2023 Cilt 42 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/41030
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Balıkesir il merkezi ve ilçelerindeki kuzularda eimeriosis’in yaygınlığı ve enfeksiyondan sorumlu türlerin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-11) Özüiçli, Mehmet; Diker, Ali İhsanBu çalışma Balıkesir ilinde kuzulardaki Eimeriosis türlerinin tayini ve yaygınlığının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Balıkesir Merkez, Edremit, Bigadiç ve Bandırma’da bulunan dört farklı çiftlikten, her birinden 150’şer adet olmak üzere toplamda 600 adet dışkı örneği alınmıştır. Çalışma konusu olan kuzular 30-60, 60-90, 90-120 gün yaş aralığındadır. Her yaş aralığı için 25 erkek, 25 dişi olacak şekilde toplamda 50 kuzu seçilmiştir. Mc Master yöntemiyle dışkı analizi yapılan altı yüz hayvanın 438’inde (%73) Eimeriosis tespit edilmiştir. Balıkesir merkezde bulunan 150 hayvanın 110 tanesi (%73,33), Edremit’te bulunan 150 hayvanın 108 tanesi (%72), Bigadiç’te bulunan 150 hayvanın 96 tanesi (%64), Bandırma’da bulunan 150 hayvanın 124 tanesi (%82,66) Eimeria pozitif bulunmuştur. Dört çiftlikte dışkıları incelenen kuzularda7 farklı Eimeria türü saptanmıştır. Eimeria pozitif olan hayvanlarda en az 3, en fazla 6 Eimeria türü ile miks enfeksiyonların olduğu belirlenmiştir. Enfekte kuzularda patojenik türlerden Eimeria ahsata, Eimeria ovinoidalis ve Eimeria bakuensis tespit edilmiştir. Genel enfeksiyon oranları açısından bakıldığında pozitif bulunan 438 hayvanın 367 (%83,78) tanesinde Eimeria ahsata, 331 tanesinde (%75,57) Eimeria parva,310 tanesinde (%70,77) Eimeria ovinoidalis, 306 tanesinde (%69,86) Eimeria bakuensis, 278 tanesinde (%63,47) Eimeria faueri, 260 tanesinde (%59,36) Eimeria intricata, 250 tanesinde (%57,07) Eimeria pallida tespit edilmiştir. Bu çalışma ile Balıkesir ilinde yetiştirilen kuzularda Eimeria türlerinin yaygınlığı ve enfeksiyondan sorumlu türler ilk defa belirlenmiştir.Publication Characterization and computational ınvestigation of polymorphisms in the TIR domain of the TLR4 protein in holsteins raised in Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-01) Atalay, SertaçIncreasing environmental temperatures due to climate change adversely affect livestock welfare and health. Moreover, temperatures increase thedistribution and survival of parasites and infectious agents. Livestock diseases that cause significant economic losses are a worldwide concern.Toll-like receptor 4 (TLR4) is an ideal marker gene candidate, due to its critical role it plays in initiating the immune response against pathogens.In this study, the toll-interleukin-1 receptor (TIR) domain polymorphisms were investigated in the Holsteins raised in Turkey. by DNAsequencing. The effects of polymorphisms on the protein structure and function were evaluated by computational tools (I-Mutant Suite, ProjectHope and PyMOL). The rs8193069 C>T polymorphism was detected in the TIR domain. The SNP causes Threonine to Isoleucine substitutionat position 674 of the TLR4 protein which is the second amino acid of the TIR domain. The I-Mutant Suite predicted that Thr674Ile substitutioncould decrease protein stability (DDG= -0.40 Kcal/mol). Project Hope results showed that mutant and wild-type amino acids have differentproperties and that this can disturb the TIR domain. The Thr674Ile polymorphism observed in the TIR domain of TLR4 protein in Holsteinsraised in Turkey might affect the function of the TLR4 by causing physicochemical changes.Publication Comparison of beta-hydroxybutyrate levels in the first three weeks after calving in four healthy different breeds of cows(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-01-18) CİHAN, HÜSEYİN; KASAP, SEVİM; ŞENTÜRK, SEZGİN; Veteriner Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı; 0000-0003-1544-6438; 0000-0001-9501-9983; 0000-0002-2465-9913The objective of this study was to determine the differences between the healthy Holsteın-Friesian, Jersey, Simmental, and Aberdeen Angusbreeds Beta-hydroxybutyrate (BHBA) levels at the first three weeks after calving. The blood samples were collected for analysis between 10-20 days postpartum. In this study, 80 animals were used in different regions in total. BHBA was analyzed by Ketosite® (Ketosite®, Stanbio LabrotoryInc., Boerne, TX USA). Milk fat and protein levels were immediately measured by an electronic milk analyzer (Milkoscan FT1 FOSS Industries, Denmark). Statistical analyses of the study were performed using Sigma Plot 12 (Systat Software Inc., San Lose, CA). The means of BHBA levelswere compared by One Way Anova. As in Holstein cows, blood BHBA levels increased in the early lactation period and also in other breeds. Theresults of this study presented that serum BHBA levels were significantly higher in Holsteın-Friestein cows than in Simmental and AberdeenAngus cows.Publication Comparison of glucose levels in blood samples taken from coccygeal, jugular and mammary vein of cows in lactation(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-01-23) Akgül, Gülşah; Cihan, Hüseyin; Kasap, Sevim; Evci, Fatma Zehra; Şentürk, Sezgin; Veteriner Fakültesi; İç Hastalıkları Bölümü; 0000-0003-1544-6438; 0000-0001-9501-9983; 0000-0002-2767-7690; 0000-0002-2465-9913Blood glucose level is one of the most commonly used parameters in assessing the energy metabolism in dairy cows. The presented study aimed to compare the glucose concentrations in blood samples taken from the coccygeal vein, jugular vein, and mammary vein from the sameanimals at the same time. Healthy Holstein-Friesian dairy cows (n=25) in their second and third lactation were selected for the study. Theblood samples were taken from the coccygeal vein, jugular vein, and V. subcutanea abdominis (mammary vein) at the same time from eachanimal. To analyze blood glucose, Free Style Optium Blood Glucose Test Strip (Abbott, Istanbul, TURKIYE) was used. In comparison to theblood taken from both the jugular vein and coccygeal vein, glucose levels in blood samples taken from the mammary vein were significantly low (P<0.001). As a result, the determination of glucose levels in blood samples taken from the mammary veins may cause erroneous interpretations.The refore, the mammary vein for blood glucose must not be used as a sampling site.Publication Doğu Friz ırkı koyunlarda farklı tohumlama dozlarının gebelik başarısı üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-12) Aktar, Ahmet; Özkan, Hasan; Bağcı, Kemal; Uzun, Ümit Can; Akkaşoğlu, Mustafa; Alişan, Selvi; Sağırkaya, Hakan; Alçay, Selim; Veteriner Fakültesi; Klinik Bilimler Bölümü; 0000-0002-2975-2594; 0000-0001-6664-1378; 0000-0003-0535-4089; 0000-0002-9231-8619; 0000-0001-6876-0821; 0000-0001-7688-2298; 0000-0001-6619-3229; 0000-0002-2472-8157Saha şartlarında sperma almak ve tohumlama yapmak her zaman aynı koşullarda ve temiz şartlarda yapılamamaktadır. Bu çalışmada saha şartlarında üç farklı dozda taze sperma ile intraservikal yolla suni tohumlama uygulaması sonucunda gebelik oranlarının araştırılması amaçlandı. Araştırmada Doğu Friz ırkı 60 adet koyun 3 gruba ayrıldı (n=20) ve 3 adet koç kullanıldı. Koyunlarda kızgınlıkların senkronize edilmesi amacıyla 20 mg flugeston asestat emdirilmiş süngerler 3 gruba da 12 gün süreyle yerleştirildi. Süngerlerin çıkarılacağı gün ovulasyonları senkronize etmek için tüm koyunlara 500 IU PMSG enjeksiyonu yapıldı ve 24 saat içerisinde tüm koyunların östrus gösterdiği tespit edildi. Aynı çiftlikteki aynı ırk 3 koçtan alınan spermalarla östrustaki koyunlar intraservikal yolla tohumlandı. Tohumlama dozları1.grup için 100x10⁶ spermatozoa/ml, 2.grup için 200x10⁶ spermatozoa/ml, 3.grup için 400x10⁶ spermatozoa/ml olarak belirlendi. Tohumlamaların ardından toplamda 28 adet (%47) koyunda fertilizasyon olmadığı ve tekrar kızgınlık gösterdiği, diğer 32 adet (%53) koyunun gebe kaldığı tespit edildi. Gerçekleştirilen istatistiksel analiz sonucunda 3.Grup (400x10⁶) gebelik oranı 1. Gruba (100x10⁶) göre anlamlı olarakdaha başarılı bulunmuştur (P<0.05). Sonuç olarak tohumlama dozları kıyaslandığında saha koşullarında 400x10⁶ spermatozoa/ml dozda sulandırılmış taze sperma ile tohumlamanın yüksek gebelik oranlarının elde edilmesinde etkili olduğu belirlendi.Publication Gender determination by PCR assay for the sex-determining region Y(SRY) gene amplification in linnaeus’s two-toed sloth (Choloepus Didactylus)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-15) Bozkurt, Berkay; Vatansever, Ezgi; ARDIÇLI, SENA; Veteriner Fakültesi; Genetik Ana Bilim Dalı; 0000-0003-2758-5945In Linnaeus’s two-toed sloths (Choloepus didactylus), there is no distinct sexual dimorphism. It is an obstacle for gender determination fromthe external genitalia, especially in newborns or young sloths. Hence, easy, rapid, and reliable genetics-based methods for gender identificationof the sloths are needed to continue captive breeding more successfully. In this study, a PCR-based technique that allows gender determinationof two-toed sloths by using a sex-determining region Y (SRY) gene marker was described. The hair samples from young (suspectgender) and adult sloths (known gender) were used in genetic analysis. Initially, genomic DNA was isolated from hair root samples using Roche high pure PCR template preparation kit. The SRY primers were specifically designed based on the NCBI and Ensembl databases, andthey were verified with the BLAST program concerning the two-toed sloth genome. PCR amplification with the SRY-specific primers wascarried out by a programmable thermal cycler device using FastStart High Fidelity PCR System, Roche dNTPack. The samples were then electrophoresedon 2% agarose gels and were visualized by a gel documentation and analysis system. A specific band in the electrophoresis patternis diagnostic for a male individual with a partial SRY region. Hence, the analysis demonstrated that the samples belonged to a male two-toedsloth. Two-toed sloth species are commonly preferred animals in zoos. Gender determination is inevitable for these animals in captivity tobe raised successfully and healthily. Molecular genetic techniques allow high efficiency in taxonomic evaluations and gender identification inspecies that do not display sexual dimorphism. The PCR assay described here may be helpful for a rapid genetic analysis that can be widelyused in gender determination for two-toed sloths.Publication Preventive effects of bovine gallstone on murine colon neoplasia: Room for improvement?(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-04) Demirkan, İbrahim; Kavas, Ece; Bozkurt, Mehmet; Korkmaz, Musa; Kılıç, İbrahim; Kavas, TanerBovine gallstone (BGS) has been suggested to be used in the treatment of many diseases including neoplastic maladies in traditional medicine.Thus, this study aimed at evaluating the possible protective effects of BGS in mice colon tumor models. In the experiment, 8-week-old 30 male BALB/c mice weighing 25-30 g were randomly allocated into the control group (n=6), tumor group ((n=6; tumor induced by 1,2- dimethylhydrazine?[DMH]), BGS>DMH group (n=6; BGS given before DMH challenge), BGS//DMH group (n=6; simultaneous administration of BGS andDMH) and DMH>BGS group (n=6; tumor induced by DMH then BGS given). The colonic tumor was induced by weekly subcutaneous injectionof DMH at a 20 mg/kg/mouse dose for consecutive 11 weeks. BGS preparations were given to mice cyclically. Atypical cryptic foci formation inthe colon was examined by histopathological staining. The lowest rate of colon tumor was noted in BGS>DMH group where BGS was given priorto tumor challenge. In addition, simultaneous administration of DMH and BGS to mice inhibited tumor formation and development more significantlythan those in other groups (except for BGS>DMH group). It was concluded that BGS significantly prevented colonic tumor formationif given to subjects before or during tumor challenge however, therapeutic capacity of BGS was not promising in this study.Publication Süt ineklerinde propilen glikol ve gliserol kullanımının betahidroksibutirik asit, esterleşmemiş yağ asitleri ve vücut kondüsyon skoru üzerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-01-12) Altaş, Tolga; Yıldırım, RamazanBu çalışmanın amacı; geçiş döneminde görülen negatif enerji dengesi problemine, glikoz prekürsörlerinin kan betahidroksibutirik asit(BHBA), Esterleşmemiş yağ asitleri (NEFA) ve vücut kondisyon skoru (VKS) üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu çalışmada en az bir doğum yapmış, 60 Holstein ırkı süt ineği kullanılmıştır. Hayvanlar 20’şer adetten oluşan 3 gruba ayrılmıştır. Gliserol (G) grubundaki hayvanlara sabah yemlemesinden sonra günde 1 öğün pompayla 450 ml gliserol, Propilen Glikol (PG) grubuna 300 ml propilen glikol içirilmiştir. Kontrol (K) grubundaki hayvanlara herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Hayvanların süt verimleri deneme süresince günlük takip edilmiştir. Laktasyonun 100. gününe kadar her hafta art arda iki gün tüm sığırlardan süt numunesi toplanarak süt analizleri yapılmıştır. Beta hidoksi-bütirik asit (BHBA) ve esterleşmemiş yağ asitleri (NEFA) testleri için kan örnekleri doğum öncesi 1, doğum sonrası 0, 1, 2 ve 3. Haftalarda alınarak ticari kitlerle analizleri yapılmıştır. İneklerden alınan kan numunelerinden BHBA, NEFA ve VKS seviyelerinde gruplar arasındafarklılık saptanmamıştır. Bu çalışmadan G ve PG gibi glikoz prokürsörlerinin özellikle geçiş dönemindeki ineklerde kan BHBA, NEFA ve Vücut kondüsyon skorları üzerine herhangi bir etki yaratmadığı sonucu çıkarılabilir.