2020 Cilt 34 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12670
Browse
Browsing by Department "Ziraat Fakültesi"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bazı esansiyel yağların yonca kuru otununin vitro sindirilebilirliği, Rumen fermantasyonu ve metan gazı üretimi üzerine etkileri.(Uludağ Üniversitesi, 2019-12-05) Curabay, Barışcan; Filya, İsmail; Canbolat, Önder; Ziraat Fakültesi; Zooteknik BölümüBu araştırma, bazı esansiyel yağların (sarımsak yağı, nane yağı, kekik yağı ve portakal yağı) yoncanın in vitro gaz üretimine, uçucu yağ asidine (UYA) ve sindirimine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Esansiyel yağların etkilerinin belirlenmesi için yonca kuru otu ve in vitro gaz üretim tekniğinden yararlanılmıştır. Bu çalışmada kullanılan esansiyel yağlar in vitro gaz üretimi ve uçucu yağ asitlerini önemli düzeyde etkilemişlerdir (P<0.05; P<0.01). Rumen sıvısı amonyak azotu (NH3-N)’nu ise yalnızca esansiyel yağ dozları önemli düzeyde etkilemiştir (P<0.01). Esansiyel yağ dozları arttıkça rumen sıvısı parametrelerinden pH dışındakiler önemli düzeyde azalmıştır (P<0.01). Esansiyel yağ ve dozları karbondioksit (CO2) ve metan (CH4) üretimin önemli düzeyde düşürmüştür. Aynı şekilde esansiyel yağlar yoncanın kuru madde sindirim derecesini (KMSD), organik madde sindirim derecesini (OMSD), ham protein sindirim derecesini (HPSD) ve metabolik enerji (ME) düzeyini düşürmüştür. Saptanan önemli parametreler üzerinde esansiyel yağların etkili olduğu, en etkili yağların sırasıyla nane ve kekik yağı olduğu ortaya konmuştur. Esansiyel yağların dozları karşılaştırıldığında ise en etkili dozun 1200 mg L-1 RS olduğu saptanmıştır. Kekik ve nane esansiyel yağlarının daha etkili olmalarının içeriklerinde bulunan antimikrobiyal unsurlardan kaynaklandığı söylenebilir. Tüm veriler incelendiğinde esansiyel yağların ruminant beslemede hayvan performansı, yemden yararlanma ve rumen fermantasyonunu engellememesi için düşük dozların kullanımının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır.Item Bilgisayarlı görme esaslı değişken oranlı bir alev makinası için görüntü alma sisteminin optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-21) Kargacı, Kübra; Kurtulmuş, Ferhat; Sefil, Kadir Tayfun; Arslan, Selçuk; Ziraat Fakültesi; Biyosistem Mühendisliği BölümüBu çalışmanın amacı, yabancı ot kontrolü için kullanılan bir alev makinesi prototipine entegre edilecek görüntü işleme esaslı, yapay aydınlatmalı bir görüntü alma sistemi geliştirmektir. Ayrıca, düşük maliyetli bir gömülü devre ve kamera (Raspberry Pi 3) kullanan görüntü işleme sisteminin yapay aydınlatmalı görüntü alma odacığının gerekli işletme parametrelerini belirlemek hedeflenmiştir. Görüntü işleme algoritmalarının geliştirilmesi ve sayısal analiz aşamalarında OpenCV açık kaynak kodlu görüntü işleme kütüphanesi ve Python programlama dili kullanılmıştır. Sistem geliştirme aşamalarında geliç (SorghumhalepenseL.), pıtrak (Xanthiumstrumarium L.), tarla sarmaşığı (Convolvulusarvensis L.) ve köygöçüren (Cirsiumarvense) otlarının bulunduğu bir arazi koşulunda yabancı otların görüntüleri alınmıştır. Dış ortama açık ve yapay aydınlatma sistemiyle alınan görüntülerin histogramları karşılaştırılmıştır. Yabancı ot piksel dağılımları incelenerek ikilileştirme için uygun eşik değerleri belirlenmiştir. Sonuç olarak, geliştirilen algoritma 20 fps’ye yakın hızlarda hareketli görüntüler üzerinde çalıştırılarak anlık yabancı ot oranlarının belirlenebileceği bulunmuştur. Geliştirilen sistem kullanılarak test görüntülerinde yabancı ot piksel oranı %98’lik bir başarı ile hesaplanabilmiştir.Item Bursa ili Gürsu ilçesi armut bahçelerindeki potansiyel mikro bitki besin elementi eksiklikleri(Uludağ Üniversitesi, 2020-01-21) Yavuz, Huriye; Cansızer, Seda; Turan, Murat Ali; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüBursa ili Gürsu ilçesi armut bahçelerinin kimi toprak özellikleri ve toprakların ve bitkilerin mikro element kapsamlarının incelenmesi amacıyla farklı derinliklerden (0-30cm, 30-60cm) 30 adet toprak ve eş zamanlı olarak yaprak örnekleri alınmıştır. Araştırma sonucunda bahçe topraklarının genel olarak tuzluluk sorununun olmadığı, hafif alkali reaksiyona sahip, orta düzeyde kireç içerdikleri ve organik madde kapsamlarının örneklerin yarısında yetersiz olduğu belirlenmiştir. Bölge topraklarında her iki derinlikte de demir (Fe) ve çinko (Zn) noksanlıkları belirlenmiştir (Fe: % 43,30-30cm, % 56,730-60cm; Zn: % 33,30-30cm, % 5030-60cm). Çalışmaya konu olan 30 armut bahçesinin yaprak analizleri sonucunda örneklerin % 16,7’sinde çinko ve % 23,3’ünde mangan (Mn) noksanlığı belirlenirken % 23,3’ünde mangan ve % 16,7’sinde bakır (Cu) fazlalığı tespit edilmiştir.Item Keles yöresi kiraz bahçelerinin beslenme durumlarının toprak, yaprak ve meyve analizleri ile değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2020-02-12) Çelik, Hakan; Urhan, Goncagül; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüVerim ve kalitenin arttırılmasında kültürel uygulamalar arasında gübrelemenin önemi oldukça fazla olup, bu uygulamaların toprak ve bitki analizleri sonucunda bilimsel verilere dayalı bilinçli bir şekilde yapılması hem ekonomik, hem de çevrenin korunması açısından da önem arzetmektedir. Bu çalışmada; Bursa ili, Keles ilçesinde farklı lokasyonlarda yer alan beş kiraz (Prunus avium L.) bahçesinden 0-30 cm ve 30-60 cm derinlikten toprak örnekleri yanı sıra bitkilerden yaprak ve meyve örnekleri alınarak besin elementi analizleri yapılmış, sonuçlar referans değerlerle karşılaştırılarak toprakların verimlilik durumları ile bitkilerin beslenme sorunları tespit edilmeye çalışılmıştır. Kiraz yetiştiriciliği yapılan toprakların genel olarak kumlu killi tın bünyeli, 7.40-8.72 arasında değişen pH’ya (1:2.5 w/v), 364-612 µS cm-1 arasında EC’ye, % 0.41-48.83 arasında CaCO3 ’ a ve % 0.69-3.45 arasında değişen oranlarda organik maddeye sahip oldukları belirlenmiştir. Topraklar arasında besin elementlerinin yetersiz ve fazla sınırlar arasında olduğu alanlar tespit edilmiştir. Toprak örneklerinde toplam azot % 0.028-0.200, yarayışlı fosfor 2.60-17.32 mg kg-1 olarak belirlenirken, ekstrakte edilebilir potasyum, kalsiyum ve magnezyum sırasıyla 33.00-326.00 mg kg-1 , 6215-10835 mg kg-1 ve 469.81-785.40 mg kg-1 arasında belirlenmiştir. Bitkilerin azot (% 1.87-3.09) ve fosfor (% 0.19-0.22) içerikleri yeterli sınırına yakın ve yeterli sınırları arasında, potasyum (% 1.04- 1.66), magnezyum (% 0.35-0.59) ve demir (37.93-65.18 mg kg-1 ) içerikleri yeterli sınır değerlerinin altında belirlenmiştir. Bitkilerin kalsiyum (% 1.08-1.80) ve bakır (9.38-12.40 mg kg-1 ) içerikleri ise sınırın üzerinde bulunmuştur. Bitki ve toprak özellikleri yanı sıra elementler arasındaki interaksiyonlar, yaprak ve meyvedeki besin elementi konsantrasyonlarında farklılığa neden olmuştur. Topraklarının pH değerleri ile CaCO3 içerikleri (r=0.755**) arasında %1 düzeyinde önemli pozitif, toprakların Mn (r= -0.952**) ve Fe içerikleri (r= -0.792**), yaprakların Ca (r= -0.791**) ve P (r= -0.647**) içerikleri ile % 1, Mg (r= -0.637*), Cu (r= -0.595*) ve Zn (r= - 0.528*) içerikleri ile % 5 düzeyinde önemli negatif ilişki bulunmuştur. Yapılan çalışmanın sonuçlarından yöredeki üreticilerin bilinçsiz ve toprak ile bitki analizi sonuçlarına dayalı olmayan bir gübreleme programı izlediği, organik gübre kullanımına yeterince önem vermedikleri görülmüştür. Kimyasal ve ya organik gübre çeşit ve dozları ile uygulama yöntem ve zamanlarının mutlak surette toprak ve yaprak analiz sonuçlarına göre programlanmasının, gereksiz gübre kullanımının önlenmesinin ve üreticilerin bu konuya hassasiyet göstermesinin yöredeki kiraz üretiminde kalite ve ürün artışı için gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.Item Regional energy production with small wind turbines with concentrator systems in Nort-West Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2020-02-11) Biçen, Tuğba; Vardar, Ali; Ziraat Fakültesi; Biyosistem Mühendisliği BölümüIn this study, Eastern Thrace located in the northwest of Turkey, the southern regions of the Marmara Sea, and Istanbul were selected as the research area. Current energy potential analyzes were performed with the wind speed data in 13 stations determined in the region and the wind characteristics of the region formed the material of the study. In this research, especially small wind turbines and condensing systems that can be integrated into these turbines were discussed. On the basis of regional wind characteristics, the energy quantities of small wind turbines integrated with condensing and without condensing systems were determined. In this context, while a regional average of 252 to 1852 kWh/year energy can be generated from a 2 kW wind turbines with a non-condensing system integrated, it has been determined that 513 to 2085 kWh/year of energy can be generated from wind turbines integrated with A-type condensing systems. 1686 to 3684 kWh/year energy could be generated from wind turbines integrated with B-type condensing systems was determined. A similar situation exists for wind turbines with different power ratings.Item Sulama suyu bor kapsamları ile kırmızı biber bitkisinin verim ve kalite karakteristikleri arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2020-02-19) Turhan, Ahmet; Kuşçu, Hayrettin; Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu; Bitkisel ve Hayvansal Üretim BölümüBu çalışma, farklı düzeylerde bor içeren sulama sularının (kontrol, 0.5, 1.5, 2.5, 3.5, 4.5, 5.5, 6.5, 7.5 mg L1 ) kırmızı biberin verim ve bazı kalite özellikleri üzerine etkilerini saptamak amacı ile sera koşullarında yürütülmüştür. Meyve verimleri, artan sulama suyu bor konsantrasyonlarından önemli oranda etkilenmiştir. Verim parametresi olarak değerlendirilen toz biber ve yaş meyve verimleri, sırasıyla bor konsantrasyonlarının1.5 ve 2.5 mg L-1 kadar yükselmesinden etkilenmemiş, ancak bu düzeylerden sonra artan bor miktarları verim parametrelerini önemi ölçüde düşürmüştür. En yüksek bitki boyu (≤2.5 mg L-1 ), bitki yaş (≤1.5 mg L-1 ) ve kuru ağırlığı (≤2.5 mg L-1 ) düşük düzeyde bor içeren sulama suyu ile sulanmış bitkilerden elde edilmiştir. Ortalama meyve ağırlığı, meyve genişliği ve boyu gibi verim bileşenleri üzerinde yapılan incelemeler, bor uygulamalarının bu karakteristikleri önemli derecede etkilediğini göstermiştir. Bu etkiler 2.5 mg L-1 üzerinde bor içeren uygulamalarda olumsuz yönde gelişmiştir. Buna karşın, sulama suyu bor düzeylerindeki artış; meyvede suda çözünür kuru madde içeriği üzerinde etkili olmuş ve sulama suyu bor miktarı yükseldikçe artış kaydedilmiştir. Diğer meyve karakteristiklerinden dış kabuk parlaklığı ve sarı renk tonu ile bor uygulamaları arasında istatistikîyönde önemli ilişki bulunamamıştır. Buna karşın, 4.5 mg L-1 üzerinde artan sulama suyu bor konsantrasyonları kırmızı renk tonunun azalmasına ve daha açık kırmızı meyve kabuk rengi oluşmasına sebep olmuştur. Elde edilen sonuçlar tümü ile incelendiğinde, biber yetiştiriciliğinde kullanılacak sulama suyu kalitesinin önemli olduğu ve 2.5 mg L-1 ’nin altında bor içeren sulama sularının üretici için önerilebilir uygulama olduğu saptanmıştır.Item Sürekli ve kesikli mikrodalga yöntemleriyle kurutulan elmanın renk değişim analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-02-06) Polat, Ahmet; Kurtulmuş, Ferhat; İzli, Nazmi; Ziraat Fakültesi; Biyosistem Mühendisliği BölümüBu çalışmada, sürekli ve kesikli mikrodalga ile kurutulan elma örneklerinin renk değişimleri görüntü işleme yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elma örneklerinden kurutma öncesi ve sonrası olmak üzere toplam yüz adet görüntü alınmıştır. Farklı yöntemlerle kurutulan elma örnekleri RGB renk uzayından L*a*b* renk uzayına çevrildikten sonra analiz edilmiştir. Ayrıca örneklere bir halka maskeleme işlemi uygulanmıştır. Halka maskeli ve halka maskesiz yöntem kullanılarak iki farklı veri elde edilmiştir. Toplam renk değişimi (ΔE), kroma (C), hue açısı (α°) ve kahverengilik indeks (BI) değerleri renk için kinetik parametreleri olarak tanımlanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, kurutmanın tüm örneklerin renk parametreleri üzerine etkisi olduğu görülmüştür. Halka maskeleme yöntemindeki L*, a* ve b* değerlerin halka maskesiz yönteme göre farklı olduğu tespit edilmiştir. Kahverengilik indeksi sonuçları incelendiğinde ise, 200W-KO:3 uygulamasındaki sonucun taze elma ürününe en yakın değer olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, sürekli ve kesikli mikrodalga yöntemleri ile elmanın kurutulmasında ürünün renk parametreleri üzerine önemli bir etkisi olduğu ve diğer kurutma yöntemlerine alternatif olabileceği gözlemlenmiştir