1994 Cilt 6 Sayı 6
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13825
Browse
Browsing by Author "Apak, Adem"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Fitne döneminde İbn Sebe’nin rolü hakkında değerlendirme(Uludağ Üniversitesi, 1994) Hüseyn, Taha; Apak, Adem; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü.Tarihçiler, Hz. Osman döneminde meydana gelen fitne olaylarından bahseder iken, Hz. Osman’ın öldürülmesinden sonra Hz. Ali’nin, Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve Hz. Aişe’yi karşılamak niyetiyle Medine’den çıkmasından önceki dönemde ve yine Hz. Ali’nin sulh niyetiyle Hz. Talha, Hz. Zübeyr ve Hz. Aişe’ye doğru sefer düzenlemesi esnasında İbn Sevdâ’dan ve Sebîierden çokça bahsetmektedirler. Yine tarihçiler Sebeîlerin, Hz. Ali ve ashabının gafleti anında savaşı başlatmak niyetiyle görüşmeler yaptıkları ve Basra yakınlarında karşı karşıya gelen iki orduyu ansızın savaşa tutuşturduklarını ve Müslümanları büyük bir tehlikeye düşürdüklerini iddia ederler. Ancak aynı tarihçilerin, Sıffin savaşını naklederken Sebeîyye’den bahsetmeyi unutmaları, veya ihmal etmeleri gerçekten gariptir.Item Mekke döneminde Benî Ümeyye’nin islâm’a karşı tutumu(Uludağ Üniversitesi, 1994) Apak, Adem; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü.Hz. Muhammed peygamberlikle görevlendirildikten hemen sonra İslâm'ı kabileler arasında yaymaya girişti. İlk önce kendi kabilesi olan Haşimoğulları sülalesini, daha sonra diğer Kureyş kabilelerini yeni dine davet etti. Bu kabilelerden birisi de Mekke'nin en itibarlı ailelerinden olan Ümeyyeoğulları'dır. Bu makalede biz, Mekke döneminde Ümeyyeoğulları'mn İslâm karşısındaki durumunu ele alacağız.Item Mutedil müsteşriklere göre Hz. Peygamber’in üstün özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1994) Atıyye el-lrâşî, Muhammed; Apak, Adem; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.“Muhammed çok ihlaslı bir kişi idi, o ne deccal ne sinir hastası, ne de saralı idi. Bilakis güzel ahlâklı, güçlü iradeli ve gayretli idi. Şahsî menfaatini değil, fakirlerden müteşekkil diğer insanların menfaatini düşünürdü. Peygamber verdiği kararlarında, müstebid olmak bir yana, adaletiyle örnek bir kişiydi. İnsanların yolunu aydınlatır, yoldan çıkmış olana yol gösterir ve insanlar arasında sevgiyi yerleştirmeye çalışırdı. Allah Rasûlü bir şeyi kendi nefsi için istemez, başkası için arzu ederdi ve risalet görevini yerine getirmesi esnasında da güvenilir idi. O, ihlas, yaptığı, söylediği ve düşündüğü meselede hak ve adalet tarafında yer alması hususunda bir örnektir. Sükûtu çok severdi, gerek oladıkça konuşmazdı. Konuştuğu zaman da sözleri hikmetli, fikirleri isabetli, kendisi de bütünüyle samimi olurdu, neticede kendisine arz edilen her mesele bir çözümle buluşurdu.