2019 Cilt 24 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12570
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 41
- Results Per Page
- Sort Options
Item %100 akrilik, pes/akrilik ve pamuk/akrilik karışımlı dokuma kumaşların boncuklanma özelliklerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-05) Yavaşcaoğlu, Arzu; Eren, Recep; Süle, Gülcan; Mühendislik Fakültesi; Tekstil Mühendisliği BölümüBu çalışmada %100 akrilik, poliester (PES)/akrilik ve pamuk/akrilik karışımlı dokuma kumaşların boncuklanma özellikleri incelenmiş, kontrollü olarak üretilen deneysel kumaşlarda pamuk ve poliester ipliklerin akrilik iplikler ile birlikte kullanılmasının, atkı sıklığının, örgü tipinin ve atkı iplik numarasının kumaşların boncuklanma özelliklerine etkisi araştırılmış ve istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda %100 akrilik, poliester/akrilik ve pamuk/akrilik karışımlı dokuma kumaşlarda atkı sıklığının boncuklanma oluşumuna istatistiksel olarak etkisinin olmadığı, örgü tipinin boncuklanmaya etkisinin olduğu en fazla boncuklanmanın saten örgülü kumaşlarda en az boncuklanmanın ise bezayağı örgülü kumaşlarda oluştuğu tespit edilmiştir. En az boncuklanmanın pamuk atkılı kumaşlarda, en fazla boncuklanmanın ise poliester atkılı kumaşlarda oluştuğu, atkı tipinin boncuklanmaya istatistiksel olarak etkisi olduğu görülmüştür. Akrilik ve pamuk/akrilik kumaşlarda atkı iplik numarasının boncuklanmaya istatistiksel olarak etkisi bulunmamıştır.Item 1940 NM fiber lazer kaynağının karaciğer dokusundaki ısıl hasarının yapay sinir ağları ile tahmini(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-08-05) Yıldız, FikretBu çalışmada Yapay Sinir Ağları (YSA) yöntemi kullanılarak 1940 nm dalgaboyuna sahip lazer kaynağının karaciğer dokusu üzerinde oluşturduğu ısıl hasarların güç ve uygulama süreleri ile arasındaki ilişkisi incelenmiştir. Farklı güç değerlerine sahip lazer kaynağı koagülasyon ve karbonizasyon gözlenene kadar dokuya farklı sürelerde uygulanmıştır. Buna bağlı olarak radyal ve düşey yönde oluşan ısıl hasarlar deneysel olarak ölçülmüş ve kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtların %70‟i Matlab ortamında geliştirilen YSA modellerini eğitmek için kullanılmıştır. Lazer gücü ve uygulama süreleri model için giriş verileri, koagülasyon/karbonizasyon oluşma durumu ve oluşan ısıl hasarlar ise (çap, derinlik) modelin çıkış değerleri olarak kabul edilmiştir. Giriş verileri kullanılarak beş farklı öğrenme (LM, GDA, GDX, CGP ve BFG) algoritmasının en küçük kareler değeri (MSE) hesaplanmıştır ve karşılaştırılmıştır. Gizli katmanında 14 tane nörona sahip GDX, 2-14-3 yapısı, en iyi MSE (7,58E-2) sonucunu vermiştir ve eğitimde kullanılmayan veriler ile bu algoritmanın tahmin etme performansını test etmek için kullanılmıştır. Geliştirilen modelin ne kadar iyi çalıştığını anlamak için YSA tarafından tahmin edilen sonuçlar, deneysel sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Minimum %2,7 ve % 3,6 hata oranı ile dokuda oluşan ısıl çap ve derinliklerinin tahmin edilebileceği gösterilmiştir. Bu sonuçlara göre, medikal uygulamalarda YSA yönteminin lazere yardımcı bir araç olarak kullanılması, çevre dokuların korunarak istenilen hedef bölgenin daha kontrollü ve daha yüksek doğrulukla tedavisini mümkün kılabilir.Item 3D sekizgen frekans seçici yüzey tasarımı ve analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-23) Teşneli, Ahmet Yahya; Teşneli, Nigar Berna; Nişancı, Muhammet Hilmi; Angun, MustafaKablosuz haberleşme, mikrodalga ve radar sistemleri alanlarında sıklıkla kullanılmakta olan frekans seçici yüzeyler (FSY) yaygın olarak iki boyutlu (2D) düzlemsel yapılar olarak tasarlanmaktadır. Bu çalışmada X bandı merkez frekansı olan 10 GHz için sekizgen biçimli iletken halka içeren daha esnek özelliklere sahip yeni bir üç boyutlu (3D) FSY önerilmektedir. İletken yüksekliği değişiminin etkisi incelenmekte ve 3D FSY için birim hücre parametrelerinin analizi yapılarak sonuçlar tartışılmaktadır. Analizler elektromanyetik simülasyon programı Computer Simulation Technology (CST) ile gerçekleştirilmiştir. Tasarlanan 3D FSY’nin birim hücresinde yer alan sekizgen biçimli iletken halkanın yüksekliğinin artmasıyla yapının X bandında periyodik olarak bant durduran ve bant geçiren filtre karakteristiği sergilediği görülmüştür. Parametre analizleri iletken yüksekliği dışındaki birim hücre parametrelerindeki değer artışlarının rezonans frekansını düşürdüğünü ortaya koymuştur. TE modunda dalganın geliş açısının artması ile rezonans frekansı artmakta ve bant genişliği azalmaktadır. TM modunda ise frekans tepkisi kararlıdır ve geliş açısının artmasıyla bant genişliği artmaktadır.Item Araç bagaj hacminin hesaplanması için bir algoritma geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-22) Demir, İbrahim Halil; Kaya, Necmettin; Fen Bilimleri Enstitüsü; Makine Mühendisliği BölümüBu makalede, binek ve ticari araçların bagaj hacimlerinin uluslararası standartlara göre hesaplanabilmesi için bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımı içerisinde çalışan bir yerleşim algoritması geliştirilmiş, algoritma kodlanarak örnek modeller üzerinde uygulanmıştır. Dış yüzeyleri ve iç yüzeyleri verilen bagaj geometrik modeli üzerinde, ISO 3832 ve DIN 70020 standartlarında yer alan yöntem referans alınarak bagaj içine konulan hacimsel blokların dik yerleşim düzenlerine göre dizilmesi geliştirilen algoritma ile gerçekleştirilmiş, maksimum sayıda bloğun sığdığı durum bagaj hacmi olarak belirlenmiştir. Bu sayede, yeni araç tasarım sürecinde zaman ve maliyet açısından önemli kazanımlar söz konusu olacak, mevcut durumda fiziksel ortamda manuel olarak yapılan ve zaman alan testler, araç tasarım sürecinde CAD ortamında daha kısa sürede gerçekleştirilebilecektir.Item Arıtma çamurlarının tarımsal amaçlı kullanımı: Topraktaki azot proseslerinde meydana gelen değişimler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-31) Demir, Esra; Topaç, Fatma Olcay; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği BölümüAtık su arıtma tesislerinin işletilmesi sırasında bir yan ürün olarak açığa çıkan arıtma çamurlarının uygun arıtma proseslerinden geçirilerek insan sağlığı ve çevreye herhangi bir olumsuz etkisi olmaksızın bertaraf edilmeleri gerekmektedir. Uygun özelliğe sahip arıtma çamurlarının tarımsal amaçlı kullanılması tarımsal üretimde verimliliği arttıran bir bertaraf yöntemidir. Bu çalışmada süt endüstrisi atık su arıtma tesisinden temin edilen ve yaklaşık %6 oranında katı madde içeren çürütülmüş çamur örneğinin topraktaki azot prosesleri açısından tarımsal amaçlı kullanım potansiyelinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda 50 ton/ha, 100 ton/ha ve 200 ton/ha dozlarında çürütülmüş çamur uygulanan toprak örnekleri 45 gün boyunca 28°C’de karanlıkta inkübe edilmiştir. Belirli periyotlarla alınan toprak örneklerinde toplam azot, amonyum azotu, nitrat azotu konsantrasyonları ile birlikte toprak kalitesini belirlemede yaygın olarak kullanılan üreaz aktivitesi, arginin amonifikasyon hızı ve nitrifikasyon potansiyeli değerleri takip edilmiştir. Elde edilen veriler çürütülmüş çamur dozunun artması ile birlikte toprak örneklerinin toplam azot, amonyum azotu ve nitrat azotu konsantrasyonlarının arttığını göstermiştir. Ayrıca üreaz aktivitesi, arginin amonifikasyon hızı ve nitrifikasyon potansiyeli değerlerinin benzer bir eğilimde olduğu belirlenmiştir. Farklı dozlarda çürütülmüş çamur uygulanan toprak örneklerinde amonifikasyon prosesinin nitrifikasyon prosesine göre daha baskın olduğu tespit edilmiştir. Süt ürünleri endüstrisinden temin edilen ve yaklaşık %6 oranında katı madde içeren çürütülmüş çamurun Mekanik Ayırma, Biyokurutma ve Biyometanizasyon Tesisleri ile Fermente Ürün Yönetimi Tebliği’ndeki diğer şartları yerine getirmek kaydı ile azot prosesleri bakımından tarımsal verimliliği arttırmak için kullanılan azotlu gübrelere alternatif olarak değerlendirilebileceği sonucuna varılmıştır.Item Biyolojik olarak arıtılmış tekstil endüstrisi atıksularının laboratuvar ölçekli çapraz akış sisteminde ters ozmoz membranları kullanılarak geri kazanımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-25) Yurtsever, Adem; Uçar, Deniz; Şahinkaya, ErkanBu çalışmanın amacı; üç farklı ters ozmoz (TO) membranının gerçek tekstil endüstrisi atıksularının arıtımındaki performanslarının değerlendirilmesi ve kıyaslanmasıdır. Çalışmada tekstil endüstrisi atıksularını arıtan gerçek ölçekli atıksu arıtma tesisi çıkış suları kullanılmış olup, membran performansları kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), renk, iletkenlik ve membran akısı açısından değerlendirilmiştir. Çalışmada 10 saatlik filtrasyon çalışmalarında çapraz akışlı filtrasyon düzeneği ile B400FR, B400HR ve BW30 membranları test edilmiştir. Aynı basınçta yapılan çalışmada, en yüksek permeabilite değerini (3,45±0,12 LMH/bar) ve en düşük akı kaybını (%69) B400HR membranı verirken, akıdaki en fazla azalma (%82) BW30 membranında gözlemlenmiştir. Kullanılan atıksu 4570±130 µS/cm iletkenlik, 188±2 Pt-Co renk ve 35±2 KOİ konsantrasyonlarına sahip olup, test edilen tüm membranlar için süzüntü KOİ değeri 10 mg/L'nin altına düşürülmüş olup, en iyi KOİ giderim performansını B400FR membranı göstermiştir. Ortalama iletkenlik giderimi ise tüm membranlar için %92 değerinin üzerinde olup, B400FR, B400HR ve BW30 için sırasıyla %96, 94 ve 92 değerlerindedir. Benzer şekilde tüm membranlar için renk giderimi %99’un üzerinde gerçekleşmiştir. Elde edilen sonuçlarla süzüntü suyunun aynı endüstride geri kullanımı mümkündür.Item Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsündeki atmosferik PAH’ların mevsimsel değişiminin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-01) Esen, Fatma; Ayyıldız, Emine Gürkan; Bozkurt, Y. Mine; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği BölümüBursa’da yarı kırsal bir bölgede (Bursa Uludağ Üniversitesi Kampüs-BUÜK), 04 Şubat 2013-03 Şubat 2014 tarihleri arasında, yüksek hacimli hava örnekleyicisi (YHHÖ) kullanılarak atmosferik polisiklikaromatik hidrokarbonların (PAH’ların) örneklemesi yapılmıştır. Bulunan sonuçlar mevsimsel ve ısınmalı-ısınmasızdönemolarak değerlendirilmiştir. İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış mevsimleri için elde edilen ∑15PAH konsantrasyonları (gaz+partikül) sırasıyla 60±53 ng/m3 , 12±4 ng/m3 , 451±243 ng/m3 , ve 158±104 ng/m3 olarak hesaplanmıştır. Sonbahar ve diğer mevsimler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (Mann-Whitney rank test, p <0,05). Ayrıca, elde edilen sonuçlar aynı örnekleme bölgesinde geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar ile karşılaştırılmıştır. 2013 yılı gaz ve partikül fazlarının toplamının ortalamasıPAH konsantrasyonu 119±129 ng/m3 olarak belirlenmiştir. 2009-2013 yılları arasında artan nüfusa bağlı olarak PAH konsantrasyon seviyelerinde artış görülmüştür. Toplam PAH konsantrasyonu ortalamaları ısınmalı dönemde 345±243 ng/m3 iken, ısınmasız dönemde 33±51 ng/m3 olarak tespit edilmiş olup literatürle benzerlik göstermektedir. Konsantrasyon değerlerinin %79’u ısınmalı dönemde, %83’ü ısınmasız dönemde gaz formunda olduğu belirlenmiştir.Item Çelik tel donatılı betonların mekanik özelliklerinin görüntü analizleri ile tahmini(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-19) Taşkan, Eyüp; Gündüz, Yunus; Şahin, YuşaBeton sahip olduğu üstün özeliklerinden dolayı en çok kullanılan yapı malzemesi olma özelliğini uzun yıllardır sürdürmektedir. Betonun en büyük üstünlüklerinin başında sahip olduğu yüksek mekanik özellikler gelmektedir. Yarı gevrek kırılma davranışı gösteren beton basınca dayanıklıyken çekmeye karşı düşük dayanım göstermektedir. Betonun çekme kuvvetlerine karşı dayanımını artırmak için beton içerisine kısa kesilmiş çelik teller katılmaktadır. Çelik teller betonların çekme dayanımının yanı sıra süneklik ve tokluk gibi diğer mekanik özeliklerini de artırmaktadır. Sunulan çalışmada farklı beton dayanımları üzerinde çelik tel miktarı ve kanca tipinin etkisi deneysel bir çalışma ile araştırılmıştır. Deneysel çalışmada 3 farklı kanca tipine sahip çelik teller farklı dayanım sınıflarındaki betonlara çeşitli oranlarda katılmıştır. Betonlar üzerinde basınç dayanımı, elastisite modülü, yarmada çekme ve eğilmede çekme dayanımları deneyleri yapılarak karışımların mekanik özellikleri belirlenmiştir. Elde edilen deney sonuçları ile beton kesitinden alınan görüntülerin işlenmesi sonucu elde edilen değerler arasında ilişkiler incelenmiştir. Araştırma sonucunda, beton kesitinde yer alan tel sayısına bağlı olarak betonların eğilme dayanımları ve tokluk değerlerinin tahmin edilebileceği ortaya konmuştur.Item Değişik kaynak elektrotları kullanılarak yapılan direnç nokta kaynaklı aısı 304 paslanmaz çelik sacların kaynak izi görüntüsü ve kaynak parametrelerinin mekanik özelliklere etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-22) Yaşar, Hüseyin; Şahin, Umut O.; Çavdar, F. Yıldız; Çavdar, Kadir; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği BölümüBu çalışmada, AISI 304 ostenitik paslanmaz çeliğinden imal edilmiş sac plakaların nokta direnç kaynağı kullanılarak bağlanması işleminde etken parametreler incelenmiştir. En uygun kaynak parametrelerinin seçilmesinin yanı sıra kaynak bağı sonrasında çeliğin yüzeyinde en az kaynak izi kalması amaçlanmıştır. Kaynak sonrası oluşan çekirdek bölgesi renk ölçüm teknikleri kullanılarak analiz edilmiş ve ardından elde edilen sonuçlar uzman bir kaynakçının verdiği puanlar ile karşılaştırılmıştır. Nokta direnç kaynağının dayanımı da kesme testi yardımıyla kontrol edilmiştir. Bu çalışma, imalat öncesinde uygun estetik görünüm ve dayanım için yapılacak olan ön imalatların planlanmasında ve değerlendirilmesinde kaynak olacaktır. İmalat sonrasında ise ek işçilik gerektirmeden hem estetik hem de yeterli dayanıma sahip kaynak bağlarının gerçekleştirilmesi için sunulan yaklaşımın faydalı olacağı düşünülmektedir. Çalışmanın, kaynak işlemi esnasında bağlantı bölgesi estetik görünümünün objektif değerlendirilmesi amacıyla anlık ölçülmesi ve raporlanması için gelecekteki çalışmalara örnek olması da hedeflenmektedir.Item Doğal ve kalsine yumurta kabuklarının Cr(III) gideriminde değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-29) Okur, Müjgan; Ak, Çağla; Utku, TümtürkBu çalışmada Cr(III)’ün tavuk yumurtası kabuklarına adsorpsiyonu araştırılmıştır. Bu amaçla kalsine edilmiş (900°C ve 3 saat) ve doğal yumurta kabukları adsorplayıcı olarak kullanılmıştır. Yumurta kabuğu miktarı (0,6-2,0 g/L), Cr(III) derişimi (50-350 mg/L) ve sıcaklığın (25-55 °C) Cr(III) adsorpsiyonuna etkisi incelenmiştir. Kalsine edilmiş ve doğal yumurta kabukları için X-ışını kırınım (XRD) analizi gerçekleştirilmiştir. Doğal yumurta kabukları ile Cr(III) adsorpsiyonunda 25°C’de, 50-350 mg/g Cr(III) derişimi aralığında % 100-16,6 giderim ve 38,23-46,31 mg/g giderim kapasitesi elde edilmiştir. Kalsine edilmiş yumurta kabukları ile Cr(III) giderimi çöktürmeyle gerçekleştirilmiştir. Langmuir, Freundlich ve Temkin adsorpsiyon modelleri deneysel verilere uygulanmış ve üç modelin de uygun olduğu belirlenmiştir. Cr(III) adsorpsiyon kinetiğinin Yalancı ikinci derece kinetik ile daha iyi ifade edildiği bulunmuştur. Bu çalışma atıksularda bulunan Cr(III) iyonlarının gideriminde doğal ve kalsine tavuk yumurtası kabuklarının kullanılabileceğini göstermiştir.Item Düzenli dalgalar üreten bir sayısal dalga tankının SPH yöntemi ile modellenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-08-02) Özbulut, MuratDalga üretici tanklar tarafından üretilen dalga sistemlerine, açık deniz yapıları (petrol çıkarma ve sismik araştırma platformlarının tasarımı) üzerine gelen yüklerin belirlenmesi, kıyı mühendisliği uygulamaları (liman tasarımı ve kıyı dalgalarının incelenmesi), gemi hareketlerinin analizleri ve yeni nesil dalga enerjisi çevirici sistemlerin tasarlanması gibi pek çok mühendislik alanında ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanlarla sınırlı olmamakla birlikte örnek olarak sözü edilen mühendislik problemlerinin sayısal analizlerini gerçekleştirebilecek kararlı ve gerçekçi bir sayısal hesaplama algoritması oluşturulması bu çalışmanın temel hedefidir. Böylece tasarım aşamasında ihtiyaç duyulan problem parametrelerinin hesaplamalı olarak elde edebilmesi ve gelecek araştırma-geliştirme çalışmalarına girdi sağlayacak bir altyapı oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada, belirtilen mühendislik problemlerinin çözümüne özgün bir katkı sunmak için parçacık temelli, hareketin Lagrange denklemleri aracılığıyla tanımlanmasına dayanan ve ağdan bağımsız bir yöntem olan İnterpolasyonlu Parçacık Hidrodinamiği (Smoothed Particle Hydrodynamics, SPH) olarak Türkçe’ye çevirebileceğimiz sayısal yaklaşım ile çözümlemeler yapılmıştır. Elde edilen sayısal sonuçlar birim dalga boyuna düşen toplam dalga enerjisi ve beklenen teorik dalga karakteristikleri ile karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmalar ışığında, simülasyon sonuçlarının teorik verilerle yüksek doğruluk ve hassasiyette uyumlu olduğu gözlemlenmiştir.Item Eklemeli imalat (3B baskı): Teknolojiler ve uygulamalar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-05) Sürmen, Hasan KemalHızlı prototipleme ve üç boyutlu (3B) baskı adlarıyla da bilinen eklemeli imalat, geleneksel bilgisayar destekli üretimdeki talaş kaldırma prensibinin tersine malzemelerin birleştirilerek katmanlar halinde oluşturulup üst üste eklenmesi prensibine dayanan, serbest formlu ve karmaşık geometrili objelerin üretilmesine imkan sağlayan pratik bir imalat metodudur. Günümüzde daha çok 3B baskı olarak anılan bu yöntem, çatısı altında birçok farklı teknolojiyi barındırmaktadır. Ürünlerin farklı malzeme, mekanik ve geometrik özelliklerinden dolayı çeşitli eklemeli imalat teknolojileri geliştirilmiş ve ticarileştirilerek otomotiv, havacılık, biyomedikal, tıp, gıda, eğitim ve eğlence sektörlerinin kullanımına sunulmuştur. Bu yazıda eklemeli imalat teknolojileri ile ilgili detaylı bir derleme yapılmıştır. Bu kapsamda 3B baskı sürecindeki işlem adımları izah edilmiş, günümüzde kullanılan popüler 3B baskı teknolojilerinin çalışma prensipleri açıklanmış ve karşılaştırılmaları yapılmıştır. Güncel uygulama alanlarına da yer verilen bu yazıda 3B baskı teknolojilerine ait bazı püf noktaları ve gelecek yönelimlerinden de bahsedilmiştir.Item Bir endüstriyel robotun kafessiz çalışmasını sağlayacak görüntü tabanlı güvenlik sisteminin geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-31) Duman, Furkan; Düven, Ekremİnsan ve robotun birlikte çalışması ile yaratılan işbirliği sayesinde, üretimde esneklik, verimlilik, kapasite ve kalite arttırılabilmektedir. Bu birlikte çalışma formunda (insan-robot etkileşiminde) insan ve robotun aynı ortamı paylaşması; çarpma/çarpışma olasılığını ortaya çıkardığından, bu türden çalışma ortamlarında güvenliği sağlamak en önemli sorun olmaktadır. Geleneksel robotlu sistemlerde güvenlik; kafes sistemleri, lazer tarayıcılar, ışık bariyerleri gibi çeşitli donanımlarla sağlanmaktadır. Ancak bu sistemler çalışma ortamını kısıtlamakta, insan ile robotun birlikte çalışmasında avantaj olarak öne sürülen esneklik faktörünü ortadan kaldırmaktadır. Bu çalışmanın ana amacı, kafes ve diğer önleyici sistemleri ortadan kaldırabilmek için robot üzerine konumlandırılan kamera ve donanımların kullanıldığı görüntü işleme tabanlı bir sistem ve algoritma ortaya çıkarabilmektir. Kullanılan kamera ve donanımların ihtiyaçları sağlayacak nitelikte, ancak düşük maliyetli standart donanımlardan seçilmesine dikkat edilmiştir. Böylelikle standart endüstriyel robotların etkileşime uygun formda çalıştırılabilmeleri için düşük maliyetli ve kolay uygulanabilir bir çözüm yaratılmaya çalışılmıştır. Bu amaçla; çalışmada, öncelikle çoklu kamera konumlandırılması ve görüntü elde edilmesi üzerine geliştirilen yöntem açıklanmıştır. Ardından elde edilmiş çoklu görüntülerden tekil bir panoramik görüntü elde edilmesi ve bu veri üzerinden insan/nesne tespiti ile konum ve mesafe çıkarımının nasıl yapıldığı belirtilmiştir. Bulunan parametreler ve tanımlı güvenlik kurallarını kullanarak insan ve robotun aynı ortamda çalışmasını düzenleyen algoritma özetlenmiş, son olarak da geliştirilen sistemin getirmiş olduğu kazanım ele alınmış ve ileride yapılabilecek çalışmalara ilişkin öngörüler verilmiştir.Item Farklı güç aktarma sistemlerine sahip hidrojen enerjili elektrikli araçların enerji tüketimi ve geri kazanımlarının karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-29) Yıldız, Ahmet; Özel, Mert Ali; Kopmaz, Osman; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği BölümüOtomotiv endüstrisinde elektrikli araçlara geçişin hızla arttığı günümüzde, yüksek enerji verimliliği sağlayan araç mimarilerinin tasarımı konuları oldukça önem kazanmıştır. Nitekim farklı araç mimarileri ile elde edilecek enerji tüketim ve geri kazanım değerleri bu güç ünitesinin yapısına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu çalışma kapsamında, farklı güç aktarma sistemlerine sahip hidrojen enerjili elektrikli araçların enerji tüketimi ve rejeneratif frenleme yardımıyla geri kazanımı farklı mimariler için matematiksel model yardımıyla sayısal olarak incelenmiş ve karşılaştırılmıştır. Öncelikle elektrikli aracın verilen farklı iki sürüş çevrimi için güç hesabı yapılmış ve tekerlek içi, tek kademeli ve iki kademeli vites durumları için aynı elektrik motorundan çekilen ve frenlemeden kazanılan akım değerleri hesaplanmıştır. Hesaplanan akım değerlerine göre tüm güç mimarilerine ait yakıt pili hidrojen tüketimi ve süper-kapasitör şarj durumu belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre en düşük hidrojen tüketimi sırasıyla iki kademeli vites, tek kademeli vites ve tekerlek içi motor durumlarında elde edilmiştir. Bununla birlikte, en iyi şarj durumu bu sıranın tam tersi durumunda elde edilmiştir. Son olarak farklı yol eğimleri için de enerji tüketimleri ve geri kazanımları karşılaştırılmış ve yine aynı sıralamayı yansıtan sonuçlar elde edilmiştir.Item Farklı malzeme kombinasyonlarına sahip radyal bilyalı rulmanların toplam lokal ezilme miktarları ve boyutsuz film parametrelerinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-09) Tosun, Cenk; Karadere", Gültekin; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği BölümüBu makalede üç farklı malzeme kombinasyonu için üç farklı radyal yükün uygulandığı radyal bilyalı rulmanların yuvarlanma yüzeylerindeki toplam lokal ezilme miktarları ve boyutsuz film parametreleri hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. İncelenen yük sahasında herhangi bir malzeme kombinasyonu için radyal yük iki kat arttırıldığında toplam ezilme miktarları yaklaşık %58 artmıştır. Aynı yük için malzeme kombinasyonlarını karşılaştırdığımızda, yükün değerinden bağımsız olarak, tamamen seramik olan yataktaki toplam ezilme miktarının hibrid seramik yatağınkine göre yaklaşık %15, tamamen çelik olanınkine göre %25 daha az olduğu bulunmuştur. Herhangi bir malzeme kombinasyonu için radyal yük iki kat arttırıldığında boyutsuz film parametresi yaklaşık % 5 azalmaktadır. Malzeme kombinasyonundan bağımsız olarak iç bilezik-bilya temasındaki film parametresi dış bilezik-bilya temasındakinden yaklaşık % 16 daha küçük bulunmuştur.Item Fe-tabanlı FeCoNiBSiNb ile Co-tabanlı CoFeNiBSiNb camsı şeritlerde Cu ilavesinin manyetokalorik ölçümlere ve manyetik dirence etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-06-14) Civan, Ersin; Şarlar, Kağan; Küçük, İlker; Fen Edebiyat Fakültesi; Fizik BölümüBu çalışmada eriyik eğirme yöntemiyle üretilmiş Fe-tabanlı Fe0,402Co0,201Ni0,067B0,227Si0,053Nb0,05 ve Co-tabanlı Co0,402Fe0,201Ni0,067B0,227Si0,053Nb0,05 amorf şeritlere % 0 ile % 1 arasında değişen oranlarda ilave edilen Cu elementinin manyetokalorik özellikler ile manyetik direnç üzerine etkisi araştırılmıştır. Bu çerçevede numunelerin yapısal analizleri XRD, ısıl analizleri DSC ölçümleriyle, Curie sıcaklıkları dM/dT - sıcaklık eğrileriyle, manyetik özellikler M-H ve M-T ölçümleriyle belirlenmiş, manyetik entropi değişimi ile sıcaklık arasındaki ilişki yardımıyla örneklerin sahip oldukları manyetokalorik özellikler belirlenmiştir. Bunlara ilave olarak, sıcaklığa bağlı manyetik direnç ölçümleri gerçekleştirilerek kompozisyona Cu elementi eklenmesinin manyetik dirence olan etkileri araştırılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda, Fe- ve Co-tabanlı metalik cam şeritlerde tüm kompozisyona uygun miktarda (yaklaşık % 0,75) Cu ilavesinin manyetokalorik özellikleri önemli ölçüde geliştirdiği görülmüş ve teklif edilen kompozisyonun yüksek sıcaklıklarda manyetik soğutma amacıyla kullanılabileceği değerlendirilmiştir.Item FFR tekniği kullanılan çok hücreli LTE-A sistemlerinde kaynak atama algoritmalarının karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-21) Emir, Ahmet; Kaya, HakanGelişmiş Uzun Dönem Evrim (Long Term Evolution Advanced – LTE-A) sistemlerinde kaynak atamadaki amaç mevcut zaman ve frekans kaynağının kullanıcılar tarafından belirli ölçütlere göre etkin şekilde kullanılabilmesidir. Sistem kaynaklarının kullanıcılar arasında etkin bir biçimde paylaştırılması amacıyla çizelgeleme algoritmaları kullanılmaktadır. Bu çalışmada, çok hücreli LTE-A sistemlerinde hücreler arası frekans ataması için bir statik Hücreler Arası Girişim Uyumu (Intercell Interference Coordination- ICIC) tekniği olan Kesirsel Frekans Tekrar Kullanımı (Fractional Frequency Reuse-FFR) tekniği, ilk kez Genelleştirilmiş Oransal Adillik (Generalized Proportional Fair-GPF) ve Aritmetik Ortalama Metodu (Arithmetic Mean Method-AMM) çizelgeleyiciler için kullanılmıştır. En İyi Kanal Göstergeci (Best Channel Quality Indicator-BCQI), RR (Round Robin) ve Oransal Adillik (Proportional Fair-PF), AMM ve GPF Çizelgeleyicileri ortalama kullanıcı çıkış hızı, kenar kullanıcı hızı, tepe kullanıcı hızı ve adillik açısından karşılaştırılmıştır. Simülasyonlar sonucunda, çok hücreli LTE-A sistemlerinde FFR kullanılması koşulunda, GPF çizelgeleyicilerin diğer çizelgeleyicilere göre kenar kullanıcı hızlarını ve sistem adilliğini artırdığı gözlemlenmiştir.Item Fren hortumlarının servis şartları altındaki hareketlerinin robotik sistem ile CAD ortamına aktarılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-06) Çakır, Mustafa; Deniz, CengizFren hortumunu tekerlek ve şasi arasında kendisi için bırakılmış olan boşlukta güvenli bir şekilde yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu dar hacimde çevre parçalara temas etmeden ve üzerinde aşırı eğilme ve burulma gerilimlerine yol açmadan uygun bir fren hortumu montaj şekli tespit etmek imalatçıların önemli sorunlarından birisidir. Fren hortumunun hareketlerinin benzetimler yoluyla kestirilmesi doğrusal olmayan dinamik yapılarından dolayı çok kolay değildir. Modellenen hortum yapısının pek çok parametreye bağlı hareketi üzerinde sonuç oluşturmak otomotiv firmaları tarafından güvenilir bulunmadığı için kabul edilen bir yöntem değildir. Bu makalede, otomotiv üreticileri tarafından verilen, araca ait hareket bilgilerinden yola çıkarak fren hortumu bağlantısı için en uygun yapının tespiti ve bağlantının olası hareketlerine ait CAD (Computer Aided Design) dosyalarının oluşturulması süreci için geliştirilen yöntem tanıtılmaktadır. Robotik kollar ile fren hortumunun araç üzerindeki hareketleri canlandırılırken kameralar yardımıyla hortumun aldığı şekil yüksek kesinlik ile belirlenecektir. Kameralar tarafından elde edilecek nokta bulutları daha sonra müşteriye verilecek 3D CAD verisine çevrilecektir. Böylece müşteri diğer bileşenler ile çarpışma risklerini değerlendirebilecektir. Bu sistem ayrıca kalite kontrol ölçümleri için de kullanılabilir.Item Gallik asidin fotokatalitik giderimi: Düşük moleküler ağırlıklı bileşenler kullanılarak doğal organik madde modellemesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-02) Uyguner-Demirel, Ceyda SenemHümik asitler gibi, doğal polimerlerin yapısal alt birimlerinden birini temsil eden gallik asitler, sucul sistemlerde doğal organik madde bozunmasının bir ürünü olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, hümik maddelere yapısal olarak benzerlik gösteren küçük moleküler ağırlıklı gallik asit, model madde olarak değerlendirilmiştir. Gallik asidin fotokatalitik oksidasyonu, i) başlangıç madde konsantrasyonu, ii) fotokatalizör konsantrasyonu ve iii) fotokatalizör tipi gibi temel operasyon parametrelerinin etkisi araştırılarak incelenmiştir. Fotokatalizör olarak TiO2 Degussa P-25, Hombikat UV-100, PC-10, PC-50 ve PC-105 kullanılmıştır. Gallik asidin zamana karşı fotokatalitik olarak giderimi, UV-vis ve floresans spektroskopik parametreler ve toplam organik karbon ölçümleri ile takip edilmiş ve birinci mertebeden kinetik model kullanılarak açıklanmıştır. Gallik asidin kinetik verilerinin, ana molekül olan hümik asidin fotokatalitik bozunma çalışmalarıyla ilişkilendirilebilmesi için karşılaştırmalı bir yaklaşım izlenmiştir. Gallik asidin farklı fotokatalizörler üzerindeki ön adsorpsiyon sonuçları, gallik asidin fotokatalitik giderim hızı ile doğru orantılı olarak ilişkilendirmiştir. Gallik asit giderim hız sabitlerinin UV265 cinsinden karşılaştırılması; P-25> PC-10> UV-100> PC-105> PC-50 şekilinde sıralanırken, toplam organik karbon giderimi için hız sabitleri değişimi; PC-105> UV 100> PC-10> P-25> PC-50 olarak bulunmuştur. Test edilen çeşitli fotokatalizörler arasında PC-105' in, gallik asit giderimi için oldukça aktif olduğu bulunmuştur. PC-10 ve PC-50' nin küçük yüzey alanları göz önünde bulundurulduğunda, bu fotokatalizörlerin varlığında nispeten düşük giderim hızları elde edilmiştir.Item GFRP donatı-beton arasındaki aderans gerilmesinin sıyrılma göçme tipi ile sonuçlanan çekip çıkarma deneyleri ile tespiti(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-13) Başaran, Boğaçhan; Kartal, Saruhan; Kalkan, İlkerLif takviyeli polimer donatılar (FRP) özellikle korozyona uğramama ve yüksek çekme dayanımları nedeniyle betonarme yapılarda çelik donatıya alternatif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak, mekanik ve fiziksel özelliklerinin çelik donatıya göre farklı olmasından dolayı, FRP donatıların beton ile olan aderans davranışları çelikten farklıdır. FRP donatının beton ile olan aderans davranışı, beton basınç dayanımına, pas payına, donatı gömülme boyuna, donatı çapına, donatının konumuna ve donatı yüzey özelliği gibi daha birçok değişkene bağlıdır. Farklı uluslararası FRP donatılı beton yönetmelikleri, donatı aderansının tahmininde kullanılacak çeşitli bağıntılar önermişlerdir. Bu bağıntılar, donatının betondan ayrışması ile sonuçlanan deneylerin sonuçları kullanılarak oluşturulmuştur. Ancak, ayrışma ile sonuçlanan numunelerde, betonun çatlamasından doğan aderans kaybı neticesinde maksimum aderans belirlenemeyeceği için aderansı etkileyen değişkenler tam olarak tespit edilemez. Bu nedenle ayrışma göçme tipi ile sonuçlanan deneyler ile ortaya konan bağıntıların geçerliliği tartışmalıdır. Bu çalışmada, literatürde mevcut donatı sıyrılması ile sonuçlanan 243 adet çekip çıkarma deneyinden yararlanılarak, çoklu doğrusal regresyon analizi ile cam takviyeli polimer donatıların (GFRP) beton ile aralarındaki aderans bağıntısının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda önerilen bağıntı kullanılarak tahmin edilen aderans gerilmesi değerlerinin, uluslararası yönetmeliklerde geçen bağıntılar ile elde edilen değerlerden daha tutarlı sonuçlar verdiği görülmüştür.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »