Browsing by Author "Pay, Salih"
Now showing 1 - 20 of 38
- Results Per Page
- Sort Options
Item 01444 Numaralı İnegöl Müslim Nüfus Defteri’nin transkripsiyon ve değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-20) Uzer, Hatice; Pay, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Osmanlı Devleti, modern anlamda ilk nüfus sayımını II. Mahmud (1808-1839) döneminde 1830-1831 yıllarında yapmıştır. Bu nüfus sayımlarının yapılma amacı Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması sonrasında yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye için uygun kişileri tespit etmek ve gayrimüslim erkek nüfusu belirleyerek vergi mükellefi olan kişileri kayıt altına almaktı. Bu amaç doğrultusunda başlatılan ve ilerleyen dönemlerde daha da geliştirilen nüfus sayımları Osmanlı arşivlerinde Osmanlı toplumunun demografik istatistik bilgisini vermesi açısından önemli bir kaynaktır. 1831 yılında Hüdavendigâr Sancağına bağlı olan İnegöl Kazası da ilk nüfus sayımlarının yapılmış olduğu yerlerdendir. Çalışmamızı teşkil eden İnegöl nüfus defteri Osmanlı Arşivinde NFS.d. 01444 numara ile kayıtlıdır. Defterin ilk sayfası mevcut olmadığından sayım tarihi kesin olarak bilinememektedir. Defterdeki yoklamalarda verilmiş olan en geç tarihin H.1259 (M. 1843) olmasından dolayı, bu defterin 1843 tarihli sayıma ait olduğu söylenebilir. Bu sayım askerî amaç gözetilerek yapıldığından dolayı kayıtlarda İnegöl nüfusunun o dönemine dair demografik, askerî ve sosyo-ekonomik bilgiler yer almaktadır. Çalışmada defterde yer alan bilgiler doğrultusunda tablolar oluşturularak veriler değerlendirilmiş ve defterin transkribi verilmiştir. Ortaya çıkan veriler XIX. yüzyılın ilk yarısında İnegöl’ün askerî ve sosyo-ekonomik durumuna farklı açılardan bakma imkânı sunmuştur.Item 1069-1070/1659-1660 tarihli Bursa şer`iyye sicili (analiz ve değerlendirme)(Uludağ Üniversitesi, 1987) Pay, Salih; Çetin, Osman; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.Item A 151 nolu mahkeme siciline göre 1593 yılında Bursa(Uludağ Üniversitesi, 2006) Canlı, Abdulkadir; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Devlet gelenekleri, eğitim kurumları, maliye politikaları, toprak düzeni ve askeri teşkilatıyla tarihe damgasını vurmuş büyük bir Ortadoğu devleti olan Osmanlı Devleti'nin bütün müesselerinin araştırılarak ortaya konulması, günümüz toplumları açısından kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu amaçla yapılacak çalışmalarda öncelik verilmesi gereken ilk kaynak, Osmanlı arşivlerinin en önemli yazılı kaynağını oluşturan şer'iye sicilleridir. Şer'iye sicilleri, bir beldede yaşayan insanlar arasındaki hukuk, din, iktisadi, ticari ve sosyal ilişkileri gösteren yazılı belgelerdir.Bu çalışma, A 151/183 nolu Bursa Şer'iye Sicili'ni esas almak suretiyle 80 yıl kadar Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmış önemli bir şehir olan Bursa'nın 1001/1593 yılındaki özellikle sosyal hayatını ele almaktadır. Tez, temel olarak üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, fethinden 1593 yılına kadarki Bursa ve Osmanlı Devleti'nin o dönemdeki devlet yapısı hakkında kısaca bilgi verilmiş, incelenen A151/183 nolu sicil kaydındaki bilgilerin zenginliğine göre, konuyla ilgili eserlerden de faydalanılarak 1593 yılındaki Bursa'nın özellikle sosyal hayatı tanıtılmaya çalışılmıştır.Osmanlı toplumunda yaşayan kadınların hayattan kopuk, ekonomik özgürlüğü olmayan,erkeğin güdümünde yaşayan insanlar olmadığı ve parçalanan ailelerin çocuklarının,vasilik ve nafaka gibi müesseler aracılığıyla korundukları, belgelerden anlaşılmaktadır.Ayrıca farklı inanç ve kültürlere sahip olan Müslüman ve gayrimüslim unsurların,aralarında sosyal, ticari ve kültürel münasebetleri sürdürerek dostluk içinde beraber yaşadıkları görülmektedir. İkinci bölümde ise kayıtların defterdeki sırası esas alınarak önce belgeler konularına göre isimlendirilmiş, ardından özellikle mahalle ve şahıs isimleri belirtilerek genel bir çerçevede özetlenmiştir. Bu bölümde ayrıca geniş bir indeks çalışmasına da yer verilmiştir. Tezin üçüncü bölümünü ise 1001/1593 yılına ait A151/183 numaralı Bursa Şer'iye Sicili'nin latinizesi oluşturmaktadır. Muhteva analizi yapılan bu mahkeme sicili, bundan sonra yapılacak olan araştırmalara, güvenilir yeni malzemeler ve veriler sunması bakımından önem arz etmektedir.Publication Additional information from CT or MRI imaging can increase rheumatologists' consensus on grading sacroiliitis by radiography: Results of the trimage project(Wiley, 2016-10-01) Haroon, Nigil; Baraliakos, Xenofon; Jurik, Anne Grethe; Can, Gerçek; Balcı, Ali; Çınar, Muhammet; Dalkılıç, Ediz Hüseyin; Dönmez, Salim; Pamuk, Ömer Nuri; Pehlivan, Yavuz; Pay, Salih; Yarkan, Handan; Kenar, Gökçe; Akkoç, Nurullah; DALKILIÇ, HÜSEYİN EDİZ; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi; CMF-4757-2022Item Antifosfolipit antikorlar ve antifosfolipit sendrom (iki olgu nedeniyle)(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Koç, Bayram; Bulucu, Fatih; Pay, Salih; Özcan, Nurettin; Gürel, SelimBu makalede; antifosfolipid antikor tespit edildi , tekrarlayan abortus tromboz ve trombositopenili bir bayan ile tekrarlayan trombozis ve trombositopenili bir erkek hasta sunulmaktadır. Bu nedenle antifosfolipit antikorlar ve antifosfolipid sendrom gözden geçirildi.Item Arşiv belgelerine göre Niş Sancağı (1839-1878)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-06-19) Osmani, Mead; Pay, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Bu çalışmada eski ve çok önemli bir yerleşim yeri olan Niş Sancağının XIX. asırdaki genel durumu, idarî, eğitim ve sosyal yapısı ve Niş'i etkileyen siyasî, sosyal ve uluslararası hadiseler ele alınmıştır. Çalışma giriş ve sonuç dışında üç ana bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmanın konusu, amacı, önemi, muhtevası, yöntemi ve kullanılan kaynaklar hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümün ilk kısmında Niş sancağının konumu, tarihçesi ve ikinci kısmında ise genel olarak Niş'in idarî yapısı bilhassa Tanzimat dönemindeki gelişmeler detaylı bir şekilde ele alınmıştır. İkinci bölümde Tanzimat döneminde Niş sancağının eğitim durumu, basın yayın haberleşme ve sosyal yapılarına değinilmiştir. Üçüncü bölümde ise XIX. yüzyılda Niş sancağını doğrudan etkileyen ve Osmanlı Devleti'ni yıkmak için yapılan isyanlar, çeşitli projeler, savaşlar, sürgün ve uluslararası antlaşmalar ele alınmıştır. İncelemede başta Osmanlı Arşivi olmak üzere salnâmeler ve farklı matbu eserlerden, seyyahların eserlerinden ve çeşitli dillerde yapılmış araştırmalardan istifade edilmiştir.Item B 176 / 393 Numaralı Bursa Mahkeme Defteri: Metin ve analiz(Uludağ Üniversitesi, 2001) Yıldız, Haluk; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Item B 240 numaralı Bursa mahkeme defteri(Uludağ Üniversitesi, 2001) Yılmaz, Ahmet; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Item Behçet disease with vascular involvement: Effects of different therapeutic regimens on the incidence of new relapses(Lippincott Williams & Wilkins, 2015-02) Öner, Fatma Alibaz; Karadeniz, Aslı; Yılmaz, Sema; Balkarlı, Ayşe; Kimyon, Gezmiş; Yazıcı, Ayten; Çınar, Muhammet; Yılmaz, Sedat; Yıldız, Fatih; Bilge, Şule Yaşar; Bilgin, Emre; Omma, Ahmet; Çetin, Gözde Yıldırım; Çağatay, Yonca; Karaaslan, Yaşar; Sayarlıoğlu, Mehmet; Kalyoncu, Umut; Karadağ, Ömer; Kaşifoğlu, Timuçin; Erken, Eren; Pay, Salih; Çefle, Ayşe; Kısacık, Bünyamin; Onat, Ahmet Mesut; Çobankara, Veli; Direskeneli, Haner; Coşkun, Belkıs Nihan; Pehlivan, Yavuz; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Romatoloji Anabilim Dalı.; 0000-0003-0298-4157; AAG-7155-2021; AAG-8227-2021; 55646165400; 13205593600Vascular involvement is one of the major causes of mortality and morbidity in Behcet disease (BD). There are no controlled studies for the management of vascular BD (VBD), and according to the EULAR recommendations, only immunosuppressive (IS) agents are recommended. In this study, we aimed to investigate the therapeutic approaches chosen by Turkish physicians during the initial event and relapses of VBD and the association of different treatment options with the relapses retrospectively. Patients with BD (n = 936, female/male: 347/589, mean age: 37.6 +/- 10.8) classified according to ISG criteria from 15 rheumatology centers in Turkey were included. The demographic data, clinical characteristics of the first vascular event and relapses, treatment protocols, and data about complications were acquired. VBD was observed in 27.7% (n = 260) of the patients during follow-up. In 57.3% of the VBD patients, vascular involvement was the presenting sign of the disease. After the first vascular event, ISs were given to 88.8% and AC treatment to 59.8% of the patients. Median duration of AC treatment was 13 months (1-204) and ISs, 22 months (1-204). Minor hemorrhage related to AC treatment was observed in 7 (4.7%) patients. Asecond vascular event developed in 32.9% (n = 86) of the patients. The vascular relapse rate was similar between patients taking only ISs and AC plus IS treatments after the first vascular event (29.1% vs 22.4%, P = 0.28) and was significantly higher in group taking only ACs than taking only ISs (91.6% vs 29.1%, P < 0.001). During follow-up, a third vascular event developed in 17 (n = 6.5%) patients. The relapse rate was also similar between the patients taking only ISs and AC plus IS treatments after second vascular event (25.3% vs 20.8%, P = 0.93). When multivariate analysis was performed, development of vascular relapse negatively correlated with only IS treatments. We did not find any additional positive effect of AC treatment used in combination with ISs in the course of vascular involvement in patients with BD. Severe complications related to AC treatment were also not detected. Our results suggest that short duration of IS treatments and compliance issues of treatment are the major problems in VBD associated with vascular relapses during follow-up.Item Büreyde bin Husayb el-Eslemi(Uludağ Üniversitesi, 2013-07-22) Orazsahedov, Abdylla; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Bu tezde Horasan bölgesinde en son vefat eden sahabi olan Büreyde b. Husayb el-Eslemî'nin hayat hikâyesi hakkında bilgi vermeye çalışılmıştır. Tez giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde tezin amacı belirtilip, sık kullanılan temel kaynaklar; birinci bölümde Büreyde b. Husayb'ın kabilesi olan Huzâalılar, Büreyde'nin soyu, ailesi ve Müslüman oluşu; ikinci bölümde Büreyde b. Husayb'ın Hz. Peygamber (sav) ve Hulefâ-i Râşidîn dönemindeki faaliyetleri; üçüncü bölümde Büreyde b. Husayb'ın Merv'e gelmesi, şahsiyeti, fazileti ve hadis rivayetindeki yeri hakkında bilgi verilmiştir. Araştırma elde edilen sonuçların belirtilmesiyle tamamlanmıştır. Ayrıca çalışmanın sonuna Merv ve Büreyde b. Husayb'ın türbesine ait eski ve yeni çekilmiş fotoğraflar eklenmiştir.Item Bursa Hançerli Fatma Sultan Külliyesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-20) Çekiç, Faruk Taylan; Pay, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Külliyeler merkezinde caminin bulunduğu, caminin etrafında ise insanların çeşitli sosyal ihtiyaçlarını gideren kurumların inşa edildiği bir yapı topluluğudur. Bu yapı topluluğunun içerisindeki binalar kurucusunun statüsü ve ekonomik gücüne göre çeşitlilik gösterebilir. Genellikle Osmanlı külliyelerinde merkezde bir cami etrafında hamam, medrese, imaret, dârüşşifâ, türbe ve mektep yer almaktadır. Osmanlı Devleti’nde külliyeler bir anlayış doğrultusunda kurulmuştur. Yapılan diğer çalışmalarda da görüleceği gibi bu külliyeler İslâm Medeniyeti’nin Müslümanlara kattığı bir değerdir. Hayırseverler külliye kurduklarında ilk önce Allah’ın rızasını kazanmayı hedeflemişlerdir. Bunun yanı sıra külliye banileri insanların ihtiyaçlarını gidermek ve onlara yardım etmeyi de amaçlamışlardır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda Osmanlı padişahları külliye yaptırırken yukarıdaki amaçların yanında şehri büyütmeyi ve geliştirmeyi de amaçlamışlardır. Böylelikle şehrin farklı yerlerine kurdukları sosyal yapılar sayesinde, şehirde yaşayan insanlar bu külliyelerin etrafına yerleşerek şehri büyük bir alana yaymışlardır. Çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Bursa şehrinin tarihsel süreci, külliyenin kurucusu Hançerli Fatma Sultan ve vakfiyesi ile genel olarak külliyenin kuruluşunda ve daha sonra külliye bünyesine katılan birimlerin yer aldığı külliyenin fiziki yapısı anlatılmıştır. İkinci bölümde ise külliyenin ekonomik ve sosyal durumundan bahsedilmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada Bursa Hançerli Fatma Sultan Külliyesi birimlerinin tespiti ile külliyenin tanıtılması ve yine külliyenin İslâm Medeniyeti’ne ve insanlığa kattığı değerler ifade edilmeye çalışılmıştır.Item Bursa İvaz Paşa Külliyesi(Uludağ Üniversitesi, 1996) Pay, Salih; Çetin, Osman; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı.Item Bursa İvaz Paşa Medresesi müderrisleri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bu makalede XVI.-XX. Yüzyıllar arasında Bursa İvaz Paşa Medresesi ’nde görev yaptığı tespit edilen yüz dört müderris, arşiv belgelerindeki veriler çerçevesinde doğıım yerlerine, payelerine, önceki ve sonraki hizmet yerlerine, yevmiyelerine, il dışı göreve gitmelerine ve İvaz Paşa Medresesi’ndeki görev sürelerine göre değerlendirilmiştir.Item Bursa kadı defterleri ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bu makalede Bursa kadı defterlerinin sayısı, numaralandırılması, günümüze ulaşması ve defterler üzerinde yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Osmanlılara ait en eski tarihli defterin Bursa kadı defterleri arşivinde olması ve yine bu arşivin 1062 adet sicil ile İstanbul’dan sonra en fazla sayıda kadı defterini bulundurması Bursa’yı kadı defterleri açısından önemli kılmaktadır. 19. yüzyıla kadar mahkemelerde veya bizzat kadıların yanında muhafaza edilen kadı defterleri, ilk defa 1834 yılında Şeyh Süleyman Efendi Mektebi’nde bir araya getirilmiştir. 1868 yılında İstanbul’a gönderilen defterler, bir müddet sonra Bursa’ya geri getirilmiş ve sırasıyla Çendik Medresesi, Evkaf Dairesi ve Ulu Cami’de korunmuştur. 1945 yılında Bursa Arkeoloji Müzesi’ne devredilen siciller son olarak 1991 yılında Millî Kütüphaneye gönderilmiştir. Sicillere yönelik çalışmalar defter merkezli ve konu merkezli olmak üzere iki şekilde gerçekleşmiştir.Item Bursa Orhan Gazi Külliyesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-06-20) Aydın, Nur Gül; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.Külliyeler, Türk Tarihinde, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde sıkça rastladığımız, toplumun ilim, bilim, din gibi ihtiyaçlarının yanında; kültürel, yaşamsal ve sosyal hayatın ihtiyaçlarını da karşılayacak alanlardan müteşekkil yapılar topluluğudur. Bu yapıların merkezinde her zaman bir cami yer almış, etrafında ise çeşitli kuruluşlar; hamam, medrese, mektep, imaret, zaviye, tekke, kervansaray, darüşşifa, aşevi, çarşı gibi binalar inşa edilmiştir. Külliyeler, çok fonksiyonlu yapılar bütünlüğü olmalarından mütevellit her zaman cazibe merkezleri olmuş; tamamlandıkları dönemde, toplumun da kısa sürede etraflarına evlerini yapmaları hasebiyle, şehirlerde yeni yaşam merkezleri oluşturmuştur. Osmanlı Dönemi, külliyeler açısından en ünlü örnekleri ihtiva etmektedir. Çalışma konum olan "Bursa Orhan Gazi Külliyesi", Osmanlı Dönemi'nde külliye inşasında başlangıç olarak sayabileceğimiz bina edilmiş ilk külliyelerdendir. Cami, medrese, mektep, imaret, zaviye, han ve hamamdan meydana gelmesi ile külliye mimari açıdan incelenmiş; dönemindeki sosyal ve kültürel etkilerinden bahsedilmiş, ayrıca vakfiyesi hakkında da bilgi verilmeye çalışılmıştır. Bursa Orhan Gazi Külliyesi'ni tanımadan evvel dönemin Bursa'sı ve müesseseyi inşa ettiren Orhan Gazi ile ilgili araştırma yapılmış, daha sonra akademik anlamda bir bütün olarak hakkında kayda değer bir araştırma bulunmayan Bursa Orhan Gazi Külliyesi çeşitli yönleriyle anlatılmak istenmiştir.Item The cost of care of rheumatoid arthritis and ankylosing spondylitis patients in tertiary care rheumatology units in Turkey(Elsevier, 2011-11) Malhan, Simten; Pay, Salih; Ataman, Şebnem; Dinç, Ayhan; Erken, Eren; Ertenli, İhsan; Ertuǧrul, Esin; Göǧüş, Feride Nur; Hamuryudan, Vedat; İnanç, Murat; Karaaslan, Yaşar; Dalkılıç, Ediz; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları & Romatoloji Anabilim Dalı.Item The cost of care of rheumatoid arthritis and ankylosing spondylitis patients in tertiary care rheumatology units in Turkey(Clinical & Exper Rheumatology, 2012) Malhan, Simten; Pay, Salih; Ataman, Şebnem; Dinç, Ayhan; Erken, Eren; Ertenli, İhsan; Ertuǧrul, Esin; Göǧüş, Feride Nur; Hamuryudan, Vedat; İnanç, Murat; Karaaslan, Yaşar; Karadağ, Ömer; Karakoç, Yüksel; Keskin, Göksal; Kısacık, Bünyamin; Kiraz, Sedat; Oksel, Fahrettin; Öksüz, Ergün; Pırıldar, Timur; Sarı, İsmail; Soy, Mehmet; Şentürk, Taşkın; Taylan, Ali; Dalkılıç, Ediz; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 6506739457Objectives: To determine the direct and indirect costs due to rheumatoid arthritis (RA) and ankylosing spondylitis (AS) patients in Turkey. Methods: An expert panel was convened to estimate the direct and indirect costs of care of patients with RA and AS in Turkey. The panel was composed of 22 experts chosen from all national tertiary care rheumatology units (n=53). To calculate direct costs, the medical management of RA and AS patients was estimated using "cost-of-illness" methodology. To measure indirect costs, the number of days of sick leave, the extent of disability, and the levels of early retirement and early death were also evaluated. Lost productivity costs were calculated using the "human capital approach", based on the minimum wage. Results: The total annual direct costs were 2,917.03 Euros per RA patient and 3,565.9 Euros for each AS patient. The direct costs were thus substantial, but the indirect costs were much higher because of extensive morbidity and mortality rates. The total annual indirect costs were 7,058.99 Euros per RA patient and 6,989.81 for each AS patient. Thus, the total cost for each RA patient was 9,976.01 Euros and that for an AS patient 10,555.72 Euros, in Turkey. Conclusion: From the societal perspective, both RA and AS have become burden in Turkey. The cost of lost productivity is higher than the medical cost. Another important conclusion is that indirect costs constitute 70% and 66% of total costs in patients with RA and AS, respectively.Publication Disease activity indices and body mass index: Cross-sectional analysis of a large psoriatic arthritis cohort(Wiley, 2015-10-01) Kalyoncu, Umut; Bayndar, Ozun; Yilmazer, Barış; Dalkılıç, Hüseyin Ediz; Aksu, Kenan; Öksüz, Mustafa Ferhat; Tarhan, E. Figen; Can, Meryem; Küçükşahin, Orhan; Kimyon, Gezmiş; Akyol, Lütfi; Onat, Ahmet Mesut; Kısacık, Bünyamin; Erden, Abdülsamet; Omma, Ahmet; Bakırlı, Duygu Ersözlü; Özişler, Cem; Gönüllü, Emel; Pehlevan, Seval; Solmaz, Dilek; Çınar, Muhammet; Çetin, Gözde; Tufan, Abdurrahman; Tufan, Müge Aydın; Kılıç, Levent; Erten, Şükran; Kaşifoğlu, Timuçin; Kobak, Şenol; Şenel, Soner; Akar, Servet; Özgen, Metin; Kasapoğlu-Günal, Esen; Yazısız, Veli; Yılmaz, Sedat; Dönmez, Salim; Doğan, İsmail; Köseoğlu, Hamide Kart; Erbasan, Funda; Yıldız, Fatih; Beş, Cemal; Balkarlı, Ayşe; Şahin, Ali; Mercan, Rıdvan; Arslan, Fatoş; Doğru, Atalay; Pay, Salih; Yavuz, Şule; Çakır, Necati; Kabasakal, Yasemin; Aydın, Sibel Z.; DALKILIÇ, HÜSEYİN EDİZ; CMF-4757-2022Item Filibe'deki camilere yapılan harcamalar (1884-1886)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-08) Balkaner, Sami; Pay, Salih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı.Osmanlı arşivlerinin en önemli yazılı kaynakları Şer'iyye Sicilleri'dir. Ancak üzerinde çalışma yaptığımız muhasebe defterleri de büyük önem arzetmektedir. Tez konusu olan Defter; Filibe ahâlisinin hukukî, dinî, iktisadî, ticarî ve sosyal ilişkilerini gösteren yazılı bir belgedir. Osmanlı kurumlarının araştırma yapılarak ortaya konulması, günümüz toplumları için kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu çalışma, Filibe'nin iki yıllık bir süre zarfında resmedilmesi ve şehirde o döneme ait Osmanlı kurumlarının envanteri çıkarılarak incelenmesi, camilere yapılan harcamaların ve vakıf malları ile gelirlerinin tespiti gayesiyle yapılmıştır. Çalışma, temel olarak iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Filibe tarihi üzerinde durulmuş, kısaca fetihten önce ve Osmanlı dönemlerinde Filibe şehri ve bu şehirdeki Osmanlı kurumları ele alınmış, şehrin sosyal hayatı tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede Müslüman ve gayrimüslim unsurların uyum içinde bir hayat yaşadıkları görülmektedir. İkinci bölümde "Filibe Umûm Masârifât Defteri"nin tanıtımı yapıldıktan sonra Defter'in latinizesi gerçekleştirilmiş, ardından Defter'in analizi ve değerlendirilmesi yapılarak sonuca ulaşılmıştır.Item Gazi tezi üzerine bazı düşünceler(Uludağ Üniversitesi, 1998) Jennings, R. C.; Pay, Salih; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Paul Wittek, 1937’de Londra Üniversitesi’nde gazi tezini üç derste açıkladığından beri, hemen bütün önemli Osmanlı tarihçileri bu fikri istisnasız onayladılar. Wittek’in bir Türkolog olarak mükemmelliği, berrak, kısa ve açık üslûbu, sıcak ve karizmatik kişiliği, bu fikre meydan okumaya niyetli herkesin şüphelerinin üstesinden geldi. Gerçekte Wittek’in bütün çalışmaları, bu alanda derhal, fakat aynı zamanda sürekli bir etki bırakmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun yükselişi hakkında ileri sürdüğü fikirler, o andan bugüne kadar, bu konudaki bütün ‘modern bilim’e hakim oldu.