Browsing by Author "Erdem, Abdullah Yasin"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde devlet denetleme kurulu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2016) Erdem, Abdullah Yasin; Bursa Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü.Demokratik ülkelerde idarenin denetimi hem birey haklarının korunması hem de idarenin sağlıklı işleyişi açısından önemlidir. Bu sebeple ülkemizde de hem merkezi idare hem de yerel yönetimler bünyesinde pek çok denetim organı bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığına bağlı tarafsız denetim organı olarak Devlet Denetleme Kurulu, idarenin faaliyetlerinin hukuka uygun, düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktadır. Böylece Cumhurbaşkanının anayasal bazı görevlerini bu Kurul aracılığıyla yerine getirdiği söylenebilir. 16 Nisan 2017 tarihli halkoylamasında kabul edilen anayasa değişikliğiyle hükümet sisteminde ve devletin idari yapısında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler uyarınca Cumhurbaşkanının yürütme yetkisi ve görevini tek başına kullanacaktır. Bu durum uyum yasaları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığına bağlı kuruluşların yapısında da birtakım değişikliklerin yapılmasını gündeme getirmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma yeni anayasal sistemde Devlet Denetleme Kurulu’nun konumunu tartışmayı ve Kurula ilişkin yapılması gereken değişikliklere dair öneriler sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada 16 Nisan halkoylaması sonrasında Kurulun konumunda, görev ve yetkilerinde bazı değişiklikler yapılması gerektiği iddia edilmektedir.Item Seçim kanunlarının düzenlenmesinde temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerinin bağdaştırılabilirliği(Uludağ Üniversitesi, 2017-01-24) Erdem, Abdullah Yasin; Sarıbay, Ali Yaşar; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı/Hukuk Bilimleri Bilim Dalı.Seçimler temsili demokrasiler içinde olmazsa olmaz bir niteliğe sahiptir. Seçimler aracılığıyla temsilcileri seçmek, başarısız olarak değerlendirilen temsilcileri tekrar seçmeyerek cezalandırmak mümkün olmaktadır. Temsilcilerin belirlenmesi aşaması, oyların parlamento içinde sandalyeye dönüşmesi işleminden dolayı seçim sistemini önemli hale getirmektedir. Her ülkede farklı seçim sistemlerinin uygulanması ve hatta ülkelerin zaman zaman seçim sisteminde irili ufaklı değişiklikler yapması, seçim sisteminin dinamik olduğunu göstermektedir. Seçim sistemleri toplumsal ve siyasal koşullara bağlı olarak farklılaşmakta; ancak neredeyse her seçim sisteminin adalet ve istikrar işlevlerinden birini gerçekleştirme amacı taşıdığı söylenebilir. Ülkemizde 1995 tarihli bir Anayasa değişikliğiyle seçim kanunlarının temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerinin bağdaştırılmasıyla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu çalışmada; temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerinin kapsamı ve bu ilkelerin bağdaştırılmasının herhangi bir seçim sistemiyle mümkün olup olmadığı incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca, seçim kanunu içerisinde hangi düzenlemelerle bu ilkelerin bağdaştırılabilirliğinin mümkün olduğu da cevaplanması gereken bir başka sorudur. Bu soruların cevaplanması amacıyla, farklı seçim sistemleri alternatifleri değerlendirilerek Türkiye'nin seçim tecrübesi analiz edilmeye çalışılmıştır.Item Yargıç davranışı ve Türk Anayasa Mahkemesi norm denetimi kararlarında ayrışık oylar: Ampirik bir analiz(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-05) Erdem, Abdullah Yasin; Gülener, Serdar; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı/Hukuk Bilimleri Bilim Dalı.; 0000-0003-3895-7150Hukuksal uyuşmazlıkları çözmekle görevli olan yargı kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında da diğer erklerden ayrı bir yerde bulunmaktadır. Kurumsal olarak yargı örgütü ve yargı faaliyetini yerine getiren özne olarak yargıç nesnellik ve tarafsızlık özellikleriyle anılmaktadırlar. Ancak 20. yy başlarında başlayan araştırmalar hukukun belirsiz olması sebebiyle yoruma muhtaç olduğunu ve yorumu yapan kişiye bağlı olarak değişebileceğini öngörmektedir. Bu araştırmalar yargıç davranışı çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. 1960’lı yıllarda ivme kazanan yargıç davranışı araştırmaları farklı disiplinlerin de etkisiyle genişlemiş ve günümüzde pek çok ülkede yerel ve yüksek mahkemelerin incelendiği bir bakış açısını oluşturmaktadır. Yargıç davranışı araştırmalarının temel sorusu yargıçların davranışını şekillendiren faktörlerin neler olduğuyla ilgilidir. Bu kapsamda öne sürülen modeller yasal, tutumsal ve stratejik modeldir. Yasal model, yargıçların karar verirken mevzuat, içtihat, yasa koyucunun amacı gibi hususlar çerçevesinde kaldığını iddia ederken tutumsal model karar alma süreçlerinde yargıçların kişiliğinin, dünya görüşünün etkili olduğu iddia etmektedir. Stratejik model ise yargıçların darasyonel bireyler olması sebebiyle stratejik davrandığını ve karar verirken fayda-maliyet analizi yaptığını ileri sürmektedir. Türkiye özelinde bu konuda yapılan çalışmalar sınırlı düzeyde kalmış; 60 yılı aşan tarihiyle Anayasa Mahkemesi bu açıdan yeterince incelenmemiştir. Çalışma, yargıçların davranışlarının neden farklılaştığı sorusundan hareket ettiği için hükme ve/veya gerekçeye olan muhalefetlere odaklanmıştır.