1992 Cilt 11 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17579

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 20 of 21
  • Item
    İki aylık bir oğlakta rastlanan çift dalak (lien duplex) olgusu
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Serbest, Ayşe; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada iki aylık bir oğlakta gözlenen çift dalak (lien dup lex) olgusu tarif edildi. Dalaklardan, crania'de bulunan kare şeklinde, cauda'de bulunanın ise yanm daire şeklinde bir yapıda olduğu saptandı.
  • Item
    Kalsiyum klorür ilavesi ve ısıl işlemin beyaz peynir randırnamı üzerine etkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Şen, Cem; Tayar, Mustafa; Berker, Aşkın; Ergüzel, Ece; Başeğmez, Zehra; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Süt proteinlerinin stabilitesi, siite uygulanan ısıl işlemler ve kal siyum kollsalltrasyonu gibi süte ait fiziksel ve kimyasal niteliklerle ilgilidir. Bu çalışmada, iğ ve fa klı derecelerde (65°C/10 dk., 7;/CJ40 sn., BSOC/15 sn.) pastörize edilerek işlenen sütlere farklı düzeylerde (% 0.01, 0.02, 0.03 ve 0.1) kalsiyum klonır ilave ederek peynire işlemenin taze beyaz peynirin bazı nilelikleri üzerine etkileri inc lenmi tir. Sonuç olarak; en yüksek peynir randımam 8SOC'de 15 saniye pas törize edilmiş ve % 0.03 oranmda kalsiyum klorür ilave edilerek işlem örneklerden elde edilmiştir.
  • Item
    Füme dillerin üretim aşamalarında oluşan kimyasal değişimierin incelenmesi.
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Soyutemiz, Gül Ece; Anar, Şahsene; Berker, Aşkın; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çal şmada 5 ayn gmp halinde üretilen füme diller taze dil halinde, kürlemenin 1., 7., 9., 14., 21. gününde, ıkama, hoşlama ve du man/ama eminden sonra % rutubet nıiktan, su aktivitesi degeri, % tuz miktan ve pH eğeri ba ınıuıdan incelendi. Fünıe dil üretimi rasmda uygulanan kür/eme işlemi dillerde önem li bir rutubet kaybma neden olmaktadır. Baş!Oilgıçta % 76.89 olan rutu bet miktan kür/eme sonunda % 42.61'e düşmüştür. Su aktivitesi degeri de buna paralellik göstererek taze dilde 0.954 iken kürleme sonunda 0.879 olmuştur. Ancak bu diişii ş istatistiki olarak önemli degildir. Bunun tersine olarak taze dilde % 0.17 olan tuz miktan kürlemenilı 21. gü nünde en yüksek değerine aşmaktadır (% 7.93). Bu dönemde pH degeri üzerinde önemli bir degişiklik meydana gelmemiştir. kama işlemi rutubet miktamu arımrken diğer özellikler üzerinde önemli derecede etkili olmamıştır. Hoşlama ve dumanlama işlemi sonunda elde edilen rutubet miktan kürleme sommdaki degerden daha yüksek olup dumanlanmış dilde % 55.46'dır.Haşlama işlemi tuz miktamu önemli derecede düşümıüş, pH eğeri ni ise yükscltmi$tir. Dumanlanmış dildeki tuz miktan % 3. 15, pH değeri 6.24, su aktivitesi ise 0.915 olarak bulınmuştur.
  • Item
    Bursa Bölgesi tavuklarında coccldiose etkenleri ve bunların yaygınlıgı
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Demir, Semra; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Araştınnada Bursa il smırlan içinde bulunall 45 kümesten rastgele seçilen 1396 tavugım dışkısı muayene edilerek coccidiose etkenleri aran· mış, göriılen occystlerin tür identifikasyonlan yapılmış ve gram dışkıdaki oocyst miktarlan sayılmıştır. Aynca hastalık semptomu gösteren 53 ta vugun otopsisi yapilarak lezyonlu bölgeler histopatolojik olarak incelenmiştir. Yapılan muayeneler sonunda 1396 tavuga ait dlşkı önneginden 740 (% 53.0) ında Eimeria tarlerinden E. necatrix, E. tenella, E. brunett~ E. mitis, E. maxima olmak üzere beş türilli oocystleri saf veya miks enfek siyon şeklinde görülmüştür. Enfekte hayvan oram etçi ve yumurtacı ırk gruplarında sırasıyla % 56.8 ve % 51.3 bulunmuştur. Yetiştimıe tipleri dikkate alındıgında bu oran yer sistemi uygulanan kümeslerçle % 63.8, ızgara sistemi uygulanan larda % 57.8, kafes sistemi uygulananlarda % 20.5 olmuştur. Histopatoljik muayenelerde bazı tilrlerin şizglıt, merozoit, ganıetosit gibi hücre içi gelişme dönemleri saptanmıştır. Yöre tavuklamıda coccidiosn etkenlerinin prevalensi yüksek olmakla birlikte genelde enfeksiyon şiddetinin düşük oldugu belirlenmiş olup has talık semptomu gösteren hayvan sayısının yok denecek kadar az oldugu gözlenmiştir
  • Item
    Bursa'da tüketime sunulan piliç butlarından staphylococcus aureus ve escherichia coli tip izoıasyonu üzerine bir çalışma
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Anar, Şahsene; Çarlı, Tayfun; Şen, Ayşin; Eyigör, Ayşegül; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bursa'da çeşitli marketlerde tüketime sunulan piliç butlan koliform grubu mikroorganizmalar, E. coli tip 1, toplam stajilokok ve Staph. aureus yönünden incelenerek, izole ve identijiye edilen suş/antı antibiyotiklere dirençlilik durumlan saptandı. Analize alman örneklerde kolifomı grubu mikroorganizma sayısı ortalama 19 tr/g. olarak saptandı. Önı kl rin % 32.35'bıde E. coli tip 1 saptandı. Toplam stajilokok sayısı ortalama 4.5 tr/g., koagülaz pozitif stafilokok sayısı ortalama . olarak bulundu.Staph. aureus ve E. coli suşlannın çeşitli antibiyotiklere gösterdikleri duyarlılık ve dirençlilik özellikleri Tablo I'de gösterilmektir.
  • Item
    Atların strongylidae enfeksiyonlarında albendazol, febantel ve luxabendazolün etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Akandır, Mehmet; Coşkun, Şevki Ziya; Tınar, Recep; Aydın, Levent; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü ve Eğitim Merkezi Komutanlığı 'nda bulunan atlardan 96'sının dışkısı parazitolojik yönden incelenmiş, hayvanlardan tümünün (% 100) Strongylidae türleri ile enfekte oldugu belirlenmiş olup 8 (% 8.33) atta aynca Paraseans equonım enfeksiyonu saptanmıştır. Strongylidae türleriyle enfekte hayvanlardan 48'i denemeye alınmış olup, bunlar enfeksiyon şiddeti beşinci gnıp ise albendazolün 7.5 mg/kg dozları ile tedavi edilmiş, altıncı grup ise tedavi edilmeksizin kontrol bırakılmıştır. Uygulanan tedavilerden 14 gün sonra hayvanların gram dışkılarındaki yumuna sayılarında gözlenen azalma febantelin 5 ve 10 mg kg dozlarda verildiği gruplarda sırasıyla % 76.5 ve % 92.0; luxabendazolün 5 ve 10 mg/kg verildiği gruplarda % 91.0 ve % 97.5; albendazoliin 7.5 mg kg dozda uygulandığı grupta ise % 100 olmuştur. İlaçlar kullanıldıkları dozlarda hayvanlarda herhangi bir olumsuz etki meydana getirmemiştir.
  • Item
    Doğal enfekte köpeklerde dirofilaria immitis mikrofilerlerine ivermektinin etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Demir, Cem; Coşkun, Şevki Ziya; Tınar, Recep; Akyol, Ç. Volkan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Modifiye Knott yöntemi ile yapılan muayene sonucu Gemlik Aske ri Veteriner Araştımıa Enstitüsü ve Egitim Merkezi Komutanlığı'nda yetiştirilen 168 köpekten 5'i (% 2.98) Dirofilaria immilis ile enfekte bulun muştur. Bu köpeklere ivemıektinin 200 mcg/kg dozu, derialtı yolla peşpeşe 2 gün uygulanmış ve sağaltını sonrası kandaki mikrojiler sayısın da meydana gelen degişmeler incelenmiştir. İvemıektin tedavisinden sonraki 7'nci giinden 90'ıncı güne kadar mikroji/er sayısında sağaltını öncesine göre ortalama olarak % 99. 77'den % 99.22'ye kadar degişen azalma olmuştur. Daha sonraki günlerde mikroji/er sayısında Jasmi bir mtış dikkati çekmiş ve bu oran 120'nci 'günde % 97.79, 150'nci günde % 95.03, 180'inci günde % 94.50, 210'uncu günde % 94.04 olarak saptanmıştır. 210'uncu günde tek doz olarak uygulanan aym miktar ivennektin mikroftler sayısmdaki azalmayı % 99.96'ya yükseltiştir. Araştırna sonunda ivemıektinin yüksek bir mikrofilarisid etkisi olduğu ve uygulanan dozda köpeklerde herhangi bir olumsuz etki göstermediği saptanmıştır.
  • Item
    İshalli kuzularda immunomodülasyon yoluyla sağaltım ve profilaksi çalışmaları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Sezen, Yavuz; Tavukçuoğlu, Figen; Salihoğlu, Haşim; Aytuğ, Nilüfer; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışma immunomodülasyonunkuzu ishalleri üzerindeki koruyucu ve sağaltıcı etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Mikrobiyolojik muayeneler sonucunda dışkılarında enteropatojenik E.coli ve Rotavirus saptanan sağlıklı sıhhatli 0-10 günlük planı 50 kıızuya bir immıomodülatör - paramünite indiktörü ajan (Baypamun® -Sheepp x virus, I ml., s.c.) 24 saat aralıklı iki kez uygıtlanmış ve bir Jıafta sonra üçüncü uygulama yapılmıştır. Aym yaşlardaki 40 kıızu kontrol olarak bırakılnu tır. Sonuç olarak, sagaltım uygulanıası yapılan hasta hayvanlarıntümünü kısa sürede ileştim, profilaklik uygulama yapılan kuzularm hiçbirinin 1 aylık gözlem süresi içinde hastalanmadıgı, buna karşılık kontrol kuzularda 17 klinik islıal olgusunun orlaya çıktıgı ve bunlardan 5 adedinin öldügit saptanmıştır.
  • Item
    PRID (progesteron salan vagina içi alet) kullanımı ile inek ve düvelerde anöstrusun sağıtımı  
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Ünal, E. Fatih; Gökçen, Hazım; Nak, Yavuz; Tümen, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Doğum yaptıklan sonra 60 gün geçtiği halde kızgınlık gösterilmeyen 32 inek ve iki yaşma yaklaştığı halde azgınlık göstemeyen 16 düve, üçgruba ayrılarak sırasıyla şu işlemler uygulandı: I. Gruba intra-vaginal PRID akılarak 14. günde çıkarıldı. II. ve III. gruplarda aynı lemler uygulandı ilave olarak PRID çıkartıldığında II. grup inek ve düvelere PG, III. gruptakilere ise PMSG enjekte edildi. Tüm gruplara PRID'ler kartıldıktan 56 saat sonra suni tohumlarına yapıldı. uygulamalar sonucunda I., II. ve III. gruplarda sırasıyla % 40, % 64.2, % 76.4 kızgınlık oranlan ve yine aym sırayla % 30, % 35.7 ve % 52.9 gebelik yüzdeleri elde edildi.
  • Item
    Koyunlarda gebelik tanısı ve yavru sayısının belirlenebilmesi konusunda karşılaştırmalı çalışmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Deligöoğlu, Fazıl; Ünal, Fatih; Eroğlu, Ali; Nak, Yavuz; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalşmada, Bandırma Koywıculuk Araştıma Enstitüsü'ne ait top lanı 108 Karacabey Merinos koyu üzerinde, kan progesteron konsantras yonu tayini, ultrases-eko teknik, ultrases-doppler teknik ve servikal mukus muayene yöntemiyle gebelik tamsmm uygulanabilirliği karşılaştırmalı olarak test edildi. Gebelik tamsmm doğnıluğu, tohumlamayı izleyen 17.-20. günlerdeki senını progesteroıı konsantrasyonu tayinine göre % 95.3, ultrases eko ekniğine göre gebeliğin 60. gününde % 88.5 ve 80. gününde % 96.4, ultrases-doppler ekniğine göre gebeliğin 80. gününde % 87.5, servikal mukus muayenesine göre gebeliğin 60. gününde % 78.6 ve 80. gününde % 91.9 olmuştur. Ultrases doppler teknikle, gebeliğin 95. gününde, birden fazla yavrn taşıyanlar, % 60 doğrulukla belirlenmiştir. Yine 95 günde, senını progesteron değerleri arasında, yavnı sayı ına göre istatistik olarak anlamlı fark bulunmuştur.
  • Item
    Kızgınlıkları degişik yöntemler ile sinkronize edilerek tohumlanan merinos koyunlarında dölverimi uzerinde araştlrmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Deligözoğlu, Fazıl; Çelik, İrfan; Ünal, E. Fatih; Tümen, Hüseyin; Gökçen, Hazım; Soylu, M. Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştınnada, nıateryal olarak kullamlan 75 koyun 3 gruba ayrıldı. I., 2. ve 3. grupta sırasıyla tek doz PGF2 a, ll gün ara ile çift doz PGFı a ve vaginal sünger + 500 lU PMSG uygulandı. Oç grupta östnıs oranı % 76, 64 ve 92 bulundu. Kızgınlık gösterenler elde sıfat yöntemiyle tohumlandı. Üç grupta sinkronize ve bunu izleyen doğal östrusta yapılan tolıunılamalardan sırasıyla % 69.2 ve 75.0; 84.6 ve 90.0; 84.6 ve 75.0 gebelik oranı elde edildi. 2. ve 3. grnplar arasındaki sinkronizasyon oram farkı istatistiksel olarak önemli (P < 0.05), diğer grnplar ve parametreler arasmdaki farklar ise önemsiz bulundu.
  • Item
    Anöstrus ve üreme mevsimindeki koyunlarda kızgınlıkların uyarılması, toplulaştırılması ve dölverimi üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Gökçen, Hazım; Ünal, E. Fatih; Tümen, Hüseyin; Nak, Deniz; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Doğum ve Reprodüksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.
    Materyal olarak 50 Meriııos koyummun kullamldıgı bu araştınnada, üreme mevsimi ile anöstrns dönemindeki koyunlarda kızgm/ıkiann uyanl ması ve sinkronizasyonu denendi. 12 giln süre ile uygulanan, 30 mg. Florogestone acetate (FGA) içeren vagilıaf. sünger/er, geri almdıgtnda, koyun/ann hepsine 600 /U PMSG enjekte edildi. Her iki uygulama döneminde östrns oram % 100 olarak bulundu. Elde sıfat yöntemiyle tabii tohumlama ılan koyunlarda dogıtm oranı, anöstrus döneminde % 80, üreme mevsiminde ise % 76 oldu.
  • Item
    Domates posası silajının süt sıgırlarının beslenmesinde kullanılma olanakları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Erdinç, Hüseyin; Yavuz, H. Melih; Ogan, Mustafa; Başpınar, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    İki deneme döneminden oluşan bu çalışmada domates posasmın süt sığırlannın beslemnesinde kullanılma olanaklan aratınldı. biri deneme döneminin başlangıcında olan altışar ineğe sahip iki grup üzerinde yürütüldü. Gruplardan birine yaşama payı + 10 kg süt verimi ihtiçlarını karlayacak miktarda domates posası silajı ve nıkelas yedirildi. Diğerine ise aym miktarda fiğ kunt otu verildi. Geriye kalan süt verimi ihtiyaçları ise ineklerin günlük süt verimlerine göre ticari süt yemi verilerek karşılandı. İlk denemede bir haftalık adaptasyon ve üç haftalık deneme döne mi uygulandı. Bu ilk denemeden sonra gnlplann kaba yenileri değiştirilerek aynı adaptasyon ve deneme dönemleri gerçekle tirildi. Denemenin ba langıcmdan sonuna kadarlı raflafta süt ömekleri almdı ve günlük süt verimleri saptandı. Ortalama günlük süt verimleri, süt kuru madde ve süt yagı miktarlan sırasıyla domates posası grubunda 25.24 kg. % 12.20 ve % 3.6 ve diğeri de ise 24.07 kg. % 12.47 ve % 3.63 olarak bulundu. Her kilogram sütün yem maliyeti domates posası grubunda 311.2 TL'sı diğerinde ise 351.6 TL. 'sı oldu. Sonuç olarak domates posasının süt sıgırlan nın beslenmesinde ekonomik ve iyi bir kaba yem olabileceği kanısına varıldı.
  • Item
    Füme dillerin üretim aşamalarında oluşan bazı mikrobiyolojik değişimlerin incelenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Anar, Şahsene; Soyutemiz, Gül Ece; Berker, Aşkın; Eyigör, Ayşegül; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada 5 ayn grup halinde üretilen füme diller taze dil halinde, kürternenin 1. günü, 7. günü, 9. günü, 14. günü, 21. günü yıkama, haşlama ve dumanlama işleminden sonra toplam bakteri, toplam kolifomı, toplam stafilokoklar, laktobasiller, fekal streptokoklar, küf ve maya sayısı açısından mikrobiyolojik analizlere tabi tutuldu. Füme dilin üretimi sırasında uygulanan kürleme işlemi toplam bak teri, kolifomı bakteri, toplam stafilokok ve fekal streptokok sayısı üzerinde etkili olmuş, bakteri sayılamıda önemli derecede düşüş meydana gelmiştir. Sırasıyla 1.56 x 107/g, 1.23 x 1rl!g, 7.58 x 1rP/g, 9.72 x 1rfllg olan ortalama bakteri sayılan kürleme işleminin sonunda (21. gün) sırayla 5.66 x 1rP/g, 1 x 10/g, 5.7 x 1rl/g, 4.72 x 1rP/g'a düşmüştür. Kilrleme işlemi küf ve maya sayı ı üzerinde etkili olmadığı halde, laktobasil sayısı başlangıçta 6.1 x 131g iken, kürleme sonunda 6.35 x 1rP/g'a yükselmıştır. Haşlama ve dumanlama işlemi ile tüm bakteri sayılannda düşme görülmüştür. Dumanla iş dildeki toplam olifomı bakteri, stafilokok, fekal streptokok, küf ve maya saysıı sıftra düşmüştür. Toplam bakteri sayısı 1.2 x Irfl!g, laktobasi/ sayısı 4.2 x Jo2!g olarak tesbit edilmiştir.
  • Item
    Aflatoksin 81 verilmiş newcastle'a aşılı civcivlerde karaciğer paranşimi üzerinde ışık mikroskopik incelemeler
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Yakışık, Mine; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Araştımıada aşılanmış civcivlerin karaciğerlerinde kronik aflatoksikozisın etkileri incelenmiştir. Bu amaçla, civcivlere 5 mikrogrami civciv gün Aflatoxin B1 2 ay süre ile içme sulannda verilmiştir. Civcivlere New castle hastalığına karşı aşı programlan uygulanmıştır. Aşılamalardan 15'er gün sonra civcivler öldürülerek karaciğerleri almmış ve histolojik yönden incelenmiştir. İncelemeler sonunda karaciğer epitel hücrelerinde vakuoli yon, yağ dejenerasyonu, safra kanallannda proliferasyon ve epitellerinde hiperplazi, aynı . safra kanallan çevresinde yaygın lenf nodülleri teslit edilmiştir. Aşılanmış .aflutuksikozisli civcivlerde karaciğer yapısının, aşılanmış aflatoksin almayanlara göre bozulduğu ve yapı değişikliğinin dikkat çekici olduğu görülmüştür.
  • Item
    Ekzemalı köpeklerde dexamethasone ile sağaltım çalişmaları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Aytuğ, Nilüfer; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu çalışmada uzun etkili bir glukokortikoid olan Dexamethasone'un ekzamalı köpekler üzerindeki sağaltıcı etkisi araştırılmıştır. Ekzematöz deri lezyonu olan toplam 30 köpeğe .M. ve S.C. yolla 0.15-2 cc. dozda ilaç uygulanmış ve 20 köpekte ilk dozdan, 10 köpekte 1 Jıafta sonra uygulanan ikinci dozdan sonra lezyonlarda gerileme gözlenmiştir. Sonuç olarak sağaltımı güç bir hastalık olan ekzemanm dexametha sona olumlu yanıt verdigi ve hastalığa kesin ve pratik bir çözüm getirildiği gözlenmiş
  • Item
    Cushing's syndrome in a dog
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Aytuğ, Nilüfer; Nak, Yavuz; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Cushing's Syndrome was diagnosed in an eight years old female Poodle. RIA, cortisol level measured during dexamethasone suppression test. Syndrome was diiıgnosed based on the dexaniethasone suppression test, elinical symptomes and abdominal radiograph.
  • Item
    Hayvan yogunlugunun Karacabey merinosu erkek kuzuların besi performansına etkisi
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Başpınar, Hasan; Erdinç, Hüseyin; Ogan, Mustafa; Yavuz, Melih; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Bu araştırma, hayvan yoğunluğunun Karacabey Merinosu erkek kuzuların besi perfomıansma etkisini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Yaşlan 140-150 gün arasmda değişen 88 baş Karacabey Merinosu erkek kuzu, 22,27 ve 39 başlık rastgele 3 gruba aynlmıştır. Hayvan başma I. grupta 1.31 m2 , II. grupta 1.07 m2 ve III. grupta 0.74 m2 yer düşmüştür. 88 gün süren besi döneminde orlalama toplam canlı ağırlık, günlük canlı ağırlık arlışı, 1 kg canlı ağırlık ariışı için kesif ve kaba yem tüketimi sırasıyla I. grupta 18.22 kg, 207.13 gr, 8.15 kg ve 2.67 kg., II. grupta 17.34 kg, 197.14 gr, 8.13 kg ve 2.66 kg ve III. grupta 16.57 kg, 188.26 gr, 8.75 kg ve 2.86 kg tesbit edilmiştir.Besi perfonnansı yönünden gruplar arası farklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Fakat kuzu yoğunlugu antıkça günlük ve toplam canlı ağırlık artışı azalmış, 1 kg canlı ağırlık artışı için toplam yem tüketimi artmıştır. 35 kg üzerindeki kuzular için optimum yerin 1.07 - 1.31 mı arasında olduğu tespit edilmiştir.
  • Item
    Yarımkan İngiliz kısraklarındaki anöstrusun nedeni ile ß-karoten, vitamin A ve vitamin E düzeyleri arasındaki ilişkiler
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Vural, Rıfat; Akandır, Mehmet; Mert, Nihat; Günşen, Uğur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.
    Evcil hayvanlarda beslenme ile döl verimi arasmdaki ilişkiler önemli olup bazı biyokimyasal maddeler fertiliteyi etkilemektedir. Sunulan çalışmada Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü Merkez Komutanlığı bünyesinde bulunan ve anöstnıs gösteren Yanmkan İngiliz kısraklan araştımıa materyali olarak kullanıldı. Bu amaçla 5 nonnal östnıs siklusu gösteren sağlıklı kısraklo 20 anöstnıs gösteren kısraktan kan numuneleri alındı. Plazma ß-karoten, vitamin A ve vitamin E düzeyleri saptandı. Kontrol gnıbunda bu eğerler sırasıyla % 27,94 mcg., % 56 mcg., % 0,597 mg deneme gnıbunda ise % 24, ll mcg., % 43,18 mcg., % 0,302 mg olarak ölçüldii. Yapılan istatistiksel değerlendimıede sadece plazma vitamin E düzeyleri farkian arasmda önem (P 5 0,05) saptandı. Bu vakada anöstrosun nedeni olarak vitamin E gösterilebilir.
  • Item
    Süt ineklerinde subklinik mastitisin sütte meydana getirdiği biyokimyasal değişimler üzerine araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Mert, Nihat; Tayar, Mustafa; Oğan, Mustafa; Müftüoğlu, Ayçe; Yavuz, Melih; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.
    Etiyolojisinde ve mikroorganizmalim etki mekanizmasma göre farklı fomılarda bulunan mastitis, sütün bileşiminde değişimlere neden olmaktadır. Bu değişimleri saptamak amacıyla yapılan bu çalışmada 10 subklinik mastilisli ve 5 saglıklı Holştayn inekten alman süt örnekleri incelendi. Bu örneklerde Ca, Mg. Protein, Üre, LDH, GOT, ALP ve Laktoz miktarlan ölçüldü. Mastilisli ve saglıklı hayvanlara ait bu degerler sırasıyla % 21.39- 14.36 mg. % 29.80-35.60 mg. % 0.92-0.82 gr; % 43.10-38.60 mg 138.10-45.20 ÜL, 5.8-4.6 Ü/L, 376-1134 Ü/L, % 3.07 - 4.13 gr/L olarak saptandı. ALP, üre ve laktoz; farklılıklarını da P s 0.05, LDH farklılığında P s 0.01 düzeyinde önem saptan . Sonuç olarak; subklinik mastitis teşhinde biyokimyasal analizierin Califonıia Mostilis Testi ile birlikte kullanılması önerilebilir.