Browsing by Author "Turan, Serkan"
Now showing 1 - 17 of 17
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Circulating c1q complement/tnf-related protein (ctrp)-13 levels in obese children and its relationship with metabolic disorders(Karger, 2021-09-01) Erbas, Ibrahim Mert; Paketci, Ahu; Sisman, Ali Riza; Demir, Korcan; Bober, Ece; Abaci, Ayhan; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Psikiyatri Anabilim Dalı.; 0000-0002-8334-2422; 0000-0001-8828-0892; 0000-0002-1812-0321; HKE-9636-2023Item Çocuklarda ve ergenlerde beden kitle indeksi, duygusal-davranışsal sorunlar ve prososyal davranışlar arasındaki ilişki(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-09) Eray, Şafak; Zengin, Akgün; Şahin, Volkan; Turan, Serkan; Mutlu, Caner; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0002-4847-7751; 0000-0003-3581-7005; 0000-0003-0888-2370; 0000-0002-6548-0629; 0000-0001-6507-8042Çocuk ve ergen psikiyatrisi polikliniklerine başvuran çocuk ve ergenlerin beden kitle indekslerinin araştırılması ve bunların prososyal özellikler, duygusal ve davranışsal sorunlar ile olası ilişkisinin araştırılması, bir halk sağlığı sorunu olan obezitenin eşlik eden olumsuz etkilerini daha iyi anlamak ve çözümü için öneriler sunmak için önemlidir. Çalışmamızın amacı, çocuk ve ergen psikiyatrisi polikliniğine başvuran çocuk ve ergenlerin BKİ z-skoru ile prososyal becerileri, duygusal davranış sorunları arasındaki ilişkileri incelemektir. Çalışmamıza Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine Haziran 2021-Eylül 2021 ayları arası Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi polikliniğine başvurmuş 130 çocuk ve ergen hasta dâhil edilmiştir. Çalışma prosedürü, yazılı bilgilendirilmiş onam veren tüm katılımcılara sözlü olarak da anlatılmıştır. Çalışmanın etik kurul kararı Uludağ Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan alınmıştır. Hastalara tanısı; Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi-Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG-ŞY) DSM-5 yarı yapılandırılmış görüşmesi Türkçe formu ile konulmuştur. Bireylerin duygusal güçlükleri ve prosoyal özellikleri, Güçler-güçlükler Anketi–Ebeveyn ölçeği ile değerlendirilmiştir. Hastaların BKİ ise aynı hemşire tarafından boy ve kilo ölçümleri ile yapılacaktır. Çalışmaya katılan çocuk ve ergenlerin yaş ortalaması 11.9+-3.74’dır.Cinsiyetlere göre bakıldığında katılımcıların %53,4 kız (n:63) kız cinsiyetindeydi. Çalışmaya katılanların %5,9 (n=7) obez, %12,7’i (n=15) aşırı kilolu, %12,7’si (n=42) normal kilolu, %37,3’ü (n=44) zayıf, %8.5’u (n=10) aşırı zayıf,olarak saptanmıştır. Cinsiyetler arasında obezite açısından fark izlenmedi (p=0,72). Çalışmamız pandemi döneminde başvuran ergenlerin prososyal özelliklerinin ve beden kitle indeksi ve, duygusal davranışsal sorunlar ve hastalıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma olması bakımından önemlidir. Çocuk ve ergenlerde obezitenin yol açtığı olası sorunların tanınması eşlik edebilecek ruhsal sorunların öngörülmesi ve erken müdahalenin yapılması açısından önemlidir. Ayrıca uygun gereksinimlerin tanınması ve karşılanması koruyucu ruh sağlığı açısından önem taşımaktadır. Bu anlamda risk faktörlerini tanımlayan ve araştıran çalışmaların artması toplum sağlığı açısından önemli yer tutar.Publication Correlates of psychotic like experiences (PLEs) during Pandemic: An online study investigating a possible link between the SARS-CoV-2 infection and PLEs among adolescents(Elsevier, 2022-01-21) Kafalı, Helin Yılmaz; Turan, Serkan; Akpınar, Serap; Mutlu, Müge; Parlakay, Aslınur Özkaya; Cop, Esra; Toulopoulou, Timothea; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6548-0629 ; AFO-6356-2022Background: This study investigated whether SARS-CoV-2 infection, depression, anxiety, sleep problems, cigarette, alcohol, drug usage contribute to psychotic-like experiences (PLEs) among adolescents during the pandemic. We also aimed to explore whether baseline inflammatory markers or the number of SARS-CoV-2related symptoms are associated with PLEs, and the latter is mediated by internalizing symptoms. Methods: Altogether, 684 adolescents aged 12-18 (SARS-CoV-2 group n = 361, control group (CG) n = 323) were recruited. The Community Assessment of Psychic Experiences-42-Positive Dimension (CAPE-Pos), Patient Health Questionnaire-9 (PHQ-9), Generalized Anxiety Disorder-7 (GAD-7), and Pittsburg Sleep Quality Index (PSQI) questionnaires were completed by all volunteers using an online survey. C-reactive Protein and hemogram values, and SARS-CoV-2-related symptoms during the acute infection period were recorded in the SARS-CoV-2 group. Group comparisons, correlations, logistic regression, and bootstrapped mediation analyses were performed. Results: CAPE-Pos-Frequency/Stress scores were significantly higher, whereas GAD-7-Total and PSQI-Total scores were significantly lower in SARS-CoV-2 than CG. Among the SARS-CoV-2 group, monocyte count and the number of SARS-CoV-2-symptoms were positively correlated with CAPE-Pos-Frequency/Stress scores. Besides SARS-CoV2, cigarette use, GAD-7, and PHQ-9 scores significantly contributed to the presence of at least one CAPE-Pos "often" or "almost always". PHQ-9 and GAD-7 fully mediated the relationship between the number of SARSCoV-2 symptoms and CAPE-Pos-Frequency. Conclusions: This study is the first to show a possible relationship between SARS-CoV-2 infection and PLEs among adolescents. Depression, anxiety, and cigarette use also contributed to PLEs. The number of SARS-Cov-2symptoms and PLEs association was fully mediated by internalizing symptoms, but prospective studies will need to confirm this result.Item Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılı çocuk ve ergenlerin uyku alışkanlıkları ve yavaş bilişsel tempo belirtileri ile ilişkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-01) Özbek, Mutlu Muhammed; Sevinçok, Doğa; Turan, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0002-6548-0629Psikiyatrik bozukluk tanısı alan çocuklarda, normal gelişim gösteren çocuklara oranla daha fazla uyku problemi görüldüğü bilinmektedir. Çalışmamızın amacı, Yavaş bilişsel tempo (YBT) belirtilerinin yüksek ve düşük düzeyde olduğu dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı almış çocuk ve ergenlerde uyku sorunları ve uyku alışkanlıklarını incelemektir. Çalışmamıza 8-17 yaş arasında DEHB tanısı olan 47 çocuk ve ergen dahil edilmiştir. Genel örneklemde 14 olgu DEHB+Yüksek YBT belirtileri gösteren; 33 olgu ise DEHB+Düşük YBT belirtileri gösteren olarak gruplandırılmıştır. Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG–ŞY–T) ile yapılan değerlendirme sonrasında tüm olguların ebeveynlerinden Turgay Dikkat Eksikliği ve Yıkıcı Davranış Bozuklukları için DSM-IV’e Dayalı Tarama ve Değerlendirme Ölçeği (DEYDB DSM-IV), Barkley Çocuk Dikkat Anketi (BÇDA), Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketini (ÇUAA) doldurmaları istenmiştir. Yüksek ve düşük YBT belirti gösteren gruplar ÇUAA ile karşılaştırılmış, hiçbir alt ölçekte veya toplam puanda anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0.05).DEHB alt görünümleri ÇUAA alt ölçekleri ve toplam puan açısından karşılaştırılmıştır. Yapılan analiz sonucunda yatma zamanı direnci (p=0.01), uyku süresi (p=0.04), parasomnialar (p=0.002), uykuda solunum bozulması (p<0.0001) ve toplam puanın (p=0.04) gruplar arasında farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Yatma zamanı direnci, parasomnialar, uykuda solunum bozulması ve toplam puan hiperaktivite baskın görünümde diğer görünümlere göre yüksek iken uyku süresi dikkatsizlik baskın görünümde daha fazla bulunmuştur. Uyku yoksunluğu, yetersiz oksijen satürasyonu ve uykuda solunum bozulması ile ilişkili diğer birçok fizyolojik değişikliğin gün içerisindeki davranış bozuklukları ve hiperaktivite semptomlarına neden olabileceği düşünülmüştür.Item Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde eşik altı bipolar semptomatolojisinin nöropsikolojik profillere etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022) Şahin, Volkan; Turan, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.Çalışmamızda çocuk psikiyatri polikliniğine başvuran Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanılı hastalarda mevcut eşik altı bipolar bozukluğu belirtilerinin erken dönemde fark edilmesi ve tanımlanması, yürütücü işlev becerilerine ve klinik psikopatolojiye etkilerinin incelenmesi planlanmıştır. Çalışmamıza Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi polikliniğine DEHB tanısıyla veya belirtileri ile başvurmuş nörolojik hastalığı ve işlevselliğini etkileyen psikiyatrik ek hastalığı olmayan 10-17 yaş arası 210 çocuk ve ergen dâhil edilmiştir. Hastalara DEHB tanısı; hasta ve aile ile yapılan görüşmelerde psikiyatrik muayene ve Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG-ŞY) DSM-V yarı yapılandırılmış görüşmesi, Conners Performans Testi (CPT), Wisconsin Kart Eşleme Testi (WKET) ve sosyodemografik veri formu değerlendirilerek konulmuştur. Görüşmeci tarafından uygulanan Mani Değerlendirme ve Young Mani Derecelendirme ölçekleri ile 210 kişilik katılımcının 72 kişisinin eşik altı bipolar bozukluk belirtilerinin olduğu tespit edilmiştir. İki gruba ayırdığımız katılımcıların yürütücü işlevlerini değerlendirmek amacıyla katılımcılara Rey, Şifre, Görsel Kopyalama ve Kategorik Akıcılık gibi yürütücü işlev becerilerini değerlendiren testler uygulanmıştır. Yine katılımcıların yürütücü işlevlerini değerlendirmek amacıyla katılımcılara bilgisayar tabanlı CPT ve WKET testleri uygulanmıştır. Katılımcıların sosyal biliş düzeyleri değerlendirmek için ise Gözlerden Zihin Okuma testi kullanılmıştır. Eşik altı bipolar bozukluk belirtileri olan grubun nöropsikolojik profilleri diğer gruptaki katılımcılarla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı görüldü. Aynı şekilde iki gruptaki katılımcıların sosyal biliş düzeylerinin de anlamlı düzeyde farklılaşmadığı tespit edildi.Publication Electroconvulsive therapy or clozapine for adolescents with treatment-resistant schizophrenia: An explorative analysis on symptom dimensions(Taylor & Francis Ltd, 2022-12-27) Tunçtürk, Mustafa; Ermis, Çağatay; Büyüktaşkın, Dicle; Turan, Serkan; Sağlam, Yeşim; Alarslan, Sezen; Güler, Duru; Sut, Ekin; Unutmaz, Güldal; Güzel, Ayse Beste; Canbek, Ozge Atay; Inal, Neslihan; Karacetin, Gul; Hazell, Philip; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6548-0629 ; AFO-6356-2022ObjectiveThis study sought to compare pre-intervention patient characteristics and post-intervention outcomes in a naturalistic sample of adolescent inpatients with treatment-resistant psychotic symptoms who received either electroconvulsive therapy (ECT) or clozapine.MethodsData of adolescents with schizophrenia/schizoaffective disorder receiving ECT or clozapine were retrospectively collected from two tertiary-care psychiatry-teaching university hospitals. Subscale scores of the Positive and Negative Symptom Scale (PANSS) factors were calculated according to the five-factor solution. Baseline demographics, illness characteristics, and post-intervention outcomes were compared.ResultsThere was no significant difference between patients receiving ECT (n = 13) and clozapine (n = 66) in terms of age, sex, and the duration of hospital stay. The ECT group more commonly had higher overall illness and aggression severity. Smoking was less frequent in the clozapine group. Baseline resistance/excitement symptom severity was significantly higher in the ECT group, while positive, negative, affect, disorganisation, and total symptom scores were not. Both interventions provided a significant reduction in PANSS scores with large effect sizes.ConclusionBoth ECT and clozapine yielded high effectiveness rates in adolescents with treatment-resistant schizophrenia/schizoaffective disorder. Youth receiving ECT were generally more activated than those who received clozapine.Item 'Ergenlerde duygu düzenlemede güçlükler ölçeği Ebeveyn Formu’nun Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Karimova, Nurana; Turan, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.Duygu düzenleme farkındalık, netlik, duyguları anlama, kabul ve tolerans gösterebilme, istenmeyen duygularla yüzleşebilme, kendi kendini destekleyebilme ve gerektiğinde duyguları değiştirme becerilerinin bütününden oluşmaktadır. Duygu düzenleme güçlüğü (DDG), bir bireyin duygu düzenleme süreçlerinin herhangi birini veya tüm yönlerini uygulayamamasıdır. Ergenlerde DDG hakkında bilinenler yalnızca DDG'nin derecelendirme ölçeklerinde öz-rapor yoluyla değerlendirildiği çalışmalara dayanmaktadır. Öz bildirime dayalı ölçümlerin birtakım zorlukları mevcuttur. Ergenler daha yoğun ve kararsız duygular yaşarlar ve bu düzenleme becerilerinin çevresel gözlemleri önemlidir. Ergenlerin DDG’sini ebeveynler tarafından değerlendiren Türkçe bir ölçek bulunmamaktadır. Mevcut araştırmadaki amacımız, orijinal İngilizce ismi "The Difficulties in Emotion Regulation Scale-Parent Form(DERS-P- Duygu Düzenlemede Güçlükler Ölçeği- Ebeveyn Formu-)‘’ olan ölçeğinin güvenilirlik ve geçerlilik kanıtlarının değerlendirilmesi dahil olmak üzere psikometrik özelliklerini değerlendirmektir. Çalışmanın örneklemini Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi (UÜTF)Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine 2022 Mart 2023 Mart tarihleri arasında başvuran ve çalışmaya katılmayı kabul eden yapılan psikiyatrik değerlendirme sonucu DSM-5’e göre DEHB,YAB, MDB, DB, KOKGB, YDDB, ve diğer psikiyatrik tanı kriterlerini karşılamasına göre 11-18 yaş arası 300 hasta ergen ve 50 kontrol grubu oluşturmaktadır. Çalışmamızda ölçeğin geçerliliği için kullanılan diğer araçlar DDGÖ, K-SADS-PL, ÇADÖ-Y Çocuk ve Ebeveyn Formu, CGİ, CÖDÖ,CEDÖ-Y’dir. Ölçeğin iç tutarlılığı değerlendirilerek DERS-P'nin Türk Toplumu için güvenilir bir ölçek olduğu gözlenmiştir (cronbach alfa .931). Sonuç: Mevcut sonuçlar, Türk Toplumundaki ergenlerin DDG'nün ebeveyn raporu değerlendirmesi için DERS-P'nin güvenilirliğini ve geçerliliğini kanıtlamaktadır. Ayrıca, ergen DDG'ni değerlendirmek için bir ebeveyn raporu ölçüsünün olmaması göz önüne alındığında, bu çalışma literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır.Publication Impact of the pandemic on the mental health of children and clinical practice in Turkey: A narrative review with recommendations(Exeley, 2021-01-01) Turan, Serkan; Eray, Şafak; TURAN, SERKAN; ERAY ÇAMLI, ŞAFAK; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi; 0000-0002-6548-0629; 0000-0002-4847-7751; HKE-9636-2023; AAG-8101-2021; AFO-6356-2022Publication Impaired theory of mind and emotion recognition in pediatric bipolar disorder: A systematic review and meta-analysis(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2021-04-15) Halac, Eren; Ciray, Remzi Ogulcan; Tuncturk, Mustafa; Agac, Nilay; Elmas, Fatma Nur; Rosson, Stella; Ermis, Cagatay; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Psikiyatri Anabilim Dalı.; 0000-0003-2864-613X; 0000-0002-6548-0629; 0000-0003-3928-3194; 0000-0002-8554-3519; HKE-9636-2023; AFO-6356-2022; GRY-0250-2022Background: Social cognition is impaired in patients with severe mental disorders. We aimed to investigate impairments in social cognition in youth with pediatric bipolar disorder (PBD) through a systematic review of the literature and the meta-analysis.Method: Following the PRISMA guidelines, we searched in PubMed, Scopus, and Cochrane CENTRAL for studies reporting on the theory of mind (ToM) and emotion recognition (ER) abilities of patients with PBD compared to healthy controls (HC). We conducted a random-effects model meta-analysis for the contrast between PBD and HC. Subgroup and meta-regression analyses were conducted for demographic and clinical variables as appropriate.Results: A total of thirteen studies involving 429 patients with PBD and 394 HC were included. Patients with PBD had significantly poorer social cognitive abilities (Hedges' g for ER, g = -0.74, CI = -0.91, -0.57; and for ToM, g = -0.98, CI = -1.41 to -0.55). Subgroup analysis also revealed significant impairment in ER for patients in a euthymic state (g = -0.75). Age, gender, sample size, the severity of mood symptoms, estimated IQ, the frequencies of bipolar-I disorder, attention-deficit hyperactivity disorder, medications, study quality and euthymia did not moderate the difference in meta-regression. Heterogeneity was low in all analyses and there was no evidence for publication bias.Conclusion: The results of this meta-analysis supported the notion that PBD is associated with a deficit in social cognitive abilities at a medium to a large level. Impairments in social cognition could be an illness-related trait of PBD. Meta-regression results did not find a moderator of the deficits in social cognition.Item Obsesif-kompulsif bozukluk ve ilişkili bozukluklarda aday endofenotip tanımlama, fenomenoloji ve nörobiliş çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Çelebi, Gözde Cesur; Turan, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Çalışmamızda çocuk ve ergen ruh sağlığı polikliniğine başvuran Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), beden algısı bozukluğu (BAB), trikotilomani (TTM), ayrıca biriktiricilik bozukluğu (BB) ve deri yolma bozukluğu(DYB) tanılı hastaların nörobilişsel işleyişini incelemek ve obsesif kompulsif bozuklukla obsesif kompulsif ilişkili bozuklukların ortak olarak bozulan nörobilişsel alanlarını saptayıp, aday endofenotip tanımlanması planlanmıştır. Çalışmamıza Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi polikliniğine OKB, BAB, TTM, BB ve DYB tanısıyla veya belirtileri ile başvurmuş nörolojik hastalığı ve işlevselliğini etkileyen psikiyatrik ek hastalığı olmayan 10-18 yaş arası 102 çocuk ve ergen dâhil edilmiştir. Bu 102hastanın 26’sını OKB, 20’sini DYB, 19’unu TTM, 19’unu BAB ve 18’ini BB oluşturmuştur. Hastalara OKB, BAB, TTM, BB ve DYB tanısı; hasta ve aile ile yapılan görüşmelerde psikiyatrik muayene ve Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi- Şimdi ve Yaşam Boyu Şekli (ÇDŞG-ŞY) DSM-V yarı yapılandırılmış görüşmesi ve sosyodemografik veri formu değerlendirilerek konulmuştur. Beş gruba ayırdığımız katılımcıların yürütücü işlevlerini değerlendirmek amacıyla katılımcılara Rey, Şifre, Görsel Kopyalama ve Kategorik Akıcılık gibi yürütücü işlev becerilerini değerlendiren testler uygulanmıştır. Yine katılımcıların yürütücü işlevlerini değerlendirmek amacıyla katılımcılara bilgisayar tabanlı Conners Sürekli Performans Testi (CPT) ve Wisconsin Kart Eşleme Testi(WKET) uygulanmıştır. Katılımcıların sosyal biliş düzeyleri değerlendirmek için ise Gözlerden Zihin Okuma testi kullanılmıştır. OKB ve OKİB’leri nörobilişsel alanda oldukça fazla ortak noktalarının olduğu ve birbirlerine çok sık eşlik ettikleri görüldü. Çalışmamızda dürtüsellik ve dikkat alanları gibi bazı alanlarda farklılaşan OKB ve OKİB’ler yazına bu anlamda yazına katkı sağlayacağı düşünülmüştür.Publication Public health literacy unsold during panic buying comment(Elsevier Sci Ltd, 2022-08-02) Shoib, Sheikh; Lodi, Aisha; Saleem, Amna; Armiya'u, Aishatu Yusha'u; Philip, Sharad; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Psikiyatri Anabilim Dalı.; AFO-6356-2022Publication Reduced cortical thicknesses of adolescents with bipolar disorder and relationship with brain-derived neurotrophic factor(Sciendo, 2023-01-01) İnal, Neslihan; Cavuşoğlu, Berrin; Ermis, Çağatay; Görmez, Vahdet; Karabay, Nuri; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Psikiyatri Anabilim Dalı.; AFO-6356-2022Background: Cortical thickness (CT) and brain-derived neurotrophic factor (BDNF) were widely investigated in bipolar disorder (BD). Previous studies focused on the association between the volume of subcortical regions and neurotrophic factor levels.Objective: In this study, we aimed to evaluate the association of the CT in youth with early-onset BD with BDNF levels as a potential peripheral marker of neuronal integrity.Method: Twenty-three euthymic patients having a clinical diagnosis of BD and 17 healthy subjects as an age-matched control group with neuroimaging and blood BDNF levels were found eligible for CT measurement. A structural magnetic resonance scan (MRI) and timely blood samples were drawn.Results: Youth with BD exhibited lower cortical thickness in caudal part of left (L) middle frontal gyrus, right (R) paracentral gyrus, triangular part of R inferior frontal gyrus, R pericalcarine region, R precentral gyrus, L precentral gyrus, R superior frontal gyrus and L superior frontal gyrus when compared to healthy controls. The effect sizes of these differences were moderate to large (d=0.67-0.98) There was a significant correlation between BDNF levels with caudal part of the R anterior cingulate gyrus (CPRACG) in adolescents with BD (r=0.49, p=0.023).Conclusion: As a special region for mood regulation, the CT of the caudal part of the R anterior cingulate gyrus had a positive correlation with BDNF. Regarding the key role of CPRACG for affective regulation skills, our results should be replicated in future follow-up studies, investigating a predictive neuroimaging biomarker for the early-onset BD.Publication Searching the underlying mechanisms of specific learning disorder: An emotion recognition and social cognition aspect for turkish clinical youth population(Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2022-12-12) Çıray, Remzi Oğulcan; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi; 0000-0003-2864-613X; HKE-9636-2023This study aimed to investigate impairments in social cognition in youth with specific learning disorder (SLD) through a cross sectional study. Eighty six adolescents which include of 43 SLD and 43 typically developing (TD) children completed a battery of tests to analyze social cognition, emotional process and clinical psychopathological profile. SLD group performed significantly worse than healthy controls in facial ER total accuracy score (Cohen d = .77) and Stroop interference (Cohen d = .92). In individual emotion analyses, patients with SLD have a very high deficiency in recognition of angry faces (Cohen d = .89). Between-group difference was also significant for Stroop congruent and facilitation scores (Cohen d = .99). The Specific Learning Disorder Symptom Check List-Parent Form scores were significant -and only- predictor of the model which for total accuracy score of facial recognition. The results of this study supported an impairment in emotion recognition and executive functions in adolescents with SLD but causality seems still unclear.Publication Selective serotonin reuptake inhibitors and manic switch: A pharmacovigilance and pharmacodynamical study(Elsevier, 2021-10-16) Çıray, R. Oğulcan; Halaç, Eren; Turan, Serkan; Tunçtürk, Mustafa; Özbek, Mutlu; Ermiş, Çağatay; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6548-0629; HKE-9636-2023; AFO-6356-2022Background: There is still no approved mechanism of manic switch in bipolar disorder, yet many selective serotonin reuptake inhibitors were accused for this important adverse event. Therefore, we aimed to investigate to estimate SSRI' s risk for reporting mania and elevated mood using FEARS database and investigate receptor mechanisms involved.Methods: Mania and relevant side effects approved by FDA were screened in this dataset from the first quarter of 2004 to the third quarter of 2020. Disproportionality analysis were performed to estimate reporting odds ratio (ROR) and linear regressions were conducted to investigate relationship between ROR and Ki values. Receptor occupancy ratios were calculated from in vitro receptor binding profiles. The pharmacodynamical profile was extracted from the International Union of Basic and Clinical Pharmacology and the British Pharmacology Society dataset. Child and adolescent population was also investigated separately.Results: The analysis showed that the odds of a spontaneous report of mania in the FAERS database involving an SSRI were higher than the odds that such a report involved other types of drugs (ROR: 5.324 [CI: 3.773; 7.514]). The largest effect size in this estimation was found in fluvoxamine (ROR: 13.957 [CI: 10.391; 18.747]). Significant effects were found in regression analysis for Ki values of H1 and M1 receptors on ROR. Receptor occupation was not found to have an effect on ROR.Conclusion: Lower degress of Ki values on M1 and H1 may be plausible pharmacological mechanism. Further pharmacological data and clinical assessments may be important to validate this safety signal.Publication The effects of catechol-O-methyltransferase single nucleotide polymorphisms on positive and negative symptoms of schizophrenia: A systematic review and meta-analysis(Wiley, 2022-05-31) Misir, Emre; Özbek, Mutlu Muhammed; Halac, Eren; Turan, Serkan; Alkas, Gokce Elif; Ciray, Remzi Ogulcan; Ermis, Cagatay; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6548-0629 ; AFO-6356-2022The catechol-O-methyltransferase (COMT) gene is thought to have an important role in the etiopathogenesis of schizophrenia, but there are conflicting results regarding its role in clinical presentation. We aimed to elucidate the relationship between the single nucleotide polymorphisms (SNPs) in the COMT gene and the severity of positive and negative symptoms. In order to investigate the relationship, the PubMed, PubMed Central, Scopus, and Cochrane CENTRAL databases were screened for eligible articles. Thirty-eight studies, including 4443 adult patients with schizophrenia, were included in the quantitative analyses, and four studies were qualitatively assessed. Quantitative analyses were performed for acutely ill and clinically stable patient subgroups regarding the different genotypes of rs4680 SNP. Our results showed that the severity of negative symptoms was higher in patients who were rs4680 Met homozygous compared to Val/Met heterozygotes only in acutely ill samples. There was no other significant difference between genotypes. Meta-regression did not reveal any significant moderator effect on the difference in negative symptoms. General psychopathology, positive, negative, and total psychotic symptom levels also were similar between Val homozygotes and Met carriers. Nonetheless, there are some limitations in the study. First, SNPs except for rs4680 were under-researched because of the limited number of studies. Second, high heterogeneity across studies was the main concern. Our results suggested that the COMT rs4680 Met allele was associated with higher levels of negative symptoms within acutely ill patients. Future studies should focus on specific patient subgroups to reveal the moderating effects of SNPs.Item Tip 1 diyabetli çocuk ve ergenlerde kronotip özelliklerinin duygusal yeme ve uyku davranışları, emosyonel sorunlar ve glisemik kontrol üzerindeki etkilerinin araştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022) Yıldırım, Özlem; Turan, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Bu çalışmada çocuk yaş grubunun en yaygın kronik hastalıklarından olan tip 1 diabetes mellitus (T1DM) tanılı çocuk ve ergenlerde kronotipik özellikler ile glisemik kontrol, uyku kalitesi, duygusal yeme davranışı ve sorunları arasındaki ilişkinin araştırılması ve elde edilen verilerin sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmaya T1DM tanısı olan 9-18 yaş arası 50 çocuk ve ergen hasta ile hasta grubuyla yaş ve cinsiyet olarak eşleşmiş 46 sağlıklı gönüllü katılmıştır. Bireylerin ruhsal belirtileri; Güçler Güçlükler Anketi, Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği, Çocuk Anksiyete ve Depresyon Ölçeği; yeme davranışları, Çocuklar için Üç-Faktörlü Yeme Ölçeği; uyku alışkanlıkları, Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi; kronotipik özellikleri, Çocuk Kronotip Anketi; işlevsellik düzeyleri, Çocuklar için Genel Değerlendirme Ölçeği; bilişsel ve yürütücü işlev düzeyleri ise Wechsler Çocuklar için Zekâ Ölçeği-4 ile değerlendirilmiştir. T1DM grubu çocukların 25'i kız, 25'i erkek; kontrol grubunun ise 24'ü kız, 22'si erkektir. T1DM'li çocukların kontrol grubuna göre; ekran maruziyeti sürelerinin, akran sorunlarının, yaygın anksiyete puanlarının daha yüksek, sözel kavrama ve algısal akıl yürütme dönüştürülmüş zekâ puanlarının ve işlevselliklerinin daha düşük olduğu saptanmıştır. T1DM grubunda kronotipi ile uyku kalitesi, bilişsel kısıtlayıcı yeme davranışı, toplam dönüştürülmüş zekâ puanı ile sözel kavrama ve çalışma belleği dönüştürülmüş puanları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. Kronotipi ile her iki grupta da duygusal yeme davranışı, duygusal sorunlar ve T1DM gurubunda HbA1c ile arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Çalışmamız T1DM'li hastalar ile sağlıklı kontrol grubunu kronotipik özelliklerine göre karşılaştırması bakımından özgünlük taşımaktadır. Ancak bu ilişkiyi daha iyi anlayabilmek için geniş örneklemli ve objektif yöntemlerin kullanıldığı çalışmalar yapılması önerilir.Publication Violence against the doctor in the developing countries during covid-19 pandemic. mental health linkages(Medicinska Naklada, 2021-01-01) Shoib, Sheikh; Arafat, S. M. Yasir; Gupta, Anoop Krishana; Ullah, Irfan; Turan, Serkan; Turan, Serkan; TURAN, SERKAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0002-6548-0629; HKE-9636-2023