1993 Cilt 10 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15384
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bazı ayçiçeği çeşitlerinin kurağa dayanıklılığı üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Türgeç, Aydın; Gürsoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışma, Bursa ve çevresinde kurak koşullar altında ayçiçeğinin bazı morfolojik karakterlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Deneme, Vniimk-8931, Sunbred-265 ve H-3330 çeşitleri kullanılarak 1990 yılında kurulmuştur. Üç tekerrürlü faktöryel düzende yürütülen bu araştırmada, beş farklı gelişme döneminde gözlemler yapılmıştır. Vejetatif ve generatif gelişme ile ilgili olarak; k6k kuru madde miktarı, sap ve yaprak kuru madde miktarı, k6k/toprak üstü aksamı, tabla ağırlığı ve bitki boyu gibi karakterler üzerinde durulmuştur. Kurak koşullar altında ayçiçeğinde, gelişmenin ilerleyen devrelerinde, kök gelişmesi artmış, bunun sonucu olarak kök/sürgün aksamı yüksek bulunmuş ve çeşitler arasındaki farklılıklar sadece bitki boyu bakımından önemli olmuştur.Item Bazı makarnalık buğday çeşitlerinin (triticum turgidum var. durum L.) Bursa koşullarındaki verim yeteneklerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Ayçiçek, Mehmet; Yürür, Nevzat; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri Bölümü1988-1990 yıllarında yürütülen bu çalışma ile Bursa koşullarında yetiştirilen bazı makarnalık buğday çeşitleri verim ve verim komponentleri yönünden incelenmiştir. 12 adet çeşit ve 1 adet hattın kullanıldığı deneme tesadüf blokları deneme deseninde ve dört tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre, üç yıllık ortalamalar üzerinden çeşitler arasındaki farklılığın metrede başak sayısında 65-94 başak/1 metre, dekara tane veriminde 323-474 kg/da, sap uzunluğunda 66-84 cm, başak uzunluğunda 5.6-7.6 cm, başakçık sayısında 13.3-1 7.8 adet, başaktaki tane sayısında 26.2-38.5 adet, bir başaktaki tane ağırlığında 1.10-1.68 gr ve 1000 tane ağırlığında ise 39.1-49.2 gr arasında olduğu bulunmuştur.Item Bursa bölgesinde çalışılabilir gün oranları ve tarlada çalışılabilir süreler(Uludağ Üniversitesi, 1993) Darga, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Tarım Makinaları BölümüBu çalışmada, Bursa bölgesinde çalışılabilir gün oranlarının ve tarlada çalışılabilir sürelerin bulunması amacıyla bir matematiksel model geliştirilmiş ve bu modele ait bilgisayar yazılımı gerçekleştirilmiştir. Bursa iline ait 26 yıllık meteorolojik veriler bu model ile bilgisayarda çözümlenerek çalışılabilir gün oranlan ve tarlada çalışılabilir süreler bulunmuştur.Item Bursa ili tarım işletmelerinin mekanizasyon düzeyi ve traktörün rasyonel kullanımının araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Çetin, Bahattin; Yüksel, Gürcan; Ziraat Fakültesi; Tarım Ekonomisi BölümüBu araştırma, Bursa ilinde tarımsal mekanizasyon düzeyini ve traktörün işletmeler tarafından rasyonel olarak kullanılıp kullanılmadığını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın ana materyalini, Bursa ilindeki traktör sahibi tarım işletmeleri arasından örnekleme yoluyla seçilmiş 135 işletme oluşturmuştur. Araştırma yöresinde birim alana (ha) 4.53 BG traktör gücü düşmekte ve bir traktöre ise 10.07 ha alan isabet etmektedir. İncelenen işletmelerde traktörler yılda ortalama 423.8 saat çalışmaktadırlar. Traktörler ortalama olarak 271.2 saat (% 63.99) işletmenin tarımsal işlerinde, 100.2 saat (% 23.65) tarım dışı işlerde ve 52.40 saat (% 12.36) de başkalarının işlerinde kullanılmışlardır. Çalışmada, yöredeki çeşitli tarımsal işlemler için alınan birim başına ücretlerle, aynı işlemler için işletmelerin birim başına yaptıkları masraflar mukayese edilmiş ve sadece 200 da 'dan daha büyük araziye sahip işletmelerin rasyonel çalıştıkları saptanmıştır.Item Bursa koşullarında yetiştirilen bazı makarnalık buğday çeşitlerinin (triticum turgidum var. durum L.) adaptasyon ve stabilite yeteneklerinin belirlenmesi üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Ayçiçek, Mehmet; Yürür, Nevzat; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBursa bölgesinde yetiştirilen bazı makarnalık buğday çeşitlerinin adaptasyon ve stabilite yeteneklerinin belirlenmesi amacıyla yedi yıllık (I987-I993) bir araştırma yapılmıştır. Onbir adet makarnalık buğday çeşidinin kullanıldığı çalışma tesadüf blokları deneme deseninde ve 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Yedi yıllık araştırma sonuçlarına göre, denemede yer alan çeşitlerden sadece Gökgöl, Gediz, Sham-1 ve Mondroue çeşitlerinin stabil olduğu ve bunlardan da Gökgöl ve Gediz çeşitlerinin iyi koşullara Sham-1 ve Mondroue çeşitlerinin ise kötü koşullara adapte oldukları belirlenmiştir.Item Bursa yöresinde bulunan değişik gıda işletmelerinin hijyenik durumları üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Turan, Gözde; Yücel, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüBu araştırma Bursa ili ve yöresinde bulunan değişik gıda işletmelerinin hijyenik durumlarını, ürünlerin hangi noktalarda, ne oranda kontamine olduklarını ortaya koymak amacıyla yapıldı. Toplanı 26 işyerinden 278 örnek pamuk sürtnıe yöntemiyle alınarak Toplam bakteri, Staphylococ'lar, Koliform bakteriler, E. coliI, Salmonella ve Shigella yönünden araştırıldı. Ayrıca 100 adet gaita örneği kültür ve parazit yönünden incelendi. İşletmeler et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, un ve un ürünleri imal yerleri olarak üç ana gruba ayrıldı. Üretimin tüm aşamalarında kontaminasyon nedeni olabilecek hemen her unsur dikkate alınarak elde edilen örneklerin değer ortalamaları alındı. Sonuç olarak, Bursa yöresindeki gıda işletmelerinin bazılarında genellikle hijyenik kurallara uymadığı, personelin gıda sanitasyonunu gerçekleştirebilecek bilinç düzeyinin oldukça altında bulundukları saptandı. İlgili yasalarda yapılabilecek düzenlemelerle, bilinçli bir hijyenik tasarım ve sanitasyon programının uygulanabilmesi için, konunun eğitimini yapmış uzmanlara kontrol ve üretim aşamasında insiyatif tanınmasının zorunlu olduğu belirlendi.Item Bursa yöresinde üretilen sucukların genel kalite nitelikleri üzerinde araştirmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Karaca, Zeliha; Yücel, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüBu çalışmada, Bursa Bölgesinde üretilen sucukların genel kalite nitelikleri araştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, Bursa Bölgesinde üretilen sucukların organoleptik olarak renk, kıvam, kesit yüzü açısından; fiziksel olarak yabancı doku yönünden; kimyasal olarak protein, pH, nişasta açısından; bakteriyolojik olarak toplam bakteri sayısı ve toplam koliform sayısı açısından Türk Standartlarında belirtilen koşullara uygun olmadığı saptanmıştır.Item Dondurulmuş balık etinin özütlenebilir protein niceliklerindeki değişmeler ve kaliteye etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kundakçı, Akif; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüBalık etinde bulunan ve nötral tuzlu su çözeltisi ile özütlenebilen protein niceliği yağsız balık türlerinde donmuş etin kalitesini belirleyen en önemli etmendir. Dondurularak depolama sırasında proteinlerin geri dönüşümsüz olarak denatüre olmaları donmuş balık etinin çözündürülmesi sırasında daha çok su salmalarına, daha sert bir doku oluşumuna neden olmaktadır. Dondurma öncesi bekleme süresinin, bekleme ortamının, dondurarak depolama sıcaklığının ve süresinin (toplam proteinin %'si olarak) özütlenebilir protein oranının azalması üzerine önemli etkisi olmaktadır. Bu azalma özellikle donmuş yağsız balık türlerine ait etlerin duyusal kalite karakteristiklerini etkilemesi bakımından önem taşımaktadır.Item Entansif besiye alınan merinos erkek kuzularda zorunlu hareketin besi performansına ve karkas özelliklerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Ak, İbrahim; Tuncel, Erdoğan; Koyuncu, Mehmet; Filya, İsmail; Tayar, Mustafa; Veteriner Fakültesi; Zootekni BölümüAraştırma, entansif besiye alman kuzulan yürütmenin, kuzuların besi performansı, et ve karkas kalitesine etkisini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma, her birinde 30 baş Merinos erkek kuzu bulunan 2 gruptaki toplam 60 baş kuzuyla yürütülmüştür. Araştırmada, deneme grubundaki kuzular her gün 6 km yürütülürken, kontrol grubundaki kuzular kapalı bir yerde barındırılmıştır. 56 günlük besi dönemi sonunda her gruptan 10 baş kuzu kesilerek kuzularda yağlanma, et ve karkas kalitesi belirlenmeye çalışılmıştır. Besi süresince kuzulara ad libitum düzeyde kesif yem verilmiştir. Araştırma sonucunda, entansif besiye alınan kuzulan yürütme, besi süresince kuzuların canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma oranlarına olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir. Ayrıca, deneme grubundaki kuzulardan daha az yağlı bir karkas elde edilirken, araştırmada but ağırlığı hariç diğer karkas özellikleri bakımından gruplar arasında önemli bir fark gözlenmemiştir. Yürütmenin, kuzularda vücut yağının belli bölgelerde birikimini azalttığı, buna karşın göz kasında yağlanma oranını önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P < 0.01 ).Item Et işleme tesislerinde kaliteli et eldesi ve kontaminasyon kaynaklan(Uludağ Üniversitesi, 1993) İşgöz, Banu Bilge; Kundakçı, Akif; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüEt, toplumca tüketilen hayvansal kaynaklı proteinlerin önemli bir kısmının kaynağı olup, insan beslenmesinde çok önemli bir yeri vardır. Buna karşın et ve et ürünleri üretilirken hijyenik ve teknolojik kurallar tam sağlanmadığında sağlık bağlamından tehlikeli olabilmektedir. Uygun koşullarda hazırlanıp depolanmayan et ve et ürünlerinde kalite bozulmakta ve gıda zehirlenmeleri görülmektedir. Kaliteli ve güvenilir bir et üretimi için teknolojik ve hijyenik kurallar doğrultusunda et üretimi gerçekleştirilmelidir.Item Havuç (cv. nantes) tohumlarmda ekim öncesi PEG (polietilen glykol) uygulamalarının çimlenme oranına etkileri üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Şeniz, Vedat; Demirel, Funda; Aykan, Tuncay; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüHavuç tohumlarının çimlenme oranını arttırmak amacıyla yapılan bu çalışmada "Nantes" çeşidinin tohumlan kullanılmıştır. Tohumlara PEG 3000, 6000 ve 10000'nin % 2.84 ve % 3.76'lık farklı dozları uygulanmıştır. Uygulamalar l5°C'de, aydınlık koşullarda 4 ve 8 gün süre ile yapılmıştır. Hiç bir uygulama yapılmamış tohumlar kontrol olarak kabul edilmişlerdir. Tüm tohumlarda yapılan çimlendirme işlemi sonucunda ekimden 3 gün sonrası için PEG 6000 ve 10000'nin % 2.84'lük konsantrasyonunun 8 günlük uygulaması en iyi çimlenme oranını verirken, ekimden 6 gün sonra sadece PEG 10000'nin % 2.84'lük konsantrasyonunun, hem 8 hem de 4 günlük uygulaması en iyi sonucu vermiştir. En yüksek çimlenme oranına ulaşıldığı 9. gün ise uygulanan PEG'in molekül ağırlığı ve uygulama süresinin etkili olmadığı fakat konsantrasyonun etkili olduğu, buna göre % 3. 76 ve % 2.84'/ük uygulamanın hiç uygulama yapılmayanlara göre en iyi sonucu verdiği görülmüştür.Item Kesme alstroemeria (cv. “ostara “ ve “vanitus“) çiçeklerinde bazı kimyasal madde uygulamaları ile vazo ömrünün saptanması üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Mengüç, Ahmet; Zencirkıran, Murat; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüAlstroemeria çiçeklerinin vazo ömrünün uzatılması amacıyla yapılan bu çalışmada "Ostara" ve "Vanitus” çeşitleri kullanılmıştır. Çiçekler, a) % 4 Sakkaroz + 2 mM Gümüşdyosülfat ile 30 dakika ön uygulama sonrası saf suya aktarma, b) % 4 Sakkaroz + 4 mM Gümüştiyosülfat ile 30 dakika ön uygulama sonrası saf suya aktarma, c) % 4 Sakkaroz, d) % 2 Sakkaroz, e) Saf su (Kontrol) solusyonları içeren cam kavanozlara konulmuşlardır. Elde edilen analiz sonuçlarına göre, en uzun vazo ömrü ortalama 11.57 gün ile % 4 sakkaroz + 2 mM Gümüşdyosülfat ön uygulamasından elde edilmiş, bunu 11.45 günle % 4 sakkaroz + 4 mM Gümüştiyosülfat ön uygulaması ve 10.80 günle % 4 sakkaroz uygulaması izlemiş, en kısa vazo ömrü ise 9. 49 günle saf su (Kontrol) da elde edilmiştir.Item Kesme Alstroemeria cv. “Ostara “ çiçeklerinin soğukta muhafazası üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Mengüç, Ahmet; Zencirkıran, Murat; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmada, cv. Ostara Alstroemeria kesme çiçekleri 1-2 primer çiçek açık olacak şekilde hasat edilmiş ve çiçeklerin yarısı % 4 Sakkaroz + 4 mM Gümüştiyosülfat (STS) solüsyonuyla ön uygulamaya tabi tutulmuş, diğer yansına ise herhangi bir uygulama yapılmamıştır. İlk uygulamadan hemen sonra olmak üzere 10'ar gün ara ile 0°C'deki depodan çıkanları çiçeklerde, Ağırlık kaybı (%), Solunum hızı (mgCO2/kgh), Suda eriyebilir kuru madde (%) ve Vazo ömrü (gün) incelenmiştir. Araştırma sonucunda, muhafaza süresi boyunca % 4 Sakkaroz + 4 mM Gümüştiyosülfat (STS) ön uygulaması, çiçeklerdeki ağırlık kaybını ve solunum hızını azaltmış, vazo ömrünü ise uzatmıştır.Item Kolzada en uygun ekim normunun saptanması üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Türgeç, Aydın; Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırma, Bursa koşullarında kışlık kolzada en uygun ekim normunu saptamak amacıyla, 1991 yılında yapılmıştır. Denemede bir kışlık kolza çeşidi; 1617/82 ve iki kışlık yağşalgamı çeşidi; Rex ve Topas kullanılmıştır. Dört bloklu faktöryel düzende yürütülen bu araştırmada üç ekim normu kullanılmıştır (0.5, 1.0 ve 1.5 kg/da). Tane verimi yanında bitki boyu, yandal sayısı, harnup başına tane sayısı ve 1000 tane ağırlığı da gözlenmiştir. Gözlenen tam karakterlerde, çeşitler arası farklılıklar önemli bulunmuştur. En yüksek tane verimi Chr. 1617/82 ve Rex çeşitlerinden elde edilmiştir. Ekim normu arttıkça yandal sayısı, harnupta tane sayısı ve 1000 tane ağırlığı azalmış fakat tane verimi artmıştır. Sonuç olarak, 1.0 kg/da ekim normunun en yüksek verimi sağladığı saptanmıştır.Item Kombinasyon ıslahı uygulamasında bazı kantitatif özelliklerin F3, F4 ve F5 generasyonlarında belirlenen korelasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yağdı, Köksal; Ekingen, Halis Ruhi; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırmada, yedi ekmeklik ve altı makarnalık buğday hat ve çeşitleri kullanılarak elde edilen 11 adet kombinasyonun F3, F4 ve FS generasyonlarında, bazı kantitatif karakterlerin, generasyonlar içerisinde ve generasyonlar arasında korelasyonları saptanmıştır. Genelde ekmeklik ve makarnalık buğday kombinasyonlarında başak boyu ile başakçık sayısı, başakla tane sayısı ve ağırlığı arasında olumlu ve önemli korelasyonlar belirlenmiştir. Benzer ilişkiler, başakçık sayısı ile başakta tane sayısı; başakla tane sayısı ile başakla tane ağırlığı arasında da bulunmuştur. Beklenen kimi ilişkilerin, tüm kombinasyonlarda stabil olarak ortaya çıkmaması, generasyonlar boyunca farklı iklim koşullan ve ekim zamanlan ile heterojen toprak yapıları gibi çevre koşullarından kaynaklanmaktadır.Item Küfler, küf toksinleri ve kanatlı kümes hayvanlarının beslenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kundakçı, Akif; Ak, İbrahim; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüKüfler, genellikle bitki ve hayvan dokuları üzerinde yaşayan ve bunlara tozlu, lifli bir görünüş veren saprofit karakterli mantarlara verilen bir grup adıdır. Küfler, yemlere topraktan, havadan, depolardan, hasat, taşıma ve işleme sırasında bulaşmakta ve uygun koşullarda hızla gelişip çoğalmaktadırlar. Küflerin zararlı etkilerini sürdürmeleri çevre koşullarına bağlıdır ve insan veya hayvanlarda doğrudan ve ikincil metabolitleri olan mikatoksinler yoluyla hastalıklara veya verim azalmalarına neden olurlar. Küfler ve küf toksinleri kümes hayvanlarında gelişme bozukluklarına, canlı ağırlık kaybına ve yumurta veriminde düşme gibi oluşumlara neden olurlar. Yem ve yem hammaddelerinin küflerle bulaşmalarını önlemek olanaksızdır. Ancak, bunların gelişip çoğalmalarını önleyecek ortam koşulları oluşturularak zararlı etkilerinden kurtulmak mümkündür.Item Meyveli yoğurt üretiminde bazı stabilizer maddelerin kullanılma olanakları üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Çopur, Ö. Utku; Korukluoğlu, Mihriban; Dönmez, Gülçin; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüSütün insan beslenmesindeki önemi çok büyüktür. Süt, gerek tüketiminin kolaylaştırılması gerekse de dayanımının arttırılması amacıyla çeşitli ürünlere işlenmektedir. Geleneksel üretimin dışında tüketim amacı farklı olan meyveli yoğunların ülkemize yaygın bir şekilde girmesi yeni başlamıştır. Bir kalite kriteri olarak bilinen serum ayrılmasının önlenmesi ve arzulanan kıvamın verilmesi amacıyla yoğurt üretiminde farklı stabilizer maddeler kullanılmaktadır. Bu amaçla araştırmada jelatin, pektin, agar, modifiye nişasta ve kontrol örneği olarak süt tozu kullanılmıştır. Ayrıca stabilizer madde olarak karboksimetilselülozun da kullanılması düşünülmüş, ancak ön denemeler sonucunda uygulanan hiç bir dozun panelistler tarafından beğenilmemesi nedeniyle denemeden çıkarılmıştır. Sonuç olarak; genelde jelatin katkılı örnekler en çok (% 0.2 jelatin katkılı örnek) beğeni kazanmıştır.Item Orkinos (Thunnus tyhnnus) karaciğer yağının bileşimi ve vitamin A ve vitamin D potansiyeli üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kundakçı, Akif; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüKimi balıkların karaciğerleri yağda çözünen vitaminler bağlamından zengindir. Bu tür balıklardan biri de orkinostur. Ülkemiz karasularındaki orkinosların karaciğerleri üzerinde yapılan bu çalışmada, ortalama % 6.3 toplam lipid içerdiği ve bunun % 87 sini gliseridlerin % 12 sini sabunlaşmayan maddelerin ve % 0.97 sini de serbest yağ asitlerinin (SYA) oluşturduğu görülmektedir. Toplam lipidlerin % 2,97 sini kolesterolün oluşturduğu ve önemli nicelikte olduğu dikkati çekmektedir. Karaciğer yağının gramında ortalama 51592 UB vitamin A ve 25358 UB vitamin D bulunmaktadır. Toplam lipidlerin yağ asitleri bileşimi incelendiğinde, kimi yağ asitlerinin oranlan aşağıdaki gibi bulunmuştur; C16:0 % 24.4, C18:0 % 5, C18:1 % 22.8, C16:1 % 13.2, C20:4 % 2.3, C20:5 % 4.9, C22:5 % 18.8 ve C22:6 % 13.7. Bulgular, orkinos karaciğer yağının A ve D vitaminleri ile uzun zincirli yağ asitlerinin önemli bir kaynağı olduğunu göstermektedir. Bu yağ asitleri sindirim organlarında kolesterolün emilimini güçleştirmektedir.Item Ruminantlarda protein olmayan nitrojenli bileşiklerin (NPN) değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Karabulut, Ali; Filya, İsmail; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüRuminantlar, beslenme özelliklerine bağlı olarak rumen mikroorganizmalan sayesinde protein gereksinimlerinin önemli bir kısmını NPN'li bileşiklerden karşılayabilmektedirler. Ruminantların bu özelliklerinden dolayı, ülkemiz dahil birçok ülkede ruminantların beslenmesinde NPN'li bileşiklerden geniş ölçüde yararlanılmaktadır. Ruminantların rasyon proteininin bir kısmının NPN'li bileşiklerden karşılanması durumunda, bu hayvanların performanslarında herhangi bir olumsuz etki gözlenmemektedir.Item Şeker pancarının kök verimi üzerine değişik azotlu gübrelerin ve azot dozlarının etkisi üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Başar, Haluk; Tümsavaş, Zeynel; Özgümüş, Ahmet; Katkat, A. Vahap; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüBu araştırma, değişik azotlu gübrelerin ve azot dozlarının, Perla çeşidi şeker pancarının kök verimine olan etkilerini belirlemek amacıyla, U. Ü. Ziraat Fakültesinin Görükle'deki araştırma ve uygulama merkezinde 1991 yılında yürütülmüştür. Tarla denemesi tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş ve ekimden önce bütün parsellere 10 kg P2 O5/da hesabıyla triple süperfosfat, 10 kg K2O/da hesabıyla potasyum sülfat gübreleri uygulanmıştır. Dört azotlu gübre (amonyum sülfat, % 21 N; amonyum nitrat, % 26 N; üre, % 46 N; Kompoze (25:5:0)) iki farklı zamanda ve dört ayrı dozda (0, 14, 18 ve 22 kg N/da) verilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, şeker pancarının kök verimi üzerine değişik azotlu gübreler arasında, istatistiksel bir farklılığın olmadığı saptanmıştır. Şeker pancarının kök verimi üzerinde de en etkili azot dozlarının 14 kg N/da ve 18 kg N/da olduğu belirlenmiştir.