (7/63) bulundu. Nörolojik düzelme %26 (10/38) olguda gözlendi. Nüks ortanca 7 ayda (3-46) %80 (50/62) olguda gözlenmiş olup son kontrolde olguların %85’si progrese idi (55/66). Tüm olgular için ortanca ve 2 yıllık genel sağkalım (GSK), 12 ay (3- 69) ve %17 iken, hastalıksız sağkalım (HSK) sırasıyla, 7 ay (3-55) ve %9 bulundu. Univaryat analizde konvansiyonel RT ve eşzamanlı TMZ alanlarda, sadece RT alanlara göre ortanca GSK (18 vs 5 ay, p < 0.005) ve HSK (13 vs 5 ay, p < 0.002) daha iyi bulundu. Multivaryat analizde GSK için RT sonrası Karnofsky performans skoru ≥ 80 olması, adjuvan TMZ ≥ 5 kür almak, RT dozu ≥ 40 Gy anlamlı bulundu (p < 0,05). Stupp ve arkadaşları, randomize çalışma ile konvansiyonel 60 Gy RT, eşzamanlı ve adjuvan TMZ alanlarda tek başına RT alanlara göre 2 yıl GSK’da anlamlı artış (%27 vs %11) bildirmiştir. İyi prognostik faktörleri olan GBM’li hastalarda, konvansiyonel 60 Gy RT ile eşzamanlı ve adjuvan TMZ, standart tedavi yaklaşımı olup çalışmamızda bu olgularda 2 yıllık GSK %25 oranında elde edilmiştir.Item “Human tail”; olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2018-10-04) Kaya, İ. Seçkin; Taşkapılıoğlu, Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim DalıHuman tail”; lumbosakrokoksigeal kaudal bölgede, üzeri cilt ile kaplı protrüzyon olarak gözlenen, nadir görülen, konjenital, embriyonik, vestigial benign bir anomalidir. Klinik, radyolojik, histopatolojik incelemelerle “true tail” ve “pseudo tail” olarak birbirinden ayırd edilmeleri gerekir. Özellikle radyolojik incelemeler preoperatif dönemde bu ayrıcı tanıyı yapmakta büyük öneme sahiptir. Human tail’e diğer konjenital anomaliler eşlik edebilir, spinal disrafizm bu anomalilerde en büyük paya sahiptir ki bu da iyi bir klinik yönetim gerektirmektedir. Bu olgu sunumunda, “true tail” ile doğmuş, sağlıklı bir yenidoğan olgusundan bahsedildi.Item İntrakranyal hemanjiyoperistom: 4 olgu sunumu ve literatür gözden geçirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-10-27) Baykal, Duygu; Taşkapılıoğlu, M.Özgür; Yılmazlar, Selçuk; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalıİntrakranyal hemanjiyoperistom (HPC) dural sinüsler boyunca yerleşen nadir ve agresif seyirli bir tümördür. Tüm intrakraniyal tümörlerin %1’inden azını oluşturur. Bu yazıda HPC nedeniyle kliniğimizde 2015 yılında opere edilen 4 olguyu klinik ve radyolojik açıdan tartışmayı amaçladık.Publication Klinikoradyolojik olarak maligniteleri taklit eden santral sinir sistemi enfeksiyöz hastalıkları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-03) Özşen, Mine; Tolunay, Sahsine; Dinç, Havva Merve; Doğan, Şeref; Kocaeli , Hasan; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-5771-7649; 0000-0002-9038-0515; 0009-0007-4491-2297; 0000-0002-8706-1994; 0000-0003-4140-5955Santral sinir sistemi (SSS) enfeksiyonları gelişen tanı ve tedavi yöntemlerine rağmen hala önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Gözlenen şikayetlerin nonspesifik olması özellikle intrakranial tüberküloma ve beyin absesi başta olmak üzere çeşitli SSS enfeksiyon hastalığının klinikoradyolojik olarak malignitelerle karışabilmesine neden olmaktadır. Bu durum göz önünde bulundurularak çalışmamızda klinikoradyolojik olarak maligniteleri taklit eden SSS enfeksiyöz hastalıklarının klinikoradyolojik ve histomorfolojik özelliklerini olgularımız üzerinden paylaşarak bilimsel literatüre katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bu retrospektif çalışmada patoloji arşivi taranarak, 2010-2023 yılları arasında klinikoradyolojik bulgular doğrultusunda malignite ön tanısı ile opere edilen ancak histopatolojik değerlendirme sonucu santral sinir sisteminin enfeksiyon hastalıkları ile uyumlu tanı alan 19 olgu dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen 19 olgunun 8’i kadın, 11’i erkekti. Olguların ortalama yaş değeri 51+15,68 iken yaş dağılımı 21 ile 72 arasında değişmekteydi. Klinikoradyolojik bulgular doğrultusunda 6 olguya glial tümör, 3 olguya tümöral lezyon, 3 olguya neoplaziye bağlı patolojik kırık, 2 olguya meningioma, 2 olguya metastaz, 2 olguya sinir kılıfı tümörü ve 1 olguya hipofiz adenomu ön tanısı ile eksizyon planlandı. Histomorfolojik değerlendirmede olguların %52,6’sında nekrotizan granülomatöz iltihap, %15,8’inde süpüratif inflamasyon ve %10,5’inde kist hidatik ile uyumlu bulgular saptandı. SSS enfeksiyonları farklı predispozan durumlarda farklı etkenlerin neden olduğu, doğru ve etkin tedavi edilmediği takdirde morbidite ve mortalite oranları yüksek hastalıklardır. Bu hastalıkların santral sinir sisteminin primer ve metastatik maligniteleri ile örtüşen şikayet, semptom ve radyolojik bulguya sahip olması doğru tanı koymayı zorlaştıran durumlardır. Olguyu değerlendirirken ihtimaller akılda bulundurulmalı ve olgu klinik öyküsü ile birlikte bir bütün halinde değerlendirilmelidir.Item Kraniosinostoz olgularının retrospektif incelenmesi: Bursa Uludağ Üniversitesi deneyimi(2024-05-08) Balçın, Rabia Nur; Ünal, Hanside Setenay; Ocak, Pınar Eser; Taşkapılıoğlu, Mevlüt Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-3928-8606; 0000-0003-3546-3200; 0000-0003-0132-9927; 0000-0001-5472-9065Kraniosinostoz, beyin gelişiminde bozulmaya ve anormal kafatası şekline neden olan gelişimsel bir kraniofasiyal anomalidir. Bu çalışmamızda kliniğimizde Ocak 2005- Aralık 2022 tarihleri arasında takip ve tedavi edilen pediatrik hastaların dosyaları retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışmamıza 94 hasta dahil edilmiştir. Hastaların 57 (%60,6) tanesi erkek, 37’si (%39,4) kadındı. 45 (%47,9) olgu skafosefali, 31 (%33) olgu trigonosefali, 12 plagiosefali (%12,8) nedeni ile opere edildi. 4 (%4,25) sendromik kraniosinostoz olgusu mevcuttu. Median operasyon süresi 95 dakikaydı. Operasyon süresi ile yatış süresi arasında anlamlı korelasyon saptandı. 3 (%3,2) olguda postoperatif komplikasyon gelişti. 3 (%3.2) olguda postoperatif erken dönemde mortalite gözlendi. Pediatrik nöroşirürjinin ana patolojilerinden biri olan kraniosinositoz sadece kozmetik bir sorun değil; nöronal gelişimin sağlanması için doğru zamanda tedavi edilmesi gereken bir patolojidir. Gelişen cerrahi tekniklere rağmen mortalite ve morbiditelere neden olabilecek ciddi bir patoloji olduğu akılda tutulmalıdır.Item Küçük hücreli dışı akciğer kanserli kranial metastaz gelişen olgularda metastazektomi yapılan ve sistemik tedavi alan hastaların retrospektif değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-03-20) Deligönül, Adem; Bekar, Ahmet; Melek, Hüseyin; Çubukçu, Erdem; Sarıhan, Süreyya; Şahin, Ahmet Bilgehan; Evrensel, Türkkan; Tıp Fakültesi; Göğüs Cerrahisi Ana Bilim DalıKüçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK)’nin en sık metastaz yaptığı organlardan biri beyindir. Beyin metastazı olan hastalar tedavi edilmediğinde ortalama yaşam süresi aylarla sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı beyin metastazı yapmış evre 4 KHDAK hastalarda beyin metastazı için cerrahi tedavi uygulamasının onkolojik sonuçlarını göstermektir. Kliniğimizde 2004-2012 yılları arasında KHDAK tanısı konan ve BM nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 59 hastanın verileri prospektif olarak kaydedildi ve retrospektif olarak incelendi. Hastaların cerrahi ve onkolojik sonuçları irdelendi. Sağ kalım süresi beyin metastazı tanısı konulduğu tarih ile ölüm tarihi veya mevcut en son takip arasındaki zaman olarak hesaplandı. Hastaların 51’i erkek, 8’i kadın, ortalama yaş 56.92 (37-81) yıl idi. Cerrahi olarak 55 hastaya total eksizyon, 4 hastaya subtotal eksizyon yapıldı. Ameliyat sonrası mortalite saptanmadı. Patolojik inceleme sonucunda 55 hastada cerrahi sınırlar tümörsüz, 4 hastada ise cerrahi sınır mikroskobik pozitif olarak bildirildi. Ameliyat sonrasında tüm hastalara palyatif kranial radyoterapi ve sistemik kemoterapi verildi. 11 hastaya(%18,6) akciğerdeki primer kitleye kemoradyoterapi verildi. 8 hastaya akciğere yönelik cerrahi lobektomi, 7 hastaya pnömonektomi uygulandı. Medyan genel sağkalım süresi 12,00 (1,0-159,0) aydı. Hastaların 12, 24 ve 60 aylık sağkalım oranları sırasıyla %47.5, %28.8 ve %13.5 olarak bulundu. Üç olguda ise 10 yılın üzerinde genel sağ kalım elde edildi. Beyin metastazı yapmış KHDAK’lu hastalarda kranial metastazektomi hastaların sağkalımına olumlu katkı sağlayabilir.Item Lumbosakral lipomların cerrahi tedavisi- klinik deneyimimiz(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-25) Baykal, Duygu; Özmaraşalı, Ali İmran; Taşkapılıoğlu, Mevlüt Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-5472-9065; 0000-0003-3185-3172; 0000-0002-7529-2808Spinal kord lipomları, pediatrik beyin cerrahisi alanının en zorlayıcı lezyonları arasındadır. Spinal lipomların doğal seyirl eri ve tedavileri tartışmalıdır. Bu çalışmada spinal kord lipomu nedeni ile kliniğimizde opere edilen hastaların klinik, demografik verileri ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Elli dokuz hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 10±5,8 (1-25) ay, en sık başvuru şikayeti bel bölgesindeki şişlik idi. Hastalarımızın başvuru anında 36’sında nörolojik defisit varken 23’ünde nörolojik defisit yoktu. Olgularda postopertif dönemde nörolojik kötüleşme izlenmedi. Hastalar ortalama 39,9± 32,9 (1-132) ay takip edildi. 13 (%22) olgu takiplerinde nörolojik kötüleşme olması nedeni ile yeniden opere edildi. Asemptomatik olsalar dahi uygun zamanda uygulanan cerrahi müdahale, bu lezyonlara sahip çocuklarda gelişebilecek nörolojik bozulmayı önleyebilir. Çok merkezli prospektif çalışmalar bu konu hakkında daha rasyonel bilgilere ulaşmamızı sağlayacaktır.Publication Pediatrik spinal kitlelerin retrospektif analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-03) Altunyuva, Oğuz; Ocak, Pınar Eser; Doğan, Şeref; Taşkapılıoğlu, M. Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-0132-9927; 0000-0002-8706-1994; 0000-0001-5472-9065Pediatrik spinal tümörler tüm pediatrik santral sinir sistemi tümörlerinin %10’undan azını oluşturmaktadır. Sıklıkla metastatik vasıfta olan bu tümörler spinal korda bası yaparak nörolojik defisite ve dolayısı ile morbiditeye neden olmaktadırlar. Erken tanı ve tedavi hasta sağ kalımını önemli oranda etkilemektedir. Çalışmamızda kliniğimizde Mayıs 2010– Kasım 2021 tarihleri arasında opere edilen pediatrik yaş grubundaki spinal kitleli olgular retrospektif incelendi. 47 pediatrik spinal kitle olgusu (26 E, 21 K) değerlendirildi. 24 (%51) olguda kitle ekstradural, 13 (%27,7) olguda intradural ekstramedüller, 10 (%21,3) olguda ise intramedüller yerleşimliydi. En sık başvuru semptomu 41 (%87,2) olgu ile ağrı idi. 4 (%8,5) olguda biyopsi, 12 (%25,5) olguda subtotal eksizyon, 31 (%66) olguda total eksizyon yapıldı. En sık patolojiler; intradural ekstramedüller yerleşimli (n=8; %17) dermoid-epidermoid tümör, ekstradural yerleşimli (n=7; %14,9) Ewing sarkomu ve intramedüller yerleşimli (n=6; %12,8) astrositoma olarak izlendi. Toplamda 7 (%14,9) olguya adjuvan kemoterapi; 1 (%2,1) olguya ise radyoterapi; 12 (%25,6) olguya ise kombine kemoradyoterapi prosedürü uygulandı. Ortalama 37,3± 32,7 ay olan takip süresi boyunca 7 (%14,9) olgu nüks/rezidü tümör, 3 (%6,4) olgu ise yara yeri enfeksiyonu sebebiyle tekrar opere edildi. Pediatrik spinal tümörler neden olduğu morbiditeler, geç tanı konması ve dolayısıyla da erken ve etkili tedavi gerekliliği açısından nöroşirürji pratiğinde önemli bir yere sahiptir. Tedavi şekli tümörün patolojik tanısına göre yapılır ancak cerrahi rezeksiyon esastır. Etkin tedavi modalitelerinde cerrahinin yanı sıra adjuvan kemoterapi ve radyoterapi birlikte kullanılmalıdır.Item Surgical presigmoid yaklaşımda cerrahi anatomi ve klinik komplikasyonlar(Uludağ Üniversitesi, 2018-02-08) Bagirov, Rövşen; Taşkapılıoğlu, Mevlüt Özgür; Yılmazlar, Selçuk; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim DalıPresigmoid girişimler klivusun üst 1/3 ve orta 1/3 bölümlerine ve petröz apekse lateralden yaklaşım için kullanılan girişimlerdir. Bu girişimler transvers-sigmoid sinüs bileşkesini mobilize ederek beyin sapına anterolateralden bakışı mümkün kılarlar. Bu kafa tabanı girişimleri klasik subtemporal ve suboksipital paramediyan girişimlere kıyasla daha geniş bir cerrahi koridor sağlar ve petroklival bölge lezyonlarında daha yüksek oranlarda total rezeksiyonu mümkün kılarlar. Oluşan komplikasyonlar sıklıkla geçici ve tedavi edilebilir olaylardır.Item Tahta parçası ile orbitokraniyal yaralanma(Uludağ Üniversitesi, 2015-08-20) Taşkapılıoğlu, M. Özgür; Karaoğlan, Ahmet; Yılmazlar, Selçuk; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim DalıOrbitayı penetre eden yabancı cisimler çoğunlukla travma kaynaklıdır. Yabancı cisimler metal, cam plastik, taş parçası gibi inorganik maddelerin yanı sıra, odun parçası gibi organik materyaller de olabilir. Organik yabancı cisimlerin kraniyum içinde saptanmaları zordur. Orbitadan intrakraniyal kompartmana uzanımı ise çok nadirdir ve hasta için ciddi risk taşımaktadır. Bu yazıda çok nadir görülen sivri ve uzun tahta parçası ile olan orbitokraniyal yaralanma olgusunu takdim etmekteyiz. Bu nadir görülen durumun tanı, tedavisi tartışılmıştır.Item Ventriküloperitoneal şant kateter distal ucunun torasik migrasyonu: Olgu sunumu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-21) Kasab, Reyhan; Eser, Pınar; Tunçbilekli, Yağmur; Bayram, Ahmet Sami; Taşkapılıoğlu, M. Özgür; Tıp Fakültesi; Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-7620-2571; 0000-0003-0132-9927; 0000-0003-1359-4445; 0000-0003-0684-0900; 0000-0001-5472-9065Hidrosefali, beyin omurilik sıvısında artış ile seyreden, serebral ventriküllerde genişlemeye ve serebral kortekste incelmeye neden olan artmış intrakraniyal basınç ile karakterize yaygın bir nöroşirurjikal hastalıktır. Hidrosefalinin yönetiminde en sık kullanılan tedavi yöntemi ventriküloperitoneal şanttır. Şant işlemi sonrası daha çok mekanik obstrüksiyonlar ve enfeksiyonlar görülmektedir. Torasik migrasyon oldukça nadir görülür fakat görüldüğü zaman ivedilikle müdahale edilmesi gereken bir tablodur.