Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Tasarım Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/27901
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 44
- Results Per Page
- Sort Options
Item 19. Yüzyıl Osmanlı mimarisi süsleme sanatında kullanılan malzeme ve teknik özellikler: Bursa Emir Sultan Cami örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-29) Gök, Duygu; Durak, Selen; Mimarlık Fakültesi; Mimarlık Tarihi Bölümü; 0000-0001-6035-6461; 0000-0001-7499-8246Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra, daha önce burada bulunan toplumların sanatlarından etkilenmişler ve kendi sanatlarını oluşturmuşlardır. 11. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında sırası ile Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemleri yaşanmıştır. Anadolu Selçukluları Dönemi’nde yapılarda en fazla kullanılan yapı malzemesi ahşaptır. Ahşap malzeme tavanlar, taşıyıcılarda, minber ve mihraplarda yoğun olarak kullanılmıştır. Beylikler Döneminde en fazla kullanılan malzemeler tuğla ve taş olarak görülmektedir. Osmanlı Döneminde süsleme, eserlerin duvarlarında yer alan taş malzeme örnekleri, çini tekniği, ahşap süsleme olarak gelişim göstermiştir. Bursa Emir Sultan Cami’nin, ilk yapım tarihi 15. yüzyıl olarak belirlenmektedir, yapı zaman zaman gelişen doğal afetlerde tahrip olmuştur. 1804 yılında taş ve tuğla malzeme ile asıl plan şemasına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Süsleme programında yoğun olarak uygulanan teknik kalem işidir. Motif özelikleri açısından, bitkisel motifler ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Bursa Emir Sultan Cami’nin süsleme programında kullanılan malzeme ve teknikleri incelenerek, yapının Türk mimarlık tarihi süsleme sanatı içerisindeki konumunu ve önemini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmada yöntem olarak yapılan literatür araştırmasının yanı sıra bölgede alan çalışması yapılarak yerinde inceleme yapılmış ve yapının fotoğrafları çekilmiştir.Item Alüminyum köpük malzemenin plastik ve alüminyum kılıf ile kullanılmasının çarpışma kutularındaki enerji emilimine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-03-28) Yeni, Harun; Çelik, HafizeAraçlarda en önemli güvenlik elemanlarından biri ön çarpışma traversidir. Çarpışma traversleri aracın ön veya arkasına bağlantı elemanlarıyla montajlanan yapılardır. Görevleri; çarpışma esnasında gelen yükleri sönümleyerek önemli bileşenlere (motor ve motor boşluğunda bulunan parçalar, gövde vb.) zarar verilmesini önlemek, aynı zamanda sürücü ve yolcu kabinine zarar gelmemesi için sönümleme sonrasındaki kuvvetleri aracın şase kollarına aktarmaktır. Çarpışma traverslerindeki en önemli elemanlar çarpışma kutularıdır. Çarpışma kutuları enerjinin büyük oranda emilimini sağlamaktadırlar. Bu makalede, çarpışma kutularında alüminyum köpüğün plastik kılıf ve alüminyum kılıf ile kullanılmasının enerji emilimine etkisi incelenmiştir. Alüminyum köpüğün enerji emilimi davranışında kılıf olarak kullanılan malzemenin önemli bir etkisi olduğu ve alüminyum kılıf malzemenin plastik kılıf malzemeye göre daha üstün olduğu görülmüştür.Item Batarya elektrikli araçlarda şanzıman tipleri üzerine derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-18) Karpat, Fatih; Savran, Efe; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-8474-7328; 0000-0002-9518-649821. yüzyılda, elektrikli araçlara olan ilgi artışı, bulunduğu yüzyılın getirdiği teknolojik ilerlemeler sayesinde elektrikli araçların yerinin kalıcı olmasını kolaylaştırmaktadır. Kalıcılığı sağlamlaşan elektrikli araçlar sayesinde hem hava kirliliği hem de gürültü kirliliği azalacaktır. İçten yanmalı motorlu araçlara göre fiziksel yönden temel farklılığı motor donanımları ve enerji kaynağı olan bu araçlarda da hareket aktarımının sağlanması ve motorun daha verimli kullanılması için bazı donanımların kullanılması gerekmektedir. Bu donanımlardan bir tanesi de şanzımanlardır. Bu çalışma içerisinde batarya elektrikli araçlarda kullanılan ve yaygınlaşması mümkün olan şanzıman tiplerinin incelenmesi ve birbirleri ile kıyaslanması amaçlanmıştır. Bunun için mevcut batarya elektrikli araçlarda sıkça kullanılan sabit aktarım oranlı şanzımana alternatif olabilecek şanzıman tipleri incelenmiştir. İncelemeler sonucunda batarya elektrikli araçlarda şanzıman kullanımının zaruri olmadığı fakat tavsiye edilen şanzıman tiplerinin kullanımında enerji tüketimi açısından ciddi tasarruf sağladığı görülmüştür. Olası şanzıman tipleri arasındaki değerlendirme iki vitesli çift kavramalı şanzıman ve yarı toroidal sürekli değişken şanzımanın sabit aktarım oranlı şanzımana kıyasla enerji tüketim yönünden diğer şanzıman tiplerine göre daha verimli oldukları görülmüştür. Gelecek yıllarda geliştirilecek şanzıman tipleri batarya elektrikli araçların enerji tüketimlerini çok daha ekonomik bir seviyeye çekeceği öngörülmektedir.Item Boyama atık suyunun ozonlanarak boyamada tekrar kullanılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-03-28) Basrık, Cansu; Kutlay, Kadriye; Değirmenci, Nejla; Yiğit, İdil; Eren, Semiha; Eren, Hüseyin Aksel; Mühendislik Fakültesi; Tekstil Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-1552-8612; 0000-0002-2326-686X; 0000-0003-3908-5139Dünyadaki temiz su kaynaklarının tükenmesi nedeniyle; suyun daha az kullanılması ya da tekrar kullanılabilir hale gelmesi doğal kaynakların sürdürülebilirliği açısından çok önemlidir. Bu nedenle yüksek miktarda su kullanılan sektörlerde su tasarrufu sağlanma konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada; dispers boyama sonrası oluşan atık suyun ozonlanarak tekrarlı kullanımını sağlamak amaçlanmıştır. Boyama sonrasında toplanan atık su ozonlandıktan sonra tekrar poliester ipliklerin boyanması için kullanılmıştır. Bu işlem toplamda 3 döngü şeklinde devam etmiştir. Atık sular 45 dakika süreyle 5 l/dk ozon akış hızında ozonlanmıştır. Her döngüde ozonlanmış su ile boyama yapılmış, boyanmış numunelerin renk farkı, kopma mukavemeti (kN) ve haslık değerleri, elde edilen suların ise KOİ (mg/l) ve atık su absorbansı(nm) değerleri ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar; ozonlamanın atık sularda renk sökme için kullanılabilir bir yöntem olduğunu aynı zamanda rengi sökülmüş sular ile numune rengine zarar verilmeden tekrar boyama yapılabileceğini göstermiştir.Item Bursa'da kentsel ve yarı-kentsel bölgelerdeki poliklorlu bifenil konsantrasyonlarının arı ve arı ürünlerinde belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-30) Sarı, Mehmet Ferhat; Avcı, Emre; Esen, Fatma; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-7114-7286; 0000-0002-0547-2408; 0000-0002-1445-0868Bu çalışmada, Bursa’da kentsel ve yarı-kentsel bölgelerdeki arı, polen ve bal örneklerindeki poliklorlu bifenil (PCB) konsantrasyonlarının zamansal ve bölgesel değişimleri ile muhtemel kaynaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Örnekleme periyodu boyunca arı örneklerindeki toplam 46 PCB (∑46PCB) konsantrasyon seviyeleri kentsel ve yarı-kentsel bölgeler için sırasıyla 135,5±6,5 ng/g ve 126,4±26,5 ng/g olarak belirlenmiştir. Polen örneklerindeki ∑46PCB konsantrasyonları sırasıyla 81,5±23,5 ng/g ve 67,6±27,3 ng/g, bal örneklerinde ise sırasıyla 90,8±19,8 ng/g ve 113,0±46,9 ng/g olarak belirlenmiştir. Elde edilen konsantrasyon seviyeleri, literatürde daha önce yapılmış çalışmalarla benzerlik göstermiştir. Örnekleme bölgelerindeki PCB’lerin kaynakları ile çevresel taşınımlarının belirlenmesinde homolog grup dağılımlarından yararlanılmıştır. Arı örneklerinde 3-CI PCB’ler, polen ve bal örneklerinde ise 5- ve 6-CI PCB’ler baskın homolog gruplardır. Homolog grup dağılımlarına göre, her iki örnekleme bölgesinde de trafik ve endüstriyel faaliyetler PCB’lerin ana kaynaklarını oluşturmaktadır.Publication Çeşitli enerjilerde Pb, Cr, Fe, Sb ve Ni metallerinde kozmik müonlar tarafından oluşturulan enerji birikiminin FLUKA simülasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Furkan; Demir, Nilgün; Tokaç , Furkan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Fizik Bölümü; 0000-0003-2245-8461; 0000-0002-9708-2764In this study, the energy depositions caused by cosmic muons with energies of 2, 3 and 4 GeV were investigated using FLUKA simulation program. The energy depositions were examined in Pb, Cr, Fe, Sb, and Ni metals with dimensions of 100x100 cm2, and thicknesses of 20, 40, 60, 80, and 100 cm. The simulations revealed that cosmic muons of different energy levels have varied impacts on the energy deposition. Furthermore, the effect of the metal type and thickness on the deposited energy values was investigated and it was observed that it increased proportionally depending on the thickness.Publication Çocuk oyun alanlarında yenilikçilik: Gereksinimlere dayalı tasarım yaklaşımları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11-07) Şengül, Sena; Altay, Elvan Ender; Şengül, Sena; ENDER ALTAY, ELVANÇocukların dış mekanlar kapsamında en çok vakit geçirdikleri ve hem bireysel hem de arkadaşlarıyla eğlenebildikleri çocuk oyun alanlarında tasarımının önemli bir konu olduğu söylenebilmektedir. Günümüzde kentlerde yaygın olarak bulunan ve çocukların her gereksinimini karşılayamayan geleneksel oyun alanlarının yanı sıra yenilikçi yaklaşım ile tasarlanan çocuk oyun alanları da tercih edilebilmektedir. Çocuk oyun alanlarında yenilikçi yaklaşımlar kapsamında geliştirilen tasarımlar çocukların ilgisini çekmekle birlikte, onların çeşitli gereksinimlerini de karşılayabilmektedir. Çocukların gereksinimlerine yönelik yapılan tasarımlar, sağlıklı büyüme ve gelişmelerini desteklemektedir. Bu çalışmada çocukların gereksinimlerine yönelik yenilikçi yaklaşımla öneri çocuk oyun alan tasarımları geliştirilmiştir. Her tasarım için bir ilham kaynağı belirlenmiş ve bu kapsamda çocukların ilgisini çekebilecek, gereksinimlerini destekleyen çeşitli etkinliklere yer verilmiştir.Publication Comparative analysis of physical and dyeing properties between organic and traditional cotton fabrics(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-06) Eren, Semiha; Özenç, Aliye Akarsu; Atlas, Zeynep; Salih, Cansu İşbilir; EREN, SEMİHA; Özenç, Aliye Akarsu; Salih, Cansu İşbilirThe objective of this study was to enhance our understanding of the physical properties of traditional and organic cotton fabrics by conducting a detailed analysis of their differences. The study focuses on evaluating the structural properties of both fabric types, taking into consideration factors such as durability, pilling, air permeability, and dyeing performance. Through these analyses, significant insights can be gained regarding the disparities in performance between traditional and organic cotton fabrics. The findings of this study underscore the importance of promoting the wider adoption of organic cotton fabrics in order to achieve sustainability objectives within the textile industry. Furthermore, the study aims to empower consumers by providing them with a better understanding of the distinctions between cotton fabrics, enabling them to make more informed choices.Item Development of alternative methods for determination of acrylamide and caffeine in coffee samples(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-21) Kuruca, Büşra; İzgi, Belgin; Fen Edebiyat Fakültesi; Kimya Bölümü Lisans Öğrencisi; 0000-0002-9177-6992; 0000-0002-1074-3612Acrylamide which has gained attention in recent years is a composition resulting from the heat treatment process of foods. By the IARC, it is listed in Group 2A as a possible carcinogenic substance for humans. Caffeine is a nitrogenous natural compound of the alkaloid group, which has crucial physiological effects. There are numerous analytical methods within the literature for acrylamide and caffeine determination. These methods are GC-MS, LC-MS, voltammetry, ion chromatography, FTIR, GC-EDC, LC- MS/MS, and GC-IT/MS. Also, organic molecules could be identified via the complexation with metals. It is well known that the Job Method is determining the formation rate of the complex between metals and organic molecules in a certain mixture. In this project, an alternative method was tried to determine the CA and AA amount in coffee samples. First of all, the metal complexes of CA and AA formed with Cu and Co were determined as 1:1 according to Job's Method by UV-VIS Spectrophotometer. After optimum conditions were set, standard solutions and coffee samples were measured at 252.0 nm (for CA) and 272.0 nm (for AA). Based on the data obtained, the amounts of acrylamide and caffeine were determined in commercial coffee samples.Item Dış geri görüş ayna sistemlerinde bilgi tabanlı mühendislik yaklaşımıyla sanal görüş alanlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Gürkan, Levent; Utanır, İbrahimOtomotiv endüstrisinde, dış geri görüş ayna sistemleri, aracın pek çok elemanında olduğu gibi homologasyon kurallarına tabiidir. Bu kurallar Avrupa’ da ECE R46-04 ve Amerika’ da FMVSS 111 kodları ile isimlendirilmiştir. Her iki düzenleme de kendi içerisinde farklı kurallardan oluşmaktadır. Bu nedenle, ayna camı üzerindeki müşteri gözüyle görünen alan, önemli bir güvenlik konusudur. Ayna cam yüzeyi, belirlenen kurallar çevresinde araç arkasında görünebilen minimum alana sahip olmalıdır. Ayna bileşenlerinin üretilip, tip onaylarının alınarak araçlarda kullanılabilmeleri için kendilerinin sağlaması gereken şartların dışında, araç üzerinde iken sağlamaları gereken iki aşamalı regülasyon testlerini de geçmeleri beklenmektedir. Çalışmada, dış geri dönüş aynasının tasarım beklentileri ve yasal kısıtları, araç geliştirme sürecinin başlangıç aşamasında karşılamak amacıyla bilgi tabanlı mühendislik yaklaşımı kullanılarak bir sistem geliştirilmiştir. Geliştirilen sistemde, aynaya ait geometriler parametrik olarak tasarlanmıştır. Geliştirilen sistem her yeni ürün projesinde kullanmak için kendini otomatik güncelleyen bir yapıda geliştirilmiştir. Bununla birlikte, ayna camı pozisyonu, cam yüzey alanının bulunması, cam dönme ekseni ve müşteri gözünden yansıyan görüş alanının bulunmasına yardımcı olmaktadır.Publication The effects of oe-rotor spinning parameters on yarn properties produced from recycled/virgin cotton fibers blend(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-04) Okandan, Hüseyin; Yıldırım, Nida; Kertmen, Mehmet; Türksoy, HüseyinThe environmental load problem of the cotton fiber such as amount of water and pesticides used in the agricultural sector, the main raw material of the textile and apparel industry, obligates the extension of the fiber's life cycle. In order to ensure the sustainability of resources, efficient use of natural supplies and evaluation of recyclable wastes are required. However information lacking is the one of barriers in recycling and processing of cotton. In this study, open-end rotor yarns (OE-Rotor) were spun from the blends of recycled cotton fibers obtained from pre-consumer cotton products (r-CO) and the virgin cotton (C) fibers with 50/50 % ratios. The effects of production parameters (rotor type, navel type and torque type) on yarn properties were examined. According to the results the effect of the production parameters on all measured yarn properties except tenacity values, is statistically significant. It was concluded that %50/50 r-CO/C open-end rotor yarn samples producing by rotor type with narrowest groove, spiral navel type without notch and green torque type without twist stopping effect, led to lower unevenness, hairiness, IPI and higher breaking elongation.Item Elektrikli araç şarj ünitesi için OCCP ile yazılım uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-21) Gözütok, RecepElektrikli Araçlar tüm dünyada mobilite için yeni standart haline gelmektedir. Bu gelişme ancak şarj istasyonlarının geniş kullanım alanına sahip olması ile mümkündür. Şarj altyapısının yaygınlaştırılmasını ilerletmek için, açık iletişim standartları kilit bir rol oynar: tüm Şarj İstasyonlarını değiştirmeden şarj ağından geçişi mümkün kılmak, yenilikçiliği ve maliyet etkinliğini teşvik etmek ve çok sayıda ve farklı oyuncunun bu yeni sektöre katılmasına izin vermek. Ek olarak, elektrikli araç şarj altyapısı, aktörler, cihazlar ve protokollerden oluşan daha büyük ve hala gelişen bir ekosistem olan Akıllı Şebekenin bir parçasıdır. Bu Akıllı Şebeke ekosisteminde, açık iletişim standartları iki yönlü güç akışları, gerçek zamanlı bilgi alışverişi, talep kontrolü ve eMobilite hizmetleri için temel kolaylaştırıcılardır. Açık Şarj Noktası Protokolü (OCPP), bir Şarj İstasyonu ile Şarj İstasyonu Yönetim Sistemi (CSMS) arasındaki iletişim için endüstri tarafından desteklenen fiili standarttır ve her türlü şarj tekniğini barındıracak şekilde tasarlanmıştır. Bu yazıda, OCPP'nin sunduğu işlevlerin ve elektrikli araç şarj altyapısında nasıl kullanılabileceğinin gözden geçirilmesi amaçlanmaktadır.Item Elektrikli araçların konvansiyonel araçlara göre gövde, şasi ve iç trim açısından tasarım farklılıkları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-27) Işılak, CemilOtomobiller insanoğlunun yaşamını kolaylaştıran en önemli icatlardan biridir. Otomobiller yüzyılı aşkın bir süredir yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Her ne kadar otomobiller yaşamımızı kolaylaştırsa da fosil yakıtla çalışan otomobiller çalıştığı esnada CO2 gazını açığa çıkardığı için hava kirliliğinde ve ozon tabakasının delinmesinde önemli bir rol oynar. Bu sebeplerden dolayı artık fosil yakıtla çalışan otomobillerin yerini tam elektrikli ya da hibrit otomobiller almaya başlamıştır. Elektrikli araçların otomobili hareket ettirici parçaları konvansiyonel araçlarınkine göre farklı olduğundan dolayı araçların belirli kısımlarında tasarım farklılıklarına yol açmıştır. Bu çalışmada elektrikli araçların konvansiyonel araçlara göre şasi, gövde ve iç trim açısından tasarım farklıkları ele alınmıştır.Publication Endüstriyel robotlarda kullanılan çoklu tutucunun yapısal analizi ve optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-27) Koşer, Yunus Can; Değirmencioğlu, Furkan; Yıldız, Ahmet; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği Bölümü; 0009-0008-4835-1842; 0000-0001-5434-4368Günümüzde birçok farklı sanayi sektöründe kullanılan endüstriyel robot uygulamaları seri üretimin verimli bir şekilde gerçekleşmesi açısından önemli bir yere sahiptir. Endüstriyel robotlar; makine ve otomotiv sektöründe taşıma, montaj, boyama, paketleme, kaynak-kesme vb. işlemlerde kullanıldığı gibi sağlık, havacılık ve savunma sanayi sektöründe de birçok yerde kullanılmaktadır. Endüstride kullanılan robotların optimum tasarımı ile daha hafif yapıda olması başta enerji sarfiyatı olmak üzere, maliyet; hareket kabiliyeti; yüksek işlevsellik; kompakt tasarım gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Bu çalışmada, endüstriyel robotlarda kullanılmaya yönelik tasarlanmış çoklu tutucunun yapısal analizleri yapılmış ve topoloji optimizasyonu ile hafifletme çalışması yapılmıştır. Öncelikle mevcut yapının sonlu elemanlar yöntemi ile yapısal analizleri yapılmış ve şekil değişikliği ile maksimum gerilmeleri belirlenmiştir. Daha sonra kütlesinin yaklaşık %20 oranında azaltılması hedeflenerek boşaltma yerleri belirlenmiş ve buna uygun yeni bir tasarım elde edilmiştir. Yenilenen tasarımın analizleri tekrarlanmış ve benzer emniyet katsayıları elde edilmiştir. Böylece süreli bir çalışmaya maruz kalan bir robot tutucunun enerji tüketiminin azaltılması için önemli bir iyileştirme çalışması gerçekleştirilmiştir.Item Gıdaların oral işlenmesi ve tribolojik perspektif(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-26) Keser, Gökçe; Kıyma, Barış; Özcan, Tülay; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-1611-7847; 0000-0003-0339-0342; 0000-0002-0223-3807Gıdaların ağızda işlenmesi ve sindirimi birbirini izleyen deformasyonları içeren değişken bir süreç olmak ile birlikte duyusal algının temel basamaklarından biridir. Gıdaların mekanik özellikleri ve reolojisi, işlenme sırasında gıda matriksinin reaksiyonunu anlayabilmek ve duyusal algı ile interaksiyonunu belirlemek için yaygın olarak kullanılmaktadır. Gıdanın tüketimi ile birlikte doku/tekstür ve ağız hissi, tüketici tercihi için önemli olup inovatif ürünlerin üretilmesi ya da var olan ürünlerin geliştirilmesi için temel kriterlerdendir. Gıdaların tekstürünü karakterize etmek ve yorumlamak için birçok teknolojik yaklaşım kullanılmaktadır. Son yıllarda bu teknikler arasında triboloji ön plana çıkmaktadır. Triboloji, gıdanın mikro ve makro yapısı ile korelasyon içinde gıdanın ağızda metabolik olarak işlenmesi sırasında duyusal ağız hissinin oluşmasına büyük oranda objektif yaklaşımlar sunmaktadır. Bu derlemede, gıdaların oral işlenme süresince meydana gelen biyokimyasal reaksiyonlar açıklanmaktadır.Item İçecek sektöründe yükselen yeni trend: Süt benzeri bitki bazlı içecekler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-26) Bengü, İlay; Ersan, Lütfiye Yılmaz; Fen Bilimleri Enstitüsü; Gıda Mühendislik Ana Bilim Dalı; 0000-0001-8481-2986; 0000-0002-8482-5055Günümüzde tüketiciler, değişen yaşam tarzlarının yanı sıra sağlık, çevresel ve etik yaklaşımlar nedeniyle alternatif diyetleri denemeye yönelmişlerdir. Bu bağlamda, yeni geliştirilen gıda ürünleri kategorisinde hızla büyüyen bir segmentin temsilcisi olan süt benzeri bitki bazlı içeceklere yönelik talep artmıştır. Süt benzeri bitki bazlı içecekler tahıl, sert kabuklu meyve, baklagil ve tohum gibi çeşitli hammaddelerin suda ekstrakte edilmesi ile üretilmektedir. Bu içecekler görünüş bakımından inek sütüne benzemesi sebebiyle "içecek", "bitkisel süt", "süt ikamesi", "süt alternatifi", "imitasyon süt", "süt analogu" ve "süt benzeri içecek" gibi farklı isimlerle anılmaktadırlar. Bu makalede, süt benzeri bitki bazlı içecek türleri, üretim metotları, tüketici beklentileri ve kabul edilebilirliği ile küresel pazar durumu hakkında bilgi verilmektedir.Publication Impact of lactose hydrolysis on physical and sensory properties of reduced sugar ice-cream(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-10-11) Çakır, Çağım Akbulut; Büdüş, Fatma; Akın, Musa; Palabıçak, Büşra; YokIt is estimated that about two third of the world population encounters lactase deficiency at different levels. Lactose constitutes about one third of the solid matters in ice-cream and can exert several texture problems due to crystallization. There is a growing trend towards healthy foods with less added sugar and lactose-free products. In this study, we wanted to reduce the added sugar amount in ice-cream by the help of the increase in sweetness after lactose hydrolysis. Icecreams were produced at 4 different sugar content (18%, 16%, 14%, 12%), and 100% hydrolysis of the lactose was ensured. Control group wasn’t treated with β-galactosidase. Ice creams were stored for 60 days and their physical, chemical and sensory properties were examined during this period. Hydrolysis of the lactose improved the sweetness scores of ice-cream samples. Reducing the sugar content down to 14% was possible by lactose hydrolysis, receiving a similar sweetness with 18% control. Lactose hydrolysis increased the viscosity and overrun of ice-cream samples while firmness scores declined. We observed differences in melting trends of enzyme treated samples depending on the sugar content. At 12% sugar content, enzyme treated icecreams resisted longer to the melting than the control. However, as the sugar content increase, enzyme treated samples exhibited faster melt than the control. This study provides an alternative way of sweetening the ice-cream without the use of sweeteners which are not label friendly. Our findings are also important to show how sugar reduction influence several textural attributes of the ice-cream when lactose is completely hydrolysed.Item Investigation of size exclusion chromatography (SEC) column performance for detection of microplastics in aquatic environment(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Kuruca, Büşra; İzgi, Belgin; Fen Bilimleri Enstitüsü; Kimya Bölümü; 0000-0002-9177-6992; 0000-0002-1074-3612Microplastics have become a problem of the modern era with the increasing use of plastics. However, the effects of microplastics on living beings are not known exactly. As stated in the booklet "Microplastics in Drinking Water" published by the World Health Organization (WHO) in 2019, there is no standard method for the detection of microplastics. Although there are various analysis methods for the determination of microplastics in the literature, some deficiencies are observed. In this study, it is aimed to analyze the microplastics in aquatic environment without using organic solvents, especially in accordance with green chemistry. In this context, Size Exclusion Chromatography was used and the performance of four different Ultra- hydrogel columns suitable for aqueous mobile phases was tested. Polyethylene glycol (PEG) standards with different molecular masses were used during this performance test. As a result of the study, the theoretical plate numbers of Ultra- hydrogel 250 Å, Ultra-hydrogel 500 Å, and Ultra-hydrogel 1000 Å columns were calculated as 256, 713, and 342, respectively, and the regression coefficients (R²) were calculated as >0.97. The theoretical plate number of Ultra- hydrogel 2000 Å column was not calculated because of lower regression coefficient.Item Kent merkezindeki taksilerin oluşturduğu trafik yoğunluğunun azaltılması için bir çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-29) Öztemiz, Furkan; Duran, Mesut; Karcı, AliBirçok şehrin en önemli ortak sorunlarından birisi kent merkezlerindeki trafik yoğunluğudur. Yoğun trafiğin nedenleri arasında mevcut yolların yetersizliği, araç sayısının fazlalığı, toplu taşıma araçlarının tercih edilmemesi, kentin merkezinde yapılan düzensiz park işlemi vb. birçok sebep sayılabilir. Bu çalışmada kent merkezi çekim noktalarındaki trafik yoğunluğunun azaltılması için Malatya kentine özel bir analiz çalışması yapılmıştır. Çekim alanındaki taksiler ve bu taksilere ait durak noktaları kaldırılarak bu alanların kamu’ya kazandırılması hedeflenmiştir. Çalışmada ilk olarak CBS bina katman verileri kullanılarak kentin çekim noktaları tespit edilmiştir. Belirlenen çekim alanında yaklaşık 31 taksi durağı ve kayıtlı 285 taksi bulunmaktadır. Kent merkezindeki taksi ve durak noktalarının işgal ettikleri alanların azaltılması için taksi durak noktaları kaldırılarak bütün taksilerin merkezi bir otopark üzerinden hizmet vermesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda eski durak konumlarını kaybeden taksiciler için duraklarının bulundukları noktalar baz alınarak Voronoi diyagramları ile duraklara ait etki alanları tespit edilmiştir. Her taksinin bağlı olduğu durak noktasının etki alanı içerisinde taksi çağrı zili ve reklam panosu kullanabilir. Müşteri talebi olmadığında taksiler kent merkezinde trafik yoğunluğu oluşturmayacaktır. Bu sayede taksiler, durak konumlarının avantajlarını kullanabilecekler ve kent merkezinde ise 285 adet taksinin oluşturacağı trafik yükü azalacaktır. Bu sayede kent merkezinde meydana gelebilecek araç yoğunluğundan kaynaklı trafik sorunlarının önüne belirli ölçüde geçilmesi amaçlanmıştır.Item Kent meydanlarının kamusal yaşama katkısı üzerı̇ne: Bursa-Kestel Kent Meydanı tasarımı ve yeraltı otoparkı uygulama projesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-18) Polat, Sibel; Gür, Miray; Şahin, B. Ece; Şimşek, Zühal; Yıldız, H. Özge Tümer; Karasu, Barış Mert; Yirmibeş, Adil; Mimarlık Fakültesi; Mimarlık Bölümü; 0000-0003-4380-0457; 0000-0001-7619-7733; 0000-0003-2061-7473; 0000-0002-1824-7496; 0000-0002-7755-9238; 0000-0002-0743-208X; 0000-0002-4755-6888Kentlilerin sağlıklı yaşam, iletişim, sosyalleşme, dinlenme, alışveriş gibi farklı ihtiyaçlarına cevap veren kent meydanları kentsel yaşam kalitesinin sağlanmasında en temel gerekliliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak son yıllarda gerek artan trafik baskısı, gerekse mekansal kalite yetersizlikleri nedeniyle meydanlar kullanım yoğunluğunu kaybetme ve terkedilme gibi tartışmalarla gündeme gelmektedir. Bununla birlikte, hem kamusal yaşamın ve kimliğin, hem de kentlilik kültürünün sürdürülmesi için kentlilerin meydanların sağladığı toplumsal uzlaşma alanlarına gereksinimleri bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl yaşanan Covid-19 pandemisi de kent meydanlarının insanların nefes alma alanları olarak gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu durum kent merkezlerini yeniden canlandırmak ve bir çekim noktası oluşturmak için kent meydanlarının tasarımına odaklanan çalışmaları gündeme getirmektedir. Bu çalışmada Bursa’nın Kestel ilçesindeki kentsel yaşam kalitesinin yükseltilerek Bursa içinde ve dışında tanınırlığını arttıracak projelerden biri olan Kestel Kent Meydanı Kentsel Tasarım ve Meydan Altı Kapalı Otopark Binası projesinin tasarım ve uygulama sürecinin anlatılması amaçlanmıştır. Çalışmada yöntem olarak literatür araştırması yanında Kestel ilçesinde farklı ölçeklerde fiziksel ve sosyal analizler gerçekleştirilmiş, bilgi toplama, analiz, sentez, değerlendirme/ vizyon ve hedefleri geliştirme ve karar verme aşamalarından oluşan bir tasarım süreci izlenmiştir. Tasarımın her aşamasında Kestel Belediyesi yetkilileri ile toplantılar yapılarak, gerekli revizyonlar doğrultusunda uygulama projesi hazırlanmıştır. Sonuç olarak, uygulanacak projenin Kestel’in kentsel yaşam kalitesini yükseltilmesinde önemli bir rol oynayacağı ve ilçenin fiziksel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğine katkı koyacağı düşünülmektedir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »