2019 Cilt 19 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15731
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Apiterapi: 1. arı zehri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-17) Altıntaş, Levent; Bektaş, NeslihanArıcılık, ülke ekonomisine katkı sağlayan önemli bir yetiştiricilik alanıdır ve arıcılıktan elde edilen ürünler insan sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Geçmişten günümüze arı ürünleri besin maddesi olarak değerlendirildiği gibi, içerdiği etkin maddeler sebebiyle tedavi amacıyla da kullanılmıştır. Apiterapi diye de nitelendirilen bu uygulama alanı incelendiğinde, arı zehrinin ayrı bir öneme sahip olduğu dikkati çeker. Apitoksin olarak da bilinen arı zehri; arının karın boşluğunda yer alan zehir bezlerinde üretilen ve biyolojik olarak birçok etkisi (immun sistem, merkezi ve çevresel sinir sistemi, kardiovasküler sistem, antibakteriye!, fungusit, antiviral, antiinflamatuvar, antiartrit, antikanser, yara iyileştirici etki gibi) bulunan bir maddedir. Hazırlanan bu derleme kapsamında; arı zehrinin; fiziksel ve kimyasal özellikleri, biyolojik etkileri, üretimi ve kullanımına yönelik özet bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Arıcılık işletmelerinde mevcut durum, temel sorunlar ve çözüm önerileri üzerine bir araştırma (Bingöl ili örneği)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-03-05) Söğüt, Bünyamin; Şeviş, Helda Ebru; Karakaya, Ersin; İnci, HakanBu çalışma, Bingöl ilinde arıcılık yapan işletmelerinin yapısal durumunu, temel sorunlarını ve çözüm önerilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kovan başına bal verimini etkileyen faktörlerin belirlenmesinde regresyon analizi kullanılmıştır. Oransal örnekleme yöntemiyle 87 adet işletmeyle anket yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, yetiştiricilerin yaş ortalaması 47,3, ortalama arıcılık yapma süresi 18,11 yıl, üretici başına düşen mevcut kovan sayıları ortalaması 133,6 adet ve koloni başına bal verimi ortalaması ise 11,1 kg olarak belirlenmiştir. Yapılan analiz sonucunda yetiştiricilerin büyük bir kısmının (%84) gezginci arıcılık yaptığı ve arıcıların %78,2’sinin yer ve konaklama sorunu olduğu saptanmıştır. Yetiştiricilerin Bingöl arıcılık sektörünün gelişmesinin önündeki en büyük etken olarak ilk 3 sırada %32,2 ile arıcıların yeterli bilgiye sahip olmaması, %29,9 ile desteklemenin yetersiz olması ve %23 ile pazarlama sorununu gördükleri belirlenmiştir. Mesleki deneyim süresi fazla, kovan sayısı az ve gezgin arıcılık yapan işletmelerin bal verimlerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; mesleki deneyimi fazla ve konaklama sorununu çözmeyi başaran gezginci arıcılık yapan yetiştiricilere yönelik strateji ve politikaların geliştirilmesi bölgede bal üretim ve verim miktarını önemli oranda arttıracağı belirlenmiştir.Item Farklı yöntemler kullanılarak üretilen propolis örneklerinde biyolojik olarak aktif bileşenlerin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-28) Karlıdağ, Semiramis; Genç, FeratBu çalışmada, farklı propolis üretim yöntemleri kullanılarak farklı dönemlerde üretilen propolis örneklerinin biyolojik olarak aktif bileşenleri tespit edildi. Çalışmada Langstroth tipi ahşap arı kovanları kullanıldı. Propolis örnekleri, nektar dönemi ve kışlatma öncesi dönem olmak üzere yılda iki dönem olmak üzere 2 yıl boyunca toplandı. Propolis üretim tuzağı olarak plastik ızgaralı örtü tahtası ile kovan ön ve yan yüzüne monte edilen Bell Board tipi ahşap tuzaklar kullanıldı. Toplandıktan sonra toz haline getirilen propolis örnekleri %96’lık etanol ile bir hafta boyunca karıştınlarak propolis ekstraktları elde edildi. Elde edilen propolisin etanolik ekstraktlarının fenolik bileşenleri GC-MS ile belirlendi. Propolis ekstraklarının benzoik asit, kumarik asit, hekzadekanoik asit, sinnamik asit, eudesmol ve bisabolol türevlerini içerdiği tespit edildi. Farklı dönem ve yıllarda üretilen propolislerin 17 adet bileşeni ortak olarak içerdiği tespit edildi.Item Ld50 values may be misleading predictors of neonicotinoid toxicity across different bee species(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-11) Mayack, Christopher; Boff, SamuelThe importance of not only honey bees (Apis mellifera) but also other non-managed bee species and their pollination Services has come to light with their recently reported declines. One contributing factor in these declines is thought to be sub-lethal exposure to neonicotinoid insecticides such as thiacloprid. Hovvever, current government regulatory agencies do not require the assessment of insecticide toxicity on bee species other than the honey bee, even though previous studies have demonstrated that sensitivity to insecticides is not likely to be generalizable from honey bees to non- managed bee species. Replicating standardized protocols and testing five different doses of thiacloprid on individual caged bees, we assessed the acute contact toxicity by calculating mortality and the lethal dose (LDso) value for three bee species with different life history traits: Apis mellifera, Bombus terrestris, and Osmia bicornis. \Ne found that Apis mellifera and Osmla bicornis had significantly higher mortality in comparison to Bombus terrestris, but there was no dose-dependent response for any of the three bee species. Bee size and sex were also not useful predictors of thiacloprid toxicity. These results suggest that solely relying on LDso values, especially when they do not produce a dose-dependent response, may be misleading when assessing insecticide toxicity risk for honey bees and other non-managed bee species.Item Assessment of api tourism in turkey by swot analysis(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-20) Suna, BelmaIn this research, the api tourism potential of Turkey was evaluated by SWOT analysis. The purpose of the study is to determine current situation of api tourism in Turkey within the scope of health tourism. Statistical databases of Turkey Bee Breeding Çenter Union, Turkey Statistical Institute and the Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO), and the findings achieved by international and national studies have been utilized in the paper. At the end of the SWOT analysis strengths, weaknesses, opportunities and risks of the api tourism in Turkey has been determined. According to the findings, having the 3rd most significant beehive reserve in the world, being one of the 12 most essential gene centers of the world concerning flora, and applying apitheraphy methods that are considered as a part of the traditional and complementary medicine in accommodation centers is already legalized by the Ministry of health. Its vveaknesses are absence of provinces that have the most beehives in Turkey among the api routes, deficiency on promoting and marketing as a bee route, and underdeveloped api tourism consciousness.Item Bal arılarında (apis mellifera l.) iki analı koloni yönetiminin koloni performansı ve varroa (varroa destructor anderson &trueman) bulaşıklık düzeyine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-11-28) Cengiz, Emir Han; Genç, Ferat; Cengiz, Mahir Murat; Atıf 4.0 Uluslararası2017 yılında yürütülen bu çalışmada, Erzurum şartlarında iki ana arılı koloni yönetiminin koloni performansına etkileri incelenmiştir. Koloni başına ortalama arılı çerçeve sayısı tek analı kolonilerde 15.20±0.84 adet, iki analı kolonilerde 21.75±1.63 adet olarak bulunmuştur. Ortalama arılı çerçeve miktarı bakımından gruplar arasında gözlenen farklılık Mayıs ayında istatistik! açıdan önemsizken, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylannda çok önemli (p<0.01) bulunmuştur. Koloni başına ortalama yavru alanı miktarı tek ve iki analı kolonilerde sırasıyla 4016.85±508.65 cm2 ve 5300.31 ±380.73 cm2 olarak gerçekleşirken; kuluçka alanı gelişimi bakımından grupların birbirlerinden farkı çok önemli (p<0.01) bulunmuştur. İki analı kolonilerde koloni başına ortalama 22.74±1.94 kg bal elde edilirken tek analı kolonilerde bu değer 15.76±1.64 kg olarak tespit edilmiştir. Koloni başına ortalama varroa bulaşıkhk oranı tek analı ve iki analı kolonilerde sırasıyla %4.30±0.55 ve %7.62±1.12 olarak belirlendi. Varroa bulaşıkhk oranı açısından ortalama değerler Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sırasıyla % 0.89 ± 0.76,% 3.17 ± 0.27, 6.36 ± 0.63 ve% 13.05 ± 1.23 olarak bulundu.Item Karaçalı (paliurus spina-christi mill.) balının karakteristik özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-17) Malkoç, Meltem; Kara, Yakup; Özkök, Aslı; Ertürk, Ömer; Kolaylı, SevgiYapılan bu çalışma ile Türkiye'nin Marmara bölgesinin farklı lokasyonlarında üretilen karaçalı (Paliurus spina-christi Miller) ballarının karakteristik özellikleri ile biyolojik aktif değerleri aydınlatılmıştır. 2018 yılında bal hasat sezonunda toplanan 18 adet karaçalı balları, Bursa, Edirne ve Kırklareli'nin tecrübeli arıcılardan ve çevresindeki üreticilerden temin edilmiştir. Balların melissopalinolojik analizleri, fizikokimyasal parametre olarak, pH, nem, renk, iletkenlik ve optik rotasyon değerleri, kimyasal parametre olarak, prolin, şeker bileşenleri, toplam fenolik, flavonoid, tanen miktarları ve fenolik profil analizleri yapılmıştır. Biyolojik aktif özellik olarak antioksidan ve antimikrobiyal aktivite çalışılmıştır. Çalışmanın palinolojik analiz sonuçlarına göre balların %69.5 ile %96 arasında monofloral özelliğe sahip olduğu bulunmuştur. Karaçalı ballarının çalışılan 10 farklı patojenik mikroorganizmaya karşı Manuka balları ve standart antibiyotiklere göre oldukça yüksek antibakteriyel ve antifungal aktiviteleri tespit edilmiştir. Sonuç olarak, monofloral özellikteki Karaçalı ballarının yüksek biyolojik aktivite değerlerine sahip olduğu ve apiterapi uygulamaları için iyi bir ajan olduğu düşünülmektedir.Item Comparison of commercial and Anatolian bee venom in terms of chemical composition(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-16) Samancı, Taylan; Kekeçoğlu, MeralWe compared fresh bee venom samples produced by Anatolian beekeepers with commercial bee venom samples based on physicochemical analyses results. Sugar content analysis was conducted using HPLC-RID, moisture content analysis was performed using a moisture analyzer and melittin, apamin and phospholipase A2 contents were analyzed via HPLC-UV. When we compared the commercial bee venom samples with the freshly collected Anatolian honey bee venom, it was determined that the apamin, melittin and phospholipase A2 contents were generally lower in the commercial bee venom samples. Additionally, there was a statistically significant difference between the groups in terms of the moisture and phospholipase A2 contents (p <0.5). When we evaluated the sugar profile analysis, other than in maltose and erlose no difference was found between the two groups. The results showed that the content quality of the fresh bee venom samples collected from Anatolian honey bees was higher than that of the commercially sold bee venom samples. This result clearly indicated that bee venom samples intended for use in apitherapy or for cosmetic purposes should be obtained fresh or kept under very good conditions.Item Ticari propolis ekstraktlarının kalite parametreleri açısından karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-03-11) Keskin, Merve; Kolaylı, SevgiPropolis biyolojik aktif değeri yüksek doğal bir arı ürün olduğu için takviye edici gıda olarak değişik formülasyon ve paketlerde tüketilmektedir. Propolisin içeriği toplanma biçimi ve zamanı, arı ırkı ve toplandığı bölgenin florasına bağlı olarak değişmektedir. Bu nedenle standardize ham propolis elde etmek mümkün değildir fakat farklı çözücüler kullanılarak hazırlanan propolis ekstraktlarının standardize edilmesi mümkündür. Yapılan bu çalışma da Türkiye'nin değişik market ve aktarlarından toplanan ticari propolis ekstraktlarının bazı kalite parametreleri karşılaştırıldı. 20 değişik propolis ekstraktının briks, balsam, toplam fenolik madde miktarı (TFM), toplam flavonoid madde miktarı (TFMM) ve kondense tanen madde (KTM) miktarları ölçüldü. Çalışma sonucunda briks değerinin etanolik propolis ekstraktları için 25 ile 61 arasında, balsam değerlerinin %7.1 ile %95 arasında, TFM’ nin %1 ile %95 arasında, TFMM’nin %0.1 ile %7.8 arasında ve KTM’ nin %0.04 ile %0.4 arasında değiştiği tespit edildi. Propolis özütlerinin hazırlanması, tüketilmesi ve standardize edilmesinde bu parametrelerin önemli rol alabileceği görülmektedir.Item Varroa mücadelesinde sentetik ve organik akarisitlerin kullanım olanakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-02) Demirel, Mert; Keskin, Gizem; Kumral, Nabi Alper; Ziraat FakültesiBal arılarının en önemli paraziti olan Varroa spp., bal arıların hemolenfini emerek koloninin zayıflamasına, ileri aşamalarda ise diğer hastalıklara karşı daha duyarlı hale gelmesine ve koloninin sönmesine sebep olmaktadır. Bu zararlı ile mücadele de birçok ruhsatlı kimyasal preparat Varroa mücadelesinde etkili olmakta, ancak aynı etken maddenin yoğun kullanılması parazitin bu kimyasallara karşı bağışıklık kazanmasına neden olmaktadır. Bu kimyasalların bilinçsiz kullanımı arıların sağlıklarını tehdit ettiği gibi arı ürünlerinde kalıntı bırakarak insan sağlığını da tehlikeye sokmaktadır. Son yıllarda araştırmalar, doğada kolay parçalanan doğal bileşikler oldukları için ve kimyasal kalıntı bırakmaması ve bağışıklık oluşturmaması gibi özelliklerinden dolayı bitkisel oıjinli preparatlara odaklanmıştır. Bazı esansiyel yağ asitleri ile Varroa mücadelesinde başlıca thymol, oksalik asit ve kekik [(Thymus caucasicus) (Lamiaceae)] yağı olmakla beraber çördük [(Hyssopus officinalis L.) (Lamiaceae)] otu yağı, laktik asit, kostik asit, karanfil [(Syzygium aromaticum L. (Myrtaceae)] yağı, okaliptüs [(Eucalyptus globulus) (Myrtaceae)] yağı ve nane [(Mentha piperita) (Lamiaceae)] özütü gibi hem sadece özüt hemde bunların karışımı ile yapılan preparatlar kullanılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bu derleme çalışmasında hem sentetik kimyasalların etkinliği ve bazı olumsuz etkilerinden bahsedilirken, aynı zamanda bu organik etken maddelerin Varroa ve bal anları üzerindeki kullanım olanaklarına da değinilecektir.