2015 Cilt 8 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/4526
Browse
Browsing by Department "Sosyal Bilimler Enstitüsü"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Hanlıklar döneminde Kuzey Azerbaycan’ın Osmanlı ile siyasi ilişkileri(Uludağ Üniversitesi, 2017-04-20) Mutallimov, Dadash; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İslam Tarihi ve Sanatları BölümüAzerbaycan stratejik ve jeopolitik açıdan, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenlerinde çok önemli bir geçiş noktasında bulunmaktadır. Aynı zamanda coğrafi konumu itibariyle de tarihsel bakımdan doğuda Çin’den başlayan Asya’nın içerilerinden geçerek Avrupa’nın batı uçlarına kadar uzanan kadim‘İpek Yolu’nun üzerinde yerleşmektedir. Safeviler sonrası İran’da kısa süren ancak etkili bir otoriteye sahip olan Nadir Şah’ın ölümünden (1747) sonra Azerbaycan’da hanlıklar dönemi başlamıştır. Azerbaycan hanlıkları, oldukça karmaşık tarihî koşullarda, uluslararası ilişkilerdeki sorunların olduğu bir dönemde, halkların özgürlük hareketleri sonucu meydana gelmiştir. Azerbaycan’da hanlıklar şeklinde devletçilik restore edildikten sonra, bu hanlıklar bağımsız dış politikalar izlemeye gayret etmişlerdir. Bu politikanın temel yönleri, başlıca hanlar tarafından kendi hâkimiyetlerini korumak ve dış ekonomik ilişkileri sağlama almaktı. Azerbaycan hanlıkları ile Osmanlı Devleti’nin karşılıklı ilişkileri 1768-1774 yıllarında yaşanan RusyaOsmanlı Devleti Savaşı döneminde daha da güçlenmiştir. OsmanlıAzerbaycan ilişkileri tarihsel süreçte akılcı, gerçekçi, kalıcı barış ve istikrarı sağlama için dostane Saikler doğrultusunda sürdürülmüştür. 19. yüzyılın başlarında tam manasıyla bir hâkimiyet mücadelesine sahne olan Azerbaycan coğrafyasında, gücünü kaybetmeye başlayan İran’la, bölgeyi ele geçirmeye çalışan Rusya uzun sürecek bir mücadelenin içine girmişlerdir. Bu dönemde Azerbaycan’da merkezi bir devlet otoritesinin bulunmayışı hem hanlıklar arsındaki ekonomik ve politik çekişmeleri daha bariz bir durumda seyretmeye sevk etmiş hem de onları dış müdahaleler karşısında zayıf bırakmıştır. Osmanlı Devleti ise Avrupa güçleri ve Çarlık Rusya’sı ile sürdürmekte olduğu yıpratıcı savaşlardan dolayı bölgedeki güç mücadelelerinde tam anlamıyla konsolide olmamıştır. Söz konusu jeopolitik rable, bölgede en etkili dış göç olarak Rusya’yı avantajlı bir duruma taşımıştır. Nihayetinde Rusya “böl ve yönet” politikalarını başarılı bir şekilde uygulayarak Kafkasları tamamen kontrolü altına almıştır.Item Richard Rosecrance’nin sistem modeli perspektifinden soğuk savaş sonrası uluslararası sistemin analizi(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-20) Yıldırım, Yusuf; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Uluslararası İlişkiler BölümüWestfalya Barış Antlaşmaları ile başlayan modern uluslararası ilişkilerde uluslararası sistemin yapısında, temel özelliklerinde ve aktör sayısında çeşitli dönemlerde farklı değişimler yaşanmıştır. Özellikle Post Westfalyan dönemin başlarında uluslararası sistemde ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik anlamda hegemon olduğu bir döneme şahit olmaktayız. Bu dönemde uluslararası sistemde yeni risk ve tehditleri içeren birtakım dinamikler görülmekte ve değişen güvenlik algısına paralel olarak da çeşitli dönüşümler yaşanmaktadır. Aynı şekilde diplomasi anlamında da farklı uygulamaların yaşandığı bir döneme girilmektedir. Çalışmada, Richard Rosecrance’nin uluslararası sistem tanımlamasında siyasi elitlerin ve yöneticilerin iç politikada karar alma mekanizmasındaki rolünden hareketle, Soğuk Savaş’ın hemen sonrasındaki dönemde uluslararası sistemin yapısı ve özelliklerine değinilmiştir. Bunun yanında devletlerin iç politikadaki ekonomik yapısının uluslararası sistemdeki politikalar üzerindeki rolü incelenmiştir. Ayrıca ABD’ye karşı gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 Saldırıları sonrası yaşanan Post Westfalyan dönemde ABD önderliğinde diğer aktörlerin de katılımıyla oluşan uluslararası sistemin yapısında ve özelliklerinde ne gibi değişim ve dönüşümlerin yaşandığı ve bu durumun 2000’li yıllara nasıl yansıdığı analiz edilmiştir.