2007 Cilt 5 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/5902
Browse
Browsing by Subject "Çocuk"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Alerjen spesifik immünoterapide lokal ve sistemik reaksiyonlar(Uludağ Üniversitesi, 2007) Canıtez, Yakup; Öztürk, Rıfat Can; Sapan, Nihat; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Alerji Bilim DalıAmaç: Alerjen spesifik immünoterapi uygulamaları sırasında çeşitli lokal veya nadirde olsa ölüme kadar gidebilen sistemik reaksiyonların ortaya çıkabileceği bilinmektedir. Çocukluk yaş grubunda klasik subkutan spesifik allerjen immünoterapisi uygulanan olgularda olası reaksiyonları araştırmak amacıyla bu çalışma planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Alerji Bilim Dalı polikliniğinde 1999-2007 yılları arasında ev tozu akarları karışımı (D.Pteronyssinus %50, D. Farinae %50), veya otlar/ tahıllar polen karışımı (Grasses-Cereals; çayır polenleri %55, arpa %10, yulaf %10, çavdar %15, buğday %10 karışımı) ile immünoterapi tedavisi alan olgular rastgele seçilerek çalışmaya alınmış, immünoterapi kayıtları retrospektif olarak incelenmiştir. Enjeksiyon bölgesinde 2-5 cm arası ödem ve/veya eritem “lokal reaksiyon”, 5 cm’den büyük ödem ve/veya eritem “geniş lokal reaksiyon” olarak tanımlanmıştır. Ürtiker, anjioödem, bronkospazm, astım atağı, laringospazm, ciddi anafilaksiden en az birinin görülmesi “sistemik reaksiyon” olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan toplam 132 olgudan 85’si astım, 22’si alerjik rinit ve/veya alerjik rinokonjuktivit, 25’i astım ile birlikte alerjik rinit ve/veya alerjik rinokonjuktivit tanıları ile tedavi ve takip altındaydı. Olguların 68’ine akar karışımı ve 64’üne otlar/tahıllar karışımı ile immunoterapi uygulanmıştı. Çalışmaya alınan 132 olguya toplam 7110 (ortalama 51,8±16,7) alerjen enjeksiyonu uygulandığı saptandı. Lokal reaksiyon, olguların 35’inde (%26,5) ve tüm enjeksiyonların 412/7110’u sonrasında (%5,8) saptandı. Geniş lokal reaksiyon ise olguların 13’ünde (%9,8), tüm enjeksiyonların 41’i sonrasında (%0,6) saptandı. Sistemik reaksiyonlar ise toplam 21 hastada (%15.9), tüm enjeksiyonların ise 32’si sonrasında (%0.4) ortaya çıkmıştır. Sonuç: Çocukluk yaş grubunda subkutan alerjen immünoterapisi uygulamalarında lokal, geniş lokal ve sistemik reaksiyonlar belirli bir oranda görülmektedir. İmmünoterapi tedavisinin başlanması, uygulamalarının yapılması ve izleminin deneyimli merkezler tarafından ve acil müdahalelerin yapılabileceği şartlarda uygulanması yerinde olacaktır.Item Çocukluk çağında digoksin intoksikasyonu: 12 vakanın retrospektif incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Olgun, Haşim; Karacan, Mehmet; Ceviz, NaciDigoksin terapötik penceresinin dar olması nedeniyle toksik bir ilaçtır. Bu nedenle dijitalize hastalarda %35’lere varan oranda intoksikasyonun bildirilmiş olması şaşırtıcı de¤ildir. Dijital intoksikasyonunun iki major nedeni vardır; tedavi amacıyla digoksin alımı ve kaza ile yüksek doz digoksin alımı. Bu çalışmada 1998-2007 yılları arasında 12 digoksin intoksikasyonlu hasta retrospektif olarak incelendi. Hastaların intoksikasyon nedenleri, klinik bulguları, EKG özellikleri, kan digoksin düzeyleri sunuldu. Digoksin intoksikasyonunun önemi, tedavide yapılması gerekenler vurgulandı.Item Pediatride hiperparatiroidizm(Uludağ Üniversitesi, 2007) Pirgon, Özgür; Atabek, Mehmet EmreParatiroid hormon; kalsiyum ve fosfor dengesinde kemik, gastrointestinal sistem ve böbrekler üzerinde etkisiyle temel rol oynamaktadır. Patolojik durumlarda paratiroid hormonun aşırı artışı kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir. Paratiroid hormonun birçok etkisinin anlaşılması iskelette anabolik ajan olarak tedavide kullanılmasına imkan sağlamıştır. Bu derlemede paratiroid hormonun sekresyonu ve etkisi özetlenmekte ve çocuklarda nadiren görülen hiperparatiroidizm tartışılmaktadır.Item Pulmoner stenoz(Uludağ Üniversitesi, 2007) Çil, Ergün; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Çocuk Kardiyoloji Bilim DalıPulmoner stenoz sağ ventrikül ile pulmoner arterler arasında oluşan bir darlık olup üç tipi vardır: valvüler, subvalvüler ve supravalvüler veya periferik tip. Darlığın derecesine göre hafif, orta veya ağır olabilir. Sağ ventrikül hipertrofisi olağandır ve muayenede sistolik üfürüm ve ejeksiyon kliği duyulması esas bulgulardır. Prognoz genelde iyi olup, çoğu vaka ya tedavi gerektirmez veya ameliyatsız balon valvüloplasti ile tedavi edilebilir.