2002 Cilt 7 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10183
Browse
Browsing by Subject "Architecture"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Cumhuriyet sonrası 1930-1950 yılları arasında Bursa’da mimari gelişim(Uludağ Üniversitesi, 2002) Kaprol, Timur; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık BölümüXX.Yüzyılın ilk yarısında ülkemizde yaşanan savaş ve devrim yılları Türk toplumunun ekonomik ve sosyal yapısını değiştirmiştir. Bursa’nın Cumhuriyet sonrası sanayileşmesi ve ilk 5 yıllık kalkınma planı içinde yer alması, kente göçü getirmiştir. İpek-İş ve Merinos yünlü sanayi fabrikaların inşa edildiği mahalleler, yeni konut alanlarının bu bölgelerde yapılanmasını getirmiştir. Aynı zamanda Çekirge-Altıparmak Setbaşı-Namazgah ekseni üzerindeki yeni yapılaşmalarda, dönemin modernist yaklaşımlarının, Bauhaus-Bohemya Kübizmi-Art-Deco Uluslararası akımların izleri ile karşılaşılır. Bu binalar gerek yabancı mimarlar eli gerekse yetiştirdikleri Türk mimarlar tarafından tasarlanmıştır. Çağdaşlaşma olgusu ile kadının çalışma hayatına girmesi, Türk kentlerindeki konutlarda da konut plan tipinin değişimine zemin hazırlamıştır. Bu olgu sonrası yeni bina tipolojileri kentlerimizde, kent silüetinde ve duvarında yer almıştır. Bu çalışmada Bursa kentinin, Cumhuriyet sonrası kazandığı mimari değerlerin ortaya konması hedeflenmiş, çalışma aksında Cumhuriyet öncesi binaların mimarisi de incelenerek, Cumhuriyet sonrasında inşa edilmiş binaların mimarisinde görülen özelliklerin Türkiye genelindeki yapılarda karşılaşılan özellikler ile karşılaştırması gerçekleşmiştir. Batılılaşma hareketleri Cumhuriyet ile ivme kazanmış, sonuçta Bursa kentinde de, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları da inşa edilmiştir. Bu kültür varlıkları gerek sosyo-ekonomik gerek sosyo-kültürel yaşamın birer belgesi olarak kentsel geçmişi, geleceğe yansıtmaktadırlar. Anlatılan yansımanın belgelenmesi makalede ele alınmış, 1930- 1950 yılları arasında Bursa’da mimari gelişim belgelenmiştir.Item Trilye beldesindeki tarihi yapılar ve Taş Mektep’in yapısal bozulmaların incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Akıncıtürk, Nilüfer; Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Mimarlık BölümüBursa, Osmanlı’nın özellikle uluslar arası ticaret ve üretim boyutlarında ipek başkenti ve Anadolu’nun da kültür başkentidir. Bursa döneminde Osmanlı yönetim / bilim / kültür / eğitim / inanç / ticaret ve üretim kurumları, gerçek kimliklerine kavuşma yolunda bir değişim içindedirler. Bu kurumların mimarlık kültürü yoluyla tek yapıdan yapı gruplarına değişen yansıması kentsel biçimi belirlemiş; Bursa böylece ilk Osmanlı kenti olma niteliğini kazanmıştır. Farklı kültürlerin bıraktıkları izler, fiziki yapıya yansımış yarınlara referans vermek üzere sahiplenmeyi beklemektedir. Mimari mirasın doku ve tek yapı ölçeğindeki örnekleri zaman ve çeşitli nedenlerle gelecek nesillere de kültürel mesajlar vermek üzere ilgi be bakım gereksinimindedir. Mimarlık, geçirdiğimiz toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel gelişmelerin bütünüdür. Yerleşim dokusunda birçok önemli tarihi yapılar ve özellikli evler bulunur. Yaşanan mekanlar yaşar. Bakımsızlık ve terk yapı ömrünün sonunu hazırlar. Her yapının çevresine ve geleceğe aktaracağı mimari, tarihi, kültürel mesaj vardır. Ayrıca döneminin yapım tekniği ve malzeme kullanımına ait teknik bilgileri aktaran örneklerdir. Teknik ve sanatın arakesiti olan mimari, halk yapı kültürü ve sosyal ve ekonomik yaşam kültürünün fiziksel ve kalıcı göstergesidir. Bursa kenti merkez ve yakın çevresi ile birlikte; tek yapı ölçeğinden, kent ölçeğine uzanan yelpazeden öğrenilecek ve korunarak yaşatılacak, yorumlanacak çok özgün örneğe sahiptir. Trilye bu anlamda çok değere sahip olup, koruma, yaşatma çalışmalarının Taş Mektep örneği ve Belde bütününde kültürel anlamda değerlendirilmelidir. Özellikle çelik taşıyıcı döşeme profillerinde hasar olan ve bakımsızlık nedeniyle sürekli yıpranan yapı kısa sürede hayata geçirilmelidir. Gerek halkın, gerekse yapıların birbiriyle ilişkili beklentisi vardır. Halk yaşam tarzı ile bütünleştiği beldeye özü ile sahip çıkmak ve bu güzellikleri herkesle paylaşmak istemektedir. Bu arada hem hizmet vermek, hem de beldeyi yaşayan ve yaşanan bir tarihi kültürel miras olarak sunarak ekonomik döngüyü sağlamayı hedeflemektedir. Mimarlık, toplumun sosyal, fiziksel ve ekonomik yapısının mekanlara yansıdığı bir yaşam kültürüdür. Gelecek nesillere aktarılacak bu kültürel alt yapı önemini vurgulayacak, koruma ve yeniden işlevlendirilerek yaşatma kapsamında kültür projeleri tek yapı, doku ve kent ölçeğinde gerçekleştirilmelidir.