2019 Cilt 20 Sayı 36
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14412
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Yapısına göre psikoterapi türleri ve etik meseleler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Korkmaz, Burcu; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Psikoloji Bölümü.; 0000-0002-4723-0466Psikoterapistler, uygulamaları sırasında pek çok etik sorunla ve etik ikilemle karşılaşabilirler. Bu etik sorunlar, psikoterapi türlerine göre de değişebilmektedir. Bu derleme makalesinde, tedavi biçimi ve yapısına göre psikoterapi türleri ve etik meseleler ele alınacak, söz konusu etik sorunları çözebilmek için atılabilecek bazı adımlar ve uygulama pratikleri önerilecektir. Ele alınacak psikoterapi türleri 1) bireysel terapi, 2) grup terapisi, 3) eş ve aile terapileri, 4) psikodrama, 5) oyun terapisidir. Bu terapi biçimlerinin her biri, Türk Psikologlar Derneği Etik Yönetmeliği’nde (TPD) yer alan temel etik kurallar açısından ilgili alanyazın çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu doğrultuda bu makalenin amacı, psikoterapi türleri arasında ortak şekilde uygulanması gereken etik kurallar ile söz konusu psikoterapi türlerine özgü etik kurallar ve ikilemler özetlenerek psikoterapi uygulamalarındaki kullanımına dikkatleri çekebilmektir.Item Van - Hakkâri illeri kültür ve sanatında kuşlar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Buğrul, HasanVan ve Hakkâri illeri sanat ve kültürü irdelendiğinde kuşların bunlarda büyük bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tarihi eser olarak Akdamar Kilisesi ve Yedikilise Manastırı bu yönüyle dikkat çekerler. Figürlerine yer verilen kuşlar arasında bölgede rastlanılan türler yanında “tavus” kuşu gibi bölgede rastlanılmayan kuş türlerini de görmekteyiz. Dokuma ve örgü eserler üzerinde de sıkça kuş figürlerine rastlanmaktadır. Kültürel etkileşimde insanların farklı yönleriyle kuşlara benzetilmesine sıkça yer verilmektedir. Bu anlamda; kartal, turna, bülbül, hüthüt, kaya güvercini, leylek, kınalı keklik, suna, karga ve serçe gibi kuşlar öne çıkmaktadır. Yapılan araştırmalarda, Van-Hakkâri yöresi kültür ve sanatında kuşların etkisi ile bağlantılı detaylı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışma ile bu alandaki boşluğun doldurulması ve yörenin kültür, sanat ve turizmine katkıda bulunulması hedeflenmiştir.Item Türk Sosyoloji Cemiyeti’nin resmi dergisi: Sosyoloji Dünyası(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Fildiş, BernaTürk Sosyoloji Cemiyeti (TSC) Aralık 1949’da, aynı yılın Eylül ayında Oslo’da düzenlenen bir toplantıyla faaliyete geçen Uluslararası Sosyoloji Cemiyeti’nin Türkiye ayağı olarak kurulmuştur. Üyeleri arasında İdare Heyeti Başkanlığı’nı yürüten Hilmi Ziya Ülken’in yanı sıra Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Nurettin Şazi Kösemihal, Cahit Tanyol ve Nezahat Nurettin Ege gibi isimler bulunmaktadır. TSC, öncelikli gördüğü ‘mecmua neşretmek’ amacı çerçevesinde Sosyoloji Dünyası isminde bir resmi yayın organına sahip olmuştur. 1951-1953 yılları arasında üç sayı çıkan dergi, sosyoloji alanında yürütülen yazı faaliyetleri açısından dönemin önemli adreslerindendir. Makalemizde, Sosyoloji Dünyası’nın üç sayısında yer alan toplam 42 yazı incelenerek derginin mahiyeti ve dönem itibariyle yerli sosyoloji camiasında konumlandığı yer anlaşılmaya çalışılmıştır.Item Spaces of sanctuary in Edwin Muir’s poems of trauma, exile and loss(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Çakar, EmreTrauma studies have recently explored the influence of historical event and circumstance on art and how trauma is portrayed; for example, Modernism represents the embodiment of the theme of trauma, alienation and loneliness after the First World War. This connection is also discernible in the poetry of Edwin Muir who was born in 1887 and witnessed various great events of the twentieth century. However, Muir’s sense of trauma was not limited to only WWI, but the loss of people and places influenced his verse as well. The theme of loss and migration led Muir to a mythical and nostalgic past as a response to trauma. Due to migration to another city, his struggle with agony was blended with certain places; hence, his poetry elaborates on spatial aspects. In this regard, as it often does lead to feelings of nostalgia, trauma becomes central to understanding Muir’s poetry. In the centre of Muir’s trauma related to his abiding sense of nostalgia is a concentration on places, both historical and mythical. Therefore, this paper will explore the main connection between nostalgia and space in relation to Muir’s personal and collective trauma.Item Romantik ilişkilerde izlenim ayarlamacılığı ve özbilinç: Yatırım modeli üzerine bir inceleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Yılmaz, Hanzade AslanAraştırmada Yatırım Modeli unsurları olan ilişki doyumu, seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve ilişki yatırımı değişkenleri, izlenim ayarlamacılığı, özbilinç ölçeğinin alt boyutları olan stil bilinçliliği, görünüm bilinçliliği, kendini düşünme, içsel özfarkındalık, sosyal kaygı boyutları ve konuyla alakalı bazı kişisel değişkenler kullanılarak aşamalı regresyon analizi ile yordanmıştır. Araştırmada kullanılan değişkenler cinsiyet ve medeni duruma ilişkin farklar açısından da incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen bazı sonuçlar izlenim ayarlamacılığının ilişki doyumunu negatif, seçeneklerin niteliğini değerlendirmeyi pozitif; stil bilinçliliğinin seçeneklerin niteliğini değerlendirme ve ilişki yatırımını pozitif, içsel özfarkındalığın ilişki doyumunu ve seçeneklerin niteliğini değerlendirmeyi pozitif olarak yordadığıdır. Erkeklerin partnerleriyle ilişkilerinde ve genelde daha yüksek izlenim ayarlamacılar oldukları, seçeneklerin niteliğini daha olumlu değerlendirdikleri, kadınların ise ilişki doyumu puanlarının daha yüksek oldukları görülmüştür. Bulgular literatür çerçevesinde tartışılmıştır.Item Polisiye, tarih ve toplum: Maurizio De Giovanni’nin “Il senso del dolore-L’autunno del comissario Ricciard” adlı eseri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Ayyıldız, BülentÇağdaş İtalyan edebiyatının en çok ilgi çeken yazarlarından biri olan Maurizio De Giovanni polisiye alanında verdiği eserlerle tanınmaktadır. 2005 yılında Graus Yayınevince yayımlanan ilk romanı “Le lacrime del pagliaccio” (Palyaço’nun Gözyaşları) tüm İtalya’da büyük ilgi görür. Ardından İtalya’nın en büyük yayınevlerinden biri olan Einaudi tarafından “Il senso del dolore-L’autunno del comissario Ricciardi”(Acının Anlamı-Komiser Ricciardi’nin Sonbaharı) adıyla 2006 yılında bir kez daha yayınlanır. Eser polisiye türünün genel özelliklerini barındırmakla beraber, XX. yüzyıl İtalyan toplumunu ve İtalya tarihini anlatması açısından dikkate değerdir. De Giovanni, Mussolini dönemini eserin arka planı olarak seçer ve Napoli şehrini mekân olarak kullanır. Bir polisiye edebiyat eseri olmasının yanı sıra, “Le lacrime del pagliaccio” dönemin toplum yapısını ve tarihini derinlemesine ele alması açısından önemlidir. Bu çalışmanın temel amacı, Maurizio De Giovanni’nin “Le lacrime del pagliaccio” adlı eserini incelemek, eserin İtalyan toplumunu ve tarihini yansıtma şeklini irdelemektir.Item Osmanlı Devleti’nin son döneminde trafik ve trafik kazaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Yılmaz, İbrahimOsmanlı toplumunun motorlu araçlarla tanışması ancak XX. yüzyıl başlarında olmuştur. Bu araçlar ilk başlarda kazalardan korunmak adına yasaklanmışsa da zamanla ülkede yaygınlaşmış ve hayatın bir parçası halini almıştır. Böylece ulaşım sektöründe yeni bir dönem başlarken bir taraftan da trafik kazalarıyla yüz yüze gelinmiştir. Bu çalışmada, Osmanlı toplumunun trafik ve trafik kazalarıyla tanışması, kazaların sebepleri ve idarenin aldığı tedbirler incelenerek, kazaların genellikle araç, sürücü veya yol kusurlarından kaynaklandığının anlaşılmasıyla idare tarafından bu alanlarda yapılan düzenlemeler ile uluslararası deneyimlerden faydalanma çabaları ortaya konmaya çalışılmaktadır. Genel olarak II. Meşrutiyet dönemini kapsayan çalışmada sınırlı sayıdaki ikinci el kaynaklar ile Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgelerinden faydalanılmıştır.Item Neo-Fisher etkisi ve Türkiye uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Tayyar, Ahmet Emrah2007-2009 döneminde yaşanan finansal krizden sonra çoğu merkez bankası düşük faiz politikası uygulamıştır. Ancak özellikle gelişmiş ülkelerde düşük faiz politikasıyla birlikte enflasyon hedeflenen seviyelerin altında kalmaya devam etmiştir. Finansal krizi takiben enflasyon ile nominal faiz oranları arasındaki nedensellik ilişkisi tekrar gözden geçirilmiştir. Yapılan çalışmalarda Fisher etkisindeki nedenselliğin aksine Neo-Fisheryen görüşlere paralel olarak kısa dönemde nominal faiz oranından enflasyon oranına doğru nedenselliğin olduğu görülmüştür. Bu çalışmada Türkiye’de 2002:01-2014:05 dönemine ilişkin olarak BAFO, A1FO, A3FO, A6FO, Y1FO ve TÜFE değişkenleri arasındaki nedensellik ilişkisi Toda-Yamamoto (1995) analiziyle incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre BAFO değişkeninden TÜFE değişkenine doğru tek yönlü nedenselliğin olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de ilgili dönemde değişkenlerin nedensellik ilişkileri Neo-Fisher etkisinin varlığını göstermektedir. Ancak Neo-Fisher etkisindeki nedenselliğin enflasyonu kontrol etmede kullanılabilmesi için disiplin altına alınmış mali ortamın varlığı, dışa bağımlılığı yüksek ülkelerde politik ve ekonomik alanlarda istikrarın sağlanması ve merkez bankasının kredibilitesinin oluşturulması gerekmektedir.Item Men avoiding love in Joseph Conrad’s Victory and Yusuf Atılgan’s An Idle Man(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Tüzün, Hatice ÖvgüAs profoundly self-conscious and reflective men, Axel Heyst in Joseph Conrad’s Victory and C. in Yusuf Atılgan’s Idle Man are immobilized and incapacitated by their excessive reflective faculty and suffer from disappointment in their romantic relationships due to their avoidant attachment styles. Lacking a caring mother figure who could provide them with loving compassion, they are brought up by emotionally unavailable fathers who are clearly not attuned to the needs of their sons. So while growing up their attachment needs are clearly not met by their primary caregiver who neglects and occasionally abuses them instead. Growing up to become “avoidant” adults, they experience problems with intimacy, invest little in social and romantic relationships and are unable or unwilling to share thoughts and feelings with others. In what follows, I will examine comparatively the psychological dynamics underlying Heyst’s and C.’s avoidant attachment styles and explore how their gender performances are fraught with anxieties and insecurities. Ultimately, I argue that the traumatic deprivations of Heyst’s and C.’ childhoods significantly hamper their ability to form strong and lasting emotional bonds, making it impossible for them to find satisfaction in romantic relationships.Item Kitlelerin çevrim içi ortamlarda sanat üretimine katılımı ve kitle kaynak uygulamaları: “Transformers premake”(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Aktaş, SedaYeni iletişim teknolojileri ve telekomünikasyonun gelişmesi ile dünyanın politik, iktisadi ve kültürel olarak farklı biçimde şekillenmesi söz konusudur. Özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra gerçekleşen toplumsal, kültürel, ekonomik değişimlerin bireyleri biçimlendirdiği ve yeni bir toplum modeli oluştuğu iddia edilmektedir. Etkileşim, paylaşım, bilgiye erişimde kolaylık, bağımsız ve kolektif içerik üretimi gibi kavramların önem kazanması ile bireylerin yaşam pratiklerinde var olan değişim, sanat alanına da yansımaktadır. Günümüzde sanatçılar, işbirliği içerisinde üretilen sanat eserlerine ağırlık vermeye başlamış ve sanat oluşumları, potansiyel katılımcı olarak daha geniş kitlelere ulaşım için uygun ortamı bulmuşlardır. Çevrim içi ortamlarda mekânsal ve zamansal olarak bir aradalık gerektirmeksizin ortak üretim sağlaması nedeni ile “kitle kaynak” uygulamaları sanat ürünlerinin üretiminde sanatçıların/amatörlerin kullandığı bir yöntem olarak yaygınlaşmaktadır. Yeni mecranın gerektirdiği bu değişim ile sanatsal üretimde demokratikleşme iddiaları söz konusu olduğu gibi, üretime katılan üre-tüketicilerden bahsetmek olasıdır. Çalışma kitle kaynak kavramına ve uygulanışına dair temel bilgilerin sunulması sonrasında seçilen çalışma “Transformers Premake” adlı belgesel üzerinden kitle kaynak uygulamalarını örneklendirmeyi amaçlamaktadır.Item Kant’ın etiğinde özerklik ve erek(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Günenç, Saygın; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.; 0000-0001-6189-7251Bu makalede Kant etiğindeki ana temalardan “özerklik” ve “erek” kavramlarını irdeleyeceğim. Kant ahlak teorisini koşulsuz kategorik imperatif ilkesine dayandırmasına rağmen, erek ve özerklik ideleri aracılığıyla erekselci bir özgürlük felsefesi geliştirir ve böylece “moralitenin en yüksek ilkesinin” kendi koyduğu yasalara tabi olan “kişilik” olduğunu göstermeye çalışır. Ahlak yasasının zemininin doğrudan özgürlük olduğu da göz önüne alınırsa, kişiliğin özerkliği daha büyük bir anlam kazanır. Ancak Kant böyle bir teoriden doğan içerimleri de dikkate alır. Ona göre kendilerinde erekler olan kişiliklerin iyiliği hayata geçirmek amacıyla moral ilişkiler kurduğu bir toplumu yaratarak ancak, insanlar bir yetkinliğe erişebilirler. Öte yandan bu iki kavramı çözümlerken Kant’ın etik felsefesine yöneltilen bazı suçlamalara da yanıt vermeye çalışacağım.Item Jean Paul Sartre’ın özgürlük anlayışının önemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Akkoç, Nejla; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.; 0000-0003-0795-140X20. yüzyılın önde gelen filozof yazarlarından biri olan Jean Paul Sartre’ın özgürlük anlayışını çağdaşlarından ayıran en önemli nokta da özgürlük kavramını sorumluluk, bunaltı ve seçme kavramlarıyla ilişkisini kurgulayarak ele almış olmasıdır. Sartre’ın özgürlüğe dair söylemleri günümüzde de hala etkisini sürdürmektedir; çünkü Sartre’da özgürlük tür olarak insan yaşamında bir olanak olarak karşımıza çıkmaktadır. Tabi özgürlüğün bir olanak dâhilinde olması, özgür olduğunun farkında olan bazı kişilerin bu olanakları faaliyete geçirmesiyle mümkündür. Eğer bu var olan olanaklar kişi yaşamında faaliyete geçirilirse, özgürlük tam da bu noktada kişi özgürlüğü haline gelir. İnsanın kişi olarak tek olması, birey olması, özel olması kendindeki olanakları, var olanları aşabilecek noktaları bulabilmesiyle ilgilidir. Aslında Sartre burada özgürlük kavramını sorumluluk kavramıyla birlikte ele alarak bizlere “ben” olmanın, “kişi” olmanın olanağını göstermeye çalışmaktadır; çünkü eylemlerimizin sorumluluğunu üstlenebilmek günümüzde de geçerli ve gerekli olan bir şeydir. Sartre’ın bizlere söylediği şeyler halen yenidir; çünkü her eylem aslında hem bizleri hem de tür olarak insanı belirlemektedir.Item J. Offenbach ve “Güzel Helen” Opereti(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Güllü, ErenOperet; konusu, orkestrasyonu, librettosu ve müziği açısından daha hafif, kısa ve sade sahne eserine verilen addır. Opera Bouffe ise 19. yy. Fransız bestecilerinden J. Offenbach’ın tasarladığı özel bir türdür. Bestecinin Güzel Helen Opereti opera bouffe tarzında yazılmıştır. Konusu, Troya Savaşı döngüsünün başlangıcında yer almaktadır. Tarih boyunca Helen karakteri, Halk Ozanı Homeros’tan, Sofist Gorgias’a kadar birçok anlatıma konu olmuştur. Mitolojide önemli bir yer taşıyan Paris’in Helen’i kaçırma efsanesi, Offenbach’ın bu yapıtında parodiye dönüşmektedir. Besteci bu yapıtında hem çağdaş toplumu hem de antik dönemi yermektedir. Akılda kalıcı melodileri, mizahi olmasının yanı sıra içerdiği sıra dışı lirizm, müzik ve libretto arasındaki uyum, besteciyi başarıya ulaştıran önemli unsurlardandır. Nitel araştırma yöntemi kullanılarak yapılan araştırmada eserin partitürü incelenmiştir. Sanat tarihi kaynakları taranmıştır. Eserde libretto ve müzik arasında kusursuz bir uyum olduğu, prozodi açısından titiz davranıldığı, orkestrasyonun öncelikli olarak sözlerin duyulmasına imkân vermesi üzerine inşa edilmiş olduğu sonuçlarına varılmıştır.Item İzlek bağımlılığı teorisi ve yapay zekâ teknolojisine geçiş: Hizmet endüstrisi üzerine bir analiz(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Bilbil, Ebru TekinBu çalışmanın amacı, yapay zekâ teknolojisinin getireceği değişim, yenilik ve dönüşüm süreçlerinin ilk evrelerinde ortaya çıkan tedirginliğin oluşturucu dinamiklerini, sebeplerini ve aynı zamanda beklentileri, algıları ve kısıtları araştırmaktır. Bu teknolojinin henüz tarihsel bir geçmişi olmadığından, bu makale izlek bağımlılığı teorisinin evrimsel ve dizileme analizlerinden ziyade, artan geri dönüşler analizine odaklanmaktadır. Bu çalışma araştırma bulgularını üç açıdan analiz etmektedir: (1) Teknoloji, yenilikler ve teknolojik değişim; (2) Geçmiş bilgi ve bilgi tabanı, geçmiş tecrübeler, izlenimler, kültür, algılar, tercihler ve yetiler; (3) Rutinler ve rutinler bütünü ile düzenli işleyen ve kurumu mevcut izlekte tutan işler ve süreçler. Çalışma şu sorun alanları ortaya tanımlamaktadır: (1) Sanayi 4.0 hakkında bilgi eksikliğinin söz konusu olması, (2) Değişimin nasıl ve ne biçimde olacağının öngörülememesi, (3) Uyum problemleri, (4) Altyapısal problemler, (5) Yeni teknolojinin maliyeti, (6) Aktörlerin yeni teknolojiye geçişte istek ve niyetleri, (7) Çalışanları yapay zeka ve büyük veri üzerine eğitime ihtiyacı.Item İkincil travmatik stresin meslek elemanları üzerindeki etkileri: Bir derleme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Yanbolluoğlu, Özge; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.; 0000-0002-5317-064XYıkıcı olaylara maruz kalan bireylerle çalışan meslek elemanlarının (arama kurtarma ekipleri, acil servis çalışanları, psikolog, sosyolog ve sosyal hizmet uzmanları gibi.) yaşadığı ikincil travmatik stresin ortaya çıkarıldığı ve çeşitli değişkenlerle olan ilişkilerinin incelendiği araştırmaların son yıllarda giderek arttığı görülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 2007 ile 2017 yılları arasında yapılmış 15 çalışma ele alınarak araştırmaların örneklem, yöntem, bulgular ve tartışmaları karşılaştırılmıştır. İkincil travmatik stresin, cinsiyet, deneyim yılı ve meslek grubu açısından farklılaştığı görülmüş, başa çıkma becerileri, tükenmişlik gibi bireysel faktörlerle ilişkili olduğu görülmüştür. Ele alınan 15 araştırmada ikincil travmatik stresin, deneyimle arttığı, psikologlarda diğer meslek elemanlarına göre daha düşük, kişisel travma öyküsü bulunanlarda daha yüksek olduğu, eğitim düzeyi arttıkça azaldığı bulgulanmıştır. Cinsiyet farkına ilişkin bulgular ise tartışmalıdır. Araştırmaların çelişkili bulguları, ikincil travmatik stresin önlenmesi ve ikincil travmatik strese müdahale anlamında sunulan çözüm önerileri bir araya getirilerek yorumlanmıştır.Item Design of a robotic toy and user interfaces for autism spectrum disorder risk assessment(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Uncular, Deniz; Artut, SelçukAutism Spectrum Disorder (ASD) is an umbrella term for a spectrum of complex developmental disorders resulting in deficits in social communication and repetitive and stereotyped behaviors (APA 2013). Research in the area revealed that young children with ASD are interested in technology. This preference for technology may lead to promising intervention models (Annaz et al. 2012; Klin et al. 2009; Fong et al. 2003). This paper includes research into how to design and use technology to create suitable products for deficits of ASD. With all the concern over the high prevalence ratios of ASD, this study presents the methodology and design of a risk assessment device, which aims to capture the interest of children with ASD aged 3-4, and direct children who score low on the tests towards a diagnosis. The tests in the device are designed to detect differences with ToM tests between ASD and typically developing (TD) children. In the scope of the paper, 2D illustrations, interface design, and outer shell design of the device are created in compliance with the research data in the field.Item Bursa dağ yöresinden (Keles ve Orhaneli ilçelerinden) Derleme Sözlüğü’ne katkılar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Gökçe, Hüseyin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.; 0000-0001-5275-8751Anadolu’daki birçok coğrafyada ağız özellikleri ve bu ağızların söz varlığı yok olmak üzeredir. Bunun önüne geçmek amacıyla bilim insanları ağız bilimi üzerine birçok çalışma yapmışlardır ve yapmaya da devam etmektedirler. Türk Dil Kurumu tarafından hazırlanan Derleme Sözlüğü de bu çalışmalardan biridir. Sözlük, Anadolu’nun hemen hemen bütün illerinin söz varlığını içermektedir. Böylesine büyük bir çalışma olmasına rağmen elbette ki bazı eksiklikleri vardır. Bu çalışma, Bursa dağ yöresinde kullanılan bazı sözcüklerin Derleme Sözlüğü’ne katkı sağlaması amacıyla yapılmıştır. Çalışmada bazı eserler taranmış ve Derleme Sözlüğü’nde olmayan sözcükler belirlenmiştir. Bununla birlikte yaklaşık olarak bir yıldır bu yörede konuşulan sözcükler kayıt altına alınarak Derleme Sözlüğü’nde olmayanlar gün yüzüne çıkarılmıştır. Ayrıca çalışmada, Derleme Sözlüğü’nde olup bu yörede anlamları farklı olan ya da Derleme Sözlüğü’nde olup bu yörede ses ve yapı bakımından farklı şekilde kullanılan sözcüklere de yer verilmiştir.Item Balkan göçmenlerinin sivil toplum kuruluşlarına ilgisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Güleç, Melda Medine; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu.; 0000-0003-3210-5942Bursa’da yaşayan göçmenlerle ilgili yapılan bu araştırma, 18 yaş üstü ve köken olarak Balkan ülkelerinden göç ederek Bursa’ya gelen 468 kişi üzerinde yapılmıştır. Araştırmada bireylerin Türkiye’ye göç ediş tarihleri dikkate alınmamıştır. Dolayısıyla ankete katılan bireyler arasında hem Bursa’ya yakın tarihlerde gelen ve geldikleri yerler ile bağları kopmamış bireyler vardır, hem de çok eski tarihlerde göç etmiş ve geldikleri ülke ile aralarında herhangi bir bağ bulunmayan bireyler bulunmaktadır. Veriler soru formu kullanarak toplanmıştır. Yapılan güvenilirlik analizi sonucuna göre soru formunun % 81 oranında güvenilir olduğu bulunmuştur. Çalışmada, ankete katılan bireylerin bir derneğe üyeliği bağımlı değişken olarak dikkate alınmış ve lojistik regresyon modeli tahmin edilmiştir.Item Bağımsızlığa giden yolda: Ebülfez Elçibey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Mutlu, Nilüfer; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih Bölümü.; 0000-0002-0551-7055Bu çalışmada ilk etapta, Azerbaycan’ın kısa tarihçesine değinilmiştir. Ardından Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinin lideri Ebülfez Elçibey’in hayatı ve siyasi faaliyeti ele alınmıştır. Çalışmanın temel amacı, Halk Cephesi lideri Ebülfez Elçibey’in faaliyetlerine ve düşüncelerine bilimsel açıklama getirmektir. Çalışmada, Cumhurbaşkanı Ebülfez Elçibey’in iktidardaki bir yıl boyunca izlediği politikalar, komşu ülkelerle olan ilişkileri ve düşüncelerinin ana aşamaları ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Ayrıca Azerbaycan’da yaşanan siyasi olaylar ışığında Azerbaycanlıların yaşadıkları uluslaşma, devletleşme ve bağımsızlık mücadelesine de yer verilmiştir. Bu çerçevede çalışma, biyografi ağırlıklı siyasi tarih niteliğinde olmakla birlikte Azerbaycan tarihine yeni bakış açısı da getirmeyi amaçlamıştır. Çalışmada Türkçe, Azerbaycan Türkçesi ve Rusça kaynaklardan yaralanılmıştır. İnternet ortamından da yararlanarak çalışma daha da zenginleştirilmiştir.Item Algılanan iş stresi, psikolojik dayanıklılık, başa çıkma stilleri ve öz-duyarlılığın tükenmişlik düzeyini yordayıcı etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-31) Ersezgin, Reyhan; Tok, Emine Sevinç SeviBu çalışmanın amacı, algılanan iş stresi düzeyi, psikolojik dayanıklılık seviyesi, kullanılan başa çıkma stilleri ve öz-duyarlılık değişkenlerinin tükenmişlik düzeyini yordama gücünün araştırılmasıdır. Çalışmanın ikincil amacı ise, algılanan iş stresi ile tükenmişlik düzeyi arasındaki ilişkide psikolojik dayanıklılık, stresle başa çıkma stilleri ve öz-duyarlılığın aracılık rollerinin incelenmesidir. Araştırmanın örneklemi, İzmir ilinde görev yapan toplam 130 özel güvenlik görevlisinden oluşmuştur. Veri toplama araçları olarak, Demografik Bilgi Formu, Algılanan İş Stresi Ölçeği, Maslach Tükenmişlik Ölçeği, Yetişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Baş Etme Stilleri Ölçeği ve Öz-Duyarlılık Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan analizlerin sonucunda, algılanan iş stresi düzeyi, problem odaklı başa çıkma stili, duygu odaklı başa çıkma stili, öz-duyarlılık ve psikolojik dayanıklılığın alt boyutu olan sosyal yeterliliğin tükenmişlik düzeyi varyansının % 55’ini açıkladığı saptanmıştır. Ek olarak, problem odaklı başa çıkma stratejisi, öz-duyarlılık ve sosyal yeterlilik değişkenlerinin her birinin algılanan iş stresi ile tükenmişlik düzeyi arasındaki ilişkide kısmi aracılık rollerinin olduğu gözlenmiştir.