Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/26
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Öğretmenlerin eğitimde kalıp yargıları ve kültürel değerlere duyarlılıklarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-07) Karahan, Betül; Özyağcıoğlu, Nurcan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Kadın ve Aile Çalışmaları Ana Bilim Dalı; Kadın Çalışmaları Bilim Dalı; 0000-0001-9334-757XAraştırma öğretmenlerin eğitimde kalıp yargıları ve kültürel değerlere duyarlılıklarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı ilk, orta ve lise olmak üzere 3 farklı okulda Ocak- Mayıs 2023 tarihleri arasında görev yapan toplam 100 öğretmen araştırmanın örneklemini oluşturdu. Öğretmen Tanıtıcı Bilgi Formu, Öğretmenler İçin Eğitimde Kalıp yargılar Ölçeği, Kültürel Değerlere Duyarlı Öğretmen Ölçeği kullanıldı. Öğretmenlerin “Eğitimde Kalıp yargılar Ölçeği” puan ortalaması 119.64, “Kültürel Değerlere Duyarlı Öğretmen Ölçeği” puan ortalaması 22.37 bulundu. Görev yapılan okul kademesi ile öğretmenlerin kalıp yargı toplam puanları arasında anlamlı farklılık(p<0.05) bulundu, en düşük puan ortalaması lisede görev yapan öğretmenlerde saptandı ve görev yaptıkları okul kademesi ilerledikçe öğretmenlerin kalıp yargılarının azaldığı bulundu. Okul kademesine göre farklılığı oluşturan grupta kalıp yargı alt boyutlarından cinsiyet (p<0.001), veli etkisi (p<0.01) ve öğrenci (p<0.001) faktörlerinin etkili olduğu bulundu. İdari görev deneyimi ile kalıp yargılar alt boyutları arasında yapılan karşılaştırmada idari görevi bulunan öğretmenlerin cinsiyet alt boyutunda almış oldukları puan ortalaması yüksek bulundu. Sonuç olarak öğretmenler arasında kalıp yargılar konusunda farkındalık oluşması eğitim ortamındaki olumsuzlukları önleme açısından faydalı olacaktır. Öğretmenler cinsiyetlerine bakılmaksızın tüm öğrencilerin önceki öğrenmelerini, ilgi alanlarını dikkate alarak öğrenme motivasyonlarını artırmalıdır. Öğretmenlerin kültürel değerlere duyarlılıkları ve kalıp yargılarını etkileyen faktörleri belirlemeye ilişkin daha fazla çalışma yapılması önerilebilir.Item Parasal aktarım mekanizması ve Türkiye’de banka kredi kanalının etkinliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-08) Özdemir, Gülşen Alkaç; Akay, Hülya; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İktisat Ana Bilim Dalı; İktisat Politikası Bilim Dalı; 0000-0002-5301-9501Bu tez çalışmasında, parasal aktarım mekanizması banka kredi kanalının teorik çerçeve ve literatürü incelenerek, amprik bir yaklaşımla Türkiye ekonomisinde 2011- 2023 dönemi için bu kanalın etkin olup olmadığı ve aktarım sürecinde yer alan değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi araştırılmıştır. Parasal aktarım mekanizması, para politikasındaki değişikliklerin politika hedefini, enflasyonu etkilediği kanalları tanımlamaktadır. Dolayısıyla aktarım mekanizmasını anlamak, para politikasının başarılı bir şekilde yürütülmesinde merkezi öneme sahiptir. Parasal aktarım sürecinde bankaların rolünün, para politikasının yürütülmesi ve para koşullarının ölçülmesi üzerinde etkileri vardır. Tez çalışmasının amacı Türkiye’de banka kredi kanalının etkinliğini test etmektir. Tez çalışması, para politikası etkilerinin fiyatlar ve gelir gibi reel değişkenlere aktarılmasında banka davranışının etkilerinin ampirik olarak incelenmesine katkıda bulunmaktır. Bu çalışmada izlenen metodolojik yaklaşım, para politikası şoklarının etkilerini vektör otoregresif (VAR) modellerle analiz etmektir. Çalışmada VAR analizi ve Hatemi J (2012) asimetrik nedensellik analizi yöntemleri kullanılmıştır.Item İnternet ortamında haksız rekabet halleri ve erişimin engellenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-30) Aygür, Ayşe Senanur; Aker, Halit; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Özel Hukuk Ana Bilim Dalı; 0000-0001-6313-854XTeknolojinin gelişmesi ve internetin günlük hayatın bir parçası haline gelmesiyle birlikte, ticaret de elektronik ortama taşınmıştır. Böylelikle bilgi edinmek ve açıklamalarda bulunmak kolaylaşmış, aynı zamanda internet ortamının ticarete elverişliliği sayesinde yeni bir rekabet ortamı olarak küresel bir pazar oluşmuştur. Ancak, yaşanan bu gelişmeler internet ortamında uyuşmazlıkları ve haksız rekabet hallerini de meydana getirmiştir. İnternet ortamında meydana gelen başlıca haksız rekabet halleri link verilerek ya da çerçeveleme yöntemi, reklam bandı, pop up reklam, anahtar kelime, yönlendirici kod, internet alan adı, web siteleri, sosyal medya kullanılarak gerçekleştirilen hallerdir. Bu haller sınırlı sayıda olmayıp türleri her geçen gün arttığı gibi, kendi içinde de çeşitlenmektedir. İnternet ortamının kendine özgü yapısı, bu alandaki haksız rekabet hallerine ilişkin olarak kendine özgü yaptırımların öngörülmesi ihtiyacını doğmuştur. Bu çerçevede internet ortamındaki hukuka aykırılıklar bakımından erişimin engellenmesi kararı verilmeye başlanmıştır. Ancak erişimin engellenmesi kararının temel hak ve özgürlüklere müdahale eden yapısı sebebiyle hukuka uygun olması için hakkın özüne dokunmamalı, demokratik toplumun gereklerine uygun ve ölçülü olmalı, karar ile sağlanması beklenen yarar ve verilmesi ihtimal dahilinde bulunan zarar arasında makul bir oran bulunmalıdır. Haksız rekabetin söz konusu olması halinde, haksız rekabetin tespiti, men’i, eski hale iadesi veya tazminat davaları açılabilecektir. İnternet ortamındaki ihlallere yönelik olarak açılacak tespit, men ve eski hale iade davaları bakımından asli sorumlu olan haksız rekabet eyleminin failinin yanında, kusuru bulunmasa dahi, teknik aracılık eden hizmet sağlayıcının da sorumluluğu söz konusu olabilecektir.Item Göçün güvenlik dışılaştırılması bağlamında sivil bir bürokratik otorite olarak Göç İdaresi Başkanlığı’nın rolü ve önemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-14) Evren, Enver Uğur; Kaya, Sezgin; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Disiplinler Arası Göç Araştırmaları Ana Bilim Dalı; 0000-0002-0229-2348İnsanlık tarihi çok eski zamanlardan itibaren farklı sebeplerle göç etmiş kişilerin bireysel ve kolektif akınlarına tanıklık etmiştir. Son yarım yüzyılda, dünyada ve Türkiye’de en önemli konulardan birisi göç olgusudur. Göç tüm biçimleri ile öznesinin insan olduğu sosyolojik bir olgudur. Hiç şüphesiz göç toplumların hayatını her dönem etkilemiştir ve etkisini hissettirmeye devam etmektedir. Devletler arasındaki insan hareketlilikleri olarak uluslararası göçler ise, ulus devletlerin egemenlik ve ulus unsurlarıyla ayrıca sosyo-ekonomik yapısı ve güvenlik boyutunun da eklenmesi ile kamu politikaları ve genel siyaset ile yakından ilişkili hale gelmektedir. Uluslararası göçler karşısında devletlerin geliştirmiş oldukları politikalar kamu idaresi olarak göç olgusuna hangi pencereden bakıldığının en açık biçimde ifadesidir. Bilinmektedir ki; Türkiye uluslararası göçler açısından sadece transit ülke olmaktan çıkmış aynı zamanda hedef ülke haline gelmiştir. Çalışmada son on yıl içerisinde yoğun bir biçimde göç alan Türkiye’de, kamu idare sisistemi içinde bir bürokratik kurum olarak öncelikle Genel Müdürlük seviyesinde teşkilatlanan daha sonra Başkanlık statüsüne geçen Göç İdaresi Başkanlığı kurumsal yapısı incelenmiştir. Başkanlığın geçici koruma statüsü başta olmak üzere, sınır dışı etme, idari gözetim kararı, insan ticareti mağdurlarının korunması ile uyum ve iletişim faaliyetleri temelinde tesis etmiş olduğu iş ve eylemlerin pratiği ele alınarak, Kopenhag Ekolünün güvenlikleştirme perspektifinden hareketle göç- güvenlik ilişkisi bağlamında göçün güvenlik-dışıl aştırılması üzerinde durulmuştur. Güvenlikleştirme, bir şeyin önematfedilen bir öznenin varlığına yönelik bir tehdit olarak inşa edilmesi ve buna karşılık alınan istisnai tedbirleri desteklemek için kullanılmasıdır. Güvenlik dışılaştırma ise, daha önce tehdit olduğu kabul edilen bir şeyin artık tehdit olarak inşa edilmemesidir. Çalışmanın temel amacı; Göç İdaresi Başkanlığı’nın sivil ve uzmanlığa dayalı bir kamu kurumu olarak uluslararası göçün güvenlik-dışılaştırılmasındaki rolünü ve bu husustaki önemini açıklamaktır.Item Investigation of son preference in Pakistan through the family model of psychological/emotional interdependence(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-31) Mahmood, Sunnia; Öztürk, Ahu; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Psikoloji Ana Bilim Dalı; Psikoloji Bilim Dalı; 0009-0002-1586-2298Son preference is a concept that refers to the preference of sons over daughters. It has been quite common in various countries, especially those with a stricter patrilineal structure. Traditionally, son preference has prevailed in Pakistan as it has been an agricultural country, however asmodernization and urbanization occur, the model of the family changes as Kağıtçıbaşı’s Theory of Family Change describes. According to Kağıtçıbaşı’s theory of Family Change, it is proposed that when modernization and urbanization occur in a traditional society such as that of Pakistan, instead of a shift from a model of economic interdependence towards a model of independence like that in Western societies, a third model of family emerges. This is the model of psychological/emotional interdependence, where economic commitment in the family decreases and emotional commitment does not change. The study focuses on changes in the family structure are due to changes in different aspects of the society, like culture/living conditions, family structure and family values that result from modernization and urbanization. The aim of this thesis was to investigate if the concept of son preference is still prevalent in Pakistan or if it has changed in some way, especially with focus on the Family Change Model of Kağıtçıbaşı, who claims that when a traditional society becomes modernized, there is a shift in the family structure from a model of interdependence towards a model of psychological/emotional interdependence. One of the features of this change is a decline in son preference. The questionnaires were conducted on a sample of 272 university students (125 males, 147 females) from Lahore, Pakistan. The sample included participants who were from urban areas (133 participants) as well as those coming from different rural areas (139 participants). The results revealed that there were significant difference sin terms of their ideas about different aspects of family life between the participants who were from rural and urban areas, indicating a shift from the model of interdependence towards that of psychological/emotional interdependence. The number of desired children seems to have significantly decreased over the years, and there is a significant difference in son preference between urban and rural areas. Post-hoc analyses also revealed some relationships that point towards the shift in the family model towards the model of psychological/emotional interdependence. The results of the study are discussed in the context of Kağıtçıbaşı’s Family Change Theory and Model of Psychological/Emotional Interdependence.Item Muhasebe meslek mensuplarının iş özerkliklerinin tükenmişlik ve iş tatmini üzerindeki etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-07) Yünük, Yasemin; Bektaş, Olcay; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Ana Bilim Dalı; Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalı; 0009-0003-1036-0608Bu ampirik araştırmanın amacı, Türkiye’de yer alan muhasebe meslek mensuplarının iş özerkliklerinin tükenmişlik ve iş tatmini üzerindeki etkisini incelemektir. Bağımsız değişken iş özerkliği bağımlı değişken algılanan tükenmişlik ve iş tatminidir. İş özerkliği, çalışanın kendini kontrol etme ve uzmanlık alanı içinde hareket etme yetkisi diye ifade edilmektedir. Tükenmişlik, bir çalışanın uzun süreli iş stresine verdiği tepki olarak tanımlanmaktadır. İş tatmini ise genel olarak çalışanın çalışma ortamıyla uyumlu ilişkisi olarak tanımlanır. Bu tez çalışmasına rehberlik eden üç temel teori; İş Özerkliği Teorisi (James A. Breaugh, 1999), Çok Boyutlu Tükenmişlik Teorisi (Maslach ve Jackson, 1981) ve İş Uyumu Teorisi (Dawis, England ve Lofquist, 1964)dir. Bu teoriler tez çalışmasının teorik alt yapısını oluşturmada ele aldığımız üç temel olgunun (iş özerkliği, iş tükenmişliği ve iş tatmini olgusu) kurumsal dayanağını oluşturmaktadır. Bu araştırmanın temeli bu üç öne çıkan teoriden iş özerkliğinin tükenmişlik ve iş tatmini üzerindeki etkisinin ne olduğuna dayanmaktadır.Item Kripto paranın vergilendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-08) Altun, Muhammed Ali; Giray, Filiz; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Maliye Ana Bilim Dalı; Maliye Teorisi Bilim Dalı; 0009-0001-7506-416XBu araştırmada Kripto Para, Kripto paranın uluslararası çerçevede vergilendirme yolları ve Türk Vergi Sistemi içinde vergilendirme kavramları incelenmiştir. Kripto Para 2008 Dünya ekonomik krizi sonrası yavaş yavaş ekonomi hayatımıza girmiş ve özellikle son yıllarda popülerliğini artırmıştır. Günden güne kapsamı ve hayatımızdaki yeri artan bu yeni sistematiğin vergilendirme şekil ve yolları günümüz maliye teorisyenlerinin ağırlık verdiği konular arasındadır. Kripto parayı emtia mı menkul kıymet mi yoksa para mıtanımlanacağı sorusu vergileme öncesi tanım için önemlidir. Bu konu ile ilgili devletler regülasyon çalışmaları içerisindedir. Türkiye’nin bu konuda ki almış olduğu ve alacağı kararlar ülkemiz adına bu sistemin geleceği için önem arz etmektedir. Bu çalışmada ilkolarak Para kavramını ile, Kripto paranın yükselişi ve Kripto para çeşitleri incelenmiştir. Ardından kripto paranın vergileme teorileri ve yolları üzerine çalışılmış, dünya ülkeleri ve ülkemizin bu alanda almış olduğu ve alabileceği aksiyonlar üzerinde durulmuştur.Item Lojistik regresyon analizi: Suriyeli sığınmacılar üzerine bir uygulama(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-05) Yenilmez, Nagihan; Arlı, Nuran Bayram; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ekonometri Ana Bilim Dalı; İstatistik Bilim Dalı; 0009-0009-1691-7837Göç bir devletin içerisinde ya da uluslararası sınırlar arasında yer değişikliği yapmakolarak tanımlanmaktadır. Yüzyıllardır süregelen bir olgu olan göçün nedenlerigeçmişten günümüze dek değişimlere tabi olmuştur. Bu bağlamda göçün nedenlerine,türlerine, Türkiye’de ve dünyada göçün durumuna değinilmiştir. Türkiye özelindedeğerlendirildiğinde 1980’li yıllar itibariyle uluslararası göç kapsamında Türkiye’ninyer aldığı konum göç veren ülkeden transit ve göç alan ülke konumuna gelmiştir.Türkiye’nin çevresinde meydana gelen iç savaşlardan uzaklaşmak isteyen ya dazorunlu göç gerçekleştiren göçmenler açısından Türkiye hedef ülke olmuştur. Bubağlamda Türkiye’nin gündeminde önemli bir yer tutmuş olan Suriyeli göçmenler isebu çalışma kapsamında konu edinilmiştir.Göç eylemi, gönüllü göç türü kapsamında insanların kendi istekleri dahilinde eğitimgörmek, evlenmek gibi nedenlerle olabileceği gibi, savaş, iç karışıklık, baskı gibinedenlerle zorunlu olarak da gerçekleşebilir. Bu bakımdan, her zorunlu göç sürecindeolduğu gibi, Suriyeli sığınmacılar da bu sürece ve geldikleri topluma uyum sağlamasürecinde birtakım sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Kendi işlerini, düzenlerini, kültürlerini, arkadaşlıklarını, evlerini bırakarak farklı bir ülkede yaşamaya maruz kalanSuriyeliler için zor bir süreç olduğu kadar göç alan toplum bakımından da farklı birgruba uyum sağlamak zorlayıcı olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’de ikamet etmekte vegeçici koruma altında olan Suriyeli sığınmacıların sosyal uyum süreçlerinin açıklanması kapsamında sosyal dışlanma ve yaşam tatmininin rolü değerlendirilmiş veanaliz edilmiştir. Bununla birlikte daha kapsamlı olarak Türkiye sınırlarında ikametetmek zorunda kalan sığınmacı statüsünde bulunan Suriyeli göçmenlerin toplumsal entegrasyonlarına etki etmekte olan sosyo-demografik değişkenlerle birlikte mekânsaldışlanma, ekonomik dışlanma, politik dışlanma, kültürel dışlanma gibi sosyal dışlanmave yaşam tatminin rolü incelemeye alınmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen verilerin analiz edilmesinde de Lojistik Regresyon Analizi kullanıma alınmıştır.Item Türk resim sanatında Çallı kuşağı sanatçılarının eserlerinde İstanbul imgesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-05) Çalhan, Gülşah; Gençler, Barış; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Resim Ana Sanat Dalı; 0009-0006-2352-5792İstanbul manzara resmi özelinde Çallı kuşağı sanatçılarına ait eserler incelenmiştir. Çalışmada Çallı kuşağı sanatçılarının İstanbul manzara resim geleneğine yeni bir boyut kazandırdıkları görülmüştür. Bu sanatçıların yurda getirdikleri yeni tarz gelecek kuşak sanatçılarına ışık tuttuğu ve resim sanatımızın özgünlük kazanmasına neden olmuştur. Bu doğrultuda Çallı kuşağı sanatçılarının İstanbul konulu resimlerinin incelenmesi gerektiği anlaşılarak İstanbul konulu ilgili manzara resimlerine uygun farklı inceleme yöntemleri bir araya getirilerek inceleme gerçekleştirilmiştir. Tez kapsamında; Sanayi-i Nefise Mektebi, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, Galatasaray Sergileri, Şişli Atölyesi, Viyana Sergisi ile İnas Sanayi-i Nefise Mektebi ile ilgili kısa bilgilere yer verilmiştir. Çalışmanın konusu Çallı kuşağı döneminde üretilmiş İstanbul konulu manzara resimleridir. Çallı kuşağı sanatçılarından İbrahim Çallı, Feyhaman Duran, Hikmet Onat, Avni Lifij, Sami Yetik, Nazmi Ziya Güran, Namık İsmail, Sami Boyar, Ruhi Arel, Hasan Vecih Bereketoğlu’nun İstanbul konulu seçilen eserleri plastik açıdan incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Çallı kuşağı sanatçılarının Türk resim sanatında önemli bir yere sahip oldukları görülmüştür. Çallı kuşağı sanatçıları manzara resim geleneğine yeni bir yorum getirerek Türk yurdunu izlenimci manzara resimleriyle tanıştırmışlardır. Türk resim sanatına getirdikleri yeniliklerle kendilerinden sonraki kuşak ressamlarımızın eserlerinde farklı tarzlar çalışabilmelerine olanak sağlamışlardır. Çallı kuşağının Türk resim sanatına etkileri dışında eğitim yaşamına da katkıları olmuştur. Kuşak sanatçıları Sanayi-i Nefise’de öğretmenlik yaparak genç sanatçıları özgün olmaları yönünde cesaretlendirmişlerdir. Osmanlı dönemi ile Cumhuriyet devri arasında Çallı kuşağının bir geçiş dönemi olmuştur. Kuşak sanatçılarınındeseni göz ardı etmeden izlenimciliği geliştirerek kendilerine ait bir forma dönüştürmüşlerdir. Çallı kuşağı ressamlarının, Türk sanatının özgünlüğünde önemli bir basamaktır.Item İlkokul öğrencilerinin matematik problemlerini çözmeye yönelik tutumlarının genelleştirilmiş sıralı logit model ile analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-22) Kâhya, Erdinç; Birişçi, Esma; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ekonometri Ana Bilim Dalı; Ekonometri Bilim Dalı; 0009-0000-4745-9597Bu çalışmada ilkokul öğrencilerinin, matematik problemlerini çözmeye yönelik tutum değişimlerinde etkili olan faktörlerin genelleştirilmiş sıralı logit model yardımıyla belirlenmesi amaçlanmıştır.Kurulan ekonometrik modelde bağımlı değişken olarak kategorik yapıda matematik problemlerini çözmeye yönelik tutum düzeyi kullanılmıştır. Tutum ölçek puanından alınan toplam puan eşit aralıklara ayrılmış ve düşük frekanslı kategoriler birleştirilerek küçükten büyüğe sıralı 3 kategorili bağımlı değişken elde edilmiştir. Verilerin analizinde Ki-kare testleri ile cinsiyet, anne ve baba eğitim düzeyi, anne mesleği, ailegeliri, okul öncesi eğitim, düzenli kitap okuma, aile ilgisi, okul-sınıf içi davranış ve genel başarı durumu bağımsız değişkenler olarak modele dâhil edilip sıralı logit model tahminleri yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar odds oranı, yüzdesel değişimler ve marjinal etkiler üzerinden yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre; matematik problemlerini çözmeye yönelik tutum değişimlerinde anne ile baba eğitim düzeyi, anne mesleği, aile geliri, okul öncesieğitim, düzenli kitap okuma, aile ilgisi ve genel başarı durumu faktörlerinin istatistiksel olarak anlamlı etkilerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Eğitim öğretim sürecine ailelerin daha etkin bir şekilde katılımının sağlanması veöğretim programlarında öğrencilere düzenli kitap okuma alışkanlığını kazandırıcı faaliyetlere yer verilmesi önerilmiştir.Item Kur’ân-ı Kerim’de baba-çocuk ilişkisi ve babanın çocuk eğitimindeki rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-01) Yazıcı, Çiğdem; Sağlam, İsmail; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı; Din Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0002-0237-1211Aile toplumu oluşturan aynı zamanda topluma şeklini veren en küçük yapıdır. Ailede yazılı olmayan rol dağılımı vardır. Bu çalışmada, ailede anne rolüne göre biraz daha arka planda kalan babalık rolü ele alınmıştır. Kur’ân-ı Kerim’deki kıssalarda geçen babalık rolüne işaret eden ayetler ve Peygamber Efendimizin çocuklar ve gençlerle ilişkilerinden bahseden hadisleri doğrultusunda İslam’ın babalık rolüne bakışı ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çalışma Kur’ân-ı Kerim’de geçen baba-çocuk ilişkisi ve babanın çocuk eğitimindeki rolü konusunda yapılmış nitel bir araştırmadır. Söz konusu araştırma giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, aile, baba, anne, çocuk, eğitim ve kıssa kavramlarının anlatıldığı kavramsal çerçeveden oluşmaktadır. Çalışmada baba kavramı detaylıca ele alınmış, baba tipleri/türleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölüm çalışmanın ana kısmını oluşturmaktadır. Bu bölümde Kur’ân-ı Kerim’deki kıssalarda anlatılan baba ve çocuklardan bahsedilmiştir. Bunlar: Hz. Nuh (a.s.) ve oğlu, Hz. İbrahim (a.s.) ve oğlu Hz. İsmail (a.s.), Hz. Yakub (a.s.) ve oğlu Hz. Yûsuf (a.s.), Hz. Yakub (a.s.) ve diğer oğulları, Hz. Dâvûd (a.s.) ve oğlu Hz. Süleyman (a.s.), Hz. Zekeriyya (a.s.) ve Hz. Meryem, Hz. Lokman’ın oğluna öğütleri, Hz. Şuayb ve Kızları, Hz. Mûsa (a.s.)-Hızır (a.s.) kıssasında anlatılan baba ve Azer ile oğlu Hz. İbrahim (a.s.)’dir. Üçüncü bölüm iki ana başlıktan oluşmaktadır. Bölümün birinci ana başlığında, babanın çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal ve cinsel gelişimine etkileri ile ilgili bilgi verilmiştir. İkinci ana başlıkta babanın çocuk eğitiminde dikkat etmesi gereken hususlar ele alınmıştır. Bu hususlar ikinci bölümün araştırma konusu olan Kur’ân-ı Kerim’de bahsedilen baba çocuk ilişkisinden elde edilen çıkarımlar doğrultusunda yorumlanmıştır. Ayrıca bu konularda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) tavsiye ve uygulamalarına yer verilmiştir.Item Cevâd Ali’nin hayatı, eserleri ve tarihçiliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-30) Avcıoğlu, Berkant; Apak, Adem; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı; İslam Tarihi Bilim Dalı; 0009-0000-7099-9161Cevâd Ali, 20. yüzyıl İslam tarihçiliğinde önemli bir yer tutarak alanına derinlemesine nüfuz etmiş bir isimdir. Zira İslam Arap tarihi üzerine yoğunlaşan çalışmalarıyla temayüz eden müellif, titiz bir araştırmacı kimliğiyle öne çıkmaktadır. Akademik üretiminin zenginliği, birinci el kaynaklara hakimiyetinin yanı sıra modern ve oryantalist tarih yazımına dair geniş perspektifinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca Cevâd Ali'nin tarih yazımındaki özgünlüğü, olayları incelerken dönemin saha çalışmalarını da kaynak olarak kullanmasından ortaya çıkmaktadır. Bu yaklaşımı, tarihsel olaylara çok yönlü bir bakış açısıyla yaklaşabilmesini sağlamıştır. İslam tarihine yaptığı önemli katkılarla sadece kendi dönemini değil, kendisinden sonra gelen tarihçi nesillerini de derinden etkilemiştir.Item 20. yy. başlarında Osmanlıda İbtidai mekteplerin eğitim müfredatı ve ders içerikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-08) Yağcı, Sibel Beyza; Yıldız, Şevket; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı; İslam Tarihi Bilim Dalı; 0009-0000-4880-7434Bu araştırma, Osmanlı ibtidai mekteplerinin mahiyeti, çeşitliliği, dersleri, ders içerikleri ve eğitim müfredatını incelemeyi amaçlamaktadır. Osmanlı Devleti’nde mektepler, Selçuklu mirasından gelen medrese gibi büyük eğitim kurumlarının yanı sıra, halkın her tabakasına hitap eden, yaşadığı her asırda değişim ve gelişimiyle ortaya çıkan eğitim kurumlarıdır. Bu durum, halkı eğitim iş birliği içerisinde tutarak, toplumun eğitim bilincini ortaya koymuş ve bu doğrultuda hassasiyet uyandırmıştır. Halkın, eğitim müesseselerini sahiplenmelerinde büyük rol oynamıştır. Herhangi bir sözleşme olmaksızın devletin başından toplumun en alt tabakasına kadar toplumsal iş birliği içerisinde işleyen mektep kurumlarının tarihsel süreci ve özellikle 20. Yüzyıl başlarında mekteplerin yaşadığı gelişim ve değişim macerasını ortaya koymak bu araştırmanın temel hedefidir. Araştırma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde eski medeniyetlerden başlayıp Osmanlıya kadar olan süreci kapsayan çocuk eğitimini ele almaktadır. İkinci bölümde 20. Yüzyıl başlarında İbtidai mekteplerin özellikleri, çeşitleri ve gelişimine dair bilgiler verilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise İbtidai mekteplerin müfredat programları, ders içerikleri ve mekteplerde okutulan ders kitapları incelenmiştir. Araştırmada, özellikle Osmanlı Devleti’nin son döneminde oldukça yaygınlaşan mekteplerin; çeşitleri, işlevleri, müfredatları ve içerikleri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın son kısmında verilen örnek ders kitaplarıyla mektep eğitiminin içeriğini somut olarak ortaya koymak hedeflenmiştir. Araştırmanın sonucunda, Osmanlı İbtidai mekteplerinin çeşitliliği ve müfredatlarıyla eğitim sisteminin nasıl şekillendiği ve dönemin eğitim anlayışını nasıl yansıttığı anlaşılmaktadır.Item Çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının dinî tutum ile ilişkisinde bağlanma stillerinin aracı rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-02) Ayhan, Rumeysa; Ahmedi, Büşra Kılıç; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı; Din Psikolojisi Bilim Dalı; 0009-0001-2241-7603Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının dinî tutumları ile ilişkisi araştırılırken bağlanma stillerinin aracı rolünün incelenmesi amaçlanmıştır. Katılımcıların çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının dinî tutumlarına cinsiyet, sosyoekonomik düzey ve öznel dindarlık algısı gibi değişkenlerin etkisinin olup olmadığı da incelenmiştir. Araştırma 2024 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Mudanya Üniversitesindeki farklı fakültelerdeki 408 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan kişilere Kişisel Bilgi Formu, Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantıları Ölçeği, Ok Dinî Tutum Ölçeği ve Üç Boyutlu Bağlanma Stilleri Ölçeğini kapsayan anket formu yöneltilmiştir. Çalışmada gruplar arası karşılaştırmalarda Pearson korelasyon analizi ve basit regresyon analizleri yapılmıştır. Demografik değişkenler için kısmi korelasyon ile farklılık olup olmadığına bakılmıştır. Aracılık analizleri için Hayes’in SPSS uyumlu Process makrosu kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları çocukluk çağı olumsuz yaşantıları ile bireylerin dinî tutumları ve alt boyutları arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Çocukluk çağı olumsuz yaşantıları ile güvenli bağlanma stili arasında negatif yönde, kaygılı-kararsız bağlanma stili arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Güvenli bağlanma stilinin dinî tutuma pozitif yönde, kaçınan bağlanma stilinin ise negatif yönde anlamlı etkisi çıkan bulgular arasındadır. Son olarak çocukluk çağı olumsuz yaşantılarının dinî tutuma etkisinde güvenli bağlanma stilinin kısmi aracılık etkisi ortaya konmuştur.Item Ortodoks Hıristiyanlıkta Athos Dağı (Aynoroz)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-07) Ömer, Chasan; Tarakçı, Muhammet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı; Dinler Tarihi Bilim Dalı; 0000-0002-3040-6349Bu tez çalışması, Yunanistan’ın kuzeydoğusunda yer alan ve Halkidiki’nin doğu ucunu oluşturan bir dağ ve yarımada olan, Yüksekliği 2,033 metre olan ve Yunanistan’ın en heybetli doğal oluşumlarından birisi konumunda olan Athos Dağı’nı incelemektedir. Bölge, 1.000 yılı aşkın bir süredir Ortodoks manastırcılığının merkezi olan manastır topluluğudur. Çalışmamız Athos Dağı’nın 9. yüzyıla kadar uzanan uzun bir tarihi seyrini aktarmaktadır. Diğer taraftan İlk keşişlerin münzevi bir hayat yaşamak için oraya yerleşmiş olduklarını, Athos’lu Aziz Athanasios’un 963 yılında ilk organize manastır olan Megisti Lavra’yı kurmasıyla beraber sistematik olarak inziva hayatının başlama safhasını incelemektedir. O zamandan beri Athos Dağı çok sayıda manastır ve hücre ile önemli bir rûhâni merkez haline gelmişti. Athos Dağı’ndaki 20 manastır özerktir ve her biri kendi başrahibi tarafından yönetilmektedir. Manastırlara ek olarak, daha küçük keşiş gruplarının veya bireysel münzevilerin yaşadığı inziva yerlerinin ve hücrelerin de varlığından söz edilmesi, çalışmamızın bir diğer parçasıdır. Athos Dağı keşişlerinin katı kuralları ve rûhâni hayatlarına bağlılıkla hayatlarına değinilmektedir. Daha sonra da Athos Dağı’nın Ortodoksluktaki önemine, rûhâni merkez oluşuna ve bazı kuralların açıklanmasına gidilmiştir. Son olarak da Yunanistan devleti ve Kilisesi ile ilişkilerine, Patrikhaneye ve rûhâni liderleri olarak kabul edilen Patriğe özel bir saygı duyulması açıklanmaya çalışılmıştır.Item Su (hidro) enerjisi açısından Tacikistan-Türkiye ekonomik ilişkilerinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-15) Azizov, İsmoil; Levent, Adem; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İktisat Bilim Dalı; 0009-0004-9544-5674Bu tez, Tacikistan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkileri hidrolik elektrik enerji merceğinden incelemektedir. Giriş bölümünde hidroelektriğin her iki ülke ekonomisindeki önemi özetlenmekte, enerji güvenliği ve ekonomik kalkınmaya katkısı vurgulanmaktadır. İlk bölümde hidrolik elektrik enerjinin tanımı, küresel ve Asya'daki ekonomik etkileri hakkında genel bir bakış sunulmaktadır. İkinci bölümde Tacikistan veTürkiye arasındaki diplomatik, ekonomik ve insani iş birliği incelenmekte, siyasi ve diplomatik bağların genişlemesi, mali ve ekonomik iş birliğinin mevcut düzeyi ve beklentileri ile iki cumhuriyet arasındaki insani iş birliğive yatırımların gelişimi vurgulanmaktadır. Üçüncü bölümde, Türkiye veTacikistan'ın hidrolik elektrik enerjiden yararlanma kapasiteleri incelenerek her iki ülkenin hidrolik elektrik potansiyeli analiz edilmektedir. Bu analiz aracılığıyla tez, Tacikistan ve Türkiye arasında hidrolik elektrik enerji alanında iş birliği ve karşılıklı fayda potansiyelini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Sonuç bölümünde analizden çıkarılan içgörüler sunulmakta ve iki ülke arasında hidrolik elektrik enerji alanındaiş birliğinin geliştirilmesine yönelik tavsiyelerde bulunulmaktadır. Bu tez, Tacikistan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin hidrolik elektrik enerji bağlamında kapsamlı bir analizini sunarak enerji ekonomisi ve uluslararası ilişkiler alanındaki akademik söyleme katkıda bulunmakta, böylece bölgedeki enerji iş birliği ve ekonomik kalkınmayla ilgilenenpolitika yapıcılar, araştırmacılar ve uygulayıcılar için değerli bir kaynak sağlamaktadır.Item Türkiye'de tarım kooperatiflerinin yönetsel ve ekonomik anlamda yaşadığı sorunlar ve Bursa ili İnegöl ilçesi örnek uygulama Kulaca Salça Kooperatifi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-19) Eroğlu, Seyran; Fırat, Zerrin; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İnegöl İşletme Ana Bilim Dalı; Muhasebe ve Denetim Bilim Dalı; 0009-0004-9314-8895Kooperatif, insanların ortak ekonomik veya sosyal hedeflere ulaşmak için biraraya gelerek kendi ihtiyaçlarını karşılamak, dayanışma içinde üretim yaparak hizmet sunma amacıyla kurdukları örgütlerdir. Kooperatifler her üyesine oy hakkı tanıyan demokratik yönetimle ilerleyen kurumlardır. Ortaklar sermayelerini ortaya koyarak kararları da birlikte alırlar. Böylece üyeler arası güç dengesi oluşur ve üyeler topluluklara hizmet etmeyi amaçlar. Aynı zamanda kaynakları etkili bir şekilde paylaşma ve üyeler arasında dayanışmayı teşvik etme amacı taşır. Ayrıca, kooperatifler genellikle toplulukları güçlendirmeye ve ekonomik dayanıklılığı artırmaya yönelik sosyal hedeflere odaklanır. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren kooperatiflerin üretim, tüketim, finans ve hizmet gibi ortak amaçları mevcuttur. Türkiye’ de tarım, konut, enerji ve sağlık gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren kooperatifler bulunmaktadır. Ülkemizde en yaygın olan kooperatif türlerinden biri olan tarım kooperatifleri bu çalışmada yer almaktadır. Bursa ili İnegöl ilçesinde faaliyet gösteren Kooperatiflerin ekonomik ve yönetimsel olarak yaşadığı zorluklar nedeniyle tarım kooperatifleri kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır. Önceden belirlenmiş sorularar acılığıyla yapılan görüşmeler ve vaka analizi yöntemiyle, kooperatifin karşılaştığıekonomik ve yönetimsel sorunlar detaylı bir şekilde incelenmiş ve çeşitli potansiyelçözüm önerileri sunulmuştur.Item İlkokul çağı çocuklarının toplumsal cinsiyet algıları ile oyun ve oyuncak seçimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-29) Girgin, Fatma; Tokol, Aysen; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Kadın ve Aile Çalışmaları Ana Bilim Dalı; Kadın ve Aile Çalışmaları Bilim Dalı; 0009-0006-5547-0490Bu araştırma, ilkokul çağındaki çocukların oyun ve oyuncak seçimlerine toplumsal cinsiyet algılarının etkisini incelemektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri, çocukların oyuncak ve oyun tercihlerini önemli ölçüde şekillendirir. Araştırmada, Bursa'nın Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerindeki devlet okulları ile Nilüfer'deki bir özel okulda ilkokul öğrencilerinin oyuncak seçimleri incelenmiştir. Her okuldan ve her sınıf seviyesinden toplamda 42 kız ve 43 erkek öğrenciyle görüşülmüştür. Veriler nitel araştırma yöntemlerinden derinlemesine görüşme tekniği ile toplanmış ve içerik analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Analizler sonucunda, çocukların oyuncak tercihlerinde toplumsal cinsiyet algılarının belirleyici olduğu görülmüştür. Kız çocukları genellikle bebekler ve ev eşyaları gibi "kız oyuncakları" olarak kabul edilen oyuncakları, erkek çocukları ise araba, top ve silah gibi "erkek oyuncakları" olarak kabul edilen oyuncakları tercih etmiştir. Ayrıca, kızlar evcilik ve ip atlama gibi oyunları oynarken, erkekler futbol ve basketbol gibi oyunlara yönelmiştir. Çocukların oyun ve oyuncak seçimlerinde ebeveynlerin ve çevrenin etkisi de önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle ekonomik sebepler ve cinsiyete uygunluğu gibi faktörler, çocukların tercihlerini yönlendirmektedir. Araştırma, toplumsal cinsiyet rollerinin çocukların oyun ve oyuncak seçimlerindeki etkisini ortaya koyarak, eğitimciler ve ebeveynler için önemli bulgular sunmaktadır. Elde edilen bulgular, çocukların oyun ve oyuncak seçimlerinde daha esnek ve kapsayıcı yaklaşımlar geliştirilmesine yönelik önerilerde bulunmayı amaçlamaktadır.Item Milletlerarası tahkim yargılamaları kapsamında asimetrik patolojik tahkim anlaşmalarının dürüstlük kuralı çerçevesinde geçerliliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-29) Ay, Nuran; Yürekli, Sabahattin; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Özel Hukuk Ana Bilim Dalı; 0009-0002-3553-5622Günümüzde, milletlerarası ticaretin gelişmesiyle birlikte hızlı, daha az masraflı, güvenilir ve prosedürünün taraflarca düzenlenebildiği bir çözüm yoluna gereksinim artmış bu nedenle de tahkim yolu daha fazla tercih edilir hale gelmiştir. Uyuşmazlığın giderilmesi amacıyla tahkim prosedürlerinin uygulanabilmesi için ise geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığı şarttır. Yalnızca geçerli bir tahkim şartı veya anlaşmasının varlığı halinde uyuşmazlıklar tahkim yolu ile çözülebilir. Sözleşme serbestisi prensibiyle taraflar istedikleri kuralları benimseyerek tahkim anlaşması imzaladıklarında, tahkim anlaşmalarının asimetrik ve patolojik nitelikte kaleme alınması söz konusu olmaktadır. Çalışmamız kapsamında asimetrik ve patolojik tahkim klozlarının ve tahkim anlaşmalarının dürüstlük kuralları çerçevesinde geçerliliği incelenecektir. Dolayısıyla asimetrik ve patolojik milletlerarası tahkim anlaşmaları incelenirken bu anlaşmalar, belirli kriterlere göre sınıflandırılarak doktrinde, mahkemelerce ve hakemlerce ne şekilde yorumlandığı ve dürüstlük kuralı çerçevesinde geçerliliği ele alınacaktır.Item Evanjelist bir vaiz olarak Billy Graham(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-01) Aydın, Muhammet Selman; Tarakçı, Muhammet; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı; Dinler Tarihi Bilim Dalı; 0009-0006-6685-0851Billy Graham 20. yüzyıla sosyal, dinî ve politik olarak küresel çapta etki etmiş bir Evanjelist Hıristiyandır. Graham’ın Evanjelist Hıristiyanlığı, hayatının merkezî rolü olmuş, bu yönüyle vaazları sayesinde halka, konferansları sayesinde misyonerlere, bu içeriklerden gelen başarısı ve ünü sayesinde de siyasi karakterlerle birlikte Amerikan Başkanlarına erişmeyi başarmıştır. Ülkesinde yaptığı küçük çaplı vaazlardan başlayarak küresel çapta daha geniş katılımlı “Haçlı Seferleri” adını verdiği vaaz programları düzenlemiş, Soğuk Savaş dönemi gibi bir zamanda, etkisi Amerika’yı aşarak Komünist Blok’unun sınırlarını geçmiş, bu çalışmalarla küresel bir vaiz konumuna erişmiştir. Yaptığı konferanslar sayesinde geçerliliği hâlâ süren ve “Lozan Anlaşması” adı verilen 15 maddelik klasikleşen bir evanjelizm açıklaması düzenlenmiş, dünyanın dört bir yanından katılım sağlayan genç misyonerler eğitilerek evanjelizme küresel bir hız kazandırılmıştır. Şöhreti sayesinde siyasi kişilerle kurduğu arkadaşlıklar ona Beyaz Saray’ın kapılarını açmış, Amerikan politikasına böylece dâhil olmuştur. Dinî görüşleri ve teolojisiyle de Hıristiyan literatürüne katkı sağlamış, cennet-cehennem, şeytan-melek, ruhun meyvesi ve Tanrı gibi konuları işlemiştir. Bu tez, üç ana bölümde sırasıyla Billy Graham’ın hayatını ve dünya çapında düzenlediği vaazlarını, Haçlı Seferleri’ni; konferanslarını, siyasi kişilerle ilişkilerini ve bu bağlamda politikaya etkilerini; son olarak da dinî görüşlerini incelemektedir. Metodoloji olarak içerik analizi kullanılmış ve bulgular deskriptif bir usulle açıklanmıştır. Böylece Graham’ın yazılı eserleri ve Graham’ı inceleyen eserler detaylı bir şekilde incelenerek geniş bir perspektif sunulması amaçlanmıştır.