Eğitim Bilimleri Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/19
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item İlkokul 4. sınıf öğrencilerinin matematiksel problem çözme sırasındaki göz hareketlerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-05) Bingül, Çağla; Yazgan, Yeliz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü ; Temel Eğitim Ana Bilim Dalı; Sınıf Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-9746-6899Bu araştırma, ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin matematiksel problem çözme surecindeki göz hareketlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma desenlerinden biri olan bütüncül çoklu durum çalışması yöntemi benimsenmiştir. Araştırma, İstanbul’da öğrenim gören 12 ilkokul 4. sınıf öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara sıradan (rutin) ve farklı stratejilere yönelik sıradışı (rutin olmayan) problemler sorulmuş ve herhangi bir zaman kısıtlaması getirilmemiştir. Göz izleme verileri, SMI sabit göz izleme cihazı ile toplanmış ve oğrencilerden problemleri çözerken sesli düşünmeleri istenmiştir. Veriler SMI Experiment BeGaze 3.4 programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın alt problemleri, göz hareketlerinin ilkokul 4. sınıf öğrencilerinin sıradan ve sıradışı matematik problemlerini çözmek icin kullandıkları süreçler hakkında nasıl bilgi sağladığını, öğrencilerin göz hareketlerinin kullandıkları sıradışı problem çözme stratejilerine göre değişip değişmediğini ve sıradışı ile sıradan problem çözerken göz hareketleri arasında bir fark olup olmadığını ele almaktadır. Bulgular, sıradışı problemleri çözen katılımcıların, çözemeyenlere göre daha fazla problem çözme suresi harcadığını göstermektedir. Tarama yolu ve sesli düşünme verileri, stratejik yaklaşımlar ve doğru görsel referansların kullanımıyla problemlerin daha etkili bir şekilde çözüldüğünü ortaya koymaktadır. Ayrıca, bazı stratejilerin eksikliğinin öğrencilerin başarısını olumsuz etkileyebileceği ve bu stratejilerin öğretilmesinin önemli olduğu vurgulanmaktadır. Isı haritası bulgularına göre, sıradan ve sıradışı problemlerde başarı düzeyine göre farklılıklar ortaya çıkmıştır. Göz tarama videoları, göz hareketleri tekrar videoları ve sesli düşünme verileri “sorudan cevaba” ve “cevaptan soruya” şeklinde kodlanmıştır. Sıradan problemlerde “sorudan cevaba” kodunun, sıradışı problemlere göre daha fazla olduğu görülmektedir. Çözüm surelerinin analizine odaklanan sonuçlar, göz izleme cihazı kullanılarak milisaniye cinsinden kaydedilen verilerin normal dağılım gösterdiğini ve yapılan bağımlı gruplar t-testinin, sıradışı matematik problemlerinin çözüm surelerinin sıradan problemlere kıyasla istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha uzun olduğunu ortaya koymuştur. Elde edilen bulgular literatürle tartışılmış ve çeşitli öneriler sunulmuştur.Item E-STEAM temelli etkinliklerin okul öncesi dönem çocuklarının bilimsel süreç ve problem çözme becerileri ile sosyal duygusal alan gelişimine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-09) Adam, Aynur; Güngör, Sema Nur; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Temel Eğitim Anabilim Dalı ; Okul Öncesi Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0004-1185-7840Bu araştırmada E-STEAM temelli etkinliklerin okul öncesi dönem çocuklarının bilimsel süreç ve problem çözme becerileri ile sosyal duygusal alan gelişimine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini Yalova Rahmi Tokay İlkokulu’nda eğitim gören 5-6 yaş grubu 22 çocuk oluşturmaktadır. Çalışma, 2021-2022 eğitim öğretim yılı bahar döneminde 12 hafta süreyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma yöntem kullanılmıştır. Araştırmada çalışma grubuna, bilimsel süreç beceri testi, problem çözme beceri ölçeği ve sosyal duygusal uyum ölçeği ön-test, son-test olarak uygulanmış, çocukların tüm etkinliklerdeki çizimlerini değerlendirmek ve 12 haftalık uygulama sürecinde çocukların girişimcilik becerilerini belirlemek amacıyla çizim ve girişimcilik derecelendirme ölçekleri kullanılmış, okul öncesi dönem çocuklarının E-STEAM temelli etkinliklere ilişkin görüşlerini belirlemek üzere çocuklarla ve aileleriyle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda eğitimler E-STEAM temelli etkinliklerle yürütülmüştür. Verilerin analizinde çocukların ön test ve son test bilimsel süreç beceri puanları, problem çözme beceri puanları, sosyal duygusal uyum puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığını tespit etmek için bağımlı gruplar t-testi yapılmıştır. Çocukların ve ailelerin uygulama sonrası E-STEAM etkinliklerine ilişkin görüşleri içerik analizine tabi tutulmuştur. Çocukların E-STEAM temelli etkinliklerdeki çizimleri ve girişimcilik becerileri ise betimsel istatistiklerle değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre uygulanan 12 E-STEAM etkinliğinin çocukların sosyal duygusal alan gelişimlerini, bilimsel süreç ve problem çözme becerilerini geliştirmede oldukça etkili olduğu, çocukların çizimlerinde verilen probleme yönelik farklı çözümler bulabildikleri, buldukları çözümlerden birini seçebildikleri ve bu çözümü sözel olarak anlatabildikleri, özgün fikirler sunabildikleri, çözümlerini çizimlerine yansıtabildikleri ve çizimlerinde ayrıntıya yer verebildikleri, uygulamalara katılım sağlayan velilerin ve çocukların süreçten memnun kaldıkları tespit edilmiştir. Araştırmada E-STEAM etkinliklerine katılan okul öncesi çocuklarında araştırmanın hedefleri doğrultusunda belirlenen bilimsel süreç ve problem çözme becerileri ile sosyal duygusal alan gelişimlerinin yanı sıra yaratıcılık, araştırmacılık, bağımsızlık, küçük kas becerileri ve iş birliği gibi farklı becerilerin de geliştiği belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda amaçlar ve bulgular doğrultusunda gelecekte yapılacak olan diğer araştırmalara yönelik önerilerde bulunulmuştur.Item Ebeveynlerin birlikte ebeveynlik leri ile çocuklarinin duygusal ve psikolojik iyi oluşlari arasindaki ilişkinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-01) Şermet, Cansu Karaduman; Akça, Figen; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; 0009-0005-6289-2387Bu çalışmada, ilkokul öğrencilerinin duygusal ve psikolojik iyi oluş düzeyleri ile ebeveynlerinin birlikte ebeveynlikleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, Bursa ili Nilüfer ilçesinde eğitim görmekte olan 310 öğrenci (188 kız öğrenci, 122 erkek öğrenci) ile bu öğrencilerin ebeveynleri (235 anne, 75 baba) çalışmaya dâhil edilmiştir. Araştırma değişkenlerini ölçmek için kullanılan ölçme araçları; öğrenciler için Stirling Çocuklar İçin Duygusal ve Psikolojik İyi Oluş Ölçeği, ebeveynler için ise Birlikte Ebeveynlik Ölçeğidir. Analizler için SPSS 25 paketinden yararlanılarak; değişkenler arasındaki ilişki analizi için Pearson Momentler Çarpım Korelasyonu, Çoklu Regresyon Analizi, değişkenlerin cinsiyete göre farklılaşma analizi için Bağımsız Gruplar t Testi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Birlikte Ebeveynlik Ölçeği alt boyutlarının tamamı ile çocukların duygusal ve psikolojik iyi oluşları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Çocukların duygusal ve psikolojik iyi oluşları ile birlikte ebeveynlik anlaşması, birlikte ebeveynlik desteği, birlikte ebeveynlik iş birliği ve aile içi ilişkilerin ortak yönetimi alt boyutları arasında düşük düzeyde ve pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunurken, birlikte ebeveynlik çatışması ve eşin ebeveynliğinin küçümsenmesi alt boyutları arasında düşük düzeyde ve negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Çoklu regresyon analizi sonucuna göre ise, birlikte ebeveynlik tüm alt boyutları ile birlikte çocukların duygusal ve psikolojik iyi oluşunu anlamlı bir şekilde yordamaktadır. Bu sonuca göre, birlikte ebeveynlik, çocukların duygusal ve psikolojik iyi oluşu varyansının %12.7’sini açıklamaktadır.Item Web 2.0 destekli fen eğitiminin 7. sınıf öğrencilerinin grafik okuryazarlığına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-09) Koçal, Gülce Dilar Tuncer; Ormancı, Ümmühan; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-3105-2228Gelişen ve değişen bilgi çağında bireylerin kullanması gereken bazı beceriler bulunmakta, bu beceriler arasında okuryazarlık becerisi de yer almaktadır. Eğitimde de öğrencilerden okuryazar bireyler olmaları beklenmektedir. Fen derslerinde kullanılan grafiklerin bireylerin okuryazar olmalarında etkili olduğu söylenebilir. Ancak yapılan çalışmalar öğrencilerin grafikleri anlama, yorumlama veya çizme becerilerinin yanı grafik okuryazarlıklarının düşük olduğunu göstermektedir. Bu nedenle grafik okuryazarlığını arttıracak çalışmalar yapmanın önemli olduğu düşünülmektedir. Bu araştırmada Web 2.0 destekli fen eğitiminin 7. sınıf öğrencilerinin grafik okuryazarlığına etkisi incelenmiştir. Araştırma karma araştırma yöntemlerinden olan iç içe (gömülü) desen kullanılmıştır. Grafik eğitiminin deneysel uygulama kısmında ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen tercih edilmiştir. Araştırma 2022-2023 eğitim öğretim yılının birinci döneminde İstanbul ili Bağcılar ilçesinde bir ortaokulda bulunan 54 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunda 27 öğrenci deney grubunu oluştururken 27 öğrenci ise kontrol grubunu oluşturmaktadır. Deney grubuna Web 2.0 destekli fen eğitimi, kontrol grubuna ise fen bilimleri programına uygun olacak şekilde dersler devam etmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, nicel kısım için "Grafik Okuryazarlık Ölçeği (TOGS)", nitel kısım için ise "Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu" ve "Çalışma Yaprağı" kullanılmıştır. Toplanan nicel veriler SPSS 29.0.1 paket programı ile analiz edilirken, nitel veriler içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırma bulgularına göre, Web 2.0 destekli grafik eğitiminin, öğrencilerin grafik okuryazarlıklarına etkisinde deney ve kontrol grubu öğrencileri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Bu bulguya göre öğrencilerin grafik okuryazarlık becerilerinin arttığı sonucunu ortaya koymaktadır. Grafik okuma (yorumlama) becerilerinde deney ve kontrol grubu öğrencileri arasında anlamlı fark bulunmazken, deney grubu öğrencilerinin son test sonucuna göre puanlarına artış meydana gelmiştir. Grafik çizme becerisi ile ilgili deney grubu ve kontrol grubu öğrencileri arasında anlamlı fark bulunmuştur. Deney grubu öğrencilerinin grafik çizme becerileri Web 2.0 destekli fen eğitimi sonrası gelişme göstermiştir. Öğrencilerin grafik eğitimi sonrasında, grafiksel becerilerin özellikle çizme becerilerinin eğitim sonrası geliştiğini, grafiksel becerilerde en çok eksenlerde zorlandıklarını ifade etmişlerdir. Özellikle çizme becerilerinin geliştiğini belirtmişlerdir. Bu bağlamda çalışma sonucunda Web 2.0 destekli fen eğitiminin öğrencilerin grafik okuryazarlığını geliştirmede etkili olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin grafik okuryazarlık becerileri, grafik çizme becerileri ve grafik okuma (yorumlama) becerilerinin Web 2.0 araçları ile gelişeceği ve buna ilişkin çalışmaların arttırılması gerektiği söylenebilir.Item Dördüncü sınıf maddenı̇n doğası ünı̇tesı̇nde bı̇çı̇mlendı̇rı̇cı̇ değerlendı̇rme uygulamalarının öğrencı̇lerı̇n kavramsal anlamalarına etkı̇sı̇nı̇n değerlendı̇rı̇lmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-13) Kestane, Emine; Bulunuz, Mızrap; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Temel Eğitim Ana Bilim Dalı; Sınıf Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0005-8391-8793Her gün gelişen ve değişen bir dünyada, eğitim programları ve değerlendirme yöntemleri de değişmektedir. Yenilenen eğitim programlarıyla birlikte öğrenci merkezli ve süreç odaklı biçimlendirici değerlendirme uygulamalarına yer verilmiştir. Bu çalışmada dördüncü sınıf öğrencilerinin maddenin doğası ünitesinde kavramsal anlama düzeylerini belirlemek ve buna göre hazırlanan öğretim planında biçimlendirici değerlendirme uygulamalarının öğrencilerin kavramsal anlamalarına etkisini değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tek denekli yarı-deneysel desen yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Kilis ilinde bir devlet ilkokulunda 4. sınıfta öğrenim görmekte olan 24 öğrenciden oluşturmaktadır. Çalışmada üniteyle ilgili yedi tane biçimlendirici yoklama sorusu kullanılmıştır. Öğrencilerin konuyla ilgili hem ön bilgilerini ya da eksik bilgileri belirlemek için, bu sorular öğrencilere uygulanmıştır. Elde edilen verilere göre çalışma grubunun kavram anlamasını geliştirmek için biçimlendirici değerlendirme öğretim teknikleri uygulanmıştır. Biçimlendirici yoklama sorularının sayısal olarak değerlendirilmesi için Karataş (2003) tarafından geliştirilmiş dereceli puanlama anahtarı kullanılmış ve öğrencilerin verdikleri cevaplar bu anahtara göre değerlendirilmiştir. Ön test olarak kullanılan biçimlendirici yoklama soruları, öğrenim planının sonunda son test olarak çalışma grubuna uygulanmıştır. Toplanan veriler SPSS programı kulanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın ön test sonuçlarına göre, dördüncü sınıf öğrencilerinin madde ve doğası konusunda çeşitli yanlış ya da eksik bilgilerinin olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın ön test sonuçlarıyla son test sonuçları arasındaki anlamlı farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Son test sonuçlarına göre öğrencilerin eksik bilgilerinde azalma ve kavramsal anlama düzeylerinde artış olduğu tespit edilmiştir. Araştırma bulguları, biçimlendirici değerlendirme uygulamalarının 4. Sınıf “maddenin doğası” ünitesinde öğrencilerin maddeyle ilgili kavramları doğru öğrenmelerinde etkili olduğu sonucunu göstermektedir. Biçimlendirici değerlendirme uygulamaları fen bilimleri dersinde kullanılması “maddenin doğası” konusunda öğrencilerin kavramsal anlama düzeylerini arttırmada ve kavram yanılgılarını gidermede olumlu katkı yapmıştır. Araştırma sonuçlarına dayanarak, biçimlendirici değerlendirme öğretim tekniklerinin ve biçimlendirici yoklama sorularının dersin öğretim sürecinde kullanılması ve yaygınlaştırılması önerilmektedir.Item Willingness to communicate in EFL in the classroom and informal digital context: Their associatıons with the big-five personality traits(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-17) Fidan, Nurdan; Karatepe, Çiğdem; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-8152-3046Yabancı dil öğrenme süreci farklı belirleyicileri olan çok yönlü bir süreçtir. Yabancı dil öğrenmenin asıl amaçlarından olan iletişim kurmak, iletişim kurmaya isteklilik olgusunun ve etken faktörlerinin incelenmesi ihtiyacını doğurmuştur. Bu amaçla, bu çalışma 170 üniversite mühendislik öğrencisi ile yabancı dil olarak İngilizce öğreniminde sınıf içinde ve informal dijital ortamda İngilizce iletişim kurmaya isteklilik ile bunların beş büyük kişilik özellikleriyle aralarındaki ilişkinin incelenmesini amaçlamıştır. Amaca ulaşmak için, kişisel bilgi formu, sınıf içinde İngilizce iletişim kurmaya isteklilik, informal dijital ortamda İngilizce iletişim kurmaya isteklilik ve beş büyük kişilik özelliği olmak üzere dört farklı ölçek uygulanmıştır. Daha sonra, ölçekleri daha önce doldurmuş olan 20 öğrenci ile mülakat yapılmış ve konuyla ilgili daha derin bilgi sahibi olmak amaçlanmıştır. Nicel araştırma verileri SPSS 24 ve AMOS 24 kullanılarak, nitel araştırma verileri de içerik çözümleme metodu kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar araştırmaya katılan öğrencilerin İngilizce iletişim kurma istekliliklerinin hem sınıf içinde hem de informal dijital ortamda kısmen yüksek olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, informal dijital ortamda İngilizce iletişim kurmaya isteklilik seviyesinin sınıf içinde İngilizce iletişim kurmaya isteklilik seviyesine göre daha fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca, sınıf içinde ve informal dijital ortamda iletişim kurma istekliliğini etkileyen farklı faktörler ortaya çıkmıştır. Beş büyük kişilik özelliklerinden dışadönüklük boyutunun öğrencilerin sınıf içinde İngilizce iletişim kurma istekliliklerine doğrudan pozitif bir etkisi olduğu, nevrotiklik boyutunun ise informal dijital ortamda İngilizce iletişim kurmaya doğrudan pozitif bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Algılanan yeterlilik seviyesi ve yurtdışında bulunma faktörlerinin ise sınıf içinde ve informal dijital ortamda iletişim kurma istekliliği üzerine anlamlı pozitif etkilerinin olduğu bulunmuştur. Öte yandan, yaş, cinsiyet, sosyal medya kullanım sıklığı ve çevrimiçi oyun oynama sıklığı ile iki bağlamda da İngilizce iletişim kurma istekliliği arasında anlamlı bir bağ bulunamamıştır. Bütün bunlar dikkate alındığında, informal dijital ortamın kendine özgü cazip yapısal özellikleri de hesaba katılarak yabancı dil olarak İngilizce öğrenen öğrencilerin kaygı seviyelerinin bu ortamda daha az, özgüvenlerinin ve algılanan iletişim becerisi seviyelerinin ise yüksek olması, onların İngilizce iletişim kurma istekliliğini artırmaktadır. Dolayısıyla, sınıf içinde de öğrencilerin informal dijital ortamda İngilizce öğrenme aktiviteleri (sınıfta teknoloji kullanımı, örneğin; çevrimiçi oyun oynatmak, mail yoluyla İngilizce yazışmak, paylaşımlara İngilizce yorum yazmak) ile etkileşim içinde olmasını sağlamak, onların sınıf içinde de İngilizce iletişim kurmada daha istekli olmasına fayda sağlayacaktır.Item The effects of online scripted peer feedback on essay writing in a feedback-focused mixed approach to teaching writing(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-02) Sertbakan, Tuğba; Uzun, Levent; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-4279-2803The importance of teaching writing in English to learners at university level has long been accepted due to the amount of written communication that is carried out during tertiary education. Given the importance of acquiring strong writing skills, how to guide learners to be effective writers has also been under the scrutiny of research. However, in Turkish university level teaching context, there are only a few studies that has focused on the effects of online peer feedback, which has proven to be useful to tackle several obstacles in front of traditional in-class peer feedback practices in teaching writing. This classroom-based quasi-experimental study, with 40 participants at preparatory school of a public university in Turkey, mainly aims at investigating whether online peer feedback, which is provided on Peergrade, has an effect on improvement of the students’ opinion essay writing performances. Additionally, cognitive features of provided online peer feedback are analysed qualitatively in terms of its summarization, specificity, explanations, and scope in order to investigate how effective and accurate online peer feedback learners can provide. The results of the study showed that learners in experiment group produced moderately better opinion essays in terms of content, language use, vocabulary, and mechanics than the ones in comparison group. Although there was no statistically significant difference in the aforementioned criteria, experiment group statistically significantly outperformed comparison group in essay organization criterion. Moreover, the majority of learners managed to include appropriate summaries in their feedback, locate global level errors and offer solutions to these errors, and make explanations viii about the necessity of suggested correction. However, the proportion of the located and/or solved lower level errors, related to grammar and lexis, were much lower in learners’ feedback.Item Dasya rigidula türünün antioksidan potansiyeli(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-09-16) Belik, Esra; Yıldız, Gamze; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyoloji Ana Bilim Dalı; 0009-0000-5548-8347Organizmada, oksijen reaksiyonlarında elektronu eşlenmemiş atom ve moleküller oluşmaktadır. Serbest radikal olarak adlandırılan yapılar dış orbitallerinde eksik elektron bulundururlar. Serbest radikaller kararsız yapıda bulunurlar. Kararlı yapıya geçmek için moleküllerle reaksiyona girerler. Serbest radikaller aynı zamanda oksidan olarak da adlandırılırlar. Oksidanlar, nükleik asit, lipid ve protein yapılarını hasara uğratarak yapılarına zarar verebilmektedirler. Temel bileşenlerde oluşan hasar ise kanser, bağışıklık sorunları ve tansiyon hastalıklarına sebebiyet verebilir. (Ngo ve diğerleri, 2010). Organizmada oksidanların etkisinden korunmak için gerekli olan antioksidan molekülleri bulunur. Kısaca antioksidan terimini, vücutta üretilen veya gıdalardan sağlanan, hücre hasarını önleyen bileşikler olarak tanımlayabiliriz. Antioksidanlar, doğal olarak vücutta üretilebilirler ya da dışarıdan ek olarak alınabilirler. Algler, günümüzde doğal antioksidan kaynağı olarak sentetiklere kıyasla daha fazla tercih edilebilmektedirler (Gey, 1990). Dasya rigidula (Kützing) Ardissone 1878, (Rhodophyta) Mudanya, Bursa denizin kıyı kesimlerinden kısımlarından toplanmıştır. Dasya rigidula türünün farklı çözücülerle (metanol, %25 metanol, kloroform ve dietil eter) antioksidan potansiyeli belirlenmiştir. Soxhlet kullanılarak ekstraksiyonları yapılmıştır. Evaporatör yardımı ile çözücüler uçurularak özüt eldesi yapılmıştır. Bu özütler kullanılarak türün 2,2-diphenyl-1- picrylhydrazyl (DPPH) radikal süpürücü aktivite, indirgeme gücü, toplam fenol ve toplam flavonoid içerikleri belirlenmiştir. Kloroform ile hazırlanan özütün en yüksek DPPH süpürücü aktivitesine sahip olduğunu görülmüştür. Kloroformla hazırlanmış özüt en yüksek indirgeme gücüne sahiptir. Kloroform ve dietil eterle hazırlanan özütler en yüksek fenolik içeriğe sahiptirler. Kloroform ve dietil eterle hazırlanmış özütlerde en yüksek flavonoid değerleri görülmüştür. Kloroform ve dietil eterle hazırlanmış özütler, metanol ve %25 metanol ile hazırlanmış özütlere oranla yüksek antioksidan etki gösterdikleri gözlemlenmiştir.Item Types and functions of teacher questions in online and face-to-face EFL classrooms: A comparative study(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-13) Kızıltuğ, Işılay Toplu; Yeşilbursa, Ayşegül Amanda; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-1321-6391This research explored the functional categorization of English as a Foreign Language (EFL) teachers' questioning strategies in both face-to-face and synchronous and asynchronous online EFL classrooms. A qualitative case study approach was employed to conduct this investigation, utilizing classroom observations based on video recordings as the primary method for data collection. Four EFL teachers working at state and private schools in Türkiye were observed and interviewed. Additionally, six teachers were monitored via the EBA website. This data was gathered in 2021, immediately following the Covid-19 pandemic. The analysis of teacher questions was conducted using Kearsley's taxonomy during the data analysis phase. Additionally, insights into teachers' perspectives on their questioning practices were gathered through interviews with four of the participating teachers. The study's findings revealed that teachers consistently employed referential questions to extract information from students, regardless of whether the class was conducted face-to-face or online. Notably, verbosity and social control questions were more prevalent in synchronous online classes, indicating challenges in classroom management and interaction within the online environment. Furthermore, the absence of expressive questions in online classrooms suggested a lack of interactive elements. In asynchronous classrooms, questions were found to serve the purpose of enhancing video continuity rather than aligning with their intended function.Item Examination of intercultural sensitivity levels of international and Turkish pre-service ELT teachers(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-12) Salihoğlu, Şükrü Yiğit; Dinçer, Figun; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-4089-6193Recent cultural developments across the globe have led to proliferation of multicultural and intercultural studies that regard the issue from a holistic and broader perspective. Furthermore, owing to the interrelated structure of culture and language, there is a growing body of literature that recognizes the essential components of intercultural sensitivity with regard to language and language education. However, most studies in the field have only focused on interculturality levels of Turkish pre-service ELT teachers or learners. In addition, the existing studies fail to represent a wider horizon including a different target population. Therefore, the primary objective of this study was to recognize the importance of intercultural sensitivity levels regarding the English Language teaching deparment with the inclusion of International pre- service ELT teachers. The participants were 214 pre-service ELT teachers from English language teaching department of Bursa Uludag University, 56 of whom were International and 158 of whom were Turkish students in the department. The study was based on a mixed-study design to utilize both quantitative and qualitative insights. With the intention of providing a valid instrument, Intercultural Sensitivity scale of Chen and Starosta, which comprised of five sub-dimensions including Interaction Engagement, Respect for Cultural differences, Interaction Confidence, Interaction Enjoyment and Interaction Attentiveness was applied in the quantitative step whereas a semi-structured interview was conducted with 10 Turkish and 10 International pre-service ELT teachers in the qualitative step of the study. The investigation of the comparison relating to the findings has revealed notable results which showed the significantly high levels ofInternational Sensitivity in favor of Turkish pre-service ELT teachers concerning the gender, age,grade, GPA and other variables. Another obvious finding that emerges is the relevance of highinteraction confidence levels of International pre-service ELT teachers. Overall, it was statistically shown that Turkish students had high intercultural awareness towards other cultures and enjoyed the intercultural interaction opportunities whereas International students had apparently self-confidence and had no hesitation in case of an interacting with people from different cultures. Regarding the interviews, the observable patterns have led to a mainstream interpretation which relies on the integration of technology to boost intercultural sensitivity levels and interactions, thus providing an opportunity to amplify the awareness of intercultural sensitivity in terms of language education. Moreover, the analysis to reveal perspective has also shown that there was a positive correlation between the cultural curiosity and intercultural interaction confidence especially concerning the International pre-service ELT teachers.Item Bullying victimization and English speaking anxiety in multicultural contexts: The roles of self-efficacy and self-esteem(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-26) Işık, Muhammed Talha; Gürsoy, Esim; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0006-1955-1891Bullying has become a prominent issue in both academic and social settings in the last decade. Although its detrimental impacts on cognitive and psychological aspects are well established, the way that it interferes with language learning anxiety and, more specifically, speaking anxiety has not been thoroughly scrutinized. In that regard, the primary objective of the present study was to investigate the mediating roles of self-efficacy and self-esteem concerning the association between instances of bullying victimization and levels of English speaking anxiety within multicultural environments. Employing a purposive sampling method, 326 high school students from multicultural schools were recruited to participate in the survey, encompassing the administration of the Child-Adolescent Bullying Scale-9 Short Form (Kırıcı & Ekşi, 2022), English-Speaking Anxiety Scale (Orakcı, 2018), General Self-Efficacy Scale (Aypay, 2010), and Rosenberg Self-Esteem Scale (Çuhadaroğlu, 1986). Bullying victimization demonstrated significant correlations with mediator variables (self-efficacy and self-esteem) and the dependent variable (English speaking anxiety), with negative correlations observed with self-efficacy and self-esteem, and a positive correlationwith English speaking anxiety. The results also revealed that the relation ship between bullying victimization and English speaking anxiety is partially mediated by self-efficacy and self-esteem. While no significant difference regarding bullying victimization experiences was found between native Turkish and non-Turkish students, immigrant students reported significantly higher levels of bullying victimization compared to international students. This study significantly contributed to the field by introducing a novel concept unexplored in relation to foreign language speaking anxiety, recognized as a major hindrance in language learning and performance. The results are anticipated to hold pedagogical significance for policymakers and stakeholders in multicultural educational settings.Item Implementation of clinical supervision model in English language teachers’ professional development: A case study(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-28) Aksoy, Mervenur; Gürsoy, Esim; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-1317-0677Teaching is a profession that requires continual professional development (PD). Thus, PD is crucial for in-service teachers to keep up with the constant changes and challenges. The Clinical Supervision Model (CSM) might be a valuable model to facilitate the PD of teachers as the literature suggests. Therefore, the present study aimed to implement the CSM in English Language Teachers’ (ELT) PD and investigate its effects. The qualitative case study method was employed to get an in-depth understanding of the study. Typical case sampling among purposive sampling types was used for typicality and representativeness purposes. Therefore, the study was conducted in a typical private school in Turkey with ELTs teaching primary and lower secondary school students. The data were collected from 17 ELT’s cycles through observation and semi-structured interviews with nine teachers among them in addition to field notes throughout the stages. The data were analyzed inductively through thematic analysis. The results indicated that the CSM facilitated teachers’ PD in various ways based on their needs and interests. The model provided them with systematic, constructive, and objective data relating to their classroom practices which enabled teachers to reflect on their classroom practices without showing defensive behaviors and contributed to collegiality. The model increased teachers’ self-awareness and autonomy and helped them take an active role in their PD throughout the model enabling them to take charge of their actions and improving them with action plans. The cyclical nature of the model also allowed for follow-up evaluations. The participants found the CSM superior to all the models they were supervised with in the past. In addition, the results showed that the CSM contributed to reflective teaching immensely thanks to its objective data-driven nature and the roles that the model attributed to its agents.Item The effects of processing instruction and input flood on L2 grammar knowledge through the use of sentence-based and discourse-based materials(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-26) Şahin, Şeyma Tükenmez; Salı, Pınar; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-0501-3658Input-based Instruction is a teaching method involving manipulating input L2 learners are exposed to or need to process (R. Ellis, 2012). Input Flood (IF) is the technique that includes repetition of the target structure in a text (Hernandez, 2011). Processing Instruction (PI) is the technique aiming to make a form-meaning connection by changing the processing strategies of learners in interpreting and processing input (Benati, 2016). This study aims to investigate the effect, if any, of the instruction on learning of the Reductions in English Relative Clauses structures, and sentence- and discourse-level recognition and production tests. In this quasi-experimental study adopting mixed research methods and Convenience Sampling, a two-group pretest-posttest-delayed posttest (2x3) design was adopted. As participants, second-year university students learning English as a foreign language at a state university in Türkiye were divided into two groups, IF and PI groups, given an Explicit Information worksheet and activities with both techniques. Data collection took place with pre-test, post-test, and delayed post-test with sentence-level and discourse-level recognition and production tests, and open-ended questions. For validity and reliability, tests and materials were evaluated by three experts. In the pilot phase of the study, the Cronbach Alpha test showed reliable results (.891). For dataanalysis, Friedman and Wilcoxon Signed-Rank tests were run, and coding and content analysismethods were used. Findings demonstrate, that in all tasks, PI shows more progress in the shortterm, but, the IF group exhibited more substantial advancements over time. The progress in production tasks surpassed that of recognition tasks, and the progress in discourse-level tasks surpassed sentence-level tasks. It is plausible to claim PI and IF yield heightened effectivenessand durability, particularly in production tasks and discourse-level tasks, in the acquisition of English reductions in relative clauses. This study is important in that it compares IF and PI techniques, measures discourse-based materials and practices, and aims to contribute to secondlanguage teaching literature.Item Factors affecting technological pedagogical content knowledge (TPACK) of Turkish teachers of English(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-27) Cemek, Rukiye; Genç, Zübeyde Sinem; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı; İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-5868-5776Incorporating technology into the teaching of English language (ELT) has gained widespread popularity thanks to the advancements in educational technology. This study sought to investigate how Technological Pedagogical and Content Knowledge (TPACK) level of English as foreign language (EFL) teachers relates to various demographic factors such as gender, age, teaching years, and educational level. This study also aimed to explore EFL teachers’ perceptions towards technology integration into foreign language education. The study utilized a mixed-method research design. First, the collection of the quantitative data was conducted with 129 Turkish EFL teachers through an online TPACK questionnaire developed by Bostancıoğlu and Handley (2018). Then, the qualitative data was collected with five volunteer participant teachers through semi-structured interviews. The quantitative data was analyzed via Statistical Package for the Social Sciences (SPSS 24.0). The qualitative data was analyzed via content analysis. The findings indicated that teachers had high level of content knowledge, pedagogical knowledge and pedagogical content knowledge. However, they reported that they were quite weak in terms of technological pedagogical content knowledge. Moreover, the findings revealed statistically significant differences between TPACK levels of EFL teachers and their age and teaching experience while their TPACK levels did not differ significantly in terms of gender and educational level.Item İlkokul öğrencilerinin matematiksel problem kurmaları için alternatif bir eğitim tasarımı: Sınıf öğretmeninin çocuk edebiyatı aracılığıyla problem durumları tasarlaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-15) Dursun, Çağla Öykü; Kartal, Hülya; Arslan, Çiğdem; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Temel Eğitim Ana Bilim Dalı; Sınıf Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-2130-1676Bu araştırmada çocuk edebiyatı aracılığıyla matematiksel problem durumları tasarlanarak bu problem durumları yoluyla ilkokul öğrencilerinin matematiksel problemler kurması ve öğrencilerin kurdukları problemlerin çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma, eğitimsel tasarım araştırması desenine göre gerçekleştirilmiştir. Araştırmada matematiksel problem durumları 12 resimli çocuk kitabı aracılığıyla tasarlanmıştır. Bu problem durumları tasarlanırken matematik dersi sayılar ve işlemler öğrenme alanındaki problem çözmeyle ilgili kazanımlar göz önünde bulundurulmuştur. Problem durumları yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve serbest olmak üzere üç grupta düzenlenmiştir. Her problem durumuna uygun yönergeler hazırlanmıştır. Buna göre yapılandırılmış problem durumu için "resme ve metne uygun" problem kurma; yarı yapılandırılmış problem durumu için "yanlış veriyi bulma ve soruyu yeniden ifade etme" şeklinde problem kurma ve serbest problem durumu için "çözümü kolay ve/veya zor, bağlama dayalı ve istenen sayı kadar" problem kurma yönergeleri verilmiştir. Tasarlanan problem durumları aracılığıyla ilkokul 2-3-4. sınıf öğrencileri matematiksel problemler kurmuştur. Öğrencilerin kurdukları problemler çözülebilirlik ve çocuk kitabıyla bağlantılı olup olmaması bakımından değerlendirilmiştir. Öğrencilerin kurdukları problemler incelendiğinde; bu problemlerin büyük çoğunluğunun çözülebilir ve eserin öykü unsurlarını barındıran matematiksel problemler olduğu görülmüştür. Bu sonuçlar, çocuk edebiyatı aracılığıyla tasarlanan problem durumlarındaki bağlamın öğrencilerin ilgisini çektiğini göstermektedir.Item Türkiye Maarif Vakfının maarif Türkçe ortaokul A1 kitaplarının değerler eğitimi açısından incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-16) Karataş, Halil İbrahim; Yoldaş, Kazım; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı; Türkçe Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0001-3625-2133Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye Maarif Vakfı okullarında örgün eğitimde yer alan Türkçe derslerinde kullanılan Maarif Türkçe Ortaokul A1 ders kitaplarını Millî Eğitim Bakanlığı 2019 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda değerler eğitimi kapsamında ifade edilen on kök değer açısından incelemektir. 2016’da 6721 sayılı TBMM kararıyla kurulan Türkiye Maarif Vakfı, ülkemizi yurt dışında eğitim alanında temsil eden, dünyada Asya ve Afrika başta olmak üzere birçok kıtada yer alan toplamda 52 ülkedeki örgün eğitime sahip okullarında anaokulundan lise kademesine kadar Türkçe eğitimi vermektedir. Bu okullarda Türkiye Maarif Vakfı Türkçe ve Yabancı Dil Öğretimi Daire Başkanlığı bünyesinde yazılan Maarif Türkçe kitap setleri kullanılmaktadır. Bu çalışmanın kapsamı Maarif Türkçe kitap setlerinden Maarif Türkçe Ortaokul A1 ders kitaplarıyla (A1 Birinci Kitap ve A1 İkinci Kitap) sınırlandırılmıştır. Bahsi geçen on kök değer; adalet, dostluk, dürüstlük, öz denetim, sabır, saygı, sevgi, sorumluluk, vatanseverlik ve yardımseverliktir. Çalışmanın birinci bölümünde problem durumu, araştırma soruları, amacı, önemi ve tanımından bahsedilmiş; ikinci bölümde kavramsal çerçeve ele alınarak 10 kök değer hakkında genel bilgiler verilmiş, üçüncü bölümde yöntem hakkında ayrıntılara yer verilmiş, dördüncü bölümde bulgular dizilerek yorumlanmış ve beşinci bölümde sonuç, tartışma ve önerilere kaleme alınmıştır. Maarif Türkçe Ortaokul A1 ders kitapları nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi ile incelenmiştir. İncelemeye konu kitaplardaki metinler on kök değer açısından çözümlenmiş, metinlerde değerlerin açık veya örtük olarak çeşitli oranlarda yer aldığı tespit edilmiştir. Tezin araştırma sonuçlarına yer verilen son bölümünde Maarif Türkçe Ortaokul A1 (Birinci Kitap ve İkinci Kitap) ders kitaplarında yer alan değerler eğitimi ögelerinin hedef kitle ve bağlam göz önüne bulundurulduğunda genel olarak yeterli olduğu ifade edilmiştir.Item Türkmenistan’da eğitim sistemi ve Türk tarihinin öğretimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-26) Umbarova, Novbahar; Demirel, Fatih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Ana Bilim Dalı; Sosyal Bilgiler Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0003-5378-4611Türkmenistan’ın 1991 yılında Sovyet Birliğinin dağılmasının ardından bağımsızlığını kazanmasıyla, Sovyet etkisinden çıkmak için yeni kanun ve kurallar getirilmiştir. Dönemin Cumhurbaşkanı seçilen Saparmyrat Atayeviç Niyazov eğitimde değişikliklere giderek Latin alfabesine geçişi sağlamıştır. Niyazov en kısa sürede toparlamak adına büyük adımlar atmıştır.Her devletin kendi dili olması fikrini benimseyerek Türkmence dilini yasal olarak kabul etmiştir. Niyazov, SSCB’de on yıl olan ilkokul, ortaokul ve lise eğitim süresini dokuz yıla indirmiştir. Bu eğitim süresi Berdimuhamedov dönemine kadar devam etmiştir. Türkmenistan’daki öğrenciler yurt dışına giderek eğitim aldıklarında eğitim süresinin az olması büyük sıkıntılar yaratmıştır. Berdimuhamedov döneminde eğitim sistemi gerek içerik olarak gerekse eğitim süresi uzatılmıştır. Dokuz yıldan on yıla çıkarılmış daha sonra on iki yıla çıkarılarak dünya standartlarına uygunluk göstermiştir. Bu tezin içeriğinde genel olarak; Türkmenistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla, Türkmenistan’ın eğitim sisteminin değiştirilmesi ve günümüzdeki amaç ve hedefleri mevcuttur. Ayrıca SSCB de SSCB Tarihi olarak Türkmen tarihinin içeriğinin de değiştirilmesi ve günümüzdeki ‘’Türkmenistan’ın Tarihi’’ olarak okutulan ders kitapları ve öğretim programı incelenmiştir. Türkmenistan’da tarih dersinin konu anlatımını nasıl gerçekleştirdiği, dersin amacı, öğrencilerin öncelikli olarak neleri öğrenmesi gerektiği ve beklentisinin neler olduğu, haftalık kaç ders saatine yer verilmiş olduğu konuları üzerinde inceleme yapılmıştır. Bu tez çalışmasında Türkmenistan’ın tarih dersine baktığımızda Türkmenler kendi soylarını Oğuzlara, Hunlara, Göktürklere dayandırmıştır. Daha sonrasında ise tarih sahnesinde adını yazdıran Büyük Selçuklu Türkmenlerine, Karahanlılara, Gaznelilere, Hanlıklara bağlayarak kendi geçmiş tarihini oluşturmuştur. Böylelikle Türkmenistan da SSCB’deki eğitim sistemi tamamen içerik olarak değiştirilmiştir. Türkmen milleti, genç nesillerin atalarının geçmişini öğrenebilmesi adına ders programlarında bu konuları özenle işleyerek Türk tarihine verdiği önemi göstermiştir. Ayrıca bu bilgileri aktarırken akılda daha kalıcı olması açısından dersleri zengin görseller ve haritalarla desteklemiştir.Item 6 Şubat Depremi’ni yaşamış öğretmenlerin psikolojik dayanıklılık ve travma sonrası büyüme düzeyleri arasındaki ilişkide bilinçli farkındalığın aracı rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-31) Şahin, Abdulkadir; Duran, Nagihan Oğuz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı; 0009-0004-2691-5679Araştırmanın amacı, 6 Şubat Depremini yaşamış öğretmenlerin Travma Sonrası Büyüme (TSB) düzeylerini etkileyebilecek demografik değişkenlerin incelenmesi ve psikolojik dayanıklılık düzeyleri ile TSB ve TSB’nin alt boyutları arasındaki ilişkilerde bilinçli farkındalığın aracı rolünün incelenmesidir. Bu amaçla gerçekleştirilen araştırmanın çalışma grubu, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli depremi afet bölgesinde yaşamış olan, yaşları 23 ile 64 arasında değişen (𝑋̅=34.12, SS=8.40) 477 öğretmenden oluşmaktadır. Çalışma grubunun büyüklüğü G*Power 3.1 programı A Priori güç analizi kullanılarak belirlenmiştir. Ölçme aracı olarak; araştırmacı tarafından oluşturulan kişisel bilgi formu, Tedeschi ve Calhoun (1996) tarafından geliştirilerek Kağan ve diğerleri (2012)tarafından Türkçe’ye uyarlanan Travma Sonrası Büyüme Envanteri, Friborg ve arkadaşları(2003) tarafından geliştirilerek Basım ve Çetin (2011) tarafından Türkçe’ye uyarlanan Yetişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Brown ve Ryan (2003) tarafından geliştirilen Türkçe’ye uyarlaması ise Özyeşil ve diğerleri (2011) tarafından yapılan Bilinçli Farkındalık Ölçeği kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, 6 Şubat Deperemini yaşamış öğretmenlerin TSB düzeylerinin, cinsiyet, medeni durum ve yakınını kaybetme durumu bakımından farklılık göstermediği tespit edilmiştir. TSB, psikolojik dayanıklılık ve bilinçli farkındalık arasında ise düşük düzeyde anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Ayrıca SPSS PROCESS macro (Model 4)kullanılarak aracılık rolü incelenmiştir. Aracılık analizi sonucunda ise bilinçli farkındalığın psikolojik dayanıklılık ile TSB arasında aracı rolü üstlendiği görülmüştür. Bilinçli farkındalığın aynı zamanda psikolojik dayanıklılık ile TSB alt boyutları olan benlik algısında değişim, yaşam felsefesinde değişim ve başkalarıyla ilişkilerde değişim değişkenleri arasındaki ilişkilerde de aracı rolü üstlendiği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, alan yazın çerçevesinde ayrıntılı olarak tartışılmış, araştırmacılar ve uygulayıcılar için önerilerde bulunulmuştur.Item Bir öğretim materyali olarak baskıresim kılavuzu hazırlamak iç içe geçmiş tekli durum çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Selimoğlu, Esin; Onan, Berna Coşkun; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı; Resim İş Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-6551-6556Bu araştırmada; öğretmen, öğretmen adayları, sanatçı, sanat eğitimcisi alan uzmanı ve araştırmacıların meslek yaşamlarında kullanımına yönelik baskı resim tekniklerin uygulama aşamalarını, öğretim süreçlerinde faydalı olabilecek öğretim yöntemlerini içerecek bir öğretim kılavuzu geliştirmek amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan iç içe geçmiş tekli durum deseniyle yürütülen bu araştırmada, veri toplama süreci bir dizi döngüsel adımdan oluşan bir yapı içinde tasarlanmıştır. Bu döngü, kılavuz geliştirme amacıyla gerçekleştirilen veri toplama ve analiz süreçlerinin eş zamanlı tekrarlayan aşamalarından oluşmaktadır. Veri toplama süreci aşamalarından ilki, maksimum çeşitlilikle belirlenmiş katılımcılarla görüşmelerin yapılması ve dokümanların toparlanması, bu aşamaya eş zamanlı olarak kamu kayıtlarından elde edilen dokümanların ve görüşmelerden elde edilen verilerin analizini içermektedir. Bir sonraki aşamada, analiz sürecinde elde edilen veriler doğrultusunda materyal taslağı hazırlanmış ve son olarak oluşturulan materyal hakkında katılımcıların görüşleri alınarak taslağa son hali verilmiştir. Bu araştırmanın analiz sürecinde benimsenen tümdengelimci betimsel yaklaşıma göre, öğretim materyali olarak baskıresim kılavuzu hazırlamak amacına yönelik olarak yürütülen durum çalışmasının sonuçları, içerik kapsamı, öğretici nitelikler ve tasarım boyutu temalarından oluşmuştur. Bu sonuçlara göre, bir baskıresim kılavuzu hazırlanırken içeriğin kapsamında; bilginin tipolojik kurgulanması, kapsamının belirlenmesi, hiyerarşik yapılanması, tekniğe dair bilgilere ve görsel bağlantılara yer verilmesi, çok yönlü tasarıma ve referans noktalı eğitime değinilmesi önemlidir. Ayrıca, içerik kapsamında benimsenen dilin bütünlüğünün sağlanmasına, sağlık ve güvenlik önerilerine ve etik hususlara yer verilmesi gerekmektedir. Bu kılavuzda bulunması gereken öğretici nitelikler arasında; kuramsal hazırlık, durumlu öğrenme, içeriği planlama, uygulamayı planlama, değerlendirmeyi planlama gibi niteliklerin temel olduğu söylenebilir. Bir baskıresim kılavuzunun tasarım boyutunda; kapak tasarımına, içindekiler tasarımına, tipografik kullanıma ve grid sistemine yönelik bütünsel bir anlayışın benimsenmesi ve kılavuzun sanatsal yaratımında hedef kitleye yönelik baskın öğe ve ilkelerin belirlenmesi, bu araştırmanın önerileri arasında sıralanabilir.Item Türkiye’de devlet üniversitelerindeki özel eğitim öğretmenliği lisans programlarına öğrencilerin yerleşme durumlarının incelenmesi (2021-2023)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-16) Bali, Özge; Turhan, Ceyda; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Özel Eğitim Ana Bilim Dalı; Zihin Engelliler Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0006-9449-6079Bu araştırmanın amacı, Türkiye‟de devlet üniversitelerindeki özel eğitim öğretmenliği lisans programlarına yerleşmiş olan öğrencilerin profillerini ve eğilimlerini (farklı üniversite programları ve tercihleri, programı tercihte bulunma durumları, programın bulunduğu farklı il ve bölge tercihleri vb.) belirleyip programlar hakkında geleceğe yönelik çıkarımlar yapmaktır. Araştırmadaki veriler, resmi kaynak olan YÖK Atlas verilerinden oluşmaktadır. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır ve veriler analiz edilirken de betimsel analiz kullanılmıştır. Bu araştırmanın evrenini, 2021-2023 yılları arasındaki Türkiye‟deki devlet üniversitelerinin özel eğitim öğretmenliği programları ve tercih eden öğrenciler oluşturmaktadır. Kota örnekleme yöntemi kullanılmıştır ve 15 devlet üniversitesi örneklem seçilmiştir. Verilerin analiz edilmesinde Adobe Ġi İllüstratör ve Excel programlarından yararlanılmıştır, yüzde hesaplamaları yapılıp yorumlanmıştır. Araştırma bulgularında; bu üniversitelerin doluluklarının %100‟e yakın, en başarılı öğrencilerin Hacettepe Üniversitesini tercih ettiği, cinsiyet dağılımında kadınların fazla, öğrencilerin çoğunluğunun yaşadıkları veya komşu coğrafi bölgeler ile yaşadıkları illeri veya yakındaki illeri, en çok özel eğitim öğretmenliği programlarını tercihte bulundukları, programın her sene tercih edilmesinin arttığı vb. sonuçlara ulaşılmıştır.