2018 Cilt 37 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18049

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 11 of 11
  • Item
    Sığınmacıların aile birleşimi hakkı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Özgenç, Zeynep; Hukuk Fakültesi; Miletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
    Son yıllarda, sığınmacılar yalnız olarak göç etmekte ve ev sahibi devletin ülkesine yerleştikten sonra bu ülkede diğer aile üyeleri ile birleşmenin yollarını aramaktadırlar. Aile birleşimi hakkı bu amaca hizmet eden en önemli hukuki argümanlardan biridir. Ayrıca sığınmacının ev sahibi devlet ile entegrasyonunu da kolaylaştırmaktadır. En genel anlamıyla aile birleşimi, menşe devlet ülkesinde yasal olarak ikâmet eden bir yabancının aile üyelerinin, bu devlette aile birliğinin oluşması için, ailenin meydana gelişinin ikâmet edenin, ülkeye girişinden önce ya da sonra olmasına bakılmaksızın, aile birliğini korumak üzere ev sahibi devlete girişi ve ikâmet etmesidir. Bu tanım dikkate alındığında, Avrupa Birliği ve Türk Hukuku açısından şu sorulara cevap aramaya çalışacağız: Yabancılar Hukukunda aile nasıl tanımlanmaktadır? Aile birleşimi hakkının niteliği nedir? Kimler aile birleşimi hakkına sahiptir? Hakkın kapsamı nedir? Aile birleşimi hakkı, sahibine hangi hukuki güvenceleri sağlar? Bu konuda uygulamada ortaya çıkan sorunlar nasıl çözülebilir?
  • Item
    Uluslararası koruma başvuru sahipleri, uluslararası koruma ve geçici koruma statüsü sahiplerinin iş piyasasına erişiminin değerlendirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Erkan, Mustafa
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 48. maddesi, yabancıların çalışma hak ve özgürlüklerini güvence altına almıştır. Fakat Anayasanın 16. maddesinde yabancıların çalışma hak ve özgürlüklerinin uluslararası hukuka uygun olarak kanunla sınıflandırılabilmesi mümkün kılınmıştır. Bu doğrultuda, yabancıların çalışma hak ve özgürlüklerine getirilen sınırlama da genel olarak kamu düzeni, kamu sağlığı, kamu güvenliği ve kamu yararı esas alınmıştır. Türkiye’de çalışmak isteyen yabancıların çalışma izni almaları gerekmekte olup, bu konuda temel düzenleme Uluslararası İşgücü Kanununda yapılmıştır. Ancak, bazı yabancılar özel statüye sahip olup, bu yabancıların Türkiye’de çalışmasına ilişkin usul ve esaslar açısından özel düzenlemeler de yapılmıştır. Bu çalışmada, özel statüsü olan yabancılardan uluslararası ve geçici koruma statüsü sahipleri ile kanunda ayrı olarak düzenlenen uluslararası koruma statüsü henüz kesinleşmemiş başvuru sahiplerinin iş piyasasına erişimi değerlendirilecektir. Çalışma yapılırken, Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamalar ve uluslararası sözleşmeler de yeri geldikçe dikkate alınacaktır.
  • Item
    The nuclear armament policy of the united kingdom: why did the uk get involved in the nuclear weapon race?
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Akçapa, Mevlüt; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Uluslararası İlişkiler Bölümü
    The UK's nuclear armament activities began within the framework of cooperation with the United States. However, the problems in cooperation with the United States have forced the UK to act on its own. The UK in 1952 was the third country to develop its atomic bomb, after the Soviet Union in 1945 and the United States in 1949. This development has led the two countries to a re-establishment in the framework of the US-UK Mutual Defense Agreement signed in 1958. During the Cold War period, the Soviet Union regarded nuclear weapons as a deterrent whereas the United Kingdom considered them as a tool for power and prestige. The end of Second World War with an atomic bomb is one of the most important factors increasing the interest of states in nuclear weapons. Just like the other great powers, the reason for pushing the UK to a nuclear arms race is that the war has ended in this way. The effects of the two world wars (World War I and II) leading to the weakening of the British global power have made it necessary for the UK to identify new strategies. This study discusses the relationship between British nuclear and defense policies. It also analysis the reasons for nuclear weapons.
  • Item
    Vatandaş veya imtiyazlı yabancı olma yönünde kabul edilen düzenlemelere sığınmacılar açısından eleştirel bir bakış: uzun dönem ikamet izni, turkuaz kart sahipliği ve vatandaşlık hakkı çerçevesinde
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Aygün, Mesut
    Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun (YUKK) yürürlüğe girmesi ile birlikte, YUKK ve Türk Vatandaşlık Kanunu (TVK) birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de yaşayan gerçek kişileri vatandaş ve yabancı (vatansızları da kapsayacak şekilde) olarak nitelendirmek yanlış olmayacaktır. Hemen her devlette olduğu gibi, Türkiye’de de haklardan yararlanmak konusunda vatandaşların en imtiyazlı statüye sahip oldukları söylenebilir. Yine de gerek tebaayı temsil ilkesi, gerekse asgari had ilkesi gereğince yabancıların hakları da Anayasa ve taraf olunan milletlerarası sözleşmelerle garanti altına alınmıştır. Ancak söz konusu haklar da devletin egemenlik yetkisi gereği, belli şartlarda sınırlamalara tabi olabilecektir. Türk hukukunda bazı yabancılar iç hukuk kuralları gereğince diğer yabancılara nazaran özel statülü kabul edilmişlerdir. İç hukuk kurallarınca özel statü verilen yabancılar, doğumla Türk vatandaşlığına sahip olup yetkili makamlardan izin alarak Türk vatandaşlığından çıkmış kişiler, uzun dönem ikamet izni sahipleri, Turkuaz Kart sahipleri, süresiz çalışma izni sahipleridir. Kanunda aksi düzenlenmediği müddetçe, ilgili kişiler belli bazı haklar ve yükümlülükler dışında Türk vatandaşlarının sahip olduğu haklara sahiptirler.Bu çalışmanın konusunu da, 2014 yılında yürürlüğe giren YUKK’da düzenlenmiş uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamında yer alan kişilerin özel statülü yabancı olup olamayacakları oluşturmaktadır. Özellikle 2011 yılından bu yana, Suriye’den gerek kitlesel gerekse bireysel olarak çok sayıda insan Türkiye’ye gelmektedir. Yalnız Suriye’den değil, İran, Irak, Afganistan ve daha birçok devletten de insanlar sığınma amacıyla ülkemize gelmektedirler. Bu insanların bir kısmı Avrupa ülkelerine ulaşmak için Türkiye’yi transit ülke olarak görürken, önemli bir kısmı ise hedef ülke olarak görüp Türkiye’de kalmaktadır. Belirlenen amaçlar doğrultusunda çalışmada öncelikle Türk vatandaşlığının sonradan kazanılma halleri ile özel statülü yabancılar ve bu özel statülere sahip olabilme şartları anlatılacaktır. Özel statülü yabancılar anlatılırken, Türk vatandaşlığından izin alarak çıkan kişiler kapsam dışında bırakılacaktır. Daha sonra sığınmacıların Türk vatandaşlığını veya özel statüleri kazanıp kazanamayacakları tartışılacaktır. Çalışmanın sonunda ise, mevzuatta yer alan düzenlemelere ilişkin değerlendirmelerimiz yer alacaktır.
  • Item
    Uluslararası koruma ve geçici koruma statüleri altındaki yabancıların sınır dışı edilmeleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Karaca, H. Akif
    Uluslararası koruma statüsüne sahip olan mültecilerin, şartlı mültecilerin ve ikincil koruma altında bulunan şahısların sınır dışı edilmesi bu şahısların taşıdıkları özellikler nedeniyle sınırlı sayıda sebebe dayanmaktadır. Bu sebepler mevzuatımızda terör örgütü veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olmak, kamu düzeni, güvenliği veya sağlığı açısından tehdit oluşturmak ile uluslararası kurum ve kuruluşlarca tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olmak olarak belirtilmiştir. Bu durumdaki kişilerin sınır dışı edilmesi bakımından idareye takdir yetkisi tanınmıştır. Ayrıca, uluslararası koruma başvurucuları bu statüyü elde edememeleri, uluslararası koruma statüsü sahipleri ise statünün sona ermesi ya da iptal edilmesi halinde de sınır dışı edilecektir. Bu durumda idarenin takdir yetkisi yoktur. Geçici koruma statüsü sahiplerinin sınır dışı edilebilmesini mümkün kılan bir düzenleme mevzuatımızda yoktur. Bununla birlikte, geçici koruma statüsünün uluslararası koruma statüsünden daha dar kapsamlı bir statü olması da dikkate alınarak mevzuatımıza bunların da sınır dışı edilmesini mümkün kılan bir hüküm eklenmesi gerekmektedir. Uluslararası koruma statüsü ve geçici koruma statüsü altındaki kişilerin sınır dışı edilmelerinde geri göndermeme ilkesi özel önem arz etmektedir. Bu kişiler, işkenceye veya insanlık dışı ceza ve muameleye tabi tutulacakları veya etnik kökeni, dini, vatandaşlığı ya da bir sosyal gruba aidiyeti ve siyasi görüşleri nedeniyle hayat ve hürriyetlerinin tehdit altında olduğu ülkeye gönderemezler. Bu kişiler ancak güvenli üçüncü ülkeye sınır dışı edilebilirler.
  • Item
    Geçici koruma kapsamındaki Suriyeli çocukların eğitim hakkı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Arning, Hatice Selin Pürselim
    Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki savaşın devam etmesi nedeniyle güvenli bir yaşam alanı olmayan Suriyelilerin ülkelerinden ayrılması yakın tarihin en büyük göç dalgalarından birine neden olmuştur. Bu süreçte, üç milyondan fazla Suriyeli Türkiye’de yaşamaya başlamıştır. Türkiye’deki Suriyelilerin yaklaşık bir buçuk milyonu onsekiz yaşından küçüktür; bir milyonu ise okul çağındaki çocuklardır. Çalışmada, bu çocukların hangi Kanun kapsamına girdiği tespit edilecektir. Daha sonra en temel haklarından biri olan eğitim hakkı, ülkemizin kaliteli bir eğitim sunmak için yürüttüğü çalışmalara yer verilerek açıklanacaktır.
  • Item
    Sosyal hizmetlerde kadın konukevleri işlevsel mi?
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Reçber, Bircan; Sosyal Bilimler Enstitüsü
    Kadın konukevlerinin oluşturulma amacının, bir toplumda kadınların uğradığı veya uğrayabileceği çeşitli zararlardan (fiziki, psikolojik, maddi şiddet vb.) korunmalarını sağlamak olduğu söylenebilir. Aslında bir toplumda veya insanların yaşamlarını sürdürdüğü bir ortamda, kadın konukevi sayısının azlığı mutlak şekilde kadınların şiddetten uzak bir hayata sahip oldukları anlamına gelmez. Ayrıca, bahsi geçen bu tür toplumlar itibarıyla kadın konukevi sayısının fazlalığı da bu tür sorunların çözümünde yeterli olmayabilir. Bu düşünceler doğrultusunda çalışmada özellikle Türkiye’de kadın konukevlerinin gelişmiş bir toplum açısından işlevsellikleri incelenecektir. Bu anlamda, çalışmada konunun işleyişi açısından kadın konukevlerine hangi durumda asgari düzeyde ihtiyaç duyulacağı tezi veya argümanı savunulmaya çalışılacaktır.
  • Item
    Suriye göçünün işletmelerin pazarlama uygulamaları üzerindeki etkileri: Gaziantep örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Özdek, Berk; Özdemir, Erkan; İktisat İdare Bilimler Fakültesi; İşletme Bölümü
    2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaş sonrası milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Suriye’den gerçekleşen bu göç, dünya üzerinde gerçekleşen en büyük zorunlu göçlerden biridir. 2017 yılı itibariyle yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli göçmen Türkiye’de yaşamını sürdürmektedir. Suriyeli göçmenler Türkiye’nin çeşitli bölgelerine dağılmışlardır. En fazla göç alan bölgelerinden birisi Güneydoğu Anadolu bölgesi olmuştur. Bu göç, çeşitli açılardan önemli etkilere sahiptir. Bu etkilerden birisi de işletmelerin pazarlama uygulamalarına olan etkilerdir. Bu çalışmanın amacı, göçün işletmelerin pazarlama uygulamaları üzerindeki olası etkilerini ortaya koymaktır. Araştırma Gaziantep şehrinde faaliyet gösteren işletmelerin sahip/yöneticileriyle yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmıştır. Araştırmada yapılandırılmış mülakat yöntemi kullanılmıştır. On üç işletme sahibi/yönetici araştırmaya katılmıştır. Araştırma sonuçları Gaziantep şehrinde faaliyet gösteren işletmelerin birkaç küçük değişiklik dışında göç eden Suriyelilere yönelik ayrı pazarlama politikalarına ve uygulamalarına yönelmediklerini göstermektedir. Araştırma yapılma zamanı ve görüşmelerin gerçekleştirildiği işletme sayısı gibi önemli kısıtlamalara sahiptir.
  • Item
    Geçici koruma sağlanan yabancıların sağlık hakkı ve sağlık hizmetlerine erişimi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Uyanık, Ayfer
    Uluslararası insan hakları hukuku, tüm bireylerin ırk, din, siyasi inanç, ekonomik veya sosyal durum veya hukuki statüsünden (mülteci/şartlı mülteci/ikincil koruma/geçici koruma) bağımsız olarak temel bir insan hakkı olarak sağlık hakkına sahip olduklarını kabul eder. İnsan haklarının temel ilkelerinin yanı sıra etik, insani, kamu sağlığı ve ekonomik nedenler, tıbbi bakım ihtiyacı olan sığınmacıların hiç bir ayrımcılığa maruz kalmasını ve sağlık hakkından yararlanabilmeleri için eşit standartlardan yararlanmalarını gerektirmektedir. Mülteci/sığınmacıların sağlıkla ilgili haklarının tüm yönlerini öngören kapsamlı bir bağlayıcı belge olmamasına rağmen, sağlık hakkının çeşitli ulusal ve uluslararası belgelerde ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda, özellikle geçici koruma altındaki yabancılara sunulan sağlık hizmetinin ne ölçüde gerçekleştirebildiğini değerlendirebilmek için ulusal ve uluslararası alanda bu genel ve özel düzenlemelere odaklanacağım.
  • Item
    Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Bursa kadın vakıfları (1839-1923)
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Sarıkoyuncu, Ali; Sarıoğlu, Dilara
    Vakıf sözcüğü Arapça olup, durdurmak, alıkoymak anlamlarını içerir. Bir diğer ifadesiyle vakıf, bir mülkü insanların faydası için süreklilik gösteren bir şekilde ayırmaktadır. Vakfın gaye ve amaçlarının belirlendiği resmi belgelere de “Vakfiye” denir. Vakfiyelerde; vakıf kuran kişinin adı, şanı, vakfedilen malların veya paranın miktarı, cinsi ve özellikleri, bunların geliri ile yapılacak işler belirtilir. Vakfın ilk defa ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemekle birlikte; İslam dini ile önem ve değer kazanmış bir kurumdur. Türkler, İslamiyeti din olarak seçtikten sonra bu kurum onlar için daha önemli hale gelmiştir. Kurdukları pek çok vakıf müessesesi ile topluma hizmet vermişlerdir. Tarihimizin her döneminde erkeğinin yanında yer alan Türk kadını, kurdukları vakıf müesseseleriyle sosyal, kültürel ve sağlık alanlarında yardımlaşma ve dayanışmanın sağlanmasında örnek olmuşlardır. Selçuklu’dan günümüze pek çok kadınımızın vakıf kurduğunu araştırdıkça öğreniyoruz. Ancak bu konuda yapılan araştırmaların yeterli olduğu söylenemez. Bu sebeple “Bursa Kadın Vakıfları” konusu seçilmiştir. Çalışmamızda belirtilen zaman sürecinde konu araştırılıp incelenecektir. Makalemiz, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşiv belgeleriyle vücut bulmuştur.
  • Item
    Cyber attacks against turkey right after shotting down Russian su-24 aircaraft
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018) Darıcılı, Ali Burak
    Russian Federation (RF), which has an effective cyber attack capacity at the global level, does not hesitate to use this capacity as a pressure instrument for the states in which it has problems in foreign policy. Examples of this policy include cyber attacks allegedly carried out against Estonia in 2007, Georgia and Lithuania in 2008, and Kyrgyzstan in 2009. November 24, 2015 Date of Turkish F-16 of airspace after the lowering of a Russian Su-24 aircraft that violate December 14, 2015 date in Turkey's mainly financial institutions that target "DDoS" attacks include similarities with the specified cyber attacks On the other hand, it should be taken into consideration that even though the attacks can be claimed to be of RF origin, the cyber space can easily hide the real identity of the attacker due to its anonymous structure. In this context, it may never be clear that such cyber attacks are planned by RF. This is due to the anonymous structure of cyber space. However, in this article, it will be tried to analyze why cyber attacks are likely to be caused by RF.