2020 Cilt 46 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18589
Browse
Browsing by Department "Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Farklı histolojik boyama yöntemlerinin kıkırdak dokusunda karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-02) Sırmalı, Şahin A.; Şen, Esra; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıGünümüzde kıkırdak doku bileşenlerini göstermek için kullanılan bazı temel boyama yöntemleri vardır ve istenilen amaç doğrultusunda iyi sonuç vermektedirler. Ancak, bu yöntemlerin her biri kullanışlılık açısından bir takım dezavantajlara da sahiptir. Bu nedenle %10’luk formalinde fikse edilen dokulardan alınan kesitler, rutin sitolojik vaginal smear boyamasında kullanılan Shorr boyası ve bununla birlikte on farklı teknikle boyandı. Böylece gerek bu yöntemlerin ve gerekse Shorr boyama yönteminin avantaj ve dezavantajları kıyaslanabildi. Sonuç olarak, dezavantajları en aza indirecek ve araştırmacıların istediği boyama süresi, girilen farklı solüsyon sayısı ve maliyet açısından daha ekonomik olan Shorr boyasının kıkırdak doku bileşenlerini ışık mikroskobik düzeyde oldukça iyi gösteren bir boyama yöntemi olacağı kanısındayız.Item Nedeni açıklanamayan infertilite olgularında sperm dna bütünlüğünün fertilizasyon başarısı ve erken embriyoner gelişime etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-04-14) Tezcan, Elçin; Kasapoğlu, Işıl; Uncu, Gürkan; Avcı, Berrin; Tıp Fakültesi; Tıp Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalıİnfertilite olgularının yaklaşık %15’inde infertilite sebebi olabilecek bir patoloji saptanmayıp, açıklanamayan sebeplerle konvansiyonel gebelik gerçekleşmemektedir. Araştırmalar, sperm DNA hasarının üremeye yardımcı tekniklerin (ÜYT) sonucunu olumsuz etkilediğini ortaya koymuştur. Çekirdek bütünlüğü korunmuş olan spermleri seçmeye yönelik non-invaziv yöntemler geliştirilmekle birlikte, bu yöntemlerin açıklanamayan infertilite olgularında ÜYT başarısı üzerindeki etkisi henüz tartışmalıdır. Bu çalışmada DNA hasarlı spermlerin dansite gradient santrifüjü (DG) yöntemi ile tek başına ve non-invaziv manyetik aktivasyonla hücre ayırma (MACS) yöntemiyle birlikte eliminasyonu sonrası kullanılan spermlerin fertilizasyon ve erken embriyoner gelişime etkisi karşılaştırılarak uygun semen hazırlama yönteminin saptanması hedeflenmiştir. Açıklanamayan infertilite tanısıyla ÜYT programına alınan çiftlerde, DG yönteminin tek başına ve MACS yöntemiyle birlikte kullanımının, kaliteli sperm elde etmedeki başarısı, her iki yıkama metoduyla elde edilmiş spermlerde TUNEL yöntemi ile DNA bütünlüğü açısından ve Hematoksilen Eosin boyamasıyla morfolojik açıdan değerlendirildi. Klinik parametrelere etkisini değerlendirmek amacıyla, her iki yıkama yöntemiyle elde edilen spermlerin ICSI sonrası fertilizasyon ve embriyo gelişimsel potansiyeline bakıldı. MACS+DG yöntemiyle yıkanan sperm örneklerinde sperm DNA fragmantasyon oranının ve vakuol (+) sperm oranının DG yöntemiyle elde edilen spermlere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azaldığı görüldü. DG veya MACS+DG ile yıkanan spermlerle mikroenjeksiyonu gerçekleştirilen oositler arasında fertilizasyon ve embriyo gelişimsel potansiyelinde bir farklılık oluşmaması intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu uygulamalarında spermin doğal seçiliminin söz konusu olmamasının bir sonucu olduğu düşünülerek, MACS tekniğinin ICSI protokollerinde gerekli olmadığı, spermin doğal seçiliminin gerçekleştiği intrauterin inseminasyon (IUI) ve IVF uygulamalarında daha etkin olacağı sonucuna varıldı.Item Sıçan ovaryum dokusunda doksorubisin ile indüklenmiş folliküler apoptotik aktivasyonda dialil disülfit’in koruyucu etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-12-30) Önal, Aysun; Şen, Esra; Saygı, Seda Sarıbal; Akbaş, Ayşe; Avcı, Berrin; Kahveci, Zeynep; Tıp Fakültesi; Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada önemli bir kemoterapötik ajan olan doksorubisinin ovaryum üzerindeki toksisitesini belirlemek ve ovaryan toksisite üzerine yüksek antioksidan kapasiteye sahip olan dialil disülfitin etkinliğini değerlendirmek amaçlandı. Çalışma kapsamında 35 adet Wistar albino cinsi dişi sıçan 5 alt gruba ayrıldı: Grup I: Kontrol-Doksorubisin Grubu, Grup II: Kontrol-Dialil disülfit Grubu, Grup III: Doksorubisin Uygulanan Grup, Grup IV: Dialil disülfit Uygulanan Grup, Grup V: Doksorubisin + Dialil disülfit Uygulanan Grup. Morfolojik değerlendirme hematoksilen eozin boyaması ile gerçekleştirildi. Apoptotik aktivasyon TUNEL yöntemi ile değerlendirildi. Doksorubisin uygulamasının primordiyal, sekonder ve graaf follikül sayılarında azalmaya sebep olduğu gözlemlenirken, atretik follikül sayılarını ise arttırdığı saptandı. Dialil disülfit tedavisinin doksorubisin ile indüklenmiş ovaryan toksisiteyi azaltabileceği ve ovaryan follikül rezervinin korunmasında etkili olabileceği sonucuna varıldı.