Eğitim Bilimleri Enstitüsü / Institute of Education Sciences
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/18
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 986
- Results Per Page
- Sort Options
Item Formulaic sequences in English TV series(Uludağ Üniversitesi, 2010) Aksar, Mustafa; Öztürk, Meral; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıThis study aims to investigate to what extent formulaic sequences are used in English TV series and which type of formulaic sequence is most frequently used.This study uses scripts of "How I Met Your Mother" which has 5.706.789 fans in a forum website and can be seen in our country. Scripts of 82 episodes of 4 seasons were used as corpus. Having downloaded the scripts of the episodes, a corpus was formed and a frequency analysis was applied on it by using a website, http://www.lextutor.ca/, which belongs to Michael Cobb. Function words such as prepositions, pronouns, and auxiliaries were extracted from the list gathered via frequency analysis and the most frequent 9 content words were picked. It was noted that these words included verbs, nouns, and adjectives equally. Afterwards, a concordance analysis was applied the corpus and the target words were analyzed. The results also classified according to FS types by using various check instruments such as dictionaries, native-speaker consultation and inter-rater reliability.In the light of these results, it has been found out that English TV series are rich in formulaic sequences. Accordingly, it can be asserted that English TV series can be used as an educational material. Furthermore, it has been detected that the most frequent formulaic sequence type in the corpus is "collocation." The current study might be adapted to different TV series; however, it should be noted that the results might not be the same.Item Resmi ve özel ilköğretim okullarındaki sınıf öğretmenlerinin tükenmişlik düzeylerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Yılmaz, Berna; Oksal, Aynur; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim BölümüBu araştırma, resmi ve özel ilköğretim okullarında görev yapan sınıf öğretmenlerinin mesleki tükenmişlik düzeylerinin yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, mesleki kıdem, okul türü, sınıflardaki ortalama öğrenci sayısı, üstlerinden takdir görme durumu, ücretin yeterliliği, mesleki açıdan verim düzeyini değerlendirme, öğretmenliği isteyerek seçme durumu ve mesleki açıdan manevi doyumu değerlendirme değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amacıyla yapılmış betimsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini Bursa merkez ilköğretim birinci kademede görev yapmakta olan sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır. Örneklemi ise Bursa ili 3 merkez ilçesinde çalışan toplam 207 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Bunların 106 tanesi resmi, 101 tanesi de özel okullarda görev yapan sınıf öğretmenleridir. Araştırmada, veriler, iki bölümden oluşan bir anket aracılığı ile toplanmıştır. Anketin ilk bölümü, ankete katılan öğretmenlerin kişisel bilgilerinin yer aldığı Kişisel Bilgi Formu' dur. Anketin ikinci bölümünde ise öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerini ölçmek üzere Christina Maslach ve Susan E. Jackson tarafından geliştirilen ve Ergin (1992) tarafından Türkçe'ye uyarlaması yapılan ve 22 sorudan oluşan Maslach ve Jackson Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. Araştırmada toplanan veriler, SPSS 11.00 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. İstatistiksel karşılaştırmalarda karşılaştırma öncesinde verilerin Shapiro-Wilk testiyle normal dağılıma uygunluğu test edilmiştir. Araştırma için frekans (f), yüzde (%), hesaplaması yapılmıştır. Çalışmadaki veriler normal dağılıma uygunluk göstermediği için gruplar arası karşılaştırmalarda, Kruskal-Wallis ve Mann Whitney U testi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda duygusal tükenmişlik düzeylerinin üstlerinden takdir görme, aldığı ücretten memnun olma, manevi doyum alma durumu, mesleğini isteyerek seçme durumu, meslekte verimliliğine; duyarsızlaşma düzeylerinin üstlerinden takdir görme, manevi doyum alma durumu, mesleğini isteyerek seçme durumu, meslekte verimliliğine; kişisel başarı duygusu düzeylerinin ise yaş, mesleki kıdem, mezuniyet durumu, üstlerinden takdir görme, manevi doyum alma durumu, mesleğini isteyerek seçme durumu, meslekte verimli olma durumlarına göre farklılık gösterdiği saptanmıştır. Cinsiyet, medeni durum, sınıflardaki ortalama öğrenci sayısı ve çalışılan okul türü ile tükenmişlik düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır.Item Sigmund Freud un teorilerinin eğitime uygulanmasi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Çınga, Pınar; Barut, Erol; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıFreud hastalıkların geçmişte, özellikle çocukluk döneminde duyulan endişelerden, bu kişilerin anlatmak istemedikleri, hattâ unutmuş gibi göründükleri kaygılardan, isteklerden ileri geldiğini düşündü. Ona göre bu endişeler, insan ruhunun ta derinliklerinde kalıyor, onların mutlu olmalarım engelliyordu. Bu gibi hastalan tedavi için Freud, psikanaliz adını verdiği bir yöntem buldu. Freud hastayı, olabildiği kadar rahat konuşturuyor, yalnız gizli düşüncelerini değil, aklına gelen her şeyi, hattâ ona saçma, ayıp ya da önemsiz gibi görünen, sözgelimi eski bir olayın veya bir düşün anısını bile dinliyordu.Bir psikanaliz, haftada bir veya birkaç seans olmak üzere yıllar sürebilir. Analizci (analizi yöneten ve hastaya anılarını anlatmakta ve anlamakta yardımcı olan kişi), bu kişisel araştırma çalışmasını bir başka analizciyle birlikte tamamlayabilir.Freud, insan zihninin o zamana kadar bilinmeyen yanlarını cesaretle araştırdı. On yıl yalnız psikanaliz üstüne çalıştı.Bu tez üzerinde Freud un yazdığı bir kitap olan Günlük Yaşamın Psikopatolojisi ve bu kitabın içerisinde eğitim ile Sigmund Freud un kuramlarının karşılaştırılmasını bulacaksınız.İncelediğimiz her bölümün sadece okuldaki eğitime değil aynı zamanda günlük yaşamımızdaki insan davranışlarını anlama yolunda bize kaynak olabileceğini düşünüyorumItem Hastanelerde kullanılan klima sistemlerinin enerji ve ekserji analizi(Uludağ Üniversitesi, 2010-04-29) Tüfekci, Hande; Yamankaradeniz, Recep; Fen Bilimleri Enstitüsü; Makine Mühendisliği Ana Bilim DalıBu çalışmada, DIN 1946/4 (1999) standardına göre tasarlanmış Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi klima ve havalandırma projesinin ameliyathane ve yoğun bakım odaları, VDI 2167 standardında verilen standartlara göre yapılsaydı sistemin enerji harcamalarının ne derece değişeceği incelenmiştir. Proje üzerindeki değerlerle, VDI 2167 standardında istenenlere göre yapılan hesaplamalar sonucu bulunan değerler kıyaslanmıştır. Ayrıca tek bir ameliyat odası için ekserji analizi yapılmış ve ortamdaki ekserji kayıpları incelenmiştir. Sistem soğutma durumunda çalışırken en yüksek ekserji kaybı aydınlatma görülürken, ısıtma durumunda çalışırken ise en yüksek ekserji kaybı nemli havada görülmektedir.Yapılan karşılaştırma sonucu VDI 2167 standardına göre tasarlanmış klima ve havalandırma sisteminin maliyeti DIN1946/4 (1999) standardına göre tasarlanmış sistemin maliyetinden daha yüksek olduğu görülmüştür. Ancak elektrik maliyetlerinin VDI 2167 standardına göre tasarlanan sistemde çok daha düşük olduğu görülmüştür. En önemlisi de VDI 2167 standardına göre tasarlanan sistemle çok daha hijyenik bir ortam elde edilmektedir. İnsan sağlığı ve hayatının önemli olduğu hastane ortamlarında hijyenik ortam oluşturmak çok önemli olduğundan bu en önemli avantajıdır.Item Memory strategies in second language vocabulary learning(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-13) Baykul, Burcu; Öztürk, Meral; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıThis study investigated the effects of memory strategy instruction on Turkish EFL learners’ strategy use. It also sought to find out whether memory strategy training made a difference to the learners’ vocabulary learning levels both immediately and after one week. This research was carried out with the participation of 48 students in two classes at a state Vocational and Technical High School for Girls in Turkey. Technical class which consisted of 19 students was chosen as the experimental group and Vocational class which consisted of 29 students was chosen as the control group. Data were collected during the first term of the 2008-2009 academic year in a six week period. Before the strategy training, both groups were given a pre-test to determine the previous knowledge of the target words and the known words were deleted from the list. The experimental group was given three-week strategy training by their teacher who was at the same time the researcher. After the trainings, a strategy checklist and receptive and productive vocabulary tests were applied to both groups. The analyses of the quantitative data revealed that three-week strategy training failed to make statistically significant changes between the experimental and control group students’ strategy use. However, the experimental group showed a better performance in vocabulary tests than the control group, so it can be said that training in vocabulary learning strategies makes a significantly positive difference in students’ vocabulary achievement.Item William Blake: Şairden öte(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-19) Dallılar, Ajda; Barut, Erol; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıWilliam Blake değeri ölümünden yaklaşık iki asır sonra anlaşılan, yaşadığı dönemde yakın çevresi dışında belki de çok az kişinin tanıdığı fakat günümüzde büyük kitlelerin tanıyıp hayranlık duyduğu İngiliz Edebiyatı Romantik döneminin önemli şairlerindendir. Blake şiirlerinde topluma farklı mesajlar vermekte; din, toplum, felsefe gibi alanlarda düşüncelerini şiirleri vasıtasıyla yansıtmaktadır. Fakat Blake'i diğer şairlerden ayırıp incelenmeye değer kılan özelliği mesajlarını verirken kullandığı tek yolun edebiyat yani şiirleri olmayışıdır. Blake şairlik özelliğinin yanı sıra görsel sanatlara olan ilgisi ve yeteneğiyle de dikkat çekmektedir. O sadece ünlü bir şair değil aynı zamanda ünlü bir ressam ve gravür sanatçısıdır. Bu nedenle din ve toplumla ilgili mesajlarını verirken kullandığı diğer yöntem de görsel sanatlardır. Edebiyat ve görsel sanatlar konusundaki yeteneklere aynı anda sahip olan nadir insanlardan biri olması dolayısıyla William Blake bu tezin ana konusunu oluşturmaktadır.William Blake'i ele alırken yaşadığı dönem olan Romantik Dönem de göz ardı edilmeyerek tezin birinci bölümünde dönemin genel özelliklerine kısaca yer verilmektedir. Tez, Blake'in yaşamı, şairliği ve bazı şiirlerinin incelenmesi ile devam etmektedir. Tezin son bölümünde de Blake'in şairlikten öte özellikleri ele alınmakta ve tez Blake'in bazı görsel eserleri ile desteklenmektedir. Şiirlerinde, resimlerinde ve gravürlerinde verilen dini ve toplumsal mesajlar sonuç bölümünde ele alınmaktadır.Item İlköğretim Türkçe ders kitaplarındaki söz varlığının ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin yazılı anlatımlarına aktarımı(Uludağ Üniversitesi, 2010-11-25) Eğilmez, Nigar İpek; Şahin, Hatice; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim DalıBu araştırma, üst, orta ve alt sosyoekonomik düzeye sahip ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerinin yazılı anlatımları ile bu öğrencilere okutulmak üzere MEB tarafından hazırlanan ilköğretim dördüncü sınıf Türkçe ders kitabında yer alan metinlerin söz varlığını, sözcükler, ikilemeler, deyimler ve atasözleri çerçevesinde tespit edebilmek ve bu iki grubu karşılaştırarak aralarındaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koyabilmek amacıyla yapılmıştır.Araştırmanın evreni, Bursa ili sınırları içerisinde 2008?2009 eğitim-öğretim yılında ilköğretim okullarına devam eden ilköğretim dördüncü sınıf öğrencileri ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu onaylı ilköğretim dördüncü sınıf Türkçe ders kitaplarıdır. Araştırmanın örneklemi, 2008-2009 eğitim-öğretim yılında Bursa ili Nilüfer ilçesi Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 3 ilköğretim okulunun dördüncü sınıflarından seçilen 90 öğrenci ve Milli Eğitim Bakanlığı yayını olan dördüncü sınıf Türkçe ders kitabıdır.Araştırmanın birinci veri kaynağı olan ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerin söz varlığını belirleyebilmek için her bir sosyoekonomik düzeyden 30'ar olmak üzere toplam 90 ilköğretim dördüncü sınıf öğrencisine, eğitim yılı boyunca, 15 farklı konuda yazılı anlatım çalışması yaptırılmış ve öğrencilerden elde edilen toplam 1.350 adet çalışma bilgisayar ortamına aktarılmıştır.Araştırmanın ikinci veri kaynağı ilköğretim dördüncü sınıf öğrencilerine okutulmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkçe ders kitabıdır. Ders kitabının söz varlığını belirleyebilmek amacıyla, söz konusu kitaptaki metinler bilgisayar ortamına aktarılmıştır.Öğrencilerin yazılı anlatımlarında kullandıkları toplam 69.443 sözcük, 236 ikileme, 1.173 deyim, 22 atasözü ile ders kitaplarındaki metinlerde yer alan 10.041 sözcük, 44 ikileme, 287 deyim tespit edilerek sıklıklarına göre listelenmiş ve çalışmanın Ekler bölümünde sunulmuştur. Bunun yanı sıra öğrencilerin yazılı anlatımlarında kullandıkları sözcükler, ikilemeler, deyimler ve atasözleri ayrı ayrı belirlenerek, kullanım sıklıkları ortaya konulmuş ve sosyoekonomik düzeyler açısından birbirleriyle karşılaştırılmıştır.Ders kitabından elde edilen sözcükler, ikilemeler, deyimler ve atasözleri ayrı ayrı belirlenmiş ve kullanım sıklıkları çıkartılmıştır. Son olarak ders kitabında ve öğrencilerin yazılı anlatımlarında yaygın olarak ve yüksek sıklıkla kullanılan söz varlığı unsurları, sadece ders kitabında kullanılan söz varlığı unsurları ve sadece öğrenciler tarafından kullanılan söz varlığı unsurları her bir sosyoekonomik düzeye göre tek tek karşılaştırılmıştır.Araştırma sonucunda, sosyoekonomik düzey arttıkça öğrencilerin söz varlığının da genel olarak arttığı görülürken, deyim ve atasözü kullanımı açısından alt sosyoekonomik düzeyde yer alan öğrencilerin daha başarılı oldukları tespit edilmiştir. Hem öğrencilerin yazılı anlatımlarında hem de ders kitabında yer alan ilk 100 sözcüğün toplam sözcük sayısının yaklaşık %50'sini oluşturduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra, her üç sosyoekonomik düzeyde ortak kullanılan sözcüklerin toplam sözcüklerin %29'unu oluşturduğu, dolayısıyla %71 oranında öğrencilerin sözcük seçimi açısından farklılaştıkları sonucuna ulaşılmıştır.Ders kitabı ile öğrencilerin yazılı anlatımları arasındaki karşılaştırmada ders kitabının sözcük, ikileme ve deyim kullanma açısından öğrencilere oranla daha ileri düzeyde olduğu; bunun yanı sıra ders kitabında hiç atasözü kullanılmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin yazılı anlatımlarında ve ders kitabında ortak kullanılan sözcüklerin, toplam sözcüklerin %37'sini oluşturduğu görülmüştür.Item Zihinsel engelli çocuklarda görsel sanatlar eğitiminin motor beceri gelişimine katkısı(Uludağ Üniversitesi, 2011) Aksu, Müge; Erim, Gonca; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı; Resim İş Eğitimi Bilim DalıBu araştırmada, görsel sanatlar eğitiminin ilköğretim 1. kademedeki eğitilebilir zihinsel engelli öğrencilerin motor beceri gelişimine katkısı ele alınmıştır. Araştırma kapsamında görsel sanatlar eğitiminde zihinsel engelli bireylerin motor beceri gelişimi için uygulanması gereken doğru etkinliklerin belirlenmesine ve görsel sanatlar eğitiminin özel eğitim içindeki öneminin vurgulanmasına çalışılmıştır. Araştırma 2009-2010 eğitim-öğretim yılında gerçekleştirilmiştir. Bursa il sınırları içerisinde yer alan on beş özel eğitim kurumunda anket çalışmaları yapılmıştır. Otuz üç soruluk anket, bu kurumlarda çalışan seksen beş özel eğitim öğretmeninin görüşü alınarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlar tablolar halinde özetlenmiştir. Tablolar yorumlanarak sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırmalardan elde edilen bulgulara göre; araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu görsel sanatlar eğitiminin, zihinsel engelli çocukların gelişiminde etkili ve gerekli olduğunu düşünmektedirler. Ayrıca yine araştırmaya katılan öğretmenler görsel sanatlar dersinin, öğrencilerin motor becerilerini geliştirmekte fayda sağladığı ve el-göz koordinasyonunu geliştirdiğini ifade etmişlerdir. Özel eğitim veren kurumlarda ki genel sorun; görsel sanatlar dersi için branş öğretmeninin bulunmaması, atölye çalışmaları için gerekli mekan ve malzeme sağlanamamasıdır. Ayrıca, Özel eğitim öğretmenlerinin de görsel sanatlar eğitimi hakkında yeterli donanıma sahip olamaması genel sorunun bir parçasıdır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, zihinsel engelli çocukların motor beceri düzeylerinin geliştirilmesi için temel ince motor hareketleri geliştirmeyi içeren sanat eğitimi programına yer verilmesi, kurumlarda sanat eğitimcisi ve sanat atölyesi bulundurulması önerilmiştir.Item The textual organization of "discussion" and "conclusions" sections of research articles in applied linguistics(Uludağ Üniversitesi, 2011) Toprak, Tuğba Elif; Öztürk, İsmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıMevcut çalışmada Uygulamalı Dilbilim alanının önde gelen beş dergisinde İngilizce olarak yayımlanan ve ampirik çalışma aktaran araştırma makalelerinin tartışma ve sonuç bölümlerinin yapısal organizasyonunun incelenmesi amaçlanmıştır. 30 araştırma makalesinin tartışma ve sonuç bölümlerinden oluşan bütünce (corpus) bu çalışmada geliştirilen ve Yang ve Allison`nın (2003) araştırmasına dayanan bir modelle incelenmiştir. Bulgular araştırma makalelerin sözü geçen bölümlerinde sıklıkla kullanılan ve bu bölümlerin yapısal organizasyonuna ışık tutan makro kalıpları ortaya koymuştur. Sonuçlar aynı zamanda çalışmanın bulgularının akademik yazma alanında etkili olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, araştırma makalelerinde sıklıkla kullanılan makro yapıların tespitinin öğretmen, öğrenci ve araştırmacılara akademik yazın alanında yardımcı olabileceği ortaya konulmuştur. Çalışmada araştırma makalelerinin tartışma ve sonuç bölümlerinin yapısal organizasyonunu gösteren bir model de geliştirilmiştir.Item Avrupa Birliği Erasmus programına katılan Türk ve yabancı öğrencilerin programla ilgili görüşlerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2011) Sarıtaş, Ezgi; Özkılıç, Rüçhan; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Eğitim Programları ve Öğretimi Bilim DalıBu çalışmanın amacı Avrupa Birliği Erasmus programına katılan Türk ve yabancı öğrencilerin programla ilgili görüşlerini inceleyerek kıyaslamalı analiz yoluyla Erasmus programından duyulan memnuniyet konusunda genel bir değerlendirme yapmak ve AB Yükseköğretim Politikaları'nda üyelik sürecindeki Türkiye ve diğer ülkelerin Erasmus uygulamalarının işleyişi hakkında bilgi vermektir.Araştırma betimsel tarama modelinde bir çalışmadır. Araştırmanın çalışma grubunu Erasmus programına katılan beş büyük ildeki Türk ve yabancı toplam 57 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmada öğrencilerin program ile ilgili görüşlerini incelemek amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanan bir anket kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde, bağımsız gruplar t- testi ve Mann Whitney U testi kullanılmıştır.Araştırma sonucunda; araştırmaya katılan öğrencilerin görüşlerinde uyruk ve yaş değişkenine yönelik olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir. Türk öğrencilerin yabancı öğrencilere göre, 20-24 yaş grubunda olanların 24+ yaş grubuna göre programdan daha fazla memnun oldukları sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın diğer alt problemlerinde öğrencilerin görüşleri cinsiyet, bölüm ve yabancı dil değişkeni açısından anlamlı bir farklılık bulunamamıştır.Araştırma da kullanılan anket amaçlar, maddi destek, yardım, haklar, Arkadaş İlişkileri, Uyum, Kazanımlar, Üniversitenin Koşulları, Beklentilerin Karşılanması, Tercihler, öneriler ve Avrupalılık olmak üzere 12 alt boyuttan oluşmaktadır. Türk ve yabancı öğrencilerin memnuniyet düzeyleri arasındaki farklılık bu boyutlara göre incelenmiştir. Araştırma sonucunda üniversitenin koşulları ve katkı boyutuna yönelik memnuniyet düzeyleri açısından anlamlı farklılık bulunmuştur.Item TÖMER'de yabancı dil öğretiminde kullanılan İngilizce ve Türkçe kitaplarının geçmiş zaman öğretiminin genel öğretim ilkeleri açısından incelenmesi ve değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kaya, Sibel; Esen, Minara Aliyeva; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Türkçe Eğitimi Bilim DalıBu çalışmada TÖMER'de yabancılara dil öğretiminde kullanılan ilk kur Türkçe ve İngilizce ders kitaplarındaki geçmiş zaman öğretiminin genel öğretim ilkeleri kıstas alınarak değerlendirilmesi ve karşılaştırılması amaçlanmıştır.Bu amaçla TÖMER'in Bursa şubesinde yabancılara dil öğretiminde kullanılan kitaplar temin edilmiş ve kitaplardaki geçmiş zaman öğretimine yönelik kısımlar ve etkinlikler saptanmıştır. Ardından çalışmada kıstas olarak kullanılacak genel öğretim ilkeleri belirlenmiştir. İncelenen kitaplardaki ilgili kısımlar ve etkinlikler, önce Türkçe ders kitabı daha sonra İngilizce ders kitabı olmak üzere müstakil iki başlık altında belirlenen kıstaslar ışığında değerlendirilmiştir. Yapılan bu iki ayrı değerlendirmenin ardından iki kitaptaki geçmiş zaman öğretimi genel öğretim ilkeleri kıstas alınarak karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.Yapılan değerlendirme sonucunda ele alınan Türkçe kitabında geçmiş zaman öğretimi başlığı altına birleşik zaman konularının da dâhil edildiği görülmektedir. İngilizce kitabına baktığımızda ise geçmiş zaman öğretimi başlığı altına sadece past simple tense konunsun dâhil edildiği görülmektedir. İncelenen kitapların ilk kur kitapları olduğu göz önüne alındığında İngilizce kitabında yapılan bu tercihin öğretimi kolaylaştırıcı, oldukça yerinde bir tercih olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra değerlendirmede kullandığımız genel öğretim ilkeleri kıstas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda Türkçe kitabında, daha kapsamlı bir konu yelpazesine karşın genel öğretim ilkelerinin kullanılma sıklığının İngilizce kitabına göre daha az olduğu saptanmıştır.Yabancılara Türkçe eğitimi sürecinde ele alınan konular kitapların ve öğrenenin seviyesine göre sınırlandırılmalı, kitaplarda tercih edilen kelimeler günlük hayatta kullanılan, yaşayan kelimeler olmalı ve gerek etkinlikler gerekse ele alınan konuların açıklandığı bölümler genel öğretim ilkelerine daha fazla sadık kalınarak hazırlanmalıdır.Item The use of realia with Turkish EFL learners(Uludağ Üniversitesi, 2011) Eylek, Yasine; Yılmaz, Derya Döner; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim DalıThis study investigates the role of realia in vocabulary teaching in the area of English Language Teaching. The study aims to devise an alternative visual technique for the teachers who work at university. Using realia to teach children vocabulary is commonplace in ELT. However, the use of realia with the students at university, the age of whom range from late teens to early twenties, is quite uncommon. Thus, the study was carried out in order to obtain the results of the technique of using realia for vocabulary teaching. The vocabulary to be instructed was chosen in view of the vocabulary selection criterion mentioned in Literature Review. The researcher consulted written formal sources such as bilingual dictionaries, thesaurus dictionary and Turkish & English dictionary to choose target words. The experimental and the control groups took part in the research. In addition to the vocabulary presentation techniques used with the control group, the experimental group was also exposed to realia during the instruction. The mean scores of each groups? post-tests were compared in order to determine the efficacy of realia. The results revealed that there was an increase in the interest of the students, and the students in the experimental group, who were instructed using realia, scored significantly higher than the control group in the post-test administered to both groups. The study also presented a guide for the teachers on using more permanent techniques for vocabulary teaching.Item İlköğretim altıncı sınıf öğrencilerinin Analitik Geometri'nin koordinat sistemi ve doğru denklemi kavramlarını oluşturması süreçlerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2011) Memnun, Dilek Sezgin; Altun, Murat; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim DalıBu araştırmada, Analitik Geometri'ye ilişkin kavramların öğrenilmesi esnasındaki bilgi oluşumunun (soyutlamanın) niteliğinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Koordinat Sistemi ve Doğru Denklemi kavramlarının Yapılandırmacı Öğrenme ile Gerçekçi Matematik Eğitimi kuramlarına uygun olarak tasarlanan öğrenme ortamlarında uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Uygulamaların bu iki öğrenme kuramına uygun olarak gerçekleştirilmesinde, bu iki kuramın da matematik eğitimini etkileyen ve öğrencilerin bilgiyi kendisinin oluşturmalarına fırsat veren yaklaşımlar olmaları önemli rol oynamıştır.Bu araştırma nitel bir durum çalışmasıdır. Uygulama öncesinde gerçekleştirilen pilot uygulama ile araştırmacının görüşme esnasındaki rolü ve etkinliklerin uygulamadaki yeterliliği incelenmiş, öğrenme ortamı ve etkinlikler öğrencilerin bilgi oluşturma süreçlerini daha iyi ortaya koyabilecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Örnek olay çalışmasında/uygulamada, araştırmada yer alan iki öğrenme kuramına uygun olarak hazırlanmış olan ve Analitik Geometri'ye ilişkin temel kavramların öğrenimini içeren farklı etkinliklerin uygulaması gerçekleştirilmiştir. Farklı matematik başarı düzeylerindeki ikişer kişilik öğrenci gruplarında gerçekleştirilen bu uygulamaya, araştırmacı katılımcı gözlemci konumunda katılmıştır. Araştırmada, veri toplama yöntemleri olarak nitel araştırmalarda kullanılan görüşme, katılımcı gözlem ve doküman analizi kullanılmıştır. Uygulamanın/örnek olay çalışmasının ardından yapılan araştırma/görüşme verilerinin analizinde, öğrencilerin kendilerine yöneltilen etkinliklerle ilgili çözümler yaptıkları çalışma kâğıtlarının ve görüşme sırasında kaydedilen video kayıtlarının incelenmesine yer verilmiştir. Verilerin analizi ve yorumlanması, nitel veri analizi türlerinden betimsel analiz ile gerçekleştirilmiştir. Analizlerde soyutlama sürecinin gözlenmesinde RBC+C modeli referans alınmıştır. Araştırmada, öncelikle öğrenci gruplarında gerçekleştirilen görüşmelerdeki bilgi oluşturma sürecine ilişkin öğrenci ifadeleri / veri grubu sistematik ve açık bir şekilde düzenlenmiştir. Ardından, bu veriler / ifadeler RBC+C soyutlama modelinin belirlediği bilişsel eylemler üzerinden analiz edilmiştir.Araştırmanın sonunda, Gerçekçi Matematik Eğitimi'ne göre hazırlanmış olan etkinliklerin uygulandığı örnek olay çalışmasına katılan öğrencilerin büyük bir bölümünün koordinat sistemi kavramını oluşturduğu düşünülmektedir. Doğru denkleminin oluşturulması sürecinin incelenmesi amacıyla Yapılandırmacı Öğrenme'ye uygun olarak gerçekleştirilen etkinliklere katılan öğrencilerin tamamının doğru denklemi kavramını oluşturdukları ve ardından da sağlamlaştırdıkları anlaşılmıştır.Item İlköğretim 4 ve 5. sınıf fen ve teknoloji dersindeki vücudumuzu tanıyalım ünitesine yönelik etkinlik tasarımı(Uludağ Üniversitesi, 2011) Tuncel, Gonca; Şimşekli, Yeter; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim DalıBu araştırmada, ilköğretim birinci kademe dördüncü ve beşinci sınıf Fen ve Teknoloji dersinde yer alan Vücudumuzu Tanıyalım ünitesi etkinlikleri ile yine bu ünitenin, araştırmacı tarafından geliştirilen alternatif etkinlik tasarımları arasında hedef davranışlara ulaşılabilirlik açısından anlamlı bir fark olup olmadığı incelenmiştir. Araştırmada, tarama ve deneme modelleri birlikte kullanılmıştır. İlk olarak, Bursa İli ilköğretim birinci kademede görevli 50 sınıf öğretmeninin, mevcut öğretim programı hakkındaki görüş ve önerileri alınmıştır. Ardından, araştırmacı tarafından geliştirilen etkinlik tasarıları, 70 dördüncü ve 60 beşinci sınıf öğrencisinden oluşan örneklemin deney grubuna uygulanmıştır. Uygulamalar 2010- 2011 öğretim yılı bahar döneminde, haftada 3 ders saati olmak üzere toplam 18 ders saati yani 6 haftada tamamlanmıştır.Araştırmada, araştırmacı tarafından geliştirilen Ünite Başarı Testleri, Öğretmen Müfredat Görüş Anketi, Bilimsel Süreç Becerileri Ölçekleri, Öğretmen Etkinlik Değerlendirme Anketi ve Geban ve diğerleri (1994) tarafından geliştirilen Fen ve Teknoloji Dersine Yönelik Tutum Ölçeğinin yeniden düzenlenmesi ile oluşturulmuş Tutum Ölçeği olmak üzere toplam beş farklı veri toplama aracı kullanılmıştır. Verilerin analizinde SPSS 11.5 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanılarak; ortalama, frekans, yüzde, standart sapma, varyans ve t-testi hesaplamaları yapılmıştır. Sonuç olarak, hazırlanan alternatif etkinliklerin zaman sorunu ve sınıf kalabalıklığı gibi temel sorunların çözümünde daha etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca alternatif etkinliklerin mevcut etkinliklere göre öğrenci başarılarında, tutumlarında ve bilimsel süreç becerilerinin gelişiminde daha etkili olduğu görülmüştür. Geliştirilen etkinlik tasarımlarının Fen ve Teknoloji dersi müfredat programının daha etkili kullanımına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Item Anaokuluna devam eden beş yaş grubu çocuklara sayı ve işlem kavramlarını kazandırmada oyun yönteminin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-01-21) Şirin, Selma; Dirik, M. Zahit; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Eğitim Programları ve Öğretim Bilim DalıBu araştırmanın amacı, Anaokuluna devam eden 5 yaş grubu çocuklara sayı ve işlem kavramlarını kazandırmada oyun yönteminin etkisinin olup olmadığını ortaya koymaktır. Araştırma deneysel yöntemle yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılında Bursa ilinin Osmangazi ilçesinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bağımsız bir anaokuluna devam eden 5 yaş grubu çocuklar oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini oluşturmak için 5 yaş grubu çocuklardan seçkisiz atama yoluyla 15 kız 15 erkek olmak üzere 30 çocuk belirlenmiştir. Daha sonra yine seçkisiz atama ile deney ve kontrol grupları belirlenmiştir. Araştırmanın verilerini toplamak için Arnas, Gül ve Sığırtmaç (2003) tarafından geliştirilmiş “48-86 Ay Çocuklar İçin Sayı ve İşlem Kavramları Testi” nin, Sezer tarafından 5 yaş grubuna uygun olmayan 21 maddesi çıkarılarak hazırlanmış şekli kullanılmıştır. Öncelikle sayı ve işlem kavramları testinin deney ve kontrol grubuna “ön test” uygulanmasından sonra araştırmacı tarafından geliştirilen “Oyun Temelli Sayı ve İşlem Kavramları Programı” deney grubuna uygulanmıştır. Deney grubunda Sayı ve işlem kavramları oyun yöntemiyle verilmiş, kontrol grubu ise mevcut okul öncesi programına devam etmişlerdir. Program uygulandıktan sonra “Sayı ve İşlem Kavramları Testi” deney ve kontrol gruplarına son test olarak uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler SPSS17 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bu çalışmada grupların ön test puanları arasında anlamlı fark olmamasına rağmen, öntest puanları eşit olmadığı için grupların ilerleme puanlarına bakmak yeterli olmuştur. İlerleme puanları arasındaki farklılığın anlamlı olup olmadığını bulmak için de Mann-Whitney U testi analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda deney grubundaki çocukların sayı ve işlem kavramları başarısında kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Bir başka deyişle oyun yönteminin çocukların sayı ve işlem kavramlarını kazanmalarında önemli bir etkisinin olduğu görülmüştür. Ayrıca fark puanları ortalamalarını karşılaştırdığımızda deney grubunun fark puanları ortalaması, kontrol grubunun fark puanları ortalamasından anlamlı derecede yüksek çıktığı için deney grubuna uygulanan “Oyun temelli sayı ve işlem kavramları programı” etkili olmuştur diyebiliriz.Item İlköğretim birinci sınıf öğrencilerinde kelime dağarcığı gelişimin ilk okuma yazma başarısı ve sosyoekonomik düzey ile ilişkisi (Şırnak ili örneği)(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-02) Yazanoğlu, Gökçen; Bilgin, Asude; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; Sınıf Öğretmenliği Bilim DalıBu araştırmanın genel amacı ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinde kelime dağarcığı gelişiminin ilk okuma yazma başarısı ve sosyoekonomik düzey ile ilişkisini incelemektir. Araştırma Şırnak ili Silopi ilçesinde, Atatürk ve Mehmet Akif İlköğretim Okullarında eğitim ve öğrenim gören toplam 100 ilköğretim birinci sınıf öğrencisi ile 2008-2009 öğretim yılının ikinci dönem süresince gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak ailenin eğitim ve ekonomik durumunu tespit etmek amacıyla Sosyoekonomik düzey ölçeği öğrencilerin kelime dağarcığına ilişkin bilgileri tespit etmek amacıyla Peabody Resim Kelime Testi uygulanmıştır. Okuma yazma başarıları ölçümü ise sene sonu Türkçe ders notları incelenerek gerçekleştirilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için SPSS 13.0 Paket Programı kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, yüzdelikler, Mann Whitney U Testi ve korelasyon analizi ile çözümlenmiştir. Tek yönlü 0.05 ve 0.01 anlamlık düzeyleri esas alınmıştır. Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular aşağıda gösterilen biçimdedir. İlköğretim 1. sınıf öğrencilerinin kelime darcığı ile ilk okuma yazma başarısı arasında anlamlı bir ilişki vardır ve kelime dağarcığı gelişmiş olan öğrencilerin gelişmemiş olan öğrencilere göre okuma yazma başarılarının daha yüksek seviyede olduğu bulunmuştur. İlköğretim 1. sınıf öğrencilerinin sosyoekonomik düzeyleri arttıkça kelime dağarcığı gelişim düzeyi de artmaktadır. Alt sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin kelime dağarcığı gelişimleri orta ve üst sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin kelime dağarcığı gelişimlerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. İlköğretim 1. Sınıf öğrencilerinin cinsiyet kelime dağarcıkları arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Cinsiyet ve ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin ilk okuma yazma başarıları arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Sosyoekonomik düzey yükseldikçe ilköğretim 1. sınıf öğrencilerinin ilk okuma yazma başarıları da yükselmektedir. Alt sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin ilk okuma yazma başarılarının orta ve üst sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin ilk okuma yazma başarılarından daha düşük olduğu bulunmuştur.Item Müzik kuramcılarımızın kaynaklar açısından armoni eğitimine katkılarının değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-11) Engür, Doruk; Demirbatır, R. Erol; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı; Müzik Eğitimi Bilim DalıBu araştırmada müzik kuramcılarımızın armoni eğitimine yönelik yayımlamış oldukları özgün içerikli ve çeviri kaynaklara yer verilmiş; bu kaynakların nicelik ve nitelik açısından yeterlilikleri, armoni derslerini yürüten öğretim elemanlarının ve armoni eğitiminde uzman kişilerin görüşleri doğrultusunda değerlendirilmiştir; veriler kaynak tarama, anket ve görüşme teknikleri yoluyla elde edilmiştir.Bu kapsamda; Türkiye'de yayımlanmış armoni bilgisi kitaplarına ulaşılmış, bu kitaplar genel hatlarıyla incelenmiş, kitapların içerikleri hakkında bilgiler verilmiştir. Çalışmada, belirlenen kitaplarda kullanılan bas şifreleri de ayrıntılı olarak ele alınmış ve incelenerek karşılaştırılmıştır.Anket çalışması; üniversitelere bağlı 16 Eğitim Fakültesi GSE Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalında görev yapmakta olan armoni-kontrpuan-eşlik dersi öğretim elemanlarına uygulanmıştır.Görüşmelerde Adnan ATALAY, Yrd. Doç. Mine MUCUR, Prof. Memduh ÖZDEMİR'in ve Prof. Atilla SAĞLAM'ın görüşlerine yer verilmiştir.Araştırma sonucunda armoni eğitimine ilişkin kaynakların nicelik ve nitelik bakımından yeterli görülmediği; yeni kaynaklara ihtiyaç duyulduğu belirlenmiştir.Araştırmada öğretim elemanlarının yeni yazılacak kitaplara ilişkin beklentileri tespit edilmiş, araştırmadan elde edilen bulgulara göre öneriler geliştirilmiştir.Item Sosyal bilgiler eğitiminde harita kullanımı ve harita kullanımı konusunda öğretmen görüşleri(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-22) Duman, Havva; Şenşekerci, Erkan; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim Dalı; İlköğretim Bilim DalıBu tez, öğretmenlerin Sosyal Bilgiler derslerinde harita kullanımına yönelik tutum ve sorunlarını anlamak ve elde edilecek bulgulardan hareketle didaktik haritaların nitelikleri ile harita kullanımının verimliliğini artırmaya yönelik bilimsel çözümler üretmek amacıyla yapılmış, tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Bu araştırmada sosyal bilgilerde kullanılan materyaller hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca sosyal bilgiler derslerinde en fazla kullanım olanağına sahip görsel materyallerden biri olan haritalar ve harita kullanmanın önemine değinilmiştir.Item Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırmaya ilişkin sorunları, beklentileri ve önerilerine yönelik nitel bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2011-04-18) Sadioğlu, Ömür; Bilgin, Asude; Batu, Sema; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim DalıÖzel gereksinimli bireylerin, normal gelişim gösteren akranlarıyla birlikte eğitim görmelerini sağlayan kaynaştırma uygulamaları dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün biraz daha önem kazanmaya başlamaktadır. Ancak, ülkemizde uygulanan kaynaştırma eğitimi uygulamalarında özel gereksinimli öğrencilere ve öğretmenlere destek hizmet sağlanamadığından kaynaştırma uygulamalarının yükü neredeyse tamamen sınıf öğretmenlerine kalmaktadır. Bu nedenle, kaynaştırma uygulamalarının aksayan yönlerinin belirlenmesinde ve başarının değerlendirmesinde sınıf öğretmenlerinin görüşlerinin derinlemesine araştırılması bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye'nin 16 farklı ilinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak kaynaştırma eğitimi yapılan ilköğretim okullarında öğretmenlik yapan ve araştırmaya gönüllü olarak katılan 23 öğretmenle görüşmeler yapılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden betimsel yöntemin kullanıldığı araştırmada yarı-yapılandırılmış görüşmelerle toplanan araştırma verileri tümevarım analizi tekniğiyle analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde Nvivo 8 nitel veri analizi programı kullanılmıştır.Bulgular sınıf öğretmenlerinin ülkemizdeki kaynaştırma uygulamaları ile ilgili genel olarak olumsuz görüşe sahip olduklarını ortaya koymaktadır. Sınıf öğretmenleri kaynaştırma eğitimi konusunda yetersiz olduklarını, uzman desteği başta olmak üzere pek çok desteğe ihtiyaç duyduklarını, hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimleri yetersiz bulduklarını, kaynaştırma eğitimi uygulamalarında özel gereksinimli öğrencilerin ailelerinden, görev yaptıkları okulların ve sınıfların fiziki koşullarından kaynaklanan sorunlarla beraber özel gereksinimli öğrencilerle yoğun olarak öğretimle ilgili sorunlar yaşadıklarını ve bu süreçten duygusal olarak olumsuz etkilendiklerini belirtmektedirler. Sınıf öğretmenleri kaynaştırma uygulamalarının iyileştirilmesi için ayrı eğitim ortamlarının olmasını, nitelikli ve etkili hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesini, yarı zamanlı kaynaştırmayı, kendilerine materyal desteğinin sağlanmasını önermektedirler.Item Farklı sosyoekonomik düzeylerdeki 10-11 yaş çocuklarına uygulanan Empati Eğitim Programının saldırganlık düzeyleri üzerindeki etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-06-03) Derman, Meral Taner; Başal, Handan Asude; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; İlköğretim Ana Bilim DalıDiğer bir canlı ya da nesneye yönelik incitici ve rahatsız edici davranışlar saldırganlık olarak tanımlanmakta ve başkalarına fiziksel veya psikolojik zarar verme niyeti taşıyan tüm davranışları içermektedir. Bu araştırmanın genel amacı, farklı sosyoekonomik düzeylerdeki 10-11 yaşlarındaki saldırgan çocuklara uygulanan empati eğitim programının, çocukların var olan saldırganlık düzeyleri üzerindeki etkisini saptamaktır. Bu genel amaç doğrultusunda, araştırma, gerçek deneme modellerinden “placebo kontrol gruplu öntest-sontest modeli”ne dayalı deneysel bir çalışma olarak yürütülmüştür. Bursa İlinde farklı sosyoekonomik düzeylerden 10 okula devam eden 4. ve 5. sınıf öğrencisi olan 3199 çocuğa Saldırganlık Ölçeği (Şahin, 2004a) uygulanmış ve bu 3199 çocuk arasından saldırganlık puanları yüksek olanlar arasından seçilmiş 28 kız, 62 erkek olmak üzere toplam 90 çocuk araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veri toplama araçları olarak; çocukların saldırganlık düzeylerini ölçmek için Şahin (2004a) tarafından geliştirilmiş olan Saldırganlık Ölçeği ve empati becerilerini ölçmek amacıyla Byrant (1982) tarafından geliştirilen ve Türkçeye uyarlaması Yılmaz-Yüksel (2003) tarafından yapılmış olan Çocuklar İçin Empati Ölçeği ve saldırgan çocukların özelliklerini ve saldırganlığın ön koşullarını saptamak için de araştırmacı tarafından hazırlanan Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin çözümlenmesi ve yorumlanması aşamasında, Korelasyon Analizi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), t-Testi ve Kovaryans Analizi (ANCOVA) kullanılmıştır. Farkın kaynağını bulmak için ise Tukey’s HSD Testi kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesi ve yorumlanmasında, 0,01 ve 0,05 anlamlılık düzeyi aranmıştır. Araştırma sonucunda, saldırganlık ve empati arasında ilişki arasında ise ters yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu, kısaca, empati beceri düzeyi arttıkça saldırganlık düzeyinin düştüğü belirlenmiştir. Ayrıca, erkek çocukların kızlara göre; 11 yaşındaki çocukların 10 yaşındakilere göre daha saldırgan oldukları, ayrıca, sosyoeknomik düzeye göre ise çocukların saldırganlık düzeyleri arasında fark olmadığı belirlenmiştir. Uygulanan empati eğitim programının çocukların saldırganlık düzeyleri üzerinde farklılığa yol açtığı, kısaca, çocukların saldırganlık düzeylerini azalttığı belirlenmiştir. Empati eğitim programı uygulaması sonucunda, alt sosyoekonomik düzeydeki çocukların orta ve üst sosyoekonomik düzeydeki çocuklara göre olumlu yönde daha fazla etkilendikleri belirlenmiştir. Ayrıca, Empati eğitim programı uygulaması sonucunda, kız çocukların, erkek çocuklara göre olumlu yönde daha fazla etkilendikleri saptanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, okulların önleyici rehberlik ilkesini benimseyerek saldırganlığa yönelik bireysel ve grup rehberliği çalışmalarına yer verilmesinin ve bu çalışmalarda empati eğitim programı uygulanmasının, okullarda, Empati Eğitim Programının uygulanabilmesi için okul psikolojik danışmanları, rehber öğretmenler ve sınıf öğretmenlerine yönelik empati eğitimi konusunda hizmet içi eğitimler düzenlenmesinin saldırganlığın azaltılmasında yardımcı olabileceği düşünülmektedir.