2019 Cilt 28 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16128
Browse
Browsing by Department "İlahiyat Fakültesi"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çocukluk dönemi din eğitimiMustafa Köylü- Cemil Oruç Ankara: Nobel Yayıncılık, 2017, 195 sayfa.(Uludağ Üniversitesi, 2019-11-05) Küçük, Rümeysa; İlahiyat Fakültesi; 0000-0002-3608-8871Yaşamın altın yılları olarak bilinen erken çocukluk dönemi, ilk öğrenme ve deneyimlerin kazanıldığı, içerisinde kritik dönemlerin bulunduğu, çocuğun bu dönemde sahip olduğu kazanımlarla ileriki yaşantısının büyük ölçüde şekillendiği ve bu nedenlerden dolayı tesadüflere bırakılmaması gereken bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Bu dönemde çocuğun gelişim özelliklerine paralel olarak verilen bütüncül bir eğitim, çocuğun gelişimi ve yaşantısı için önem taşımaktadır. Çocuğa verilen bütüncül eğitimin içinde bulunan, bilişsel, fiziksel, dil, sosyalduygusal gelişim alanlarına paralel gelişim gösteren ve çoğu kez çocukların idrak edemeyeceği, özümseyemeyeceği düşünülerek geri planda bırakılan dini gelişim alanı da bu dönem çocuklarına verilen bütüncül eğitimin kapsamı içerisinde yer almalıdır.Item Dini gruplar, medya ve propaganda: Türkiye'deki dört dini grup üzerine göstergebilimsel bir çözümleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019) Yakışır, Gizem; Bilgin, Vejdi; İlahiyat Fakültesi; 0000-0002-2086-6472; 0000-0002-2161-4875Propagandanın kullanımı yüzyıllar öncesine uzansa da bilimsel olarak inceleme konusu yapılması yeni bir gelişmedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı yıllarında siyasi liderler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan propaganda tekniklerinden dolayı kavram, 20. yüzyılda siyasal bilimlerin ve sosyolojinin inceleme konusu olmuştur. Bugün siyasi partilerin yanı sıra çeşitli kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, farklı amaçlarla bir araya gelen sosyal gruplar, mesajlarını hedef kitlelere iletmek, üye sayılarını artırmak, toplumda görünürlük kazanarak varlıklarını sürdürmek gibi amaçlarla propaganda tekniklerini kullanmaktadırlar. Kamusal alanda dernek, vakıf, şirket gibi kurumsal kimlikler aracılığıyla görünürlük elde eden dini gruplar bunun bir istisnası değildir. Bu çalışmada ülkemizde ilk olarak basım-yayın çalışmaları ile kitle medyasında varlık gösteren, daha sonra değişen toplumsal şartlarla çeşitli iletişim araçlarını kullanıp şirketleşme yoluna giden dört dini grubun iletişim ve propaganda faaliyetleri göstergebilimsel açıdan analiz edilecektir.Item Hadîd sûresindeki kıraat farlılıkları ve manaya etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-26) Efe, Mehmet; İlahiyat Fakültesi; 0000-0002-0154-2069Kur’ân-ı Kerîm’deki kıraat farlılıkları, “kırâat-i aşere” (on kıraat) olarak meşhur olmuş ve Hz. Peygamber’den tevatür yoluyla nakledilerek gelmiştir. Kıraat farklılıklarının önemli bir kısmı, manaya etkisi olmayan şive, telaffuz ve okuyuş farklarından kaynaklanan şifahî farklılıklardır. Kıraat farklılıklarının çok az kısmının manaya etkisi vardır. Bu durum anlamda bir tezat ve çelişki oluşturmayıp, bilakis manaya zenginlik katmakta ve daha kapsamlı bir mana elde edilmesini sağlamaktadır. Makalemizde Hadîd sûresindeki kıraat farlılıkları ve manaya etkisi bağlamında bu hususun gösterilmesi hedeflenmiştir.Item Nasların anlaşılmasında lafzî ve gâî yorum ikileminde İmam Şâtıbî(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-26) Kozalı, Abdurrahman; İlahiyat Fakültesi; 0000-0002-9934-027XModern dönemde genelde İslam düşüncesi, özelde ise İslam hukuk düşüncesinin donuklaşma sürecine girdiği şeklinde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bu vakıa büyük ölçüde İslam dininin temel naslarının teleolojik olmaktan ziyade literal bir yoruma tabi tutulmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda geleneğe hâkim olan lafzî yorum yaklaşımının, gâî yoruma yaptığı vurguyla en fazla ön plana çıkarılan alternatifinin İmam Şâtıbî olduğu bir gerçektir. Bu makalede, Şâtıbî’nin temel eseri olan el-Muvâfakât’tan hareketle fakihimizin söz konusu iki yorum türü çerçevesindeki duruşu ortaya konmaya çalışılmıştır. Neticede müellifimizin lafzî yorum ile gâî yorum arasında orta yolcu bir tutumu benimsediği ve önerdiği, adı geçen eserinin çeşitli bölümlerindeki görüşlerinden hareketle ortaya konmaya gayret edilmiştir.