2020 Cilt 34 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12670
Browse
Browsing by Department "Fen Bilimleri Enstitüsü"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Keles yöresi kiraz bahçelerinin beslenme durumlarının toprak, yaprak ve meyve analizleri ile değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2020-02-12) Çelik, Hakan; Urhan, Goncagül; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüVerim ve kalitenin arttırılmasında kültürel uygulamalar arasında gübrelemenin önemi oldukça fazla olup, bu uygulamaların toprak ve bitki analizleri sonucunda bilimsel verilere dayalı bilinçli bir şekilde yapılması hem ekonomik, hem de çevrenin korunması açısından da önem arzetmektedir. Bu çalışmada; Bursa ili, Keles ilçesinde farklı lokasyonlarda yer alan beş kiraz (Prunus avium L.) bahçesinden 0-30 cm ve 30-60 cm derinlikten toprak örnekleri yanı sıra bitkilerden yaprak ve meyve örnekleri alınarak besin elementi analizleri yapılmış, sonuçlar referans değerlerle karşılaştırılarak toprakların verimlilik durumları ile bitkilerin beslenme sorunları tespit edilmeye çalışılmıştır. Kiraz yetiştiriciliği yapılan toprakların genel olarak kumlu killi tın bünyeli, 7.40-8.72 arasında değişen pH’ya (1:2.5 w/v), 364-612 µS cm-1 arasında EC’ye, % 0.41-48.83 arasında CaCO3 ’ a ve % 0.69-3.45 arasında değişen oranlarda organik maddeye sahip oldukları belirlenmiştir. Topraklar arasında besin elementlerinin yetersiz ve fazla sınırlar arasında olduğu alanlar tespit edilmiştir. Toprak örneklerinde toplam azot % 0.028-0.200, yarayışlı fosfor 2.60-17.32 mg kg-1 olarak belirlenirken, ekstrakte edilebilir potasyum, kalsiyum ve magnezyum sırasıyla 33.00-326.00 mg kg-1 , 6215-10835 mg kg-1 ve 469.81-785.40 mg kg-1 arasında belirlenmiştir. Bitkilerin azot (% 1.87-3.09) ve fosfor (% 0.19-0.22) içerikleri yeterli sınırına yakın ve yeterli sınırları arasında, potasyum (% 1.04- 1.66), magnezyum (% 0.35-0.59) ve demir (37.93-65.18 mg kg-1 ) içerikleri yeterli sınır değerlerinin altında belirlenmiştir. Bitkilerin kalsiyum (% 1.08-1.80) ve bakır (9.38-12.40 mg kg-1 ) içerikleri ise sınırın üzerinde bulunmuştur. Bitki ve toprak özellikleri yanı sıra elementler arasındaki interaksiyonlar, yaprak ve meyvedeki besin elementi konsantrasyonlarında farklılığa neden olmuştur. Topraklarının pH değerleri ile CaCO3 içerikleri (r=0.755**) arasında %1 düzeyinde önemli pozitif, toprakların Mn (r= -0.952**) ve Fe içerikleri (r= -0.792**), yaprakların Ca (r= -0.791**) ve P (r= -0.647**) içerikleri ile % 1, Mg (r= -0.637*), Cu (r= -0.595*) ve Zn (r= - 0.528*) içerikleri ile % 5 düzeyinde önemli negatif ilişki bulunmuştur. Yapılan çalışmanın sonuçlarından yöredeki üreticilerin bilinçsiz ve toprak ile bitki analizi sonuçlarına dayalı olmayan bir gübreleme programı izlediği, organik gübre kullanımına yeterince önem vermedikleri görülmüştür. Kimyasal ve ya organik gübre çeşit ve dozları ile uygulama yöntem ve zamanlarının mutlak surette toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre programlanmasının, gereksiz gübre kullanımının önlenmesinin ve üreticilerin bu konuya hassasiyet göstermesinin yöredeki kiraz üretiminde kalite ve ürün artışı için gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.Item Nano-ozon solüsyon formülasyonun kuru kayısılarda zararlı carpoglyphus lactis (L.) (acari: carpoglyphidae)’in biyolojik aktivitelerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2019-12-20) Sabancı, Ahmet Ümit; Balta, Pınar; Kumral, Nabi Alper; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bitki Koruma Ana Bilim DalıKuru meyvelerin önemli bir akar zararlısı olan Carpoglyphus lactis (L.) (Astigmata: Carpoglyphidae), kuru kayısıların meyve şekerleri ile beslendiğinde ürünün bozulmasına, istenmeyen kokular salmasına ve nihayetinde pazar değerini kaybetmesine neden olmaktadır. Daha önce yapılan çalışmalar ozon gazının akara karşı zehirli özelliğinden dolayı kuru meyvelerde mücadele amaçlı olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Ancak, ozon gazının hızlıca O2 ve O- ‘ye parçalanması nedeniyle kısa kalıcılık özelliği, bu gazın akarın mücadelesinde kullanımını sınırlamaktadır. Bu çalışmada, yeni bir nano-ozon solüsyonu olan Genoxyn nanotech’in bu zararlı akar üzerindeki biyolojik aktiviteleri araştırılmıştır. Araştırmada formülasyonun akar üzerinde öldürücü [lethal konsantrasyonlar (LC), lethal zaman (LT)], uzaklaştırıcı ve yumurta bırakmayı engelleyici etkileri ve kalıcılığı değerlendirilmiştir. Bu çalışma, formülasyonun %0.27 konsantrasyonunun dişi akarların %90’ını 48 saat içinde öldürdüğünü göstermiştir. Probit analizi sonuçlarına göre, Genoxyn nanotech’in akara karşı 0.1, 0.2 and 0.4% oranlarda kullanılması durumunda, öldürücü zaman (LT90) sırasıyla 121, 81.5 ve 66 saat olarak belirlenmiştir. Kalıcılık testlerinde, formülasyonun öldürücü etkilerinde ilk 7 gün boyunca istatistiki anlamda önemli bir değişikliğin olmadığını göstermiştir. Ancak, 10 günden sonra öldürücü etkisinde %12-17 arasında bir düşüş saptanmıştır. Kaçırıcı etki için yapılan Pearson’ın ki-kare testine göre, formülasyonun %0.1 üzerindeki konsantrasyonlarla ilaçlanan kayısılardan C. lactis dişilerinin güçlü bir şekilde kaçtıkları görülmüştür. Sonuç olarak, bu çalışma sayesinde Genoxyn nanotech’in belirlenen dozlarının C. lactis dişilerinin toksik ve kaçırıcı etkilerinin olduğu belirlenmiştir. Formülasyonun 10 gün süren kalıcılığı ile kuru kayısıların ilacın burada belirlenen dozlarına maruz bırakılması durumunda C. lactis mücadelesinde kullanılabileceği bu çalışma ile ortaya konulmuştur.