1993 Cilt 12 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17567
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 17 of 17
- Results Per Page
- Sort Options
Item İneklerde gonadotropin releasing hormon ve human chorionic gonadotropin'in döl verimine etkisi üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Tümen, Hüseyin; Gökçen, Hazım; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Reprodüksiyon ve Suni Tohumlama Bilim Dalı.Bu araştınnada, ineklerde tohumlama sırasında uygulanan Gonadotropin releasing hormon (GnRH) ve Human chorionic gonadotropin'in (HCG) döl verimine etkileri incelendi. Materyal olarak yetiştirici elinde bulunan 61 inek kullanıldı. ineklere 11 gün ara ile 2 kez 15 mg Luprostiol (PGF2a) enjekte edildi. Östrus gösterenler 4 gruba ayrıldı. Birinci grupta bulunanlara tohumlamadan hemen sonra 10 mcg Buserelin, 2. ve 3. gruptakilere de 2500 veya 5000 lU HCG uygulandı. 4. grup ise kontrol olarak bırakıldı. inekler birincisi östrus'un başlamasından 6-12 saat sonra, ikincisi de ilk tohumlamadan 8-12 saat sonra olmak üzere iki kez tohuml andı. 60 gün sonra rektal muayene ile gebe olanlar belirlendi. 4 grupta sırasıyla % 73.9, 70.0; 70.0 ve 50.0 gebelik oranı saptandı.Item Evcil su kuşlarından yerli kaz, yerli ördek ve pekin ördeğinin iskeletleri üzerinde karşılaştırmalı makro-anatomik araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Bahadır, Ali; Yıldız, Bahri; Serbest, Ayşe; Yılmaz, Osman; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırmada usulüne göre hazırlanmış 10'ar adet yerli kaz, yerli ördek ve pekin ördeği iskeletleri incelenmiş ve şu anatomik farklılıklar tesbit edilmiştir. 1- Os frontale 'nin proc. nasofrontalis'i üzerinde ve median hatta ördeklerde çok belirgin olan bir oluk bulunur. 2- Os lacrimale ve os frontale'nin birleşme yerinde ve largo orbitalis üzerinde kazda kuvvetli bir kemik çıkıntısı, ördeklerde ise burada bir oluk bulunur. 3- Os occipitale'nin arkadan görünümü kazlarda kare şeklinde, ördekl erde ise üçgen şeklindedir. 4- Ördeklerde 12., kazlarda 15. boyun omurlarının porc. caroticus' ları ventral'de birbirine çok yakın bir şeklide bulunurlar. 5- Ördeklerde 2. ve 3. göğüs omurlarının crista ventralis'leri kelebek şeklindedir. 6- Her üç türde de 10'ar çift costa vardır. Ördeklerde ilk 1. çift, kazlarda ise ilk 1. - 2. çift costa'ların ventral uçları serbesttir. Yerli kaz ve yerli ördeklerde 2.-7. çift costa'larda, pekin ördeklerinde ise 2.-6. çift costa'larda proc. uncinatus bulunur. 7- Os pubis'in serbest olan caudal uçları kazda ördeklere göre daha geniştir.Item Bir ineğin ovaryumunda rastlanan granulosa hücreli tümör olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1993) Mısırlıoğlu, Deniz; Ertürk, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu raporda 1 yaşındaki bir düvenin sağ ovaryumunda rastlanan tümör olgusu bildirilmektedir. Sağ ovaryum büyümüş olup, çok loplu oval bir kitle görünümünde idi (27x26x11.5 cm). Tümör 1.750 kg. ağırlığında olup, histopatolojik muayene sonucunda granulosa hücreli tümör tanısı kondu.Item Aygır ve merkeplerde spermatolojik özellikler(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sönmez, Cumhur; Demirel, Mürsel; Gökçen, Hazım; Tümen, Hüseyin; Doğan, İbrahim; Bilgin, Binnur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu çalışmanın amacı, aygır ve merkeplerde kimi spermatolojik özelliklerin araştırılmasıdır. Materyal olarak on safkan İngiliz aygın ve üç adet merkep kullanıldı. Alınan ejakülatlarda hacim, pH, spermatozoon yoğunluğu, motilite, ölü, anormal ve akrozomu defektli spennatozoon yüzdeleri aygırlarda sırasıyla 47.5 cm3, 6.96, 50.5x10 6/cm3, % 69.5, % 22.7, % 21.7 ve % 1.4; merkeplerde 71.6 cm3, 6.83, 40.6x10 6/cm3, % 70.0, % 31.5, % 19.0 ve % 0.33 olarak bulunmuştur.Bunun yanısıra prepusyal yıkantı sıvılarının yapılan mikrobiyolojik muayenelerinde aygırlarda Enterabaeter spp., Staph. aureus, Bacillus subtilis, maya; merkeplerde Staph. aureus, Bacillus subtilis bulunmuştur.Item Koyunlarda farklı zamanlarda uygulanan gonadotropin salgılayıcı hormon'un (GnRH) döl verimine etkisi üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Deligözoğlu, Fazıl; Soylu, M. Kemal; Gökçen, Hazım; Tümen, Hüseyin; Doğan, İhrahim; Bilgin, Binnur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Reprodüksiyon ve Suni Tohumlama Bilim Dalı.Bu araştırmada koyunlarda GnRH'nın (Gonadotropin salgılayıcı hormon) döl verimine etkisi incelendi. 30 koyuna 12 gün ara ile 7,5 mg Luprostiol (PGF2a) enjekte edildi. Koyunların hepsi östrus gösterdi ve tohuml andı. Tohumlama sırasında 3 gruba ayrılan koyunlara, tohumlamadan 6 saat önce (Gr: 1), tohumlama sırasında (Gr: 2) ve tohumlamadan 6 saat sonra (Gr: 3) 25 mcg Gonadorelin (GnRH) enjekte edildi. Koyunların tohumlanmasında 0.25 cm3'te 200x10 6 motil spermatozoon bulunacak biçimde Glikoz-Fosfat sulandırıcısı ile sulandırılan taze sperma kullanıldı. 40 gün içinde geri dönmeyenler belirlendi ve gebelik oranı 3 grupta sırasıyla % 80, 30, 70 olarak bulundu.Item Bursa yöresinde tüketilen sütlerdeki kurşun (Pb) düzeylerinin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sayal, Ahmet; Aydın, Ahmet; Mert, Nihat; Tayar, Mustafa; Şen, Cem; Çetin, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknoloji Anabilim Dalı.Yüzyıllardan beri çeşitli amaçlar için yaygınca kullanılan kurşun (Pb), insan ve hayvanlarda toksik yatması nedeniyle biyolojik öneme sahiptir. Sunulan çalışmada trafikten uzak, yoğun trafik akışına sahip yol kenarlarında ve sanayi bölgelerinde bulunan 25 adet çiftlikte beslenen ineklerden alınan süt örnekleri incelendi. Numunelerde kurşun düzeyi Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresi kullanılarak ölçüldü. Pb düzeyi kontrol grubu diye nitelendirilen trafikten uzak bölgedeki 5 numunede 0.0231 ppm iken, yoğun trafiğe sahip yol kenarlarındaki bölgede 10 numunede 0.0342 ppm ve sanayi bölgesindeki 10 numunede ise 0.0907 ppm olarak saptandı. Elde edilen sonuçlar, Bursa yöresinde gerek trafik yoğunluğu ve gerekse sanayi bölgelerinin tüketilen sütlerdeki Pb miktarını etkilemekte olduğu ve çevre kirliliği açısından olumsuz sinyaller verdiğini vurgulamaktadır.Item Değişik sulandırıcılar ile sulandırılarak 5°C'de 24 saat saklanan aygır spermalarının spermatolojik özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sönmez, Cumhur; Demirel, Mürsel; Gökçen, Hazım; Tümen, Hüseyin; Doğan, İhrahim; Bilgin, Binnur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırmada 24 saat süreyle 5C'de saklanan aygır spermasının spermatolojik özelliklerinde meydana gelebilecek değişimlerin saptanması amaçlandı. Materyal olarak kullanılan 6 aygırdan alman spermalar 3 bölüme ayrıldı ve 3 ayrı sulandırıcı ile sulandırıldı. Sperma alındıktan hemen sonra yapılan spermatolojik muayeneler sulandırdıktan sonra, 5C'de ve 12 ile 24. saatlerde tekrarlandı. Ortalama motilite, ölü, anormal ve akrozom yapısı bozulmuş spermatozoon oranlan 24. saatte sırası ile % 15.7, 51.0, 36.1 ve 2.7 olarak bulundu.Item Bursa yöresinde yetişen önemli zehirli bitkilerin toksikolojik özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yılmaz, Orhan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırmada, Bursa yöresinde yetişen zehirli bitkilerin belirlenmesi amacıyla 1988-1989 yıllarını kapsayan iki yıllık bir tarama yapıldı. Dotura stramonium, Hyoscyamus niger, Digitalis ferruginea, Cionura erecta ve Helleborus orientalis türlerinin ağız yoluyla farelerdeki LD 50 değerleri belirlendi. Saponaria officinalis yapraklarının hemoliz ve köpürme indileri hesaplandı ve tavşanların kan tablosunda meydana getirdiği değişiklikler incelendi. D. stramonium, H. niger, D. ferruginea, Quercus petraea, Q. pubescens ve Q. robur subsp. robur'un içerdiği zehirli maddelerin miktar tayinleri yapıldı. Bu çalışmalara ek olarak D. stramonium, H. niger, Senecio aquaticus subsp. erraticus, Melilotus officinalis, D. ferruginea ve H. orientalis'in etken maddeleri ince tabaka ve kağıt kromatografisi ile analiz edildi.Item Fitoöstrojenler ve fertilite(Uludağ Üniversitesi, 1993) Eroğlu, Ali; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Östrojenik etkili maddeler, insan ve hayvan organizması yanında bitkilerde de meydana gelmektedir. Birçok yem bitkisi, steroid yapısında olan ve olmayan çeşitli östrojenik etkili bileşikler içerir. Hayvanlar tarafından bunların alınması sonucu değişik fertilite bozuklukları şekillenmektedir. Bu derlemede, fitoöstrojenler ve bunların fertiliteye etkileri üzerinde durulmuştur.Item Sığır karkaslarının derecelendirilmesi ve et veriminin saptanması üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Albay, Ramazan; Tayar, Mustafa; Şen, M.K. Cem; Yıldız, Bahri; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Hızla artan dünya nüfusuna karşılık, hayvansal protein üretiminde kullanılan kaynaklar giderek azalmaktadır. Bu nedenle, sığır eti üreticilerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun ucuz ve kaliteli sığır eli üretimidir. Ülkemizde son yıllarda kaliteli ve az yağlı ete olan talep artmıştır. Gerek Amerika ve gerekse Avrupa Topluluğu ülkelerinde sığır karkaslarından elde edilen etin kaliteye göre sınıflandırılmasında kullanılan metodlar, Türkiye'nin taleplerini karşılayacak nitelikte değildir. Araştırmada U.Ü. Veteriner Fakültesi besi ünitesinde besiye alınan 125 adet Karacabey esmeri besi danasına ait veriler değerlendirildi. Besi danalarında sıcak karkasın 307.35 kg, kemik ağırlığının 56.20 kg, parça etlerden kıyma, kuşbaşı, rosto ve pirzolanın ise sırasıyla % 42.94, 16.96, 3.04 ve 3.10 olduğu belirlendi.Item Yarımkan İngiliz kısraklarda gebeliğin ikinci yarısındaki plazma progesteron (P) ve östron (E1) değerleri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Vural, Rıfat; Küplülü, Şükrü; Mert, Nihat; Ulus, İ.Hakkı; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Ana Bilim Dalı.Bu çalışmada, yarımkan ingiliz kısraklarda gebeliğinin ikinci yarısında kan progesteron (P) ve östron (E1) değerleri araştırıldı. Materyal olarak, 6-12 yaş arasında 10 adet Yarımkan İngiliz kısrak kullanıldı. Kan örnekleri Vena Jugularisten EDTA-2Na içeren silikonlu cam tüplere alındı. Daha sonra çalışmaya alınan gebeliğinin ikinci yarısındaki kısrakların plazma Progesteron (P) ve Östron (E1) değerleri ölçüldü. Gebeliğin ikinci yansında, östron (E1) seviyesi gebelik ilerledikçe arttı ve gebeliğin 8. ayında 853.13 ± 299.22 pg/ml ile en yüksek ortalama değere ulaştı. Daha sonra gittikçe azalarak gebeliğin 11. ayında ortalama 362.25 ± 87.03 pg/ml düştü. Plazma progesteron (P) düzeyi, gebeliğin 5 ve 6. aylarında 4.75 ± 2.23 ng/ml den 2.44 ± 1.14 ng/ml'e düştü. Gebeliğin 6-10. aylarında 1-2 ng/ml arasında seyretti. Gebeliğin 11. ayında ise tekrar ortalama 5.09 ± 1.33 ng/ml'e yükseldi. Sonuç olarak, diğer evcil hayvanlarda da belirtildiği gibi, kısraklarda gebeliğin ikinci yansında progesteronun gebeliğin devamlılığı için gerekli olduğu ve fötusun canlılığının plazma E1 düzeyi belirlenerek tesbit edilebileceği kanısındayız.Item Kadavra yapımında ve korunmasında yaygın olarak kullanılan tespit sıvıları(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yıldız, Bahri; İkiz, İhsaniye; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Bilim Dalı.Kadavra diseksiyonu tıp, veteriner ve diş hekimliği dallarında öğrencilere verilecek gerekli anatomik bilgi ve bu alanda yapılan çalışmalarda temel teşkil etmektedir. Anatomi bilim dalındaki çalışmaların temelini teşkil eden kadavra yapımı bu nedenle çok büyük öneme sahiptir.Item Bir danada diffuz kistik kolloid guatr olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1993) Özbilgin, Selda; Ertürk, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Mezbaha kesimleri sırasında bir danada postmortem yoklama sonucu larinks bölgesinde iki taraflı ve oldukça büyük tiroid bezi dikkati çekmiştir. Bezin histopatolojik incelemesinde diffuz kistik kolloid guatr olgusu tanımlandı.Item Türk çoban ve Alman kurt köpeklerinin baş ölçümleri üzerinde araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kırbıyık, Hayrettin; Yıldız, Bahri; Serbest, Ayşe; Yılmaz, Osman; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırmada 30 baş Türk Çoban ve 30 baş Alman Kurt köpeği çalışma materyali olarak kullanıldı. Her ırka ait köpeklerin baş ve yüz ölçümleri alındı. Elde edilen bulgulara göre her iki köpek ırkının mesatisefalik grup içinde yer aldığı tesbit edildi.Item Atlarda postanestetik myopati(Uludağ Üniversitesi, 1993) Görgül, O. Sacit; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Atlarda postanestetik ve postoperatif devrelerin komplikasyonları uyanma devresinde ve sonrasında, erken veya geç dönemde ortaya çıkarlar. Bunlar dikkatle gözlenmesi, ortaya çıkışlarının önlenmesine yönelik ölçemler alınması ve oluştuklarında süratle ve doğru olarak reanimasyonlarının yapılmasını gerektiren bozukluklardır. Postanestetik myopati (Rhabdomyolisis) bunların en önemlilerinden birisi olup, bu çalışmada son literatürlerin ışığında bu komplikasyonun tanımlanması, etiyopatogenesisi, profilaksi ve sağaltım konularında değerlendirme yapılmıştır.Item Mihalıç peynirlerinde bazı kimyasal niteliklerin staphylococcus aureus ve koliform bakteri bulunuşu üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Tayar, Mustafa; Şen, M.K. Cem; Eyigör, Ayşegül; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırma, Bursa ve yöresinde olgunlaştırılmış olarak tüketime sunulan Mihalıç peynirlerinin kalitesini ve halk sağlığı yönünden önemini belirlemek amacıyla yapıldı. Araştırma materyali olarak, Bursa yöresinden toplanan 50 adet mihalıç peyniri örneği kullanıldı. Bu numuneler mikrobiyolojik (Aerob genel canlı, koliform bakteri, Staphylococcus aureus) ve kimyasal (rutubet, asidite, tuz, pH) açılardan değerlendirmeye alındı. Mikrobiyolojik yönden ortalama aerob genel canlı bakteri 6.6x101 kob/gr., Staphylococcus aureus 5.9x103 kob/gr. ve koliform bakteri 7.9x10 3 kob/gr. olarak saptandı. Kimyasal analizler sonucunda numunelerin ortalama kurumadde oranı % 62.14, tuz miktarı % 8.59, asidite 1.406 % LA ve pH değeri ise 5.3 olarak belirlendi. Sonuç olarak; olgunlaştırıldıktan sonra tüketime sunulan peynirlerde halk sağlığı yönünden önemi olan mikroorganizmalardan koliform bakterilere numunelerin % 78'inde, Staphylococcus aureus'a ise % 24'ünde rastlanmıştır.Item Bursa'da tüketilen çiğ ve pişmiş ızgara köftelerin mikrobiyolojik kalitesi ve bileşimi üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Soyutemiz, Gül Ece; Anar, Şahsene; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu çalışma Bursa'da tüketilen çiğ ve pişmiş ızgara köftelerin mikrobiyolojik kalitesini ve bileşimini saptamak amacıyla yapıldı. Çiğ ve pişmiş ızgara köfte örnekleri mikrobiyolojik olarak total bakteri, koliform bakteri, E. Coli, toplam stafilakok, S. aureus, sülfit indirgeyen aneoroblar, maya ve küf açısından; kimyasal olarak ise rutubet, protein, yağ, tuz ve kül miktarları açısından incelendi. Çiğ ızgara köftelerde ortalama olarak total aerob bakteriler 3.67x10 7/g, koliform bakteriler 1.11x10 7/g, toplam stafilakoklar 1.29x10 7/g, S. aureus 1.9x10 6/g, sülfit indirgeyen aneoroblar 2.5x10/g, total küf ve maya 3.49x10 7/g olarak saptandı. Örneklerin % 40'ında E. coli pozitif bulundu. Ortalama rutubet miktarı % 58.5, protein miktarı % 16.09, yağ miktarı % 16.06, tuz miktarı % 1.83, kül miktarı ise % 3.09 olarak bulundu. Pişmiş ızgara köftelerde ortalama olarak total aerob bakteri 2. 19x10 4/g, koliform bakteri 1.29x10 3/g, toplam stafilakoklar 6.9x10 3/g, S. aureus 3.75x10 3/g, sülfit indirgeyen aneoroblar 2.5x10/g, total maya ve küf 2.99x10 4/g olarak saptandı. Örneklerin % 20'sinde E. coli bulundu. Ortalama rutubet miktarı % 57.37, protein miktarı % 9.26, yağ miktarı % 12.98, tuz miktarı % 2.06, kül miktarı % 3.13 olarak bulundu. Elde ettiğimiz sonuçlara göre, çiğ ızgara köftelerin hijyenik kalitelerinin düşük, pişirme işleminin yetersiz olduğu görüldü. Köftelerin bileşimi ise temin edildiği yerlere göre önemli farklılıklar göstermektedir. Nitekim yağ ve protein miktarlarının minimum ve maximum değerleri arasında % 10'a varan farklılıklar vardır.