2008 Cilt 9 Sayı 14
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13728
Browse
Browsing by Department "Uludağ Üniversitesi"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Başlangıçtan 1917’ye kadar Kazan Tatar Tiyatrosu(Uludağ Üniversitesi, 2008-06-01) Kamalieva, Alsu; Uludağ ÜniversitesiKazan Tatar Tiyatrosunun çok zengin bir tarihi geçmişi vardır. İlk milli tiyatro örnekleri Sabantuy adlı halk bayramlarında görülür. Modern anlamdaki Kazan Tatar Tiyatrosu ise, Rusya hakimiyetinde yaşayan Türk halkları arasında gelişimin ilk öncüsü ünvanını kazanmıştır. Kazan Tatar Tiyatrosunun sahnesi 1917 yılına kadar geniş kitlelere bilgi vererek onları aydınlatmada, İdil-Ural Tatarlarının ülküsü haline gelmiş maarifçilik görüşünü yaymada, seyircileri eğitmede ve kültürlerini artırmada büyük rol oynar. Bu arada bir eğlence unsuru olarak da tiyatronun varlığını kabul etmemiz gerekir. Batılı anlamda Tatar Tiyatro tarihine genel olarak baktığımızda dram türünde verilen ilk eser "Biçare Kız" (A.İIyasi, 1887)'dır. 1906 yılına kadar olan amatörlük devri, bu yıldan itibaren profesyonel toplulukların ortaya çıkmasıyla sona erer. Kazan Tatar Tiyatrosunda profesyonel dönemin başlamasıyla birlikte gruplar döneminin problemleriyle de ilgilenmeye başlarlar. Tiyatronun fikir-estetik temelini teşkil eden repertuara, her dönemde odak noktası olarak bakılır. Bu dönem tiyatrosu, rejisörün çalışması, sanatçının oyunu, sahne düzeni hakkında da olabildiğince geniş bilgi sahibidir. Kazan Tatar Tiyatrosunun gelişiminde basının önemli bir rolü vardır. Bu dönemde çok sayıda tiyatro eleştirmeni yetişmiş, tiyatronun halka benimsetilmesinde ve yaygınlaştırılmasında gazete ve dergilerdeki bu yazıların büyük katkısı olmuştur. Kazan Tatar Tiyatrosu fikir bazında aydınlanma sürecinin halka benimsetilmesinde, edebiyat bazında ise yeni ve zengin eserlerin verilme-sinde çok önemli bir rol oynamıştır.Item Eleştirel düşünme ve öğretimi(Uludağ Üniversitesi, 2008-06-01) Şenşekerci, Erkan; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesiİnsan düşüncesi, aralarında bağımlı ve dinamik bir etkileşim bulunan farklı işlevlerin ürünüdür. Düşüncenin niteliğinin belirlenmesinde bütün işlevlerin rolü varsa da asıl belirleyici olan düşünme işlevidir. Eğitim yoluyla geliştirilebilir olan bu işlev, yalnızca düşünme becerileri kazanmak aşısından değil; bireyin yaşamının benmerkezci ya da akılcı bir temele dayandı-rılmasını belirlemesi açısından da son derece önemlidir. Düşünme eğitiminin önemli bir boyutu olarak eleştirel düşünme ve öğretimi, 1950’lerden günümüze oldukça geniş bir kavramsal çerçeve kazanmıştır. Geliştirilen tanım ve kuramlar arasındaki çeşitli farklılık ve uzlaşmazlıklara karşın, günümüzde eleştirel düşüncenin göstergesi olabilecek yeterlilik, tutum ve stratejilere ilişkin ortak kabullerin oluşmaya başladığı söylenebilir. Bu gelişme de doğal olarak bir yandan düşünme yeterliliklerinin eğitim yoluyla geliştirilebileceği düşüncesini güçlendirmekte öte yandan da düşünme eğitimine yönelik öğretim yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesine temel oluşturmaktadır.