Browsing by Author "Kurt, Ender"
Now showing 1 - 20 of 65
- Results Per Page
- Sort Options
Item Adjuvan kemoterapi uygulanan invaziv mesane kanseri hastalarında prognostik faktörlerin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2013) Şahbazlar, Mustafa; Kurt, Ender; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Bu çalışmamızda, invaziv mesane kanserli hastalarda adjuvan kemoterapi uygulamasının sağkalım ve rekürrense olan etkilerinin araştırılması ve prognoz üzerine etkili faktörlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 2003 ile 2013 yılları arasında invaziv mesane kanseri nedeniyle radikal sistektomi yapılmış olan toplam 62 hasta alınmıştır. Bu hastalar sistektomi sonrası adjuvan kemoterapi alan ve almayanlar olarak iki gruba ayrılmıştır. Bu iki grup genel ve hastalıksız sağkalım süreleri açısından karşılaştırılmış ve prognoz üzerine etkili risk faktörleri, ileri doğru adımsal cox regresyon modeli kullanılarak incelenmiştir. Bulgular: Altmışiki hastadan 40?ı, çoğu cisplatin bazlı kemoterapi rejimlerinden [MVAC/MVEC (metotreksat, vinblastin, doksorubisin/ epirubisin, cisplatin), GC (gemsitabin, cisplatin), GCa (gemsitabin, karboplatin) veya tekli gemsitabin] oluşan adjuvan kemoterapi tedavisi [2-6 kür (median 4)] almıştır. Geri kalan 22 hasta herhangi bir adjuvan tedavi almamıştır. Genel sağkalım süresi kemoterapi grubunda 41,3 ay, kontrol grubunda 69,9 aydı (p=0,227). 5 yıllık hastalıksız sağkalım oranları kemoterapi ve kontrol gruplarında sırasıyla %50,6 ve %59,9 idi (p=0,780). Alt grup analizinde, tümör evresi pT3-4 olan ve lenfovasküler invazyon bulunan hastalarda genel sağkalım oranları kemoterapi grubunda kontrol grubuna göre daha iyi olmasına rağmen aradaki fark anlamlı değildi (45,5 aya karşı 19,5 ay, p=0,104). Lenf nodu metastazı, prognoza etkili tek faktör olarak bulunmuştur. Sonuç: Lenf nodu pozitifliği önemli bir prognostik faktördür. Evre pT3-4 ve lenfovasküler invazyon ile, ve/veya lenf nodu metastazı ile birlikte olan invaziv mesane kanseri adjuvan kemoterapiden özellikle fayda görebilir. Bu alt gruplarda adjuvan kemoterapinin rolü, ileriki randomize çalışmalarda araştırılmalıdır.Item Adrenokortikal karsinomlu olgularımızın retrospektif değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2007-06-06) Kanat, Özkan; Özal, Güze; Yener, Feyza; Evrensel, Türkkan; Kurt, Ender; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Adrenokortikal karsinom (AKK) nadir ve agresif bir tümor olup prognozu kötüdür. Bu çalışmada, AKK hastalarımızın klinik özellikleri ve tedavi sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Departmanımızda, toplam sekiz AKK’lu hasta tedavi edildi. Hastaların tamamında metastaz mevcuttu. Hastalara etoposid, doksorubisin ve sisplatin (EAP) veya etoposid ve sisplatin (EP) rejimi uygulandı. Dört hastada stabil hastalık, diğer dört hastada ise progresyon olduğu gözlendi. Ortalama 7.7 aylık (3-15 ay) takipte 5 hasta progresif hastalık nedeniyle öldü. Bulgularımız AKK’un agresif doğasını yansıtmaktadır.Item Akut sisplatin nefrotoksisitesinin önlenmesinde sentetik oral prostaglandin E1 analoğu Misoprostol'ün etkinliğinin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1998) Kurt, Ender; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Klinik Onkoloji Bilim Dalı.Sisplatin, günümüzde bir çok solid organ tümörünün tedavisinde başarıyla kullanılan bir antineoplastik ajandır. Ancak özellikle tedaviye cevabın da arttığı yüksek dozlarda etkili bir şekilde kullanımını sınırlayan böbrek hasarı yapıcı etkisi bulunmaktadır. Sisplatin nefrotoksistesi proksimal tübüler fonksiyon bozuklukları ile başlamakta ve olaya renal kan akımı azalmasının eklenmesi ile distal tübüler fonksiyon bozuklukları da gelişmektedir. Hücresel düzeyde sisplatine bağlı olarak; hücre membranı transport işlemlerinde, lipid peroksidasyonuna karşı koruyucu enzim aktivitelerinde ve mitokondriyal fonksiyonlarda bozulma meydana gelmektedir. Sonuçta sisplatin nefrotoksisitesi hücresel düzeyde gelişen bir çok olayla birlikte, hemodinamik değişimlerin de rol oynadığı karmaşık bir olaydır ve halen nefirotoksisiteyi Önleyebilecek etkili bir tedavi yaklaşımı ortaya konamamıştır. Prostaglandinlerin gastrointestinal sistem, karaciğer, vasküler yatak ve böbrekteki bir çok iskemik ve toksik hasarda sitoprotektif etkinliği kanıtlanmıştır. Yine böbrek hemodinamiği üzerine olumlu etkileri gösterilmiştir. Çalışmamızın amacı; akut sisplatin nefrotoksisitesinin önlenmesinde sentetik, oral PGEl analoğu misoprostoFün etkinliğinin değerlendirilmesidir. Bu amaçla, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Onkoloji Bilim Dalı Kliniği 'ne akciğer kanseri nedeniyle kemoterapi almak amacıyla yatan hastalar çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya alman toplam 28 hastanın 27'si erkek, 1 'i kadın olup, yaşlan ortalama 47 (40-76) idi. Çalışma daha önceden kemoterapi almayan ve kemoterapi endikasyonu konarak ilk tedavisi planlanan hastalarda gerçekleştirildi ve tüm hastalara sisplatin-etoposid kombinasyon kemoterapisi uygulandı (sisplatin 60 mg/m2, 1. gün ve etoposid 120 mg/m2, 1-3. günler). Çalışma süresi sisplatin uygulanmasından 24 saat öncesinden başlamak üzere toplam 7 gün olarak planlandı. Çalışmaya alınan 28 hastanın 14'üne sisplatin verilmesinden 24 saat öncesinden başlamak üzere misoprostol (Cytotec" tablet) 4x100 jig/gün, 6 saat aralarla, oral olarak, aç karnına verildi ve çalışma süresince devam edildi. Diğer 14 vaka ise kontrol grubu olarak alındı. 44Çalışmamızda glomeruler fonksiyonlar serum üre, kreatinin, kreatinin klerensi ve 24 saatlik idrarda mikroalbuminüri ile değerlendirildi. Sisplatine bağlı olarak ortaya çıkabilecek vasküler bozuklukları değerlendirebilmek amacıyla plazma renin aktivitesi ve serum aldosteron seviyeleri ölçüldü. Tübüler fonksiyonlar serum sodyum, potasyum, magnezyum, ürik asit, 24 saatlik idrarda sodyum, potasyum, magnezyum düzeyleri, idrar dansite ve osmolalitesi ile ortaya konuldu. Proksimal tubulus fonksiyonlarını değerlendirebilmek amacıyla, üriner {32- mikroglobulin ve alfaGlutatyon-S-Tranferaz (aGST) itrahları da tayin edildi. Tübüler ve glomeruler fonksiyonları yansıtan tüm parametreler sisplatin tedavisi öncesinde (0. gün), tedaviden sonraki 48. saatte (2. gün) ve tedaviden sonraki 144. saatte (6. gün) tekrarlandı ve sonuçlar kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunda karşılaştırıldı. Çalışmamızda serum ortalama üre değerleri kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunda sisplatin sonrası 6. günde istatistiksel olarak anlamlı derecede artmış bulundu (p<0.05, p<0.01). Ancak üredeki bu artış normal sınırlar içerisinde kalmaktaydı. Kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunun karşılaştırılmasında, sisplatin tedavisi öncesi ve sonrası tüm günlerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). Serum kreatinin düzeyleri kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunda sisplatin tedavisi sonrasında anlamlı bir değişim göstermedi. Kreatinin klerensi kontrol grubunda ortalama değerleri normal sınırlar içerisinde kalmak koşuluyla sisplatin sonrası 2. günde istatistiksel olarak anlamlı olarak azalmakta (p<0.05) ve bu azalma sisplatin sonrası 6. günde de devam etmekteydi. Misoprostol tedavisi alan grupta ise sisplatin öncesi ve sonrasında anlamlı bir değişim yoktu. Kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubu karşılaştırıldığında ise sisplatin sonrası 2 ve 6. günlerde istatistisel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. 24 saatlik idrarda mikroalbuminüri kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunda sisplatin sonrası 6. günde anlamlı olarak artmıştı (p<0.001, p<0.05). Yine her iki grupta da sisplatin sonrası 6. günde plazma renin aktivitesi anlamlı olarak yükselmekte (p<0.01, p<0.001) ve serum aldosteron seviyeleri de bu artışa paralel olarak sisplatin sonrası 6. günde anlamlı olarak artmaktaydı (p<0.05,p<0.05). 24 saatlik idrarda mikroalbuminüri, plazma renin aktivitesi ve serum aldosteron seviyeleri kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubu karşılaştırıldığında, sisplatin öncesi ve sonrasında anlamlı bir fark elde edilemedi (p>0.05). Tübüler fonksiyonlar incelendiğinde üriner |32-mikroglobulin itrahı dışındaki diğer 3 parametrelerde sisplatine bağlı bir değişim saptanmadı. 45Sisplatin sonrası 2. günde kontrol grubu ve misoprostol tedavisi grubunda üriner (32- mikroglobulin itrahı normal değerlerin oldukça üzerinde bulundu (p<0.001, p<0.01). Kontrol grubunda sisplatin sonrası 6. günde gözlenen normale düşüş, misoprostol tedavisi grubunda gözlenmemekteydi ve her iki grubun karşılaştırılmasında sisplatin sonrası 6. günde misoprostol tedavisi grubuna ait üriner P2-mikroglobulin itrahının anlamlı olarak yüksek olduğu tespit edildi (p<0.01). Sonuç olarak; 60 mg/m2 sisplatin uyguladığımız akciğer kanserli hastalarda tübülef fonksiyonları yansıtan parametrelerde üriner f32-mikroglobulin itrahı artışı dışında ek bir fonksiyonel bozukluk gözlenmemiştir. Sisplatin sonrası 6. günde glomeruler fonksiyon bozuklukları ortaya çıkmaktadır ve aynı dönemde plazma renin aktivitesi ve serum aldosteron seviyeleri de anlamlı olarak artmaktadır. Bu durumda sisplatine bağlı olarak meydana gelen glomeruler fonksiyon bozukluklarında renin-anjiotensin sisteminin rol oynayabileceği düşünülmektedir. 60 mg/m2 sisplatin uygulanması sonrası ortaya çıkan tübüler ve glomeruler fonksiyon bozukluklarında 4x100 u.g/gün dozda uygulanan misoprostolün koruyucu etkisi bulunmamaktadır. Ancak, sisplatin uygulanması sonrası kronik dönemi de içine alan, değişik misoprostol dozlarının kullanıldığı, hemodinamik değişiklikler ve histopatolojik bulguların ortaya konduğu deneysel çalışmaların gerçekleştirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu deneysel çalışmalarda, misoprostol tedavisi grubunda kontrol grubuna göre sisplatin sonrası 6. günde görülen idrar 02- mikroglobulin itrahı yüksekliğinin ayrıntılı olarak incelenmesi gerekmektedir.Item Association and prognostic significance of the functional-1562C/T polymorphism in the promoter region of MMP-9 in Turkish patients with gastric cancer(Frontiers Media, 2015-09-28) Avcı, Nilüfer; Çubukçu, Erdem; Ölmez, Ömer Fatih; Türe, Mehmet; Deligönül, Adem; Şahintürk, Serdar; Topak, Ali; Kurt, Ender; Evrensel, Türkkan; Şahin, Ahmet Bilgehan; Yakut, Tahsin; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Genetik Anabilim Dalı.; 0000-0002-7612-0055; 0000-0002-9732-5340; 0000-0002-7846-0870; ECY-8582-2022; ESM-4544-2022; ACQ-9887-2022; HOV-5404-2023; DAS-3088-2022; AAJ-1027-2021; AAM-4927-2020; GIS-1493-2022; 6602186133; 37088030300; 57214054591; 55313334700; 7006207332; 6603942124; 57188809248; 6602802424Matrix metalloproteinases (MMPs) are a group of zinc-dependent peptidases that participate in matrix turnover in solid malignancies. The aim of this study was twofold. First, we sought to investigate under a case-control design the association between the functional -1562C/T polymorphism in the promoter region of MMP-9 and gastric cancer (GC) in a Turkish sample. Second, we examined its prognostic significance in GC patients. A total of 144 subjects were enrolled in the case-control study (79 GC cases and 65 controls). Overall survival (OS) and progression-free survival (PFS) served as the main outcome measures in the longitudinal study. The MMP-9 -1562C/T polymorphism was genotyped using a polymerase chain reaction-restriction fragment length polymorphism method. The odds ratio (OR) of GC for the CC genotype relative to the CT+TT genotypes was not significant (OR = 0.89, 95 % confidence interval [CI] = 0.44-1.82, P = 0.75). These results did not change after allowance for age and sex in multivariable regression analysis (OR = 0.81, 95 % CI = 0.40-1.94, P = 0.84). When the MMP-9 -1562C/T polymorphism was analyzed among GC patients in relation to OS and PFS, we found no significant differences between subjects with the CC and CT+TT genotypes. In conclusion, the results of our study did not point toward a major role of the MMP-9 -1562C/T polymorphism in the pathogenesis and clinical course of GC in Turkish subjects.Item Cervical spine involvement in metastatic colorectal carcinomas: Should we think about an alternative route of metastasis other than Batson's plexus(Elsevier, 1999) Orhan, Bülent; Manavoǧlu, Osman; Evrensel, Türkkan; Kurt, Ender; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; AAJ-1027-2021; 6701877552; 6602587152; 6603942124; 7006207332Item Cisplatin plus etoposide in advanced non-small cell lung cancer patients age of 70 years or older(Elsevier, 2003-08-01) Kanat, Ozkan; Evrensel, Türkkan; Demiray, Mutlu; Kurt, Ender; Gönüllü, Güzin; Arslan, Murat; Manavoǧlu, Osman; Özkan, Hasan Atilla; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0003-2501-3097; 0000-0002-9732-5340; M-8060-2019; AAJ-1027-2021; 55881548500; 6603942124; 6603631569; 7006207332; 6506410014; 57197925370; 6602587152; 9250698600Publication Cisplatin plus etoposide in the adjuvant treatment of patients with non small cell lung cancer(Derman Medical Publ, 2014-09-01) Çubukcu, Erdem; Canhoroz, Mustafa; Ölmez, Ömer Fatih; Kanat, Özkan; Kurt, Ender; Erol, Muharrem; Çubukcu, Sinem; Yorulmaz, Nadide; Bayram, Sami; Evrensel, Türkkan; Manavoğlu, Osman; ÇUBUKÇU, ERDEM; Canhoroz, Mustafa; Ölmez, Ömer Fatih; Kanat, Özkan; Kurt, Ender; Erol, Muharrem; ÇUBUKÇU, SİNEM; Yorulmaz, Nadide; BAYRAM, AHMET SAMİ; EVRENSEL, TÜRKKAN; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; JGT-4101-2023; CJW-6018-2022; DJG-4827-2022; CYM-0930-2022; DAS-3088-2022; JEN-3243-2023; JJB-0254-2023; GKI-1183-2022; EMY-5874-2022; AAJ-1027-2021; FLP-9613-2022Aim: In this study, the efficacy and safety of cisplatin and etoposide (PE) combination in the adjuvant treatment of patients with resected non-small cell lung cancer (NSCLC) was investigated. Material and Method: We retrospectively evaluated the medical charts of patients receiving adjuvant treatment for NSCLC at our center. Results: Forty-five patients were evaluated. The disease-free survival was 10 (1-114) months and the median overall survival was 18 (3-114) months. Discussion: Based on our limited experience, we concluded that PE regimen is safe and effective as adjuvant therapy for patients with NSCLC.Item Cisplatin’e bağlı böbrek toksisitesi ve sentetik oral prostaglandin E1 analoğunun etkinliğinin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2002-09-30) Kurt, Ender; Evrensel, Türkkan; Gönüllü, Güzin; Kanat, Özkan; Demiray, Mutlu; Arslan, Murat; Ünlü, Özgür; Dilek, Kamil; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nefroloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İstatistik Bilim Dalı.Bir oral prostaglandin E1 analoğu olan misoprostolün steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar (NSAID) ve siklosporin nefrotoksisitesinde protektif etkisi olduğu gösterilmesine karşın, cisplatin nefrotoksisitesindeki rolü incelenmemiştir. Çalışmamızda cisplatine bağlı gelişen akut böbrek yetmezliğinin ve misoprostolün akut cisplatin nefrotoksisitesindeki etkinliğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla cisplatin+etoposid kemoterapi rejimi alması planlanan 28 akciğer kanserli hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar iki gruba ayrıldı. Misoprostol grubu kemoterapinin yanısıra çalışma süresince günde 4 kez 100 µg dozda misoprostol aldı. Kontrol grubu sadece kemoterapi aldı. Her iki grupta renal fonksiyonlar kemoterapi başlamasından önce ve kemoterapinin 2. ve 6. günlerinde değerlendirildi. Sonuç olarak, cisplatin kullanımına bağlı gelişen fonksiyonel bozukluklarda misoprostolün koruyucu etkinlik gösteremediği saptandıItem Comparison of clinical outcomes of different erythropoietin usage strategies(Sage Publications, 2004) Arslan, Murat; Evrensel, Türkkan; Kurt, Ender; Demiray, Mutlu; Gönüllü, Güzin; Kanat, Ozkan; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0003-2501-3097; M-8060-2019; 57197925370; 6603942124; 7006207332; 6603631569; 6506410014; 55881548500; 6602587152Aim: There is no comprehensive study that compares the different usage strategies of recombinant human erythropoietin (rHuEPO) in platinum-induced anemia. In order to clarify this issue, we conducted a prospective clinical study. Material and methods: Seventy-seven patients were studied in three main groups. Group 1 (n = 17) consisted of cancer patients without anemia. These patients received rHuEPO starting from the first chemotherapy cycle. Group 2 (n = 26) consisted of patients whose hemoglobin (Hb) values decreased by at least 1 g/dL after the first cycle of chemotherapy. Group 3 (n = 34) consisted of patients whose Hb values dropped below 10.5 g/dL after the second chemotherapy cycle. Groups 2 and 3 were each divided into two subgroups. In groups 1, 2A and 3A rHuEPO (5000 U/day subcutaneously three times a week) treatment was continued until three weeks after the completion of chemotherapy. In groups 2B and 3B, rHuEPO was given for 12 weeks only. Results: There were no prominent differences between the Hb values of these groups throughout the chemotherapy cycles. Transfusion rates and the number of patients who became anemic were also not different between groups. Conclusion: No rHuEPO usage strategies are superior to others in terms of Hb levels and transfusion requirements. The decision as to when rHuEPO is to be added to platinum-containing therapy should be tailored to the health conditions of individual patients.Item Comparison of protracted infusion 5-fluorouracil and capecitabine in adjuvant chemoradiotherapy for rectal cancer(H G E Update Medical Publishing, 2008) Kurt, Meral; Özkan, Lütfi; Kurt, Ender; Çetintaş, Sibel Kahraman; Aygün, Sevilcan; Ercan, İlker; Yılmazlar, Tuncay; Memik, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyasyon onkolojisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi onkolojisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyoistatistik Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Gastroenteroloji Anabilim Dalı.; 0000-0003-1637-910X; 0000-0002-2382-290X; AAA-7047-2020; AAA-3961-2020; 8843050600; 55915679400; 7006207332; 6505881756; 15833990600; 6603789069; 6701800362; 6701813462Background/Aims: 5-Fluorouracil-based chemoradiotherapy is the most widely used treatment modality in the adjuvant treatment of rectal cancer. Capecitabine represents a valuable alternative to 5-Fluorouracil in this situation. Methodology: Patients with stage II and stage III rectal adenocarcinoma, who were included in this analysis, received adjuvant chemoradiotherapy consisting of external-beam radiotherapy (50.4-54Gy) either with 5-Fluorouracil at a median dose of 300mg/m(2)/day by protracted venous infusion for 5 days a week, or capecitabine at a median dose of 1650mg/m(2)/day for 5 days a week after surgery. The data concerning the toxicity and the efficacy of the treatments were compared in patients treated with 5-Fluorouracil- and capecitabine-based chemoradiotherapy. Results: Forty-three patients received 5-Fluorouracil, and 24 patients received capecitabine during adjuvant radiotherapy. Although there were no differences between the groups in terms of toxicity rates, distant metastasis-free survival, disease-free survival, and overall survival rates; a trend for improved loco-regional recurrence-free survival rate was observed in the capecitabine arm (p=0.063). Conclusions: Capecitabine is at least as effective as 5-Fluorouracil in the postoperative treatment of rectal adenocarcinoma. Considering the trend for improved loco-regional recurrence-free survival rate in the capecitabine arm, it seems that the drug exerts better synergy with radiotherapy in this situation.Item Comparison of the serum erythropoietin levels in chemotherapy-naive and cisplatin-treated cancer patients(Aepress Sro, 2005) Arslan, Murat; Evrensel, Türkkan; Kurt, Ender; Demiray, Mutlu; Ercan, İlker; Kanat, Özkan; Ali, Rıdvan; Özkan, Atilla; Mananoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyoistatistik Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; 0000-0003-2501-3097; 0000-0002-2382-290X; AAJ-1027-2021; M-8060-2019; 57197925370; 6603942124; 7006207332; 6603631569; 6603789069; 55881548500; 7201813027; 9250698600; 6602587152There are conflicting data about the effects of cisplatin on erythropoietin (EPO) response to anemia. Aim of our study was to investigate whether endogenous EPO response to anemia in cisplatin treated patients was insufficient in comparison to the anemic chemotherapy-naive cancer patients and non cancer patients with iron deficiency anemia. Patients who had hemoglobin (Hb) levels of less than 110 g/l were included in the study. Fifteen chemotherapy-naive cancer patients were enrolled in Group A. Group B consisted of 15 patients who had been treated with three cycles of cisplatin chemotherapy and then became anemic and in Group C were included 15 patients who had iron deficiency anemia, without any malignancy. The mean Hb values were not different between all groups (102.8 +/- 39.8 g/l, 103.1 +/- 2.5 g/l and 99.3 +/- 3.6 g/l in Group A, Group B and Group C, respectively). However, EPO levels were found to be significantly lower in Group A and Group B than Group C (29.63 +/- 9.09 mU/ml, 20.87 +/- 2.43 mU/ml and 85.38 +/- 25.72 mU/ml, respectively; p=0.017 Group A vs. Group C, p=0.005 Group B vs. Group C). No significant difference was found between Group A and B (p=0.917). Opposite the iron deficiency anemia, cancer anemia is associated with an inadequate EPO response to anemia and administration of cisplatin does not lead to it further deterioration.Publication Confidence intervals for proportions - the cinderella of statistical analyses - response(Elsevier Science London, 2008-02-01) Kanat, O.; Yalçınkaya, U.; Akbunar, T.; Kurt, E.; Evrensel, T.; Manavoğlu, O.; Kanat, O.; YALÇINKAYA, ÜLVİYE; Akbunar, T.; Kurt, Ender; EVRENSEL, TÜRKKAN; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Patoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.; AAJ-1027-2021; AAH-8924-2021; CWN-8579-2022; EKU-8682-2022; DAS-3088-2022; FLP-9613-2022Item Does cisplatin stimulate erythropoietin secretion from the peritubular cells of the kidney(Dustri-Verlag, 1998) Orhan, Bülent; Yalçın, Savaş; Erbaş, Tomris; Evrensel, Türkkan; Kurt, Ender; Manavoǧlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; AAJ-1027-2021Item Düşük dereceli glial tümörlerde sağkalımı etkileyen faktörler ve Ki-67 proliferatif indeksinin prognostik öneminin izlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012) Gökçen, Pınar; Kurt, Ender; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Düşük dereceli gliomlar, daha yüksek dereceli bir tümöre dönüşme olasılığı olduğu bilinen heterojen bir neoplazi grubudur. Çeşitli proliferasyon belirteçleri, bu tümörlerin prognostik davranışını belirlemek amacıyla histopatologlar tarafından çalışılmaya başlanmıştır.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji - Radyasyon Onkolojisi Nöroşirürji Ana Bilim dallarında 2000 - 2012 yılları arasında düşük dereceli glial tümör tanısı ile takipli olan 38 olgu; yaş, cins, tümör histolojisi, derecesi, lokalizasyonu, cerrahinin kapsamı, immünohistokimyasal belirteçler (Ki-67) ve tedavi modalitelerinin sağkalım üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla retrospektif olarak değerlendirilmiştir.Hastalarımızın yaş ortalaması 40.32 ± 9.99 yıl olup; en küçük hasta 23, en büyük hasta 63 yaşındadır. Çalışmaya 20 kadın (% 52.6) ve 18 erkek (% 47.4) hasta alınmıştır. En sık görülen histopatolojik tip oligodendrogliomdur (% 73.7). Çalışmamızda hastalıksız sağkalım süresi ortalama 35.93 ± 5.16 ay ve genel sağkalım süresi ortalama 110.98 ± 9.08 ay bulunmuştur.Çalışmamızda yaş, Ki -67 proliferatif indeksi, hastanın kemoterapi yada radyoterapi alması hastalıksız sağkalım ve genel sağkalım süresini etkilememektedir. Total eksizyon yapılanlarda, kadın hastalarda ve oligodendrogliom histolojisinde sağkalım daha iyi görünmekle birlikte, fark istatistiksel anlamlılığa ulaşmamıştır.Lokalizasyonun genel sağkalım üzerine etkisi ise anlamlı bulunmuştur. Frontal lokalizasyonlu tümörü olanlarda sağ kalım 115.25 ± 7.42 ay iken; temporalde bu süre 47.50 ± 5.63 ay ve paryetal bölgede 33.75 ± 8.80 ay bulunmuştur (p: 0.014 ).Item Effect of cisplatin on plasma renin activity and serum aldosterone levels(Dustri-Verlag Dr Karl Feistle, 1999) Kurt, Ender; Manavoǧlu, Osman; Dilek, Kamil; Orhan, Bülent; Evrensel, Türkkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nefroloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; AAJ-1027-2021; 7006207332; 6602587152; 56005080200; 6701877552; 6603942124Item The effect of HER-2/Neu protein overexpression on the prognosis of patients with invasive bladder cancer who were treated with definitive radiation therapy(Elsevier, 2012-11-01) Yılmaz, E.; Kurt, Meral; Aytaç, Berna; Kurt, Ender; Çetintaş, Sibel; Özkan, Lütfi; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0003-1637-910X; AAH-9746-2021; AAA-7047-2020; AAA-3961-2020Item Effect of misoprostol on acute cisplatin nephrotoxicity(Medimond S R L, 1999) Antypas, G.; Kurt, Ender; Manavoğlu, Osman; Dilek, Kamil; Orhan, Bulent; Evrensel, Türkkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-9732-5340; AAJ-1027-2021Protective effects of misoprostol on non steroidal antiinflammatory drugs (NSAIDs) and cyclosporine nephrotoxicity is well described in the literature, but the role of misoprostol in cisplatin nephrotoxicity is not fully understood. In our study, we planned to investigate the protective effect of misoprostol in acute cisplatin nephrotoxicity. Our patient group consisted 28 patient with lung cancer. All patients received cisplatin + etoposide chemotherapy regimen. The patients were divided into two groups. Misoprostol Group (14 patients); was given misoprostol 100 mu g qid (po) during chemotherapy. Control Group (14 patients); only received chemotherapy. Glomerular and proximal tubular functions were measured in both groups before the onset of chemotherapy and on the 2(nd) and 6(th) days of chemotherapy. As a result of our study, we have not been able to show the protective effect of misoprostol in tubular and glomerular functional disturbances due to cisplatin administration.Item The efficacy of gemcitabine-based chemoradiotherapy for the definitive treatment of locally-advanced bladder cancer(Elsevier, 2012-09) Öztürk, Hüseyin; Kurt, Meral; Çetintaş, Sibel Kahraman; Kurt, Ender; Özkan, Lütfi; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0003-1637-910X; AAA-3961-2020; AAA-7047-2020Item Efficacy of lower dose capecitabine in patients with metastatic breast cancer and factors influencing therapeutic response and outcome(Lippincott Williams & Wilkins, 2007-01) Sezgin, Canfeza; Özdemir, Necmettin; Göker, Erdem; Kurt, Ender; Evrensel, Türkkan; Manavoğlu, Osman; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0002-9732-5340; AAJ-1027-2021; 7006207332; 6603942124; 6602587152Objective: Capecitabine exerts considerable therapeutic efficacy in metastatic breast cancer (MBC) patients previously treated with anthracyclines and taxanes. Materials and Methods: In this study, the efficacy and safety of lower dose capecitabine (2000 Mg/m(2)/d) in patients with anthra-cycline- and taxane-pretreated MBC were studied with a special emphasis on the potential predictors of time to tumor progression (TTP) and response to the capecitabine treatment. Results: The overall response rate (ORR) was 17%. The median TTP was 5 months. Among various factors analyzed, univariate analysis showed that a performance status (PS) of 2 and the presence of visceral metastases were inversely correlated with TTP. Multivariate analysis showed that a poor PS score was associated with impaired TTP. Conclusions: Our study indicates that lower dose capecitabine has substantial antitumor activity and a favorable safety profile in the treatment of anthracycline- and taxane-pretreated MBC. Also, only performance score was demonstrated to be a significant parameter affecting TTP.Item Evaluation of the effects of Helicobacter pylori eradication therapy on gastric antral epithelial hyperproliferation:A prospective six-month follow-up study(H G E Update Medical Publishing S A, 2004) Demiray, Mutlu; Gulten, Macit; Manavoğlu, Osman; Evrensel, Türkkan; Ulukaya, Engin; Yerci, Ömer; Kanat, Ozkan; Kurt, Ender; Arslan, Murat; Gönüllü, Güzin; Demiray, Hulya; Gülten, Tuna; Memik, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Genetik Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı.; 0000-0003-2501-3097; 0000-0002-9732-5340; 0000-0003-4875-5472; M-8060-2019; AAJ-1027-2021; K-5792-2018; 6603631569; 6603629209; 6602587152; 6603942124; 6602927353; 6603810549; 55881548500; 7006207332; 57197925370; 6506410014; 57213483995; 6505944216; 6701813462Background/Aims: H. pylori-induced hyperproliferation of the gastric epithelium may have a critical role in gastric carcinogenesis. H. pylori-related hyperproliferation and reversibility of hyperproliferation after eradication therapy is still controversial. Therefore, we have evaluated the effects of H. pylori and its eradication on gastric antral epithelial proliferation. Methodology: A total of 32 H. pylori-positive and 22 H. pylori-negative subjects were enrolled into the study. Triple eradication therapy was given to the H. pylori-positive group. Upper endoscopy was repeated one month after the therapy and six months later, antral biopsy specimens were taken in each endoscopy. Biopsy specimens from H. pylori-negative subject were taken at the beginning of the study and sixth months later also. Results: Proliferative index was 40.2% in H. pylori-positive state; it regressed to 27.6% after eradication and six months later the proliferative index was 30.7%. H. pylori-negative group's proliferative index was 25.5% initially and six months later it was 25.6%. The difference between the H. pylori-positive and negative group was statistically significant (p<0.0001). The difference between H. pylori-positive group's values at the beginning of the study and one month after the eradication was significant (p<0.0001). In addition, the difference between H. pylori-positive group's initial values and those six months after eradication was also significant (p<0.0001). Conclusions: H. pylori increased the gastric epithelial proliferation and after the eradication therapy proliferative index decreased to control values. H. pylori and the related factors inducing gastric antral hyperproliferation may have an important role in H. pylori-related gastric malignancies.