Fen Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/23
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by browse.metadata.sponsorship "Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Deveci armut çeşidinin (Pyrus Communis L. ev. Deveci) kontrollü atmosferde (KA) muhafazası süresince bazı fiziksel ve biyokimyasal değişimler arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-27) Şen, Arzu; Özer, Hakan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bahçe Bitkileri Ana Bilim DalıArmut üretim miktarları ve üretim alanları incelendiğinde, ülkemiz rakamsal olarak önemli bir üretici görünümünde olmakla birlikte uluslararası piyasalarda talep edilen miktar ve kaliteli uygun çeşitlerin olmaması nedeniyle aynı başarıyı pazarlama konusunda yakalayamamaktadır. Bununla birlikte; uygun hasat zamanının ve özellikle çeşitlerin hasat sonrası fizyolojik özelliklerinin yeterince bilinmemesi ve çağdaş teknolojinin gerektirdiği şekilde uygulanamaması sonucu soğuk zincir boyunca çeşitli nedenlere dayanan bozulmalar önemli kayıplara sebep olmakta ve üretimin yaklaşık % 25-30 unu kullanmadan alıp götürmektedir. Fungal kökenli çürümeler yanında armutlara özgü fizyolojik bozuklukların da önemli derecede rol oynadığı bu kayıplar ülkemiz armut üretimini dolaylı olarak olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Ülkemizde Deveci armut çeşidi ile yapılan çalışmalar çok sınırlı kalmıştır. Çalışmamız ile meyvenin hasat safhasındaki fizyolojik ve kimyasal özelliklerinin hasat sonrası sürekliliğini sağlamak, böylece pazar ve tüketici tarafından istenen kalite kaybını engellemek veya mümkün olan asgari düzeye indirmek, muhafaza süresince meyvelerde görülen yüzeysel yanıklığın; KA ve/veya 1-MCP (1-Methylcyclopropane) uygulamasıyla kontrol edilebilmesi ve depolama süresince sözü edilen bu uygulamalarla birlikte; alfa-farnesene enzim aktivitesi ile kabuk yanıklığı, pektinesteraz aktivitesi ile meyve eti sertliği ve fenolik madde ile antioksidan aktivitesi arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaçla; meyve eti sertliği, TSÇKM ve nişasta miktarı tayinlerinden yararlanılarak hasadı yapılan meyveler, 1-MCP uygulaması (0.625 ppm-24 h) yapılarak ve uygulama yapılmadan Kontrollü Atmosfer (KA) (%1 CO₂ : % 2 O₂) ve Normal Atmosfer (NA) ortamında O°C sıcaklık ve % 85-90 nispi nem (n.n) koşullarında muhafazaya alınmıştır. Muhafaza süresi boyunca yapılan meyve analizleri (Meyve Eti Sertliği, Ağırlık Kaybı, Pektinesteraz Aktivitesi, TA ve pH, TSÇKM Miktarı, Kalite, Etilen Üretimi, Solunum Hızı, Klorogenik Asit Miktarı, Flavanoid Miktan, Antioksidan Aktivitesi, Arbutin Miktan, Epicatechin Miktan, Meyve Rengi, a-Farnesene Enzim Aktivitesi, Yanıklık Oranı ve Şiddeti) ayda bir, 3 tekerrürlü ve her tekerrürde 7' şer meyve olacak şekilde yapılmıştır. Her muhafaza periyodundan sonra, raf ömrü koşullarında (20°C sıcaklık ve % 60-65 n.n) 7 gün tutulan meyvelerde; meyve eti sertliği, TSÇKM miktan, TA ve pH değişimleri incelenmiştir. Çalışmamızda Deveci armut çeşidi meyveleri için, O°C sıcaklık ve % 85-90 n.n. koşullarında, incelenen tüm kalite kriterleri dikkate alındığında; KA+l-MCP uygulamasının en iyi sonucu verdiği görülmüştür. Bununla birlikte NA' de Deveci armut çeşidinin muhafazasında ise 0.625 ppm 1-MCP uygulamasının yapılmasının (24 h) uygun olacağı düşünülmektedir.Item Farklı zamanlarda hasat edilen kivilerde (Actinidia deliciosa cv. Hayward) normal ve kontrollü atmosfer koşullarında soğuk muhafaza süresinin etilen biyosentezine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Öz, Ayşe Tulin; Eriş, Atilla; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bahçe Bitkileri Ana Bilim DalıFarklı olgunluk aşamalarında hasat edilen Hayward kivi meyveleri NA ve KA (%2 O2 ve%5 CO2 ) koşullarında muhafazaları sırasındaki fizyolojik, biyokimyasal ve bazı moleküler değişimler;özellikle etilen biyosentezi ilişkileri açısından araştırılmıştır. Bu amaçla, hasat kriteri olarak TSÇKMoranı dikkate alınmıştır. Buna göre birinci deneme yılında (2003-2004) TSÇKM oranları %4.5-5.5,%5.6-6.5, %6.6-7.5 ve 8.5-9.5 olacak şekilde; ikinci deneme yılında (2004-2005) ise, bir önceki seneelde edilen verilere göre %8.5-9.5 oranı çıkarılmış ve geriye kalan üç farklı aşamada TSÇKM oranları %4.5-5.5, %5.6-6.5 ve %6.6-7.5 olacak şekilde meyveler hasat edilmiştir. Bulgularımıza göre,meyve büyüme artışı sigmoid bir eğri göstermiştir. Derim sonrası izlenen solunum hızı sonuçlarınagöre Hayward kivi meyvesinin yavaş bir solunum hızına sahip olduğu belirlenmiştir. NAmuhafazasının 2. ayı sonunda meyve eti sertliği hızlı bir düşüş göstermiş, KA muhafazası bu düşüşhızını yavaşlatmıştır. Erken zamanda derilen I. ve II. derim meyvelerinde etilen üretim hızı geçzamanlarda derilen III. ve IV. derim meyvelerine göre muhafaza süresince daha düşük miktardaolmuş; meyve sertliği ise I. ve II. derim meyvelerinde daha yüksek bulunmuştur. KA ve NAmuhafazasının 1. ayı sonunda TSÇKM oranı hızlı bir artış göstermiş sonraki aylarda bu artışyavaşlamıştır. Her iki muhafaza sonunda da -a* (+kırmıı,- yeşil) meyve eti renk değişimi artışgösteririken b* (+sarı,-mavi) ve L(parlaklık) renk değerleri düşmüştür. ncelenen kaliteparametrelerine göre, KA muhafazası Hayward kivi çeşidinin etilenin üretim hızını azaltarak meyveolgunlaşmasını geciktirdiği belirlenmiştir. Özelikle 1. deneme yılında muhafazanın 1. ayı sonundaACC miktarında önemli bir miktar artış saptanmıştır. Gerek muhafaza süresi açısından en ideal derimolumunun belirlenmesi; gerek NA ve KA'nın farklı zamanlarda derilen meyvelerin etilenmekanizmasına etkisini belirlemek; gerekse etilen üretimine dönük sorumlu protein bantlarınıbelirlemek için SDS-PAGE yöntemi kullanılarak protein jel elektroforezi yapılmıştır. Analizsonucunda özellikle etilen üretiminden sorumlu olabilecek bantların varlığı tespit edilmiştir. Protein jelfotoğraflarından elde edilen görüntüler incelendiğinde farklı molekül ağırlığına sahip bir çok bandınvarlığı tespit edilmiştir. Özellikle, KA meyvelerinde hemen hemen hiç görüntülenemeyen ancak NAmeyvelerinde görüntülenen 38 kDa ağırlığındaki protein bandının etilen üretiminde rol alan ACCenziminden sorumlu olabileceği sonucuna varılmıştır.Bu çalışmada gerek etilen biyosentezi ve gerekse diğer kalite kriterleri dikkate alındığında TSÇKM mktarının %5.6-6.5 olduğu ikinci derim zamanının uzun süreli muhafaza için en idealderim olumunu verdiği ve KA'nın da en ideal muhafaza koşulu olduğu görülmüştür.Item Patlıcan (Solanum melongena L.)'da Verticillium dahliae kleb.'e dayanıklı hatların geliştirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006-11-13) Başay, Sevinç; Şeniz, Vedat; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bahçe Bitkileri Ana Bilim DalıBu araştırma, 2004 - 2006 yılları arasında Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Sebzecilik Bölümü’ne ait Uygulama Seraları, Bitki Koruma Bölümü’ne ait Uygulama Seraları ve Doku Kültürü Laboratuarında yürütülmüştür. Araştırmada, ülkemiz için önemli bir yere sahip olan patlıcanda verim ve kalite düşüklüğüne yol açan Verticillium dahliae Kleb.’in neden olduğu Verticillium solgunluğuna daha az duyarlı hatların geliştirilmesi amaçlanmıştır. Denemede kültür çeşitleri olarak, “K-1”, “K-2”, “K-3”, “K-4”, “K-5”, “K-6”, “K-7” ve “K-8” kullanılmıştır. Yabani türler; S. torvum, S. sodemeum, dayanıklı kültür formları; “DK-1”, “DK-2”, “DK-3” ve “DK-4” ve ve “DK-6” çeşitleri ve “DK-5” hattı kullanılmıştır. Bu materyallerin patojenisite testinde; Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü tarafından PCR’da V. dahliae olduğu tespit edilmiş olan izolat kullanılmıştır. Öncelikle elde bulunan tüm genitörler bu izolat ile 2004 ve 2005 yıllarında klasik olarak testlenmiştir. İki yılın sonuçları birbiri ile paralellik göstermektedir, iki yılda da en düşük hastalık oranını “DK-5” hattında saptanmıştır. Klasik testleme sonucu V. dahliae hassas olan “K-1” çeşidi ile tolerant olarak belirlenen “DK-5” hattı melezlenerek F1 ve F1 kendilenerek F2 elde edilmiştir. 2006 yılında patojenisite testinde “K-1” çeşidi ve “DK-5” hattı ile F1 ve F2 bitkileri testlenmiştir. Patojenisite testi sonucunda “K-1” çeşidi ve “DK-5” hattının hastalık şiddeti diğer yıllar ile paralellik gösterir iken, “F1” bitkilerinin yapraklardaki sararma ve solgunluk değerleri, gövde izolasyonu ve reizolasyon sonuçları “F2” bitkileri sonuçlarından daha yüksek çıkmıştır. Yapraklarındaki sararmadan yola çıkarak 0-5 skalası kullanılarak yapılan değerlendirmede “F1” bitkilerinde hastalık şiddeti % 38 iken, “F2” de 200 bitkinin % 55’inde hastalık şiddeti %2 ila % 6 arasında değişir iken, % 45’inde ise %36 ila % 44 arasında değişmiştir. Çalışmamızın haploid kısmında; yaz döneminde yetiştirilen bitkilerden temin edilen tomurcuklarla yapılan anter kültüründe başarının çok daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Anter kültürü uygulanan çeşitler ve hattın içersinde en iyi cevabı % 14.2 oranında embriyo oluşumu ve %5.3 oranında da bitki oluşumu ile “25” çeşidi vermiştir. Anter kültüründen haploid bitkiler elde edildikten sonra bitkileri dihaploid hale getirmek amacıyla kolhisin dozu (%0.5 ve %1) ve 2 farklı uygulama süresi (1 saat, 2 saat) uygulanmıştır. Uygulamalar içersinde en iyi sonucu %0.5 kolhisin + 2 saat veya %1 kolhisin + 1 saat vermiştir. Diploid hale getirilen bitkilerde kromozom sayımı yapılmış, seraya alınmış ve bu bitkilerden 2006 yılında tohum alınmıştır.Item Yerli bir Amblyseius swirskii (Athias-Henriot) (Acari: Phytoseiidae) popülasyonunun farklı sebze türlerinde ikinoktalı kırmızıörümcek, [Tetranychus urticae Koch (Acari: Tetranychidae)]’e karşı kullanılma potansiyelinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-20) Göksel, Pınar; Kumral, Nabi Alper; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bitki Koruma Ana Bilim Dalı; 0000-0002-1120-3925Bu tez çalışmasının amacı, Amblyseius swirskii (Athias-Henriot) (Acari: Phytoseiidae)’nin Türkiye’den toplanan doğal bir popülasyonunun farklı sebze çeşitlerinde İkinoktalı kırmızıörümcek, Tetranyhus urticae (Koch) (Acari: Tetranychidae)’nin kırmızı formuna karşı biyolojik mücadele etmeni olarak kullanılmasıdır. Phytoseiidae familyasının aktivitesini düşüren yaprak tüylülüğü biyolojik mücadele açısından önem arz ettiği için bu çalışmada domates, biber, patlıcan, hıyar ve fasulyenin en az tüylülüğe sahip çeşitleri kullanılmıştır. Tezin laboratuvar çalışmaları kapsamında A. swirskii’nin T. urticae ile beslenmesi durumunda biyolojik parametreleri (ergin öncesi dönemlerin gelişme süresi ve canlılık oranları, ergin üreme ve ömür uzunluğu, hayat tablosu parametreleri) ile sayısal ve işlevsel tepkiler belirlenmiştir. Örtüaltı çalışmalarında ise sebze türlerinde en az trikom yoğunluğuna sahip çeşitlerinde ilk salımda T. urticae’ye karşı 1: 5 (avcı: av) oranda A. swirskii’nin uygulanması sonucu biyolojik etkinliği ortaya konulmuştur. Bu tez 2020-2023 yıllarında Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü laboratuvar ve sera koşullarında yürütülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre, trikom yoğunluğu en düşük bulunan çeşitler; Domateste Şencan 9, patlıcanda Pala 49, biberde Sürmeli Biberi, fasulyede Alman Ayşe ve hıyarda Çengelköy Hıyarı 5802’dir. Hayat tablosu parametrelerinden rm, Ro ve To değerlendirildiğinde ise en yüksek değerler biberde bulunurken, bunu sırasıyla patlıcan, domates, hıyar ve fasulye izlemiştir. Sera koşullarında A. swirskii’nin biyolojik etkinlik çalışmalarına göre en yüksek avcı popülasyonu ve en düşük T. urticae popülasyonu sırasıyla fasulye, domates, patlıcan, biber ve hıyarda bulunmuştur. Bu tez çalışmasıyla sadece av ve avcı arasındaki ilişki değil aynı zamanda bitkiden kaynaklı bazı unsurlar da(trikomlar) biyolojik mücadelenin başarısını etkilediği gösterilmiştir.