2023 Cilt 49 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/41022
Browse
Browsing by Subject "COVID-19"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Publication COVID-19 olan çocuklarda immunoglobulin seviyeleri ve hastane başvuruları üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-28) Kasap, Nurhan; İncealtın, OnurKoronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) salgını tüm dünyada bir sağlık krizine dönüşmüştür. Çocukların da erişkinler kadar Şiddetli Akut Solunum Sendromu Coronavirüs 2 (SARS-CoV-2) ile enfekte olabildikleri belirlenmiştir. Bu çalışmada, COVID-19 saptanan çocuklarda bakılan immunoglobulin seviyelerini ve hastane başvurularındaki etkisini araştırmayı amaçladık. Ocak 2020 ve Aralık 2022 tarihleri arasında hastaneye başvuran COVID-19 saptanan, immunoglobulin seviyeleri bakılan 138 çocuk hastanın; demografik özellikleri, klinik belirtileri ve laboratuvar sonuçları retrospektif olarak tıbbi kayıtlardan elde edilerek analiz edildi. Olguların %53’ü kız, %47’si erkekti ve yaş ortancaları 9 yıl (0,6–17,8) idi. En sık başvuru semptomları ateş (%52), öksürük (%45) ve gastrointestinal belirtilerdi (%9). IgG %34.5’inde, IgA %14’ünde ve IgM %21.6’sında düşük seviyelerde bulundu. Düşük IgG bulunan hastalarda; IgA, IgM ve IgE seviyelerinde de azalma olduğu saptandı (p<0.001). Düşük IgG olanlarda hemoglobin, total kolesterol ve LDL seviyelerininde de düşüklük görüldü (p=0.015, p=0.036 ve p=0.006, sırasıyla). IgM düşüklüğü olan grupta, normal olan gruba kıyasla hastane yatış gereksinimi daha fazlaydı (p=0.045). Yatış durumu ile cinsiyet, IgG, IgA ve IgE arasında anlamlı ilişki yoktu (p>0,05). Düşük IgA ve IgM seviyeleri olanlarda anlamlı oranda çocuk yoğun bakım ihtiyacı oldugu saptandı (p=0.049, p=0.011, sırasıyla). Uzayan yatış durumu (>15 gün) ile cinsiyet, IgG, IgA, IgM ve IgE arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki yoktu (p>0,05). Hipogammaglobulinemi olan COVID-19 tanılı çocuk hastalarda, genel popülasyona göre mortalite ve yoğun bakım yatış oranlarının daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bulgularımız, COVID-19 ile başvuran, hastane yatış gereksinimi olan çocuk hastaların rutin değerlendirmesinde immunoglobulin seviyelerinin değerlendirilmesinin önemini vurgulamaktadır.Publication SARS-CoV-2 aşısıyla ilişkili subakut tiroidit: Pandemi hastanesi deneyimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-26) Kocaeli, Ayşen Akkurt; Memet, SümeyyeSubakut tiroidit (SAT), kendi kendini sınırlayan inflamatuar bir hastalıktır. Bu çalışma, koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) aşısıyla ilişkili subakut tiroidit vakalarının özelliklerini tanımlamayı amaçlamıştır. Retrospektif yapılan çalışmaya pandemi dönemi öncesi tanı alan 45 hasta ve COVİD-19 aşısından sonraki üç ay içinde SAT tanısı alan 19 hasta dahil edildi. Hastaların demografik, klinik özellikleri, laboratuvar parametreleri ve ultrasonografi bulguları kaydedildi. Ayrıca yaptırdıkları aşıların türü, aşı sonrası SAT ortaya çıkana kadar geçen süre, verilen tedavi ve tedaviye yanıt değerlendirildi. COVID-19 aşısı ile ilişkili SAT grubu (Grup-1) (n=19) ile pandemi öncesi saptanan SAT grubunun (n=45) (Grup-2) demografik, klinik özellikleri, laboratuvar parametreleri ve aldıkları tedaviler benzerdi. Sadece serum C-reaktif protein ve ortalama eritrosit sedimantasyon hızı Grup-2’de Grup-1’e göre daha yüksekti (p <0,05). Takip sırasında Grup-1 ve Grup-2’de ötiroid saptanan vakalar sırasıyla 15/19 (%78,9), 15/45 (%33,3) saptandı (p<0.05). Nüks oranları arasında fark yoktu. İnaktif COVID-19 aşısı sonrası 7 hastada, mRNA COVID-19 aşısı sonrası ise 12 hastada SAT gözlendi. Aşılamadan sonra semptomların başlamasına kadar geçen ortanca süre 11 (4-45) gündü. Pandemi döneminde COVID-19 aşılama oranlarının artmasıyla birlikte aşı ilişkili SAT vakalarına daha sık rastlanmıştır. Bu çalışma, COVID-19 aşısı ile ilişkili vakaların pandemi dönemi öncesi görülen SAT vakaları ile benzer tanısal özelliklere ve klinik gidişata sahip olduğunu göstermiştir.