2001 Cilt 14 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10134
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Anaokulu ve ilköğretim okulu çocuklarının sözlü iletişimde karşılaştıkları belirsiz durumlarda akıl yürüterek anlam çıkarabilme becerilerine cinsiyet, sınıf düzeyi ve mesajların sunuş biçimlerinin etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Peker, M. Reşat; Eğitim FakültesiBu araştırmanın amacı, anaokulu ve ilköğretim çocuklarının sözlü eletişimde karşılaştıkları belirsiz durumlarda anlam çıkarabilme becerilerine cinsiyetin, sınıf düzeyinin ve mesajı sunma biçimlerinin etkisi olup olmadığını belirlemektir. Denekler 20 anaokulu, 20 ilköğretim birinci sınıf, 20 ilköğretim üçüncü sınıf ve 20 ilköğretim beşinci sınıf öğrencisidir. Her grupta eşit sayıda kız ve erkek vardır. Veri toplamak için, Pickert’in geliştirdiği ve yazar tarafından Türkçe’ye çevrilip, adapte edilen bir cümleresim testi kullanılmıştır. Testte 36 tane basitçe yan yana çizilmiş 4’lü resim setleri ve bunlarla ilgili 36 cümle vardır. Cümleler 4 farklı biçimde sunulup, çocuklardan hangi resmi kastettiğini bulması istenmiştir. Her doğru cevaba 1 puan ve her yarı-doğru yada yanlış cevaba ise sıfır puan verilerek puanlanmıştır. Doğru cevap puanları üzerinde bir 2 (cinsiyet) X 4 (sınıf düzeyi) X 4 (cümle-resim kombinasyonlarını sunuş biçimi) son faktör üzerinde tekrarlı ölçümlerle çoklu varyans analizi uygulanmıştır. Analiz sonunda cinsiyet faktörünün anlamlı olmadığı, sınıf düzeyi ve sunuş biçimi faktörlerinin her ikisi de . 01’de anlamlı olduğu bulunmuştur.Item Anaokulu çocuklarının belirsizlik içeren sözlü iletişim durumlarında anlam çıkarabilme becerileri(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Peker, M. Reşat; Eğitim FakültesiBu araştırmanın amacı, anaokulu çocuklarının belirsizlik içeren iletişim durumlarında anlam çıkarabilme becerilerini belirlemektir. Denekler, yaşları 5 ve 6 olan toplam 40 anaokulu öğrencisidir. Her iki yaş grubunda eşit sayıda kız ve erkek vardır. Araştırmada veri toplamak için Pickert tarafından geliştirilen ve yazar tarafından Türkçeye uyarlanan bir resim – cümle testi kullanılmıştır. Test, basitçe yan yana çizilmiş 36 tane 4’lü resim setinden ve bunlarla ilgili 36 adet cümleden meydana gelmektedir. Cümleler dört farklı biçimde sunulup, çocuktan hangi resmi kast ettiğini işaret etmesi istenmiştir. Her doğru cevap 1 puan ve her yarı doğru ya da yanlış cevap sıfır puan olarak değerlendirilmiştir. Doğru cevap puanları üzerinde 2 (yaş) x (cinsiyet) x 4 (cümle-resim kombinasyonlarını sunuş biçimi) son faktör üzerinde tekrarlı ölçümlerle çoklu varyans analizi uygulanmıştır. Analiz sonunda yaş ve cümle resim kombinasyonlarını sunuş biçimi faktörlerinin .01’de anlamlı bir fark gösterdiklerini, ancak cinsiyet faktörü için anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur.Item Lise öğrencilerinin kendini açma davranışlarının kimlik gelişim düzeyleri açısından incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Gültekin, Filiz; Eğitim Fakültesi; Eğitim Bilimleri BölümüBu çalışmada, lise öğrencilerinin kendini açma davranışları, cinsiyet ve kimlik gelişim düzeyleri açısından incelenmiştir. 205 lise öğrencisine ‘Kendini Açma Envanteri’ ve ‘Benlik Kimliği Objektif Ölçüm Skalası’ uygulanmıştır. Sonuçlar kız lise öğrencilerinin kendilerini, anneye, aynı cins yakın arkadaşa, psikolojik danışma uzmanına ve aile konusunda erkek öğrencilerden daha fazla açtıklarını göstermektedir. Başarılı kimlik statüsündeki öğrenciler karşı cins yakın arkadaşa ve psikolojik danışma uzmanına diğer öğrencilerden, düşünceler ve görüşler, okul, aile ve cinsellik konula-rında ise kargaşalı kimlik statüsündeki öğrencilerden daha fazla kendilerini açmaktadırlar.Item Altı yaş grubu çocukların problem çözme stratejileri ve bunlarla ilgili öğretmen ve müfettiş algıları(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Altun, Murat; Dönmez, Nagihan; İnan, Hafize; Taner, Meral; Özdilek, Zehra; Eğitim FakültesiBu çalışmada 6 yaş grubu öğrencilerinin problem çözme stratejileri ve problem çözmedeki başarı düzeyleri araştırılmıştır. Ayrıca bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin ve ilköğretim müfettişlerinin 6 yaş grubu öğrencilerinin problem çözme başarı düzeyleri hakkındaki kanıları incelenmiştir. Araştırma kapsamında Türkiye’deki anaokullarında bulunan 6 yaş grubuna mensup toplam 70 öğrenciye dört işlem becerileri ile çözülebilen, rutin olan ve olmayan türden 9 sözel problem yöneltilmiştir. Görüşme sırasında ihtiyaç duydukları malzemeyi kullanabilmeleri için uygun ortam hazırlanmış ve her öğrenciye sorular ayrı bir odada sözlü olarak yöneltilmiştir. Cevaplama için süre sınırı konmamıştır. Öğrencilerin 16’sı tüm soruları doğru çözmüş, 2 öğrenci hiçbir soruyu doğru çözememiş, 15 öğrenci 7 ve daha fazla soruyu doğru çözmeyi başarmıştır. Öğrenciler problemleri çözerken, çoğunlukla hazır materyal kullanmak suretiyle modelleme yapmayı denemiş ve bunda başarılı olmuşlardır. Bunun dışında az sayıda öğrenci işlem yapma ve sayma yöntemini kullanmak suretiyle, bazıları da sezgisel olarak doğru cevabı yakalamıştır. Öğretmen ve müfettişlerin 6 yaş grubu öğrencilerinin problemleri çözmedeki başarı düzeyleri ile ilgili kanılarını belirlemek için 137 öğretmen ve 21 müfettiş ile görüşülmüştür. Öğretmen ve müfettişlerin araştırmada kullanılan 9 sorudan 8’inde çocukların gerçek başarısına göre düşük beklentiye, diğer 1 soruda gerçek başarıya göre yüksek bir beklentiye sahip oldukları gözlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına bakılarak 6 yaş grubunda problem çözme için modelleme stratejisinin uygun bir yol olduğu ve geliştirilmesi gerektiği, öğretmen ve müfettişlerin öğrencilerin problem çözme strateji ve başarı düzeylerini daha yakından tanımalarının problem çözme öğretiminin kalitesini yükselteceği söylenebilir.Item L’analyse discursive des lettres de requêtes et de plaintes(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Kara, Şeref; Eğitim FakültesiLe recours aux textes authentiques dans l'enseignement, apprentissage des langues étrangères vise à activer la compétence de communication de l'apprenant. Nous avons essayé de repérer comment se mettent en phrase des récurrences, des formes fixes, des modèles tant informatifs que discursifs. Nous avons vu la mise en place par notre corpus d'un univers de référence, les mises en formes linguistiques et les opérations de médiations. Comme nous avons essayé de montrer, les discours de notre corpus se réalisent à l'intérieur d'une situation de communication, le sujet qui parle ou écrit et le sujet qui comprend ou interprète. Ces données constituent le cadre de "contraintes discursives". L'identité des partenaires étant très explicites, l'accès des apprenants aux textes est très facile.Item Apprentissage/ enseignement de la culture/ civilisation dans les manuels utilises en didactique du français langue etrangere(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Kartal, Erdoğan; Eğitim FakültesiDans ce travail, on étudie les démarches d'apprentissage/ enseignement de la culture/ civilisation dans les manuels utilisés en didactique du français langue étrangère. Pour ce faire, tout d'abord on indique la relation de “langue culture-communication”. Et puis, tout en choisissant deux manuels qui représentent deux méthodes tout à fait différentes et qui ont été publiées à 50 ans d'intervalle sous la même dénomination: Cours de langue et civilisation françaises, on essaie de montrer au moyen des tableaux, comment, avec quels outils, quels documents et quels objectifs apprendre/ enseigner la culture/civilisation française à l'étape initiale dans toutes ces méthodes.Item “Uygulamalı çevre eğitimi projesi” kapsamında ana ve ilköğretim okullarında “müzik yoluyla çevre eğitimi”(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Sungurtekin, Şehnaz; Eğitim Fakültesi; İlköğretim BölümüGünümüzde küresel ısınma ve insanların doğal kaynakları daha yoğun olarak kullanmaları sonucunda çevre sorunları büyük ölçüde artmıştır. İnsan ile doğa arasındaki ilişkiler giderek bozulmaya başlamış, ve bunun sonucu olarak da çevre sorunlarının tartışılması gündeme gelmiştir. Sorunların giderilmesi, kalıcı çözümlerin sağlanması ve çevresine daha duyarlı nesillerin yetişmesi için okullardaki çevre eğitiminin gerekliliği önem kazanmıştır. Bu yazıda Müzik yoluyla öğrencilerde çevre bilincini oluşturma konusu irdelenmiş, Müzik derslerinde bu bilincin ne şekilde verilebileceği konusunda öneriler geliştirilmiştir. Ayrıca Bursa’da yapılan “Uygulamalı Çevre Eğitimi Projesi” tanıtılmıştır.Item Çalgı yapım, bakım ve onarımı(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Kalender, Necdet; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüMüzik yapma, dinleme ve yaratmanın tek ve en önemli öğesi insan sesi ve çalgılardır. İnsanlık tarihi boyunca, insanoğlunun doğayı taklit etmek, haberleşmek ve kendisini çeşitli biçimlerde ifade etmek amacıyla doğada bulunan kemik, kuru ağaç dalları ve ağaç liflerinden yararlandığı söylenmektedir. Zaman içerisinde insanoğlu, kendi gelişimine paralel olarak çalgıları da geliştirmiş ve çalgı yapımını bir bilim dalı haline getirmiştir. Çalgı yapımı Rönesans döneminin sonlarında, en parlak dönemine ulaşmıştır. Bugün bile benzeri yapılamayan çalgılar 18.yy’ da üretilmiş, buna paralel olarak çalgı müziğinde de büyük aşamalar kaydedilmiştir. Çalgıların ses özelliklerini kaybetmemesi ve uzun ömürlü olmaları için günlük, aylık, ve genel bakımlarının yapılması prensiplere bağlanmıştır. Çalgı yapımında kullanılan ağaçlar sınıflandırılmış, üretilen kaliteli çalgıların bakımı ve onarımını yapabilecek uzman kişilere gereksinim duyulmuştur.Item Müzik dinlemenin eğitsel temelleri(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Kalender, Necdet; Eğitim FakültesiBu çalışmada güzel sanatların bir dalı olan müziğin, değişik mekanlarda ve çeşitli kaynaklardan dinlenilmesi sonucunda zihinlerde oluşan soru işaretlerinin nasıl giderilebileceği incelenmiştir. Dinlenilen müziğin anlaşılabilmesi ya da kolaylıkla algılanıp çözümlenebilmesi için genel anlamda müziğin elemanları, müziksel ortamlar, besteciler hakkında bilgiler olması gereklidir. Dinleyenin, müzik aletlerinin ses renkleri ve teknik özellikleri, stil bilgisi, estetik, müzik tarihi konularında bilgi edinmesi, müziği anlayarak dinlemesini sağlayabilir. Bütün bunların eğitim süreci içinde yer almasıyla, müzik dinleme, algılama ve çözümlemeye dayalı, kalıcı izlenimler edinilen doyurucu estetik yaşantılar, entelektüel bir toplum oluşturmaya katkıları olacaktır.Item Yaylı çalgılar yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik tez bibliyografyası(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Demirbatır, R. ErolMüzik eğitimi alanının önemli bir boyutunu oluşturan çalgı eğitimi alanında, yaylı çalgılarla ilgili yapılmış lisansüstü tez bibliyografyasının oluşturulması amaçlanmış ve bu amaçla 13 üniversitede 1987-1999 yılları arasında yazılan yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik tezleri taranarak gruplandırılmıştır.Item Müzik alanı yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik tez bibliyografyası(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Demirbatır, R. Erol; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü2000’li yıllara gelindiğinde bir çok üniversitede mesleki müzik eğitimi alanıyla ilgili lisansüstü program açıldığı, ayrıca müzik alanıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili lisansüstü tez araştırmalarının oldukça geniş bir perspektifte dağılım gösterdiği gözlenmektedir. Bu alanda yapılabilecek yeni tez araştırmalarına referans oluşturması, konu seçiminde yol göstermesi ve birbirini tamamlayıcı araştırmalar arasında ilişki kurulmasına da katkı sağlayacağı düşüncesiyle, ülkemizde 1985-2000 yılları arasında yapılan, başlığında “müzik” ya da “müzikal” sözcükleri içeren ” yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlik” tezleri bibliyografyasının oluşturulması amaçlanmıştır.Item Halk eğitiminde müziğin yeri ve Bursa’daki halk eğitimi çalışmalarına toplu bakış(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Bozkaya, İbrahim; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüEğitim yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Modern eğitim, bireyi, yaşamın her döneminde eğitim ortamı içinde tutmayı amaçlar. Bu amaçla her yaş grubuna yönelik eğitim etkinlikleri plânlanır. Halk Eğitimi ya da Yetişkinler Eğitimi, Türk Eğitim Sistemi’nin önemli bir bölümünü oluşturur. Bu kapsamda, bireyin ve toplumun ihtiyaçları yönünde çok değişik dallarda eğitim programları düzenlenir. Bu programlar içinde müzik etkinlikleri ağırlıklı olarak yer alır. Cumhuriyet döneminde Halk Evleri ile başlayan Halk Eğitimi çalışmaları, bugün Milli Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından plânlanıp yürütülmektedir.Item İnsanın kültürel gelişiminde müzik eğitiminin önemi(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Öz, Nesrin Biber; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüBireyleri ve toplumları biçimlendirme, değiştirme ve geliştirmede eğitim en etkili süreçtir. İnsanın kültürel bütünlüğünü sağlamada müziğin eğitim aracı olarak kullanılması tüm dünyada yaygınlık kazanmıştır. Bu çalışmada, müzik eğitiminin insan yaşamındaki yeri ve önemi irdelenmiştir.Item Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda orkestra-oda müziği eğitiminde yaylı çalgıların yeri ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Öz, Nesrin Biber; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüMüzik sevgisini güçlendiren, çalgı çalabilme yeteneğidir. Çalgı eğitimi, müzik öğretmeni yetiştiren kurumların en etkili ve temel alanlarından biridir. Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda, orkestra-oda müziği eğitimi neticesinde elde edilen ürünlerin zaman zaman çeşitli etkinlikler yoluyla çevreye sunulması, yaylı çalgıların müzik eğitimindeki önemini ortaya koymaktadır.Item Pentatonik müzik ve dünya müziğine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Özgür, ÜlküPentatonik dizi ilk kez Çin’de, bir ses üzerine tam beşliler çıkılarak elde edilen oniki kromatik sesten ilk beşinin sıralanmasıyla oluşmuştur. Yapılan araştırmalar bu dizinin Çin’e komşu ülkelerin yanı sıra diğer ülkelerin de müziğini etkilediğini ve bu ülkelerin halk müziğinde temel dizi işlevini üstlendiğini ortaya koymaktadır. Pentatonik müziğe diğer ülkelerde olduğu gibi Türk müzik eğitimi programlarında da yer verilmesi, Dünya müziğini daha iyi tanımamıza ve müzik yaşamımızda kullanmamıza olanak sağlayacaktır.Item Bursa’da uygulamalı çevre eğitimi projesine seçilen okullarda yapılan etkinliklerin okul yöneticisi ve görevli öğretmenlerin katkısı yönünden değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Şimşekli, Yeter; Eğitim Fakültesi; İlköğretim BölümüBu çalışmada 2000-2001 öğretim yılında Bursa’da “Uygulamalı Çevre Eğitimi” projesi kapsamında yapılan etkinlikler okul yöneticisi ve görevli öğretmenlerin katkısı yönünden incelenmiştir. Projeye seçilen 14 okulun yöneticilerinin hazırladıkları etkinlik raporları ve denetimler sırasında hazırlanan tutanaklar incelenerek yapılan etkinliklerin çocuklarda çevre bilincinin oluşmasındaki payı araştırılmıştır. Öğretmenlerin çevre konusunda yeterli bilince sahip olmamasının çevre eğitimini zorlaştıran etkenlerden biri olduğu gözlenmiştir.Item Öğretmen adaylarının fen öğretiminde matematik bilgiyi ve laboratuvar ölçüm araçlarını kullanmalarında kendilerine olan güvenlerini belirleme üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Bulunuz, Nermin; Ergül, Remziye; Eğitim Fakültesi; İlköğretim BölümüBu çalışma Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı 3. Sınıf öğrencilerinin fen öğretiminde matematik bilgiyi ve lâboratuar ölçüm araçlarını kullanmada kendilerine olan güvenlerini ölçmek amacı ile yapılmıştır. Yapılan incelemede, genel olarak öğretmen adaylarının matematik dersine olan ilgilerinin fazla olmamasına karşın, matematik ve fen derslerini birbirinden bağımsız düşünemedikleri, lâboratuar ölçüm araçlarını kullanmada kendilerine güvendikleri tespit edilmiştir. İstatistiksel çalışmalar göstermiştir ki; metre, dereceli silindir, termometre ve terazinin kullanımında kendine güvenen öğretmen adayı bu ölçüm araçları ile toplanan verileri gruplamak ve grafik çizmek konusunda kendine güvenmemektedir.Item Çocuklar için sınıf içi etkinlik ölçeğinin geliştirilmesi, güvenirliği ve geçerliği(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Başal, Handan Asude; Eğitim FakültesiGerçekte, ilköğretim okullarındaki sınıf öğretmenleri, sınıflarındaki çocukların ne kadar aktif ya da etkin olduklarını değerlendirirken neye göre hareket etmektedirler? Çocukların sınıf içinde göstermiş oldukları hangi özelliklere ya da davranışlara göre; onların etkin ya da etkin olmadıkları hakkında karar vermektedirler? Etkinlik (activity) sözcüğü, Ruhbilim Terimleri Sözlüğünde; ‘‘Bir canlının iç ya da dış uyaranlar etkisiyle giriştiği çalışma durumu’’olarak tanımlanmıştır (1979). Bir okulda sınıf, öğrencilerle yüzyüze olunan bir yerdir. Eğitimin amacı olan öğrenci davranışının oluşması sınıfta başlamaktadır. Başar’ın (1998) aktardığına göre, genellikle bir eğitimin değişkenleri; sınıf iklimi, etkileşim düzeni, iyi ilişkiler, öğrenci katılımı, davranış düzeni ve örgütleme olarak belirtilmektedir (Brophy, 1988; Harris, 1991; Chiang, 1991). Ayrıca, sınıfta öğrenmenin gerçekleştiği bir çevrenin oluşturulabilmesi için gerekli olan süreçlerden biri de yapılan etkinliklere öğrencilerin etkin bir şekilde katılımının sağlanmasıdır.Item Kadınların varolma yolları(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Bilgin, Asude; Eğitim FakültesiBu çalışmada kadınların bilgi toplama yolları, böylece de dünyayı algılama ve kendilerine yön verme biçimleri ile Maslow’un ihtiyaçlar sıralaması kuramının karşılaştırılmasını yapan bir makale özetlenmiştir. Makale, kadınların Maslow’un kuramındaki en üst düzeye, diğer bir deyişle kendini gerçekleştirmeye ulaşabilmelerinin bilgi toplama yollarıyla doğrudan ilgili olduğunu göstermektedir. Çalışma, kadınların meslek seçimlerinin de bilgi toplama yollarıyla bağlantısına dikkat çekerek, danışmanlara ve kadınlara bu yöndeki gelişmeleri için öneriler getirmektedir.Item Sanatçı müzik öğretmeni Halil Bedi Yönetken'in yaşamı, tüm müzik öğretmenlerine bıraktığı gerçek bir hazinedir(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Sağlam, Atilla; Eğitim Fakültesi; Güzel Sanatlar Eğitimi BölümüHalil Bedi (YÖNETKEN) 1899-1968 yılları arasında yaşamış müzik eğitimbilimcimizdir. Müzik eğitimimizle ilgili bir çok konuda çok değerli hizmetler yapmıştır. Bu hizmetlerin eski kuşak müzik eğitimcileri veya müzik öğretmenleri tarafından biliniyor olduğu düşünülse de günümüz müzik eğitim kurumları, çalışanları ve hazırda bulunan öğrenciler tarafından yeterince bilindiğini ve O’nun ortaya koyduğu ürünlerden, yol göstericiliğinden gereğince yararlanıldığını söylemek zordur. Halil Bedi Yönetken’in varlığında gözlemlenebilecek müzik eğitimi modeli bugün Türkiye’de başarılamayan bir birliğin ifadesi olarak ele alınabilir. Devlet Konservatuarları, Eğitim Fakültelerinin Müzik Eğitimi Bölümleri gibi birbirinden farklı anlayış ve amaçlar doğrultusunda çalışan mesleki müzik eğitimi kurumlarımızın birbirlerini tanımayışı, birbirlerini kabul etmez görünen yaklaşımlarının günümüze gelen yansımaları geçmişte her iki amaç için öğrenci yetiştiren kurumların ve değerli eğitimcilerin anılarına yakışmaz bir görünüm içindedir. Bu teorik araştırma ile bir yandan gerek müzik öğretmeni yetiştirme eğitimi gerek müzisyen yetiştirme eğitiminin birlikteliğinin bir kez daha vurgulanması öte yandan Halil Bedi Yönetken’in yaşamının ayrıntılarında gizli müzik öğretmenli mesleği ve müzisyenlik ile ilgili kimlik bilgilerini ortaya koymak yakın geçmişte Halil Bedi ve arkadaşlarının yaşamlarıyla örneklenen müzisyen, müzik bilimci ve müzik öğretmeni ilişkilerini insan olma çerçevesinde aktarılması amaçlanmıştır.