1986 Cilt 7 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20255
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 23
- Results Per Page
- Sort Options
Item Eş anlı üretim ve yatırım programlarının düzenlenmesi ile ilgili bir deneme çalışması(Uludağ Üniversitesi, 1986) Yılmaz, Zekai; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiYatırım problemlerinin üretim teorisi ile sıkı ilişkisi mevcuttur. Bu ilişki, nakit hareketlerinin yatırım projelerine tahsis edilmesinin çoğunlukla mümkün olamamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü gelir ve maliyet ayrımında ve tahsisin de, öncelikle yatırım projesi ile üretilen mamuller etkili olmaktadır. Bu artık üretim programlarının yatırım programları sonucu ortaya çıkmayacağı anlamına gelmektedir. Gerek üretim tekniği ve gerekse pazarlama programı sonucu işletme hem üretim çeşidini, hem de üretim miktarını genişletmek isteyebilir. Bu şekildeki kapasite genişletme programlarının sonucu yatırım ihtiyacı doğa bilir. Dolayısıyla üretim ve yatırım programlarının eş anlı olarak tespit edilmesi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu türdeki problemlerin çözümü için de büyük ölçüde üretim teorisi ile ilgili modellerden yararlanılma sözkonusu olmaktadır. Bu modellerin üretim süreçlerine yönelmesi halinde, çoğu kez finansman problemleri de ihmal edilmektedir. Çünkü yatırım fonksiyonunda üretim teorisi ile ilgili ifadeler uygun bir şekilde yer alırken, finansman ile ilgili ifadelerle yer verilmemektedir. Bu nedenle de amaç fonksiyonunda nakit giriş ve çıkışları genellikle yer almamaktadır. Bunun yerine daha çok üretim süreçlerine uygun olan ve sebep sonuç ilişkisine göre bulunan büyüklükler, nitekim üretimle ilgili gelirler ve harcamaların dikkate alınması doğru olmaktadır. Bunlar, üretime bağlı gelirler ve maliyetler, zamana bağlı (üretim seviyesinin değişmesinden bağımsız) olan gelirler ve maliyetler olarak ayrılabilir. Nakit giriş ve çıkışları veya gelir ve maliyetler konusundaki tartışmalara girmeden, bu tür modellerin amaçları bugünkü değerlerin maksimizasyonu olmayıp, daha çok iskonto edilmiş ve planlanan dönem üzerinden toplam üstelerin veya hesaplanan kârların veya katkı paylarının maksimizasyonuna yöneliktir. Bu konuda aşağıda bir model oluşturulmaya çalışılıp, bir örnekle açıklanacaktır.Item Bursa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı: Monoğrafik bir çalışma(Uludağ Üniversitesi, 1986) Alper, Yusuf; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi29.5.1986 tarihli "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu" Türkiye çapında fakirlere yardım edecek yeni bir sosyal yardım müessesesi kurulmasını sağlamıştır. Bu müessesenin Bursa'da kurulan Vakfı'da, Bursa bölgesinde yaşayan fakir vatandaşlara değişik yardımlar yapmaktadır. Bu çalışma, yeni müessesenin gelecekteki faaliyetlerine ışık tutmak üzere BSYD Vakfının kısa dönemli faaliyetlerini değerlendirmektedir.Item Toplu pazarlıkta kullanılabilecek finansal oranlar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Lazol, İbrahim; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBir işçi örgütü olarak sendika, üyelerinin hayat standartlarını yükseltmeye çalışırken, işletmenin finansal durumunu da dikkate almalıdır. Bu çalışmada, toplu pazarlıkta, sendikalarca kullanılabilecek bazı finansal oranlar incelenmektedir.Item İşçi devir hızı ve bir uygulama(Uludağ Üniversitesi, 1986) Çelikçapa, Feray; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBu makalede öncelikle işgücü planlaması, işçi devir hızının hesaplanması, işçi devir hızının nedenleri ve düşürülme yolları ve işçi devir hızının maliyetinin hesaplanmasına yer verilmiştir. Makalenin sonunda ise, basit ve kolay bir yönetim aracı olarak bilinen işçi devir hızının hesaplanmasına ilişkin bir örnek yer almaktadır.Item Sanayi işletmelerinin finansman sorunları ve çözüm yolları(Uludağ Üniversitesi, 1986) Ertürk, Halis; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi24 Ocak 1980 tarihinde esasları tesbit edilerek, üç yıllık dönemde oldukça liberal sayılan uygulamaları da beraberinde getiren ekonomik politikalar, özellikle sermaye piyasasını etkilemiş ve bu piyasanın sorunları en yüksek devlet sorumlusun dan, sanayicisine, tüccarından, emekli memuruna kadar toplumun her kesimini çok yakından ilgilendiren önemli ve güncel bir konu haline gelmiştir. Sermaye Piyasasına arz edilen fonların en büyük kullanıcısı olan ve milli gelirin önemli bölümünü oluşturarak, son iki yılda ihracattaki payı hızla artan sanayi kesiminin karşılaştığı finansman sorunlarını, Yatırım ve İşletme dönemleri olmak üzere iki aşamada inceleyerek, bulunabilecek çözüm yolları ile bunların uzun ve kısa vadeli sonuçlarını tesbit etmek, konumuzun ağırlığını teşkil edecektir.Item Bursa'da ipek üretimi ve mekansal yapı(Uludağ Üniversitesi, 1986) Akay, Rana; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBursa'nın mekansal gelişimi içinde ilk Osmanlı başkenti oluşu ve ipek üretimi; 14 ve 19. yy.lar arasında önem kazanmaktadır. Osmanlı başkenti olduğu dönemde, padişahların inşa ettirdiği külliyeler mekansal gelişme basamağı olmuştur. Yıldırım ve Muradiye semtleri bu tür gelişmenin çarpıcı örnekleridir. İpek üretimi kentin mekansal yapısını özellikle; üretimde mekanizasyonun başladığı 19. yy. ikinci yarısında etkileyerek kentin doğuda Gökdere, batıda Cilimboz vadilerine yönelmesine yol açmıştır, İpek üretim teknolojisinde suyun kullanımı fabrikaların su kenarların da yapılmasının önemli nedenlerinden biridir. Tarihsel bir geçmişi olan ipek üretimi, günümüzde farklı üretim birimlerinde varlığını sürdürmektedir. Fabrika ve imalathanelerden oluşan birimlerde; ipek ipliği elde edilmesi -büküm - dokuma-boya, apre süreçleri yapılmaktadır. Ancak ipek üretimi mekansal yapıda etkileyici olma özelliğini yitirmiştir.Item İşletmelerde amaç uyuşmazlıkları ve çözüm imkanları(Uludağ Üniversitesi, 1986) Yılmaz, Zekai; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesiİşletmeyi çeşitli menfaat grupları bir araya geldiği bir sosyal teşekkül olarak kabul edersek, her menfaat grubunun işletmeden bir takım bekleyişlerinin de olduğunu gözardı etmemek gerekir. Bu bekleyişler, daha çok menfaat gruplarının istek eri veya amaçları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Daha önceki çalışmalarımızda işgören sermayedar ve işletme yönetimi gibi çeşitli menfaat gruplarının önce amaçları tespit edilmiş, daha sonrada bunların ikili ve üçlü karar merkezi şeklinde amaç teşekkülüne katılmaları ele alınmıştır. Bu grupların amaçları arasındaki ilişkilerden uyuşmazlık ilişkisi dikkati çekmektedir. İşletmede amaç teşekkülü ve amaç erişilmesi için amaç uyuşmazlıklarının olumsuz etkileri olmaktadır. Çünkü ya amaç teşekkülü gecikmekte veya amaçlar açık olarak belirlenememektedir. Ayrıca amaçların istenilen ölçüde gerçekleşmesi mümkün olamamaktadır. Dolayısıyla amaç uyuşmazlıklarının ya tamamen ortadan kaldırılması veya mümkün olduğunca asgari düzeye indirilmesi gerekli olmaktadır. Bunun için de her şeyden önce amaç uyuşmazlıklarının neden ortaya çıktığının tespiti önemli olmaktadır. Eğer amaç uyuşmazlıklarının neden ortaya çıktığı bilinir ise, uyuşmazlığı azaltmak veya kaldırabilmek için de çözüm imkânları daha kolay bulunabilir.Item Türk tekstil sanayiin dışa açılması(Uludağ Üniversitesi, 1986) Dülgeroğlu, Ercan; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBu makalede Türk tekstil sanayiin dışa açılması konusunda ele alınan politikalar amprik bir şekilde ele alınarak tartışılmaktadır. Öncelikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde tekstil endüstrisinin dışa açık bir yapıdan nasıl ayrıldığına yer verilmiştir. Cumhuriyet döneminde uygulanan ithal ikameci politikanın tekstil sanayiine getirdiklerinin yanı sıra ihracata yönelik politikanın Türk tekstil sanayiine açtığı yeni ufuklar ortaya konulmuştur. Türk tekstil sanayiin dışa açılmasıyla, karşılaştığı sorunlar ve bunların çözümüne ilişkin pratik uygulama ve takip edilecek politikalar tartışılmaya çalışılmıştır.Item Üretim bölümünün doğrusal sorumluluk tabloları ile organizasyonu ve bir uygulama(Uludağ Üniversitesi, 1986) Çelikçapa, Feray Odman; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBu makalede öncelikle işletmelerde organizasyon yapısını belirtmek için kullanılan organizasyon Şemaları ve üretim bölümünün bu şemalar ile organizasyonu yer almaktadır. İkinci olarak, günümüzde devamlı değişim içinde olan organizasyonlarda, üretim bölümünün organizasyonunda organizasyon Şemaları yerine doğrusal sorumluluk tablolarının kullanılabileceğine ilişkin uygulamalı bir örnek yer almaktadır.Item Bir büyüme modeli olarak uygun teknoloji(Uludağ Üniversitesi, 1986) Aslanoğlu, Mehmet; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBu yazıda, teknoloji seçiminde yeni bir görüş olan uygun teknoloji yaklaşımı bir büyüme modeli olarak incelenmektedir. Sözkonusu model konvensiyonel kavramlar üzerine kurulduğundan, önceki neo klasik ve sabit oranlar modellerine de değinilmektedir. Ayrıca yazıda, bir uygun girdi birleşimi olarak yorumlanabilecek uygun teknolojinin büyüme modelinde, girdi bileşiminin faktörlerinin göreli fiyatlarıyla değil, teknoloji ve beceri düzeyince belirlendiği açıklanmaktadır.Item Uluslararası muhasebeye doğru(Uludağ Üniversitesi, 1986) Soydan, Hakkı Y.; Gücenme, Ümit; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme BölümüUluslararası muhasebe günümüzde, muhasebe alanında önemli bir ihtisas konusudur. Dünyadaki muhasebe ilke ve uygulamalarına yeni bir temel oluşturmaktadır. Uluslararası muhasebenin amaçlarından en önemli olanı, muhasebe ilke ve uygulamalarındaki ulusal farklılıkları gidermektir. Bu tür farklılıkların giderilmesiyle çok uluslu şirketlerin daha etkin bir biçimde yönetilmeleri kaçınılmaz olacaktır. Uluslararası muhasebe alanında çıkan sorunların çözümü için çeşitli uluslararası muhasebe örgütlerinin çabalarına tanık olmaktayız. Bu çabalarından dolayı, son yıllarda bu örgütler üzerine tüm dikkatler toplanmaktadır.Item Markov süreçleri ve kuyruk sistemine uygulanışı(Uludağ Üniversitesi, 1986) İlhan, İsmail; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBir markov zincirinin temel özelliği şudur: Sistemin tr+ 1 anında belirlenen bir durumda olması olasılığı onun geçmişinden tamamen bağımsız olup, yalnızca tr anındaki durumuna ve geçişim olasılığına bağlıdır. Eğer bir t0 anında (i) durumlarının Po(i) olasılıklarını ve aij geçişim olasılıklarını biliyorsak sistemin tr anlarında (i) durumunda olma olasılığını hesaplayabiliriz. Bu çalışmamızda markov zincirleri teorisini açıkladıktan sonra onun bir kuyruk sistemine uygulanmasını gösterdik.Item Enflasyonist ortamda fiyat hareketlerinin maliyetlere etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1986) Ertürk, Halis; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiEnflasyon, parasal satınalma gücü ile gerçek mal ve hizmet arzı arasında, arz ve dengesini daha yüksek düzeylerde gerçekleştirici ve fiyatlar yükseltici yönde meydana gelmiş bir değişme olarak tanımlanabilir. Enflasyonu ve onun tahrip edici etkisini ortadan kaldırmak, gelişen sosyal, politik ve ekonomik olaylar ile doğal kaynaklarda açıkça görülen sınırlılık nedeniyle oldukça zor görülmektedir. Enflasyonu ortadan kaldırma modelleri yanında, tahrip edici etkisini azaltıcı modelleri geliştirmek gerekmektedir. Enflasyonun temel yapısını oluşturan nedenler ve bunların sonuçları açısından gruplandırma yapıldığında; a) Talep Enflasyonu: Ekonomide parasal satın alma gücünün reel mal ve hizmet artışından daha hızlı yükselmesi sonucunda ortaya çıkan genel fiyatların yükselmesi olayıdır. Bu tür enflasyonun geliştiği ekonomi ve sektörlerde firmaların "satıcı piyasa si" niteliklerinin üstünlük kazandığı bir ekonomik ortama girdikleri gözlenir. Dolayısıyla satıcı piyasası koşulları çalışır ve fiyatlar "fiyat-maliyet' marjını yükseltecek düzeyde gelişmeye başlar. Diğer taraftan kapasite sınırlarına varan üretim ve satış hacmi nedeni ile toplam satış kârları da yükselir. Böylece nominal kârlarla birlikte reel kâr hacmi yükselmiş olur. Diğer bir ifade ile, talep enflasyonunun gerçekleştiği ekonomi ve sektörlerde firmalar enflasyondan, reel faaliyet kârını da yükseltecek kadar yararlanırlar. Firmaların gerçek kârında ortaya çıkan yükselme görünen kârların da ortaya çıkan yükselmenin gerisinde kalır. Zira fiyat yükselmeleri belirli gecikmelerle maliyet yükselmelerine de neden olur. Bu enflasyonun ortaya çık tığı ekonomilerdeki işletmeler bunun tahrip edici etkisini azaltmak için kâr dağıtımlarına dikkat etmeleri gerekir. Nitekim gerçek faaliyet kârını dikkate almadan kâr dağıtımına karar verildiğinde tahrip edici etkisinden kurtulunamaz.Item İşletmeler için yönetim danışmanlık hizmeti(Uludağ Üniversitesi, 1986) Gücenme, Ümit; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İşletme Bölümüİşletme yönetiminin daha verimli çalışmasını sağlamak üzere yapılan yönetim danışmanlık hizmeti, işletme dışı bağımsız muhasebe uzmanlarınca yapılmalıdır. Yönetim danışma hizmetinin başarılı olabilmesi için, iyi bir muhasebe denetimin den sonra yapılmalı ve finansal veriler esas alınmalıdır. İşletme sürekli bir yönetim danışmanı ile birlikte çalışabilir veya sadece özel bir problem ortaya çıktığında yönetim danışmanına başvurabilir. Fakat her durumda yönetim danışmanının inceleme yapacağı alanın kapsamı belirlenirse ve yönetim tarafından destek sağlanırsa başarılı bir sonuç elde edilebilir.Item Personel departmanı başarı değerlemesinde kullanılan oranlar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Çabuk, Adem; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiGerek kâr amaçlı, gerekse kâr amaçsız kuruluşlardaki yöneticilerin temel görevlerinden birisi, yönettikleri kuruluşu en etkin ve verimli bir şekilde önceden belirlenmiş bulunan hedeflerine ulaştırmak için gerekli çalışmaları yapmak veya bu çalışmaların yapılmasını sağlamaktır. İşte bu çalışmaların ne ölçüde etkin ve verimli bir şekilde yapıldığının ölçülmesi aynı zamanda her kademede çalışan yönetici ve personelin başarı derecelerinin ölçülmesi anlamına da gelmektedir. Performans değerlemesi diye de adlandırılan başarı değerlemesi, ancak muhasebe verilerinden de yararlanmak suretiyle sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yararlanılan muhasebe verileri işletmenin geçmiş faaliyetlerinin sonucunu yansıtır. Yöneticinin geçmişte gerçekleşmiş bulunan olayları kontrol altında tutması, düzeltmesi mümkün değildir. Bunu "At kaçtıktan sonra ahırın kapısının kapatılmasının bir anlamı yoktur" atasözüyle de ifade etmemiz mümkündür. Burada geçmişte olan olayların sonucunu geçmişe yönelik olarak değiştirmemiz mümkün değildir. Ancak işletmenin belirlenmiş bulunan hedeflerine ne ölçüde ulaştığının tesbit ve gerçek başarısını ölçme ve sapmaları düzeltmek için gerekli tedbirlerin alınması olarak tanımlayabileceğimiz kontrol sürecinden yararlanılarak gelecekte istenmeyen olaylardan kaçınmak ve gerekli tedbirleri almak mümkündür?. En iyi kontrol sapmaların önceden tahmin edilerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. İkinci en iyi kontrol ise sapma meydana geldiği an tesbit edip, önlem almaktır. Olay gerçekleştikten sonra kontrol raporlarının alınmasını geciktirmek kontrol sisteminin zayıflamasına neden olacaktır. İşletme faaliyete başladığı anda başarı değerlemesi için gerekli veriler de oluşmaya başlar. Muhasebe veri bazında başarı değerlemesinde kullanılacak verilerin de temel kaynağını oluşturur.Item Toplumsal refah ve çevre kirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1986) Ertürk, Hasan; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Kamu Yönetimi BölümüBir piyasa ekonomisinde toplumsal refahın optimizasyonu malların fiyatlarını, marjinal maliyetlerine eşitleyen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Fiyatların marjinal maliyetlere eşitlenmesinin temel koşullarından birisi de, piyasada dışsallıkların mevcut olmamasıdır. Ancak günümüzde birçok faaliyette dışsallıklara rastlamamız olasıdır. Çevre kirlenmesi de topluma önemli maliyetler yükleyen olumsuz dışsallıkların tipik bir örneğidir. Bu nedenle çevre kirlenmesi olgusu, toplumsal refahta kayba yol açan önemli bir etkendir. Bu makalede, çevre kirlenmesinin toplumsal refah ta yarattığı olumsuz etkiyi bir örnek yardımıyla açıklamaya çalışacağız.Item Nitel önraporlama teknikleri(Uludağ Üniversitesi, 1986) Sevüktekin, Mustafa; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüÖnraporlama, geçmişin incelenmesiyle geleceği önceden görmeye çalışmadır. Genelde, önraporlama teknikleri üç grup dahilinde incelenmektedir. Bunlar, nitel önraporlama teknikleri, istatistiki önraporlama teknikleri ve ekonometrik (neden sel) önraporlama teknikleridir. Bu tekniklerden nitel önraporlama tekniği özellikle veri bulmakta zorluk çekildiği zaman kullanılmaktadır. Nitel yöntemler, bir uzmanlar grubunun fikirlerini birer sübjektif tahmin olarak gözönüne alır.Item Sosyalist ekonomilerde devlet borçlanması üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1986) Burhan, Nuri; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiBu çalışmada Sovyetler Birliği örneğinden hareketle Sosyalist ekonomilerdeki devlet borçlanması mali politika açısından incelenmiştir. Sonuçta, kapitalist ekonomilerdeki maliye politikası aracı olan borçlanmadan yapı olarak farklı, etki yönün. den de daha az etkin olduğu saptanmıştır.Item Sosyal güvenliğin iktisadi tesirleri: Genel bir bakış(Uludağ Üniversitesi, 1986) Alper, Yusuf; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiSosyal politikanın en geniş kapsamlı vasıtası olarak bilinen sosyal güvenlik, önemli kaynak transferi yapılan alanlardan biri olarak temel iktisadi değişkenler üzerinde değişik tesirlere sahiptir. Bu çalışma, sosyal güvenliğin gelir dağılımı, emek arzı ve tasarruf eğilimine tesirlerini inceleyen görüşlerin araştırmaların kısa bir değerlendirmesini yapmak ve bu konuda yapılacak çalışmaların hangi çerçevelerde meseleyi ele alacaklarını ortaya koymak için hazırlanmıştır.Item Ülkemizde devlet girişimciliğine bir örnek: Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP)(Uludağ Üniversitesi, 1986) Acar, Yalçın; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiKısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi ülkemizde devlet girişimciliği nin en belirgin örneklerinden birini oluşturmaktadır. Bu proje, batıdan doğuya doğru Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır ve Siirt'ten oluşan altı ilimizin bazılarını tamamen bazılarını ise kısmen içine almaktadır. Başka bir ifade ile, GAP, Fırat ve Dicle nehirlerinin kıyı bölgeleri ile Suruç, Harran, Ceylanpınar, Nusaybin ve Silopi ovalarını kapsamaktadır. GAP, bağımsız bir proje olmayıp bölgede tasarlanan sulama ve enerji amaçlı 13 adet alt projeden oluşmaktadır. Bu projelerden 7'si Fırat, 6'sı Dicle Havzasında yer almaktadır. Projenin tamamlanması ile 1.6 milyon hektarlık alan sulu tarıma açılacak; ayrıca, yılda 24 milyar kwh'lık hidroelektrik enerjisi üretilebilecektir. 1.6 milyon hektarlık alan halen ülkemizde devlet tarafından gerçekleştirilen tüm sulanan alanlardan daha fazladır. 24 milyar kwh'lik enerji ise, örneğin 1985 yılında ülkemizde termik ve hidrolik kaynaklardan elde edilen enerjinin % 70'den fazlasına eşit bulunmaktadır.