2008 Cilt 6 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/5935
Browse
Browsing by Subject "Çocukluk çağı"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çocukluk çağı tüberkülozunda tanı sorunları(Uludağ Üniversitesi, 2008) Uyan, Ayten PamukçuÇocuklarda tüberkülozun doğal seyri ve klinik bulguları, erişkinlerde görülen hastalıktan belirgin olarak farklıdır. Çocuklar, hastalığın daha az spesifik bulgu ve semptomlarına ve de daha az pozitif mikobakteriyel kültüre sahiptir. Bu nedenle, çocukluk çağında tüberkülozun tanısı oldukça zordur ve nadiren kanıtlanır, çoğunlukla klinik bulgulara, semptomlara ve özel araştırmalara dayandırılır. Bu derlemede, çocuklarda tüberkülozun tanı kriterleri bir kez daha vurgulanmıştır.Item Guatrlı çocukların değerlendirilmesi ve tedavi sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 2008) Karalı, Yasin; Sağlam, Halil; Kamber, Kadri; Karalı, Zuhal; Sığırlı, Deniz; Tarım, Ömer; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Amaç: Guatr etiyolojik nedene bakılmaksızın tiroid bezinin büyümesi olarak tanımlanır. Çocukluk yaş grubunda, özellikle ergenlerde yaygındır. Ülkemizde yapılan değişik çalışmalarda 6-12 yaş arası çocuklarda guatr prevalansı %24,9-92 arasında saptanmıştır. Endemik bölgelerde guatrın en sık nedeni iyot eksikliği iken endemik olmayan bölgelerde kronik lenfositik tiroidittir. Bu çalışmanın amacı guatr tanısı konan hastalarımızın demografik ve tanısal özellikleri, izlem süresince muayene, radyoloji, laboratuvar bulguları ve uygulanan tedavilerin etkinliğinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Ocak 2000-Aralık 2005 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı polikliniğinden fizik muayene ve tiroid ultrasonografisi bulgularına göre 116 hasta guatr tanısı aldı. Hastaların verileri dosya kayıtlarından geriye dönük olarak incelendi. Guatr evresi Dünya Sağlık Örgütü (WHO) evrelemesine göre yapıldı. Tiroid hacimleri tiroid boyutlarının ultrasonografik ölçümü ile hesaplandı. Ötiroid ve hipotiroid hastalar L-tiroksin tedavisi, hipertiroid olgular propiltiourasil ve propranolol tedavileri aldı. Bulgular: Çocukların 80’i (%69) kız, 36’sı (%31) erkek idi. Tanı anında kızların ve erkeklerin yaş ortalaması sırasıyla 10,1±2,9 yıl, 9,02 ± 3,6 yıl idi. Ortalama takip süresi 3,18 ± 1,83 yıl idi. Tanı anında hastaların çoğu (%76,7), Evre Ib (%38,8) ve Evre II (%37,9) guatr evresindeydi. Tüm çocuklardan 62’si (%53,4) ötiroid, 47’si (%40,5) hipotiroid ve 7’si (%6,0) hipertiroid idi. Hastalardan 79’unda (%68,1) ailede tiroid hastalığı öyküsü mevcuttu. Ayrıca, 11 hastada (% 9,5) eşlik eden başka bir endokrinolojik hastalık mevcut iken 11’inde (% 9,5) epilepsi öyküsü ve 7’sinde (%6) ise başka bir sistemik hastalık mevcuttu. Basit difüz guatrlı 83 (%71,6) hasta mevcut iken, 18 Hashimoto tiroiditli (4’ünde nodül mevcut), 11 (%9,4) izole nodüler ya da multinodüler guatrlı, 1 (%0,9) papiller tiroid kanserli ve 3 (%2,6) Graves hastalığı olan olgu vardı. Ortalama tiroid hacmi tedaviyle 12,68±6,48 (3,4-35,7) ml’den anlamlı bir şekilde 9,2±3,57 (3,19-22,1) ml’ye azalmıştır (p<0,05). Başvuruda %76,7 olan evre Ib ya da evre II guatr oranıtedavi sonrası%36,2’ye (evre Ib %26,7, evre II %9,5) gerilemiş olup bu gerileme istatistiksel olarak anlamlıbulundu (p<0,05). Nodüler guatrıolan 16 hastanın 11’inde (%68,8) tedavi sonrasınodülleri kayboldu. Sonuç: TSH (Tiroid Stimulan Hormon) yükselmesi tiroid bezi büyümesindeki ana tetikleyici güç gibi göründüğünden hipotiroid veya ötiroid guatrıolan hastalarda tiroksin tedavisi uygulanmasıakla yatkın bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımla elde ettiğimiz sonuçlar yüz güldürücüdür. Hipertiroidili hastalarımızın sayı- sıbir sonuca varmaya yetecek boyutta değildir ve hipertiroidili hastalarda guatrın patogenezi TSH yüksekliğini içermemektedir. Ancak antitiroid ilaçlarla hipertiroidinin kontrol altına alınmasıyla tiroid boyutu da küçülüyor gibi görünmektedir.Item Pediatrik onkolojide ilaç ekstravazasyonu: Tek merkez deneyimi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Sevinir, Betül; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Çocuk Onkolojisi Bilim Dalı.Amaç: Sitotoksik kemoterapi uygulamalarında ekstravazasyon sıklığı değişkendir. Bu çalışmanın amacı merkezimizde ekstravazasyon sıklığını ve risk faktörlerini tanımlamaktır. Gereç ve Yöntem: Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı’nda 2004-2007 yılları arasındaki hasta kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Tanı alan hasta sayısı, ekstravazasyon sayısı, demografik ve klinik özellikleri belirlendi. Bulgular: Merkezimizde pediatrik onkoloji hastalarında kemoterapi ekstravazasyonu insidansı %0.4 bulundu. Ekstravazasyon görülen hastaların %41’i üç yaşından küçüktü. Kemoterapi başlangıcından median 9 hafta sonra ekstravazasyon gözlendi. Ekstravazasyonların %77’si poliklinik koşullarında ve %59’u haftada bir tedavi alan grupta idi. En sık vinka alkaloidleri, aktinomisin ve adriamisin kaçışı saptandı. Sonuç: Sitotoksik kemoterapi ekstravazasyon sıklığı literatürle benzerdir. Daha küçük çocuklarda ve daha sık kemoterapi alanlarda risk daha yüksektir.