1986 Cilt 5 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15379
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bir yonca çeşidi ( medicago satiua l. var.rimpous)'nde ekim sıklığı, sulama rejimi ve gübre uygulamalarının tohum verimi ve verim kriterlerine etkileri üzerinde araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1986) Çelik, Necmettin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışma, 1981 yılında Erzurum'un sulanan koşullarında bölge için yeni bir yonca çeşidi (Medicago sativa L. var. Rimpous) ile yürütülmüştür. Çeşidin bölgeye çok iyi adapte olduğu anlaşılmıştır. Araştırmada, bitki sıklığı, sulama rejimi ve fosforlu gübre uygulamalarının tohum verimi ve verim kriterleri üzerindeki etkileri 1982. ve 1983 yıllarında dört tekrarlamalı üçlü şerit deneme planı ile gözden geçirilmiştir. Parseller 27, 54 ue 81 cm lik sıra aralıkları; toprak faydalı rutubeti % 0,30 ve 60 'a düştüğü zaman •yapılan sulamalar ile fosforun 0,5 ve 1 O kg/da 'lık dallarından oluşmuştur. Uygulanan faktörler deneme yıllarında yonca tohum verimini önemli ölçüde• etkileme eğilimi göstermiştir. Genellikle, geniş sıra aralıkları, sık sulama ve yüksek fosforlu gübre miktarları tohum verimini daha fazla aktarmışlardır. Ancak, sulamanın en etkili faktör olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, bitki sıklığı, sulama rejimi ve gübreleme uygulamaları az ya da çok bakla sayısı/sap, tohum sayısı/bakla ue 1000-tane ağırlıklarını etkilenişlerdir. Yine, tohum verimi ile verim kriterleri arasında korelasyonlar saptanmıştır. Sonuç olarak, tohum üretim amacıyla Rimpous yonca çeşidinin Doğu Anadolu Bölge koşullarında 81 cm sıra arası mesafe ile ekilmesi, her seferinde 35 mm su olmak üzere yılda 7-8 kere sulanması ve dekara 1 O kg P2 0 5 verilmesi önerilebilir. Bununla beraber, kesin öneriler için benzer Çalışmaların yapılması da öneriye değer bulunmuştur.Item Seralarda karbondioksit gübrelemesi(Uludağ Üniversitesi, 1986) Katkat, A. Vahap; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüSeralarda normal olarak 300 ppm olması gereken karbondioksit konsantrasyonu sera havasının yenilenmemesi durumunda gündüz azalmakta, gece ise fotosentezin durması ile artış göstermektedir. Gündüz fotosentezin artırılması için karbon dioksit gübrelemesi yapılması gerekmektedir. ilave edilecek karbondioksit miktarı hem bitkinin atmosferden absorbe ettiği karbondioksit miktarını, hem de serada meydana gelecek kayıpları karşılayacak miktarda olmalıdır. Karbondioksit gübrelemesinin ekonomik olması sera konstrüksiyonunun izolasyon durumuna bağlı bulunmaktadır. Ülkemizde bu tekniğin uygulanması yeni sera konstrüksiyonlarının geliştirilmesi ile mümkün olacaktır.Item General aspect of horticulture in Bursa(Uludağ Üniversitesi, 1986) Eriş, Atilla; Şeniz, Vedat; Soylu, Arif; Ziraat FakültesiBursa has a special place in Turkey from the horticultural point of view. Fruit species such as oliue, peach, grcıpe, apple, plum, pear, cherry, walnut, chestniıt, fig, strawberry and quince and almost all summer and w in ter uegetable specieı that haue important additiues to total production of Turkey are grown in this uicinity extensiuely. Vegetable species such as tomato, bean, pepper and pea whiciı especially processedin industry, and o nion are produced much than others. In this study, current aspect of horticulture in Bursa prouince was identified; and its economic dimensions and technical problems were explained.Item Bazı yağlık kolza (Brassica napus ssp. oleifera) çeşitlerinde verim ve kaliteye ilişkin karakterler üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırma, Bursa bölgesinde kışlık tahıllarla ekim nöbetine girebilecek ve yağ üretimine katkıda bulunabilecek yüksek verimli ve kaliteli kışlık kolza çeşitlerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Denemeler kışlık ve yazlık olmak üzere 2 ayrı dönemde yürütülmüştür. Denemede çeşitlerin morfolojik ve fizyolojik özellikleri yanında verim ve verim komponentlerine ilişkin özellikler ile kalite özellikleri üzerinde durulmuştur. Yazlık ekimde çeşitler gerekli soğuklanmayı olamadıkları için sapa kalkamamış/ar ve çiçeklenememişlerdir. Kışlık ekim başarılı olmuştur. Denemeye alınan çeşitler arasında tane verimi bakımından önemli farklılıklar gözlenememiştir. Buna rağmen, en düşük verime sahip Si 6720/76 çeşidi ( 171 kg/da) ile en yüksek verime sahip Chr. 1617/82 çeşidi (210 kg/da) arasında 40 kg'lık bir farklılık vardır. Tüm çeşitlerde yağ oranı % 40'ın üzerinde bulunmuştur. Diğer yandan, bu çeşitlerde erusik asit sıfır düzeyindedir. Yağ asitleri kompozisyonu da yağ kalitesi yönünden yeterli düzeyde bulunmuştur.Item Kıvırcık, merinos, merinos X Kıvırcık F1 , Ile de France X Kıvırcık F1 ve Ile de France X Merinos F1 melezlerinin intensif koşullardaki besi performansları ile kesim ve karkas özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1986) Bayındır, Şakir; Yıldırım, Zekeriya; Okuyan, M. Rifat; Tuncel, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, Batı Anadolu yöresinin yaygın koyun ırkı olan Kıvırcıkların canlı, kesim ve karkas özelliklerini Kıvırcık, Merinos, Merinos X Kıvırcık F1 , ile de France X Kıvırcık F1 ve Ile de France X Merinos F1 melezleri ile karşılaştırmalı olarak incelemek amacıyla düzenlenmiştir. Yaklaşık olarak 3 aylıkken sütten kesilen erkek kuzular araştırmanın hayvan materyalini oluşturmuştur. Besi başlangıç ağırlıkları 22.13 ± 1.206 kg ile 29.54 ± 0.808 kg arasında, 56 gün üfüren beis sonucunda ulaşılan canlı ağırlıklar ise 41.12 ± 1.184 kg ile 44.94 ± 2.022 kg arasında değişmiştir. Kıvırcık, Merinos X Kıvırcık F1, Ile de France X Kıvırcık F1 ve Ile de France X Merinos F1 genetiklerinden oluşan deneme gruplanın beside bağlamış oldukları toplam ağırlık artışları yukarıdaki sıra ile 13.99 ± O. 781, 16.38 ± 1.030, 17.76 ± 1.144, 17.25 ± 0.786 ve 13.70 ± 0.502 kg olmuştur. Beside sağlanan canlı ağırlık artışı bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar (P < 0.01) görülmüştür. Özellikle Merinos X Kıvırcık F1, ile de France X Kıvırcık F1 melezleri hayli başarılı sonuçlar vermişlerdir. Bunların Kıvırcıklara olan üstünlükleri sırasıyla % 26.95 ve % 23.30 olarak hesaplanmıştır. Bu durum Kıvırcıklar ile söz konusu iki ırk arasında heterotik bir etkinin varlığı ile açıklanmıştır. Günlük ortalama canlı ağırlık artışları da benzer şekilde sonuçlanmıştır. Grupların sıcak karkas ağırlıkları 19.88-22.60 kg; soğuk karkas ağırlıkları 19.40-22.16 kg; randımanları ise % 45.65 - %47.65 değerleri arasında değişmiş ve farklar önemli çıkmamıştır (P > 0.05). Soğuk depo fireleri % 2.35 - % 3.22 değerleri arasında değişmiş ve gruplar arasındaki farklılıklar önemli çıkmıştır (P < 0.05). En yüksek fireyi Kıvırcıkların Merinos ve ile de Francelarla olan F1 melezleri vermiştir. Araştırmada bazı karkas ölçüleri de alınmış ve karşılaştırılmıştır.Item Broyler civcivlerde protein yetersizliği semptomları(Uludağ Üniversitesi, 1986) Gürocak, Besim; Ak, İbrahim; Sarıçiçek, Münifer; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu çalışmada enerji içerikleri 2950 Kcal ME olan, % 21, % 16, % 12 ue % 8.5 sindirilebilir protein içeren 4 farklı rasyonel beslenen günlük Brayler civcivlerde, protein yetersizliğinin etkileri araştırılmıştır. Besi başlangıç ağırlığı ortalama 40 g olan 4 gruptaki civcivlerin 6 haftalık bir besi döneminden sonra ortalama canlı ağırlıkları sırasıyla; 1280, 1100, 621 ve 152 g, günlük ortalama canlı ağırlık artışı; 29.5, 25.2, 13.9 ve 2. 7 g, günlük ortalama yem tüketimi; 71.2, 62.5, 52.2 ue 42.5 g, 1 kg canlı ağırlık artışı için ortalama yem tüketimi; 2.36, 2.91, 3.23 ue 17.5 kg olarak bulunmuştur . Ayrıca aşın yetersiz beslenen 3. ve 4. gruplardaki civcivlerde zayıf tüylenme, gaga ue tırnaklarda yumuşama, pigmentasyon bozuklukları, halsizlik, kemik deformasyonları, ayakta duran ama ve ölüm oranında artış olduğu gözlenmiştir. Besi sonu canlı ağırlığı bakımından gruplar arasında görülen farklılık istatistiki bakımından önemli bulunmuştur (P < 0.05).Item Bursa kıraç koşullarında bazı önemli tek yıllık baklagil yem bitkilerinin kuru ot verimi ve kalitesi üzerinde ön araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Açıkgöz, Esvet; Çelik, Necmettin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışma 1984-85 yıllarında Bura bölgesinin susuz taban arazilerinde ot verimi ve kaliteli yüksek tek yıllık baklagil yem bitkilerini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Çalışmalarımızda tek yıllık baklagil yem bitkisi olarak adi fiğ (Vicia sativa L.), koca fiğ (Vicia narbonensis L.), tüylü -fiğ (Vicia villosa Roth) ve Macar fiği (Vicia pannonica Crantz) ile yem bezelyesi (Pisum arvense L.), çemen (Trigonella foenum-graecum L.) ve İran üçgülü (Trifolium resupinatum L.) türleri kullanılmıştır. Araştırmanın yürütüldüğü yıllarda ot verimi ve kalite yönünden türler arasında önemli farklılıklar saptanmıştır. Genel olarak, adi fiğ, yem bezelyesi ve koca fiğ türleri yüksek verim verme niteliklerini deneme süresince korumuşlardır. Bu süre içerisinde Macar fiği ve özellikle İran üçgülü en düşük ot ürününü vermişlerdir. Ham protein içeriği bakımından Tüylü fiğ en yüksek değer (% 21) ile ilk sırayı alırken bunu adi fiğ ve koca fiğ izlemiştir. Ham protein verimi yönünden ise 159.6 kg/da ile adi fiğ ilk sırayı almış bunu azalan bir sırayla tüylü fiğ, koca fiğ, yem bezelyesi, çemen, macar fiği ve İran üçgülü izlemiştir. Elde edilen bulgulara göre Bursa ve yöresinin susuz taban arazilerinde kaliteli yüksek ot verimi için adi fiğ ve yem bezelyesi tarımının yapılması önerilmiştir.Item Bursa koşullarında adi fiğ ve tahıl karışımlarının ot verimi ve kalitesi üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Açıkgöz, Esvet; Çakmakçı, Sadık; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışmada aynı sıraya karışık ve ayrı sıralara alternatif/i olarak ekilen fiğ + arpa, fiğ + yulaf, fiğ + çavdar karışımlarının, ot verimi, ot içerişindeki fiğ oranı ve ham protein verimi incelenmiştir. Fiğ: tahıl oranı 50:50 olacak şekilde ekilen parseller tahılların başaklanma ve süt olum devresi olmak üzere iki ayrı devrede biçilmişlerdir. İncelenen karışımlardan en yüksek yeşil ve kuru ot verimi, fiğ + arpa karışımlarından sağlanmıştır. Fiğ + arpa ile fiğ + yulaf karışımı arasında ot verimi yönünden bir farklılık bulunamamıştır. Buna karşılık fiğ + çavdar karışımı en düşük verimi vermiştir. Fiğ +arpa-ve fiğ +yulaf karışım/arının ham protein verimi yönünden fiğ + çavdar karışımından özellikle ilk biçim devresinde daha üstün olduğu bulunmuştur. Araştırmalarda, ekim şekillerinin ot verimi, ham protein oranı ve verimine etkisi önemli bulunmamıştır. Buna karşılık fiğ + arpa ve fiğ +yulaf karışımının ot üretimi için uygun olduğu, ancak fiğ + arpa karışımında arpa oranının % 50'nin altına indirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Item Izgara ve altlık üstünde barındırılan Ile de France X Kıvırcık (F1) ve merinos kuzularının entansif besideki performansları(Uludağ Üniversitesi, 1986) Şahan, Ümran; Tuncel, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma ızgarada ve yerde barındırılan ile de France X Kıvırcık (F 1 ) ve Merinos kuzularının ad libitum-yemlemenin besi performansı ve maliyetini saptamak amacıyla yapılmıştır. Yaklaşık olarak 10-13. Haftalık hem sütten kesilen erkek kuzular araştırmanın hayvan materyalini oluşturmuştur. İki gruba ayrılmış gruplardan ikisi tahta ızgara, diğer ikisi de altlık üzerinde arındırılarak deneme yürütülmüştür. Izgara üzerinde barındırılan gruplardan ne de France X Kıvırcık (F1) grubunun besi başı ağırlıkla (n= 9), 19.46 ± 0.75 kg, Merinos grubunun (n= 8) 22.15 ± 0.76 kg, yerde barındırılan gruplann ise sırasıyla, 19.01 ± 0.71 (n=;:: 8) ve 22.40 ± 0.88 kg (n = 10) olarak saptanmıştır. Deneme 70 gün sürmüş grupların besi sonu ağırlıkları ise sırasıyla; 39.95 ± 0.88, 43.66 ± 1.42, 37.41 ± 2.04, 42.19 ± 0.98 kg, bu süre sonunda sağlanan toplam ağırlık artışları 20.32 ± 1.62, 21.72 ± 2.07, 18.71 ± 3.18-, 19.79 ± 2.58 kg olarak bulunmuştur. Gruplarda günlük canlı ağırlık artışı sırasıyla 291.73 ± 7.76, 3i0.31 ± 10.00, 267.18 ± 1S.40, 282.67 ± 12.23 g ve 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen kesif yem mikan ise 5.480; 5.41 O, 5.025 ve 5.821 kg olarak bulunmuştur. Denemede besi başı ve besinin diğer dönemlerinde ortalama canlı ağırlıklar bakımından yapılan istatistik analizlerde ızgarada barındırılan Merinos grubuyla, yerdeki ne de France X Kıvırcık (F 1) grubu arasındaki farklılık istatistik olarak önemli bulunmuştur (P < 0.05). istatistik önemli çıkmamasına rağmen günlük canlı ağırlık artışı ve besi sonunda kuzu başına elde edilen besi karı da ızgarada barındırılan gruplarda daha fazla olmuştur. Denemede elde edilen verilerden anlaşıldığı üzere entansif kuzu besisinde ızgara üzerinde barındırma, yerde barındırmaya göre daha fazla canlı ağırlık kazancı sağlamakta, dolayısıyla daha fazla kazanç getirmektedir.Item Bitki beslemede toprak analizinin önemi(Uludağ Üniversitesi, 1986) Özgümüş, Ahmet; Ziraat FakültesiToprak analizi, topraklardaki yarayışlı bitki besin maddeleri düzeyinin belirlenmesinde ve bitkilerin beslenme durumlarının değerlendirilmesinde geniş şekilde kullanılan bir yöntemdir. Bununla birlikte tek başına toprak analiz sonucu ile, bitkilerin beslenme durumları ve gübre gereksinimleri konusunda tamamen güvenilir bilgiler elde etmek mümkün değildir. Çünkü besin maddeleri yarayışlılığı, bitki/toprak arasındaki ilişkiye yakından bağlıdır ve bunu çok çeşitli faktörler etkilemektedir. Toprak analiz sonuçlarının belirli çevre koşulları ve istenilen bitkiye göre, güvenilir şekilde yorumlanabilmesi ve kullanılabilmesi için, karşılaştırmalı tarla denemeleri kurulmalıdır. Tarla kalibrasyonu ile, ürün miktarları ve toprak-test değerleri arasında ilişki kurulmalıdır.Item Bursa yöresinde farklı ekolojilerde yetiştirilen dixired şeftali çeşidinde olgunluk ve kalite değişimleri(Uludağ Üniversitesi, 1986) Eriş, Atilla; Tüler, Nuray; Özgür, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBursa yöresinin üç farklı ekolojisin de yetiştirilen Dixired şeftali çeşidinin olgunluk ve kalite değişimlerinin incelendiği bu çalışmada, yörenin iklim ve toprak koşullarındaki farklılıklar ile uygulanan kültürel işlemler öncelikle meyvelerin hasat zamanlarında, daha sonra kalite değerlerinde etkili bulunmuştur. Serme köyündeki şeftalilerde erkencilik• tespit edilmiş, ancak kalite değerleri düşük bulunmuştur. Yenişehir yöresinde hasat nispeten gecikmiş, meyvelerin kalitesi yine pekiyi bulunmamıştır. Yalova yöresi meyveleri ise daha kaliteli ve iri bulunmuş lar, ancak geç hasat edilmişlerdir. Bu farklılıkların ortaya çıkışında her üç yöredeki farklı toprak yapısının ve bileşiminin; yağış alma, güneşlenme ve sıcaklık toplamlarının etkisi açık olarak kendini göstermiştir.Item Değişik besi sürelerinin Doğu Anadolu Kırmızısı tosunlarda besi performansı ve karkas özelliklerine etkileri üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Deniz, Onur; Okuyan, M. Rifat; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, 1: 7 besin maddesi oran/ı tek tip radyonla ad libitum düzeyde beslenen 16-1 B aylık yaşlardaki Doğu Anadolu Kırmızısı tosunların 112, 140 ve 16B günlük süreler sonunda besi performansı ve karkas özelliklerinin saptanması amacı ile yürütülmüştür. Onar hayandan oluşan ve besi başı canlı ağırlıkları sırasıyla 161.B, 161.4 ve 161.3 kg olan 3 grupta besi sonu canlı ağırlıkları 269.0, 293.2 ve 315.8 kg'a yükselmiştir. Günlük canlı ağırlık artışları sırasıyla 957, 942, 920 g; 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yoğun yem miktarı 5.463, 6.161 ve 7.004 kg; ı kg canlı ağırlık artışı için tüketilen nişasta birimi miktarları 3.465, 3.907 ve 4.442; sindirilebilir ham protein miktarları 497, 561 ve 637 g olarak saptanmıştır. Randıman. değerleri ise sırasıyla % 5B.1, 59.6 ve. 60.B olarak belirlenmiş ve farklılıklar istatistiki önemli bulunmuştur (P < O.OOı) (P < 0.05). Sol yarım karkasta en yüksek düzeyde toplam et oranı 1. grupta (% 63.2) saptanmış, bunu % 61.9 ile 2. Ve % 60.3 ile 3. gruplar izlemiştir. Gruplar arası farklılıklar istatistiksel önemli (P < 0.01) bulunmuştur. Toplam yağ miktarı ise, en yüksek düzeyde 3. grupta (% 21 .7) saptanmış, bunu % 20.4 ile 2., % 18.9 ile 1. gruplar izlemiş ve farklılıklar istatistiksel önemli olduğu belirlenmiştir (P < 0.01). Gruplarda MLD alanları yönünden istatistiksel farklılık saptanmamıştır.Item Çeşitli gelişme dönemlerinde silolamış hasıl mısırın yem değeri ve kalitesinin saptanması üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Deniz, Onur; Okuyan, M. Rifat; Karabulut, Ali; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu çalışmada silo yemi olarak mısır bitkisinin çiçekten önce, çiçekte, süt olumu ve hamur olumu dönemlerinde ham ve sindirilebilir besin maddeleri, kalsiyum, fosfor ve bazı si/o asitleri içeriği araştırılmıştır. Organik maddelerin sindirime derecesi, çiçekten önceki dönemde % 61.02; çiçek döneminde % 67.60; süt olumu döneminde % 69.57; hamur olumu döneminde ise % 70.12; kuru maddede sindirilebilir ham protein miktarları sırasıyla % 6.06, 5.66, 4. 76 ve 4.00; kuru maddede ortalama nişasta değerleri sırasıyla 34.69, 43.25, 48.21 ve 51.80 olarak bulunmuştur. Silajların kuru maddede ortalama kalsiyum içerikleri sırasıyla % 0.61, 0.58, 0.55 ve 0.48; fosfor içerikleri ise % 0.24, 0.22, 0.20 ve 0.18 düzeyinde bulunmuştur. Silajların ortalama sirke asidi miktarı sırasıyla % 1.86, 1.23, 0.82 ve 1.17; süt asitti miktarları % 6.0, 5.4, 5.0 ve 4.8; ortalama pH değerleri ise, 3.6, 3. 7, 3.9 ve 4.0 olarak saptanmıştır.Item Üre ye sodyum hidroksit ile muamele edilmiş buğday samanının yem değeri üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1986) Karabulut, Ali; Ziraat FakültesiBuğday samanı, % 4 ve % 8 üre (suda eritilmiş) ile muamele edilmiş katkısız buğday samanı, % 4,8 ve 12 üre (suda eritilmiş) ile muamele edilmiş melas katkılı buğday samanı ve sodyum hidroksitle muamele edilmiş buğday samanının sindirilebilir besin maddeleri içeriği ve sindirilme dereceleri klasik sindirim denemesi yöntemiyle araştırılmıştır. Saman örneklerinde kuru madde, organik maddeler, ham . protein, ham yağ, ham sellüloz ve N 'siz öz maddelerin sindirilme dereceleri sırasıyla• % 49.58, 48.63, 5.65, 42.0, 55.29, 47.17; % 53.72, 55.78, 41.38, 47.78, 62.97, 50.86;% 55.68, 58.34, 65.45, 51.91, 65.09, 49.18; %.58.13; 60.63, 65.03, 54.22, 59.27, 60.70;% 60.91, 62.93, 70.40, 59.81, 61.41, 62.51;% 63.22, 64.87, 76.70, 55:33, 61.53, 63.49; % 45.06, 46.28, 10.75, 36.59, 39.96, 54.74, enerji değerleri ise 21.76, 27.47, 29.79, 34.04, 36.06, 34.02 ve 22.16 ND olarak saptanmıştır. Ham . sellüloz en yüksek oranda % 8 üre ile muamele edilmiş katkısız buğday samanında sindirilmiş ve samana melas katmanın özellikle ham sellülozun sindirilme derecesindeki artışı sınırlandırdığı görülmüştür.