2018 Cilt 19 Sayı 35

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14411

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 17 of 17
  • Item
    Uygur Türkçesinde dilbilgisel zaman işaretleyicisi olarak {-i/y} eki
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Mettursun, Turdi; Sosyal Bilimler Enstitüsü; 0000-0001-9277-5070
    Yeni Uygur Türkçesinde {-i/y} eki, eylem çekiminde sık kullanılan dilbilgisel zaman işaretleyicilerinden biridir. Bu ek, farklı bağlamlara göre gelecek zamanı, şimdiki zamanı, geniş zamanı ve hatta nadir olarak geçmiş zamanı dahi anlatır. Literatürde bu ek hakkında, işaret ettiği farklı zaman dilimleri göz önünde bulundurularak çeşitli açıklamalar yapılmış ve ek, değişik terimlerle adlandırılmıştır. Ancak çalışmalarda farklı zamanlara gönderme yapmasına neden olan kılınış, zaman belirteçleri gibi etkenler ayrıntılı olarak ele alınmamıştır. Bu çalışmada {-i/y} ekinin tarihsel gelişimine ve Yeni Uygur Türkçesindeki kullanımı üzerindeki çalışmalara kısaca göz atılacak. {-i/y} ekine ilişkin örnek cümleler eylemin kılınış türüne göre sınıflandırılarak anlatılan zaman farklılıkları üzerindeki kılınışın etkileri incelenecek. {-i/y} ekinin anlattığı zamanı belirleyen ve kılınışı etkileyen zaman belirteçleri gibi sözlüksel ve bağlamsal etkenler açıklanmaya çalışılacaktır.
  • Item
    Toplumsal değerler sistemleri olarak ailecilik ve bireyciliğin doğurganlık üzerine yansımaları
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Erol, Pelin Önder
    Düşünümsel modern toplumlarda aile; yapısı, işlevleri ve etkileşimleri bağlamında önemli değişimler göstermiştir; buna paralel olarak doğurganlık da, küresel çapta hızlı ve geri döndürülmesi zor bir azalma eğilimi sergilemektedir. Bununla birlikte topluluğun istek ve çıkarlarının ön planda tutulduğu aileciliği vurgulayan özgeci bir düşünsel sistemden, bireyin kendini gerçekleştirmesini önceleyen bireyci bir düşünsel sisteme geçiş son on yıllara damga vurmuştur. Bu bağlamda İkinci Demografik Geçiş Kuramı, doğurganlığın nüfusun yenilenme seviyesinin altında olduğu nüfuslarda bu eğilimi çözümlemede, sanayileşme, kentleşme ve göç gibi makro olguların yanı sıra, mikro düzeyde bireylerin değişen aile kurma ve doğurganlık davranışı tercihlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini savunmaktadır. Bu makalenin amacı, ilk olarak düşük doğurganlığın altında yatan motivasyonların, literatürde genellikle göz ardı edilen ailecilikten bireyciliğe geçiş gibi yeni değer yönelimleri temelinde de ele alınması gerektiğini vurgulamak ve ikinci olarak da konuya ilişkin çözüm önerileri getirmeye yönelik makro ve mikro açıklamaların arandığı bütünlükçü kuramsal bir bakış açısı sunmaktır.
  • Item
    Sürdürülebilir gelişme amaçlı eğitimde etkili bir örnek: “Küçük Ağaç’ın Eğitimi”
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Yaralı, Kevser Tozduman; Didin, Elifcan
    Yeni yüzyılda insanların doğa ile olan ilişkileri, ekosistem ile ilişkili önemli bir sorun haline gelmiştir. Bunun sonucunda dünya çapında bir politika haline gelen ‘sürdürülebilir gelişme’ kavramı birçok ülkenin ortak kavramı olmuştur. Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için var olan olanakları tüketmeden, günümüzün ihtiyaç duyduklarını sağlamak olarak tanımlanan sürdürülebilir gelişmenin, ekonomik, toplumsal ve çevresel olmak üzere üç boyutu olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle geleneksel çevre eğitimi yerini, ‘Sürdürülebilir Gelişme Amaçlı Eğitim’ yaklaşımına bırakmıştır. Bu yaklaşımda etkili uygulamalara gereksinim vardır. Bu sebeple, içinde doğaya karşı farklı bir yaklaşım bulunduran “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” adlı kitap, araştırma kapsamında incelenmiştir. Nitel olarak yürütülen çalışma, durum deseni olarak tasarlanmıştır. Doküman incelemesinin kullanıldığı araştırmada, betimsel analiz ve söylem analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda “Küçük Ağaç’ın Eğitimi” adlı kitapta çocukların, sürdürülebilir gelişme amaçlı eğitimlerine örnek teşkil edebilecek etkili uygulamalar olduğu belirlenmiştir. Bu uygulamalarla ve çocuk katılımını esas alan programlarla çocukların çevrelerine karşı daha duyarlı, sorumlu bireyler olmalarının önü açılacaktır.
  • Item
    Politik tiyatronun solo sesi: Anna Deavere Smith
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Baş, Elif
    Bu çalışma, Afro-Amerikalı oyun yazarı, oyuncu ve akademisyen Anna Deavere Smith’in 1980’lerde oyun yazmak için şekillendirmeye başladığı röportaj tekniğini konu alır. Smith, belli bir konu hakkında yaptığı röportajları bir araya getirerek, o konuyu tüm boyutlarıyla sahnelemeye çalışır. Özellikle kimlik, toplumsal cinsiyet ve ırk gibi politik meseleler hakkında farklı görüşler ortaya koyarken, insanların kendi çelişkilerini de gözler önüne serer. Bunu nasıl başardığı kısaca “Fires in the Mirror” oyunuyla örneklendirilir. Bu konulara bakış açısı, Smith’in oluşturduğu oyunculuk metoduyla da bağlantılı olduğundan, son olarak oyunculukta benimsediği yönteme değinilir. Tüm bu bilgiler ışığında Smith’in hangi açıdan “geleneksel” politik tiyatronun dışında kaldığı ve kendine özgü ne tür politik performanslar sergilediği ortaya konur.
  • Item
    Nikaia’nın antik dönemdeki tarımsal üretimine dair izler: Nikaia’dan bir pres taşı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Şahin, Mustafa; Altın, A. Ali; Fen Edebiyat Fakültesi; Arkeoloji Bölümü; 0000-0001-5153-1918; 0000-0002-6066-180X
    Bu makalede, Bursa İli, İznik İlçesi, Orhaniye Köyü’nde Bursa İli ve İlçeleri Kültür Envanteri projesi kapsamında 2017 yılında bulunmuş olan bir zeytinyağı presi vida ağırlık taşı tanıtılmaktadır. Beyaz mermerden küp şeklinde kesilen bloğun, üzerinde bulunan dübel delikleri ve ön yüzde betimlenen stilize edilmiş 8 kollu khristogram motifi nedeniyle, orijinalinde bir sunak alt tablası veya bir tür mezar anıtı (?) olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Mermer blok, üzerindeki betime göre ilk olarak MS 5.-6. yüzyılda kullanılmış olmalıdır. Bununla birlikte, bloğun devişirme malzeme olarak, zeytinyağı presi vida ağırlık taşı işleviyle kullanıldığı evreye ilişkin taşın üzerinde herhangi bir tarihleyici ipucu bulunmamaktadır.
  • Item
    Mimar Cevat Ülger’in yaşamı ve sanat anlayışı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Oral, Bülent; Erçetin, Sedat
    Cumhuriyet’in ilanından sonraki gelişmeler, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde başlayan güçlü değişim taleplerinin kurumsal ve hukuki zeminini yaratmıştır. Bu dönemde modern, klasik, ulusal ve eklektik yaklaşımlar gösteren mimar sanatçılar yetişmiştir. Bu sanatçı mimarlardan biri de Cevat Ülger’dir. Cevat Ülger mimari, resim, hat, tasarım ve karikatür gibi çok çeşitli ilgi alanlarına sahip bir kişidir. Ülger, çoğunlukla geleneksel bir anlayış içinde olmakla beraber özgün nitelikte çizgisel özellikler gösteren yaklaşımlara sahip çalışmaların da bulunduğu mimari yapılar inşa etmiştir. Cevat Ülger içinde bulunduğu dönemin sanat koşullarını iyi analiz etmiş ve bu paralelde eserler verme çabası içinde olmuştur. Mimari detaylarda Ülger çoğunlukla geleneksel mimari çizgiler ile modern mimari yaklaşımları buluşturmaya yönelik yaklaşımlar sergilenmiştir. Mimari yapıları dışındaki çalışmalarında modern sanatın etkileri daha belirgindir. Ülger erken denebilecek bir yaşta hayatını kaybetmiş olmasına karşın yaşadığı sürece özgün bir sanat anlayışı oluşturma çabası içinde tutarlı bir gelişim göstermiştir.
  • Item
    Limanların bölgesel ve ekonomik etkileri: Tekirdağ-Ren Nehri karşılaştırması
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Pektaş, Güzide Öncü Eroğlu; Mersin, Kadir; Ormanlı, Fatih
    Küreselleşmenin ekonomik hâkimiyetinde olan günümüzde ticaret lojistikten bağımsız olarak düşünülemez. Hammadde, üretim, tüketim üçgeninin binlerce kilometreyi bulabilen çevresinde dolanarak bu üç faktörün ortak bir noktada buluşturulması ancak ve ancak gelişmiş taşımacılık ağlarıyla mümkündür. Taşımacılığın ana faktörü ve taşımacılık ağlarının temel birleştiricisi ise denizyolu taşımacılığıdır. Bu lojistik faaliyetlerinin başlangıç ve bitiş noktasında limanlar yer almaktadır. Limanların yarattığı bu artı değer günümüz Batı Avrupa nüfusunun dağılımına da karar vermiştir. İç suyolu taşımacılığı daha ekonomik olduğu için tercih edilen Ren Nehri’nde gemilerle taşınan ürünlere ve ticari güce kayıtsız kalamayan halk, son yüz yıllık süreç içerisinde bölgede bulunan nüfusu ve nüfus yoğunluğunu ciddi düzeyde arttırmıştır. Türkiye’nin Tekirdağ ili incelediğinde ülkenin geri kalanına oranla oldukça yüksek bir nüfus artış oranı görülmektedir. Şehirde bulunan nüfusun dağılımına bakıldığında ise limana yakın ilçelerde daha yüksek bir nüfus görülmektedir. Çalışmada öncelikle makro açıdan Hollanda’daki Ren Nehri değerlendirilmiş olup, sonrasında Tekirdağ ilinin liman faaliyetlerinin bölgesel kalkınmaya olan etkisi araştırılmıştır.
  • Item
    Koku duyusunun diğer duyulardan farkı ve farklılığın evrimsel perspektifle değerlendirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Fidan, Reyhan Ünver
    Düşük enerjiyle verimli bilgi edinme işlemi bilginin bilinç gerektirmeyen kanallardan elde edilmesine işaret etmektedir. Bilinç bilgi işlemede hem verimlilik elde etme hem de problem çözme becerisi için her zaman üstün bir araç değildir. Verimli bilgi edinme işlemi bilginin bilinç gerektirmeden hızla anlam bulmasını kolaylaştırmaktadır. Özellikle hayatta kalmaya yardımcı olacak kritik bilgileri seçerek belleğe daha güçlü şekilde kaydetmekte ve organizma hayati önem taşıyan bilgiye hızla cevap verebilmektedir. Diğer duyularla karşılaştırıldığında koku sistemi üst bilişle doğrudan bağlantıları sayesinde çevre hakkında bilgi toplamak için daha ekonomik bir olanak sunmaktadır. Bu bağlamda koku alma sürecine aracılık eden nöral yollar ve mekanizmalar diğer duyu sistemlerinin anatomik organizasyonundan oldukça farklılık göstermektedir. Yapılan araştırmalar koku, duygu ve hafıza arasındaki bağlantıyı ortaya koyan davranışsal bulgular ile koku duyusunu diğer duyulardan ayrıştıran sinirsel bağlantılarını gösteren nöro-görüntülerin örtüştüğünü göstermektedir. Bu çalışma koku duyusunun özelleşmiş anatomik yapısı ile insan davranışları üzerindeki etkisini ve işlevini evrimsel perspektifle değerlendirmek amacıyla hazırlanmıştır.
  • Item
    Koca Sinan Paşa vakıfları: Kuruluş amaçları, işlevselliği ve istihdam yönünden analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Öcalan, Hasan Basri; Fen Edebiyat Fakültesi; Tarih Bölümü; 0000-0001-7802-2347
    Osmanlı Devleti’nde birçok hizmetin vakıflar yoluyla sunulduğu ve bu kurumların özellikle devletin ileri gelen yöneticileri tarafından kurulduğu bilinmektedir. Vezîr-i Âzam Koca Sinan Paşa, sahip olduğu servetinin büyük bir kısmını Osmanlı coğrafyasının farklı yerlerine yaptırmış olduğu hayır müesseseleri için vakfetmiştir. Söz konusu vakıflar için hazırladığı ve her biri yaklaşık 100’er sayfalık defter olan vakfiyelerinin içeriklerinden hareketle Sinan Paşa’nın; Şam, Kahire, Yenişehir, Malkara, İstanbul, Üsküp ve Kaçanik gibi şehirlere hayır kurumları kurduğu ve bunlar için oldukça yüklü miktarda menkul ve gayrimenkuller vakfettiği görülmektedir. Bu şehirlerde cami, zaviye, mescid gibi dini kurumlar, mektep, medrese gibi eğitim kurumları, ribat, imaret, han, hamam, sebil gibi sosyal hayata yönelik hayır kurumları yaptıran Sinan Paşa, bu kurumların nasıl çalışacağını, kimlerin nasıl istifade edeceğini vakfiyelerde açıklamıştır. Özellikle imaret için düzenlemiş olduğu vakfiyelerden hareketle, bu kurumlardan istifade etme şartları, imarette sunulan hizmetler hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.
  • Item
    Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine deyim aktarmadaki bazı sorunlar üzerine -“Manas Destanı” Romanı örneğiyle-
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Süyünbek Kızı, Elnura; Üstünova, Kerime; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü; 0000-0002-6283-9421; 0000-0002-8433-8038
    SSCB’nin dağılmasıyla Türk Dilleri arasında hızlanan dil ve edebiyat çalışmaları Türklük bilimi için önemli konuların ortaya atılıp tartışılmasına yol açmıştır. Bugüne kadar gerek eş zamanlı gerek art zamanlı pek çok araştırma yapılmıştır. Bunların bir kısmı da edebi eserlerin bir yazı dilinden ikinci bir yazı diline aktarımına yöneliktir. Türk Dilleri arasında gerçekleştirilen metin aktarımıyla bir yandan çeviri sorunlarına dikkat çekilirken bir yandan da genel dil özellikleriyle söz varlığını içeren konular, karşılaştırmalı yöntemlerle incelenmektedir. Söz varlığına yönelik çalışmalar içinde deyim aktarımı, özel bir konuma sahiptir. Özellikle lisansüstü çalışmalarda güncelliğini yitirmediği gözlenmektedir. Konuyla ilgili çalışmalar olmakla birlikte her yazı dili için yeterince çalışıldığı söylenemez. Bu çalışmada, Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilen bir romandan hareketle deyim aktarmadaki sorunlar üzerinde durulmuştur. Romandaki deyimler eşleştirilerek deyim aktarmadaki ortak kullanımlar, farklı kullanımlar saptanmış; ortaya çıkan sorunların gerekçeleri belirlenmeye çalışılmıştır.
  • Item
    Kazakistan ekonomisinde petrolün rolü
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Ölmezoğulları, Nalan; Aldibekova, Gulnaz; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İktisat Bölümü; 0000-0001-5000-0904
    Kazakistan’ın petrol sanayii, ülkenin ekonomik güvenliğinin ve bağımsızlığının ana unsurlarından biridir. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Kazakistan’ın pazar ekonomisine geçiş sürecinde petrol endüstrisi ülkenin ekonomik gelişiminde öncelikli yer almıştır. Kazakistan’ın enerji sektörü, bağımsızlıktan sonra geniş çaplı dönüşümler yaşamış ve piyasanın serbestleşmesi ve endüstrinin düzenlenmesi ile önemli ölçüde geliştirilmiştir. Kazakistan’ın büyük petrol rezervlerine sahip olması ve dünya petrol piyasalarındaki olumlu gelişmeler, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve endüstriyel gelişimi açısından petrol piyasasını en umut verici sektör haline getirmiştir. Dolaysıyla, petrol piyasasındaki değişimler, özellikle petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, ülkenin ekonomik gelişimini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu makalede, 1991-2016 dönemi petrol fiyatındaki değişikliklerin önemli makroekonomik göstergeler üzerindeki etkilerini analiz ederek, Kazakistan ekonomisinde petrolün rolünü değerlendirmeye çalışacağız. Bunun yanı sıra dünya petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların Kazakistan ekonomisi üzerindeki olumsuz sonuçlarını azaltmak için bazı önerilerde bulunacağız.
  • Item
    İkili ilişkilerde olumlu olumsuz mükemmeliyetçilik ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik sınama çalışması
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Taluy, Nur
    Bu çalışmanın amacı, İkili İlişkilerde Olumlu Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği’nin (İİOOMÖ / DAPS) geçerlik ve güvenirliğinin incelenmesidir. Romantik bir ilişki içinde olan 319 kişi üzerinde uygulanan İİOOMÖ’nün yakınsak geçerliğini sınamak amacıyla Çok Boyutlu Mükemmeliyetçilik Ölçeği (ÇBMÖ-HF) kullanılmıştır. İİOOMÖ’nün yapı geçerliğini sınamak için varimaks eksen döndürme yöntemi kullanılarak yapılan faktör analizi sonucunda, orijinal ölçeğe uygun olan üç faktörlü bir yapı elde edilmiştir. Alt ölçekler, “farklılık”, “yüksek standartlar” ve “düzen” adları altında gruplanmıştır. Alt ölçeklerin Cronbach alfa iç tutarlık katsayıları .75 ile .87; test tekrar test güvenirlik katsayıları .53 ile .63 arasında değişmektedir. Analizler, İİOOMÖ’nin Türk örneklemi üzerinde yeterli düzeyde geçerlik ve güvenirlik değerlerine sahip olduğunu düşündürmektedir.
  • Item
    Hasan Hilmî Edirnevî Divanı ve Divanı’nda ayet iktibasları
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Ekici, Hasan
    XIX. yüzyıl şairlerinden Hasan Hilmî Edirnevî’nin Divan’ında naʻt türünde 343 şiir vardır. Şair, “Divanı’nda” birkaç şiir haricinde redif olarak “yâ Resûla’llâh”, vezin olarak da “mefâʻîlün / mefâʻîlün / mefâʻîlün / mefâʻîlün” kalıbını kullanmıştır. Divanı’ndaki şiirlerden hareketle onun şekilden ziyade manaya önem verdiği söylenebilir. Ayrıca şiirlerinde tasavvufla ilgili terimlere sıkça yer veren Hasan Hilmî Edirnevî’de tasavvufun -özellikle Nakşibendî tarikatının- etkisi olduğu görülmektedir. Klasik Türk edebiyatının beslendiği temel kaynaklardan biri Kur’ân-ı Kerîm’dir. Hasan Hilmî Edirnevî, eserini kaleme alırken ayetlerden iktibaslar yapma yoluyla bu kaynaktan çokça istifade etmiştir. Ayetler, lafzen, manen ve telmih yoluyla iktibas edilmiştir. Şair, ayet iktibaslarını söylemek istediği konuya uygun olarak seçmiş, bu yöntemle şiirlerindeki manayı kuvvetlendirmek istemiştir. Bu çalışma, iki bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümde Hasan Hilmî Edirnevî’nin Divan’ı tanıtılacak, ikinci bölümde ise şiirlerdeki ayet iktibasları ile bunların beyitlerde kullanımına örnekler verilecektir. Böylece ayet iktibaslarının şairin düşünce dünyasında nasıl şekil bulduğu ortaya konulmaya çalışılacaktır.
  • Item
    Gül-deste-i Şuʽarâ adlı şiir mecmuası ve mecmuaya göre Bursa şairleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Avcı, İsmail
    Bu çalışmada 1287 (1870-71) yılında Bursa’da yayımlanmış olan Gül-deste-i Şuʽarâ adlı şiir mecmuası incelenmiştir. 32 sayfalık bu mecmuada 77 şairin 81 şiiri mevcuttur. Gül-deste-i Şuʽarâ’nın en belirgin yanı Bursalı şairlerin şiirlerinden topluca örnekler sunuyor olmasıdır. Mecmuada 52 Bursalı şairin şiiri kayıtlıdır. Bursa’da Demircilerbaşı’nda deprem nedeniyle yıkılan bir caminin yeniden inşasına maddi kaynak sağlayabilmek için tertip edilmiş olan eser bu tertibi bakımından diğer şiir mecmualarından ayrılmaktadır. Mecmua MESTAP’taki (Mecmuaların Sistematik Tasnifi Projesi) tabloya göre tasnif edilip incelenmiştir. Şiirler eğer şairin divanı varsa oradan, yoksa şairden söz eden biyografik kaynaklardan kontrol edilmiş ve bulunabildiyse “Açıklamalar” kısmında şiirin bulunduğu yer gösterilmiştir. Şiir mecmualarının edebiyat tarihi için en önemli yanı yeni şairlerin ve şiirlerin tespit edilmesine vesile olmalarıdır. Gül-deste-i Şuʽarâ’nın incelenmesi neticesinde görülebildiği kadarıyla kaynaklarda yer almayan Râziye Kadın adlı 1 şairenin varlığı tespit dilmiştir. Bundan başka Eşref, Hakkî, Hisâlî, ʽİşretî, Muhibbî, Râʼî, Reʼyî, Rifʽatî, Saʽîd ve Sırrî’ye ait, kaynaklarda yer almayan 12 şiir tespit edilmiştir.
  • Item
    Devlet, arkeoloji ve âsâr-ı atîka: Bir vilayet müzeciliği örneği olarak Müze-İ Hümâyûn Bursa Şubesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Yaşayanlar, İsmail; Fen Edebiyat Fakültesi; Tarih Bölümü; 0000-0002-4009-3286
    Batının kendi tarihi mirası olarak gördüğü, ancak Osmanlı topraklarında bulunan eski eserlerin talanı ve kaçakçılığı meselesi tarihimizi uzun yıllar meşgul etmiştir. Osmanlı Devleti’nde müzecilik faaliyetlerinin başlaması ve bunu takiben eski eser hukukunun hayata geçirilmesi, âsâr-ı atîkanın değer kazanmasını, kültürel mirasın bir parçası olarak görülmesini ve eskiye atfedilen anlamın değişmesini sağlamıştır. Merkezde başlayan müzecilik çalışmaları, XIX. yüzyılın sonu ve XX. yüzyılın başında eski eserlerin kaynağı olan Osmanlı taşrasına da yaygınlaştırılmaya çalışılmış, ayrıca arkeolojik kazılar ve yüzey araştırmaları daha sıkı kurallarla idare edilmeye başlanmıştır. Bu makalede öncelikle Osmanlı modernleşmesinin mikro düzeyde, kurumlar boyutunda incelenebileceği bir kent olan Bursa örneğinde, arkeoloji, siyaset ve eski eser anlayışı konuları ele alınacaktır. İkinci olarak ise çalışmanın gerçek öznesi olan Müze-i Hümâyûn Bursa Şubesi’nin kuruluş ve gelişim süreci incelenecektir.
  • Item
    Bizans döneminde balıkçılık aktiviteleri ve mozaiklerde görülen balık türleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) İnanan, Burak Evren; İnanan, Filiz; Fen Edebiyat Fakültesi; Sanat Tarihi Bölümü; 0000-0001-7573-9967
    Birçok uygarlıkta, insan yaşamının önemli besin kaynaklarının bir bölümü deniz, göl ve akarsulardan sağlanmıştır. Bizans döneminde de, farklı türdeki balıklar ve ıstakoz, yengeç, ahtapot, salyangoz gibi diğer su ürünlerinin ağ, zıpkın, yaprak ve dallardan örülen sepetlerle yakalanmaktadır. Tutulan balıkların toptan ve perakende satışlarının ayrıntıları çok bilinmemekle birlikte, balık türlerinin fiyatları arasında fark bulunduğu kayıtlıdır. Ayrıca, balıkçıların faaliyetleri, marketlerin işleyiş biçimi, rekabet ortamının durumu, organizasyonların düzenlenişi, bireysel girişimlerin kurumlara etkisi gibi konular hakkındaki bilgilere ulaşılabilmektedir. Balık ve bazı deniz canlılarının Bizans sofrası dışında maden, seramik ve tekstil atölyelerinde farklı biçimlerde kullanıldığı, bazen dini sembol, bazen balıkçılık faaliyetleri içinde mozaik betimlerde kullanıldığı görülmektedir. Bizans döneminde balıkçılık faaliyetleri ile balığın farklı alanlardaki kullanımları konusunda bir değerlendiren bu çalışma ile Bizans dönemindeki bahçe havuzlarında beslenen balık türlerinin günümüzde akvaryum balıkçılığına yansıdığı saptanmaktadır. Ayrıca, avlanan balık türleri dışında balıkların bir arada tutularak yemleme tekniklerinin geliştirilmesi, günümüzdeki balık yetiştiriciliği temel prensipleri ile örtüştüğü tespit edilmiştir.
  • Item
    Acanta mağaraları: Buddhist gelenek ve çaityalar
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Kayalı, Yalçın
    Buddhist kültüre ait oldukça önemli unsurları içerisinde barındıran Acanta mağaralarının tarihi, MÖ 2. yüzyıla kadar gitmektedir. Bu mağaralar, oluşturuldukları dönem itibarıyla ikiye ayrılmaktadır. Birinci grup, MÖ 2-1. yüzyıllar arasında oluşturulmuşken; ikinci grup ise yaklaşık olarak dört yüz yıl süren bir aranın ardından, MS 4-6. yüzyıllar arasında oluşturulmuştur. Tarihsel süreçte birinci grup olarak adlandırılan mağaralar, Buddhizm’in Hīnayāna mezhebi inanırları tarafından kullanılmış, ikinci grup ise Mahāyāna mezhebinin manastırları olarak hizmet vermiştir. Yapısal ve şekilsel özellikleri bakımından da ikiye ayrılan Acanta mağaralarının, yirmi beşi vihāra, beşi ise çaitya formunda inşa edilmiştir. Çalışmamıza konu olan çaitya-grihaların içerisinde birer küçük stūpa bulunmaktadır. Stūpalar, Buddhist kültüre ait oldukça kıymetli ipuçlarını günümüze taşımaktadır. Bu sebeple çalışmamızda, Acanta’daki çaityaların yapısal ve kültürel özellikleri incelenerek, Hint kültüründeki yeri ve önemi konusuna vurgu yapılmak istenmiştir.