2020 Cilt 21 Sayı 38
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14414
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 18 of 18
- Results Per Page
- Sort Options
Item Osmanlı aile yapısının millet sistemi içindeki konumu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Koç, Elif MerveÇalışmada ilk olarak Osmanlı Devleti içerisinde yaşayan toplulukların, idari yapılanmalarında uygulanan millet sistemi ele alınmıştır. İslam devletlerinin temel esasına dayanan “ümmet” anlayışıyla yürütülen bu idari sistem; toplulukların aile yapısına da sirayet etmiştir. Osmanlı Devleti’ne özgü sosyal düzen olan millet sisteminde bireyler. Dâhil oldukları mabetler ekseninde idare olunurdu. Osmanlı topraklarında yaşayan topluluklar, dini aidiyet ile zikredilir; mahalli oluşumlar, içtimai düzen ve toplumsal normlar din ekseninde özerk bir formda şekillenirdi. Osmanlı Devleti, her milletin kendi idari düzenini yürütmesine izin vermekteydi. Aynı topraklar üzerinde ayrı dil, din ve ırka mensup topluluklar bir arada yaşamış; bu durum topluluklara benzer sosyal alışkanlıklara ve kültür etkileşimlerine sahip olma imkânı sağlamıştır. Farklı din ve mezhep isimleriyle anılan milletlerin aile müessesine bakışı, evlilik ve çocuk sayıları gibi detayların incelendiği çalışma; sosyal hayattaki benzerlik ve farklılıkları ortaya koymayı amaçlamıştır. Toplum hayatının en temel birimi olan ailenin, Osmanlı millet sistemi içerisindeki konumu çalışmanın asıl konusunu oluşturmaktadır.Item Zamir /n/’sinin Türkçedeki fonemorfolojik gelişimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Kılıç, Ensar; Ersöz, SerpilAltay dillerindeki, 3. kişi kategorisiyle alakalı zamir ve iyelik çekimlerinin bağlantı noktalarında görülen zamir /n/’sinin kökeni hakkında bugüne dek birçok çalışma yapılmıştır. Zamir /n/’si, Türk lehçelerinde [n, n̪, ŋ] alofonlarıyla sesletilmekte veya /n/>/n̪/>/Ø/ gelişimiyle eriyerek yüzey yapıda kaybolmaktadır. Yapılan çalışmalarda zamir /n/’sinin eskicil 3. kişi zamiriyle ilişkili bir morfolojik kalıntı olduğu konusunda iddialar ortaya atılmış, ayrıca zamir /n/’sinin yardımcı ses olduğuna dair görüşler dile getirilmiştir. Bununla birlikte zamir /n/’sinin Altay dilleri ve Türk lehçelerindeki fonetik varlığına dair araştırmaların sayısı oldukça azdır. İşte bu makalede, zamir /n/’si; yalnızca barındırdığı sesin morfolojisi açısından değil fonem teorisinin imkânlarından da faydalanılarak fonolojik geçmişi yönüyle ele alınmaktadır. Ayrıca önceki çalışmalardan farklı olarak zamir /n/’si kullanıldığı konumlar için ayrı ayrı değerlendirilmiş; üretken-dönüşümlü dil bilgisi bağlamında zamir /n/’si ve Ana Altaycada bulunan eskicil teklik kategorisi eki *+n, yapı bakımından karşılaştırılmıştır. Böylelikle zamir /n/’sinin fonemorfolojik tarihi hakkında yeni bilgilerin elde edilmesi amaçlanmıştır.Item Traditions of the enlightenment and its political reflections(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Yeniçırak, HasanIt is really difficult to make a full definition of the Enlightenment. This difficulty arises from the fact that the Enlightenment has penetrated into not only many but all aspects of life. The most common thing that will be spoken regarding the Enlightenment is that it is a mental activity. The roots of this mental activity sprang up in the West. This intellectual movement in the West formed different traditions of thought in diverse geographies of Europe. The Enlightenment was shaped in a “rationalistic” quality in France and “empiricist” character in Britain The distinction between the French Enlightenment and the British Enlightenment concurrently gave rise to the division between social structures. In this context, the British empiricism led to a “peaceful revolution” whereas the French rationalization resulted in a “bloody revolution”. In this article, my aim is to deal with the distinctions between the French rationalization and the British empiricism, and to display how these differences influenced on social change.Item Kırsal ya da kentsel bölgelerde evlilik: evlilik doyumu ve erken dönem uyum bozucu şemalar üzerine bir inceleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Pehlivanlı, Esra; İkizer, GözdeBu çalışmanın amacı yaşanılan yerin ve erken dönem uyum bozucu şemaların evli bireylerin evlilik doyumu üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışmanın örneklemi, 120’si kırsal ve 168’si kentsel bölgelerde yaşayan 268 evli bireyden (134 kadın ve 134 erkekten) oluşmuştur. Katılımcılara, sırasıyla Young Şema Ölçeği-Kısa Form 3, Çift Uyum Ölçeği ve demografik bilgi formu uygulanmıştır. Bulgular, kırdaki evli bireylerin evlilik doyumu düzeyinin kentte yaşayanlara kıyasla daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bazı şema boyutlarında kırdaki katılımcıların puanlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Ayrıca, kırda ve kentte yaşayanlarda evlilik doyumunu farklı erken dönem uyum bozucu şemaların yordadığı görülmüştür. Evli bireyler ve / veya çiftler ile çalışan ruh sağlığı uzmanlarının, bu bireylerin evlilik doyumunun kırsal ya da kentsel bölgelerde farklı değişkenlerden etkilenebileceğini göz önünde bulundurmaları önemli görünmektedir.Item Trafik deneyimleri ve düzen söylemi içinden İstanbul’u üretmek(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Nuhrat, Yağmurİstanbul’un gündelik hayatını biçimlendiren önemli etkenlerden biri trafik. Trafikte geçirilen zamandan çoğu zaman “boş” ya da “kayıp” olarak söz ediliyor. Oysa hareketlilik çalışmaları, kültürel coğrafya ve kent antropolojisinin de bize anlattığı gibi zaman/mekânlar aslında boş değil. İçlerindeki deneyimler sayesinde sürekli yeniden üretiliyorlar, yani, boş olmaktan uzak üretken mevhumlar. Bu yazıda, bir yıl devam eden etnografik çalışmama dayanarak, İstanbul trafiği zaman/mekânının ve buradan hareketle de İstanbul kentinin düzen söylemi ve özellikle de idealize edilen Avrupai bir düzen ekseninde, üretilme süreçlerini ve dinamiklerini anlatıyorum. Gündelik hayatın sıradanlığı ve olağanlığı içinden kent ve kentlilik tahayyülünün nasıl biçimlendiğini ve bu biçimlenmeyi anlamlandıran tarihselliği inceliyorum.Item Demokrasilerde darbe geçirmezliğe yakından bakmak: Sivil-asker ilişkilerinde İspanya örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Akarçay, R. Ebru İlterDarbe geçirmezlik, demokratik rejimler ve alternatiflerinin devamlılığını sağlamaya yönelik bir stratejiler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Demokratik sistemlerin de darbe riskiyle karşılaşabildikleri savı kabul görse de, irdelenen önlemler çoğunlukla zayıf demokratik karnelere sahip sistemlerin uygulayabilecekleri türdendir. Demokrasiye geçiş ve pekişme dönemlerindeki darbe girişimleri ve bu girişimlerin tekrarının önünü almak için atılan adımlar seyrek olarak mercek altına alınmaktadır. Çalışmanın başlıca hedefi, demokratikleşen sistemlerde darbe geçirmezlik stratejilerinin izlerini aramaktır. İspanya’nın serüveni, darbe girişimlerinden demokrasinin gelişimine katkı yapacak dersler çıkarılabileceği ve tekrarlanma ihtimalinin önünün alınabileceğine işaret etmektedir. Demokrasiye geçişte örnek teşkil ettiğine inanılan İspanya’nın adımları, demokratik rejimin kalitesini zedelemeden uygulanabilecek önlemlere ilişkin fikir vermektedir. Siyasal liberalleşme, atamalarla kadro yapısını dönüştürme, yatıştırma, sınırlı cezalandırma, birleştirerek yönetme yollarıyla darbe geçirmezlik hedeflenirken, uluslararası ittifak arayışları süreçteki riskleri yönetmek için başvurulan yöntem olarak öne çıkmaktadır. Temel bulgu, darbe geçirmezlik üzerine süregelen kuramsal tartışmalardan ayrışacak şekilde, asgari cezalandırma ile tek çatı altında toplamaya yönelik adımlarla demokratik pekişmenin güvence altına alınabildiğidir.Item 19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da bir Arap muhalif: Necib Hindiye ve Hilafet gazetesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Şahin, EmineSuriyeli bir Keldanî olan Necib Hindiye uzun yıllar İstanbul’da yaşamış ve 1870’lerde Arap ilim adamı Ahmed Faris’in sahibi olduğu el-Cevâib gazetesinde çalışmıştır. 1885-1887 yıllarında ise Selim Faris’in Kahire’de çıkarmış olduğu el-Kahire ve elKahire el-Hurre gazetelerinin editörlüğünü yapmıştır. Bu yıllarda Sultan Abdülhamid’e karşı bağlılığını bildiren bir Osmanlı vatandaşı iken 1890’larda Londra’da muhalif bir aydın olarak karşımıza çıkmaktadır. Londra’da Selim Faris ve çevresine yakın duran Hindiye, 1899 yılında uygun bir zemin bulduğu anda, Türk ve Arap Vatanperver Cemiyeti’nin bir organı olarak Hilafet gazetesini çıkarmıştır. On beş̧ günde bir yayınlanan bu gazete Arapça ve Türkçe olarak basılmıştır. Hilafet, Osmanlı hükümeti tarafından yakın takibe alınmış ve zararlı bir neşriyat olduğuna hükmedilerek ülkeye girişi yasaklanmıştır. Bu çalışmada Avrupa’da Arap ayrılıkçı söylemleriyle öne çıkan ilk isimlerden biri olan Necib Hindiye ve onunla birlikte Osmanlı basın tarihinde az bilinen Hilafet gazetesi ayrıntılı olarak ele alınmakta ve buradan hareketle II. Abdülhamid döneminde Londra’da oluşan Arap ayrılıkçı muhalefet anlatılmaktadır.Item Ferman ve beratlara göre 1603-1604 tarihinde Bursa ve Kite Kazalarının devlet merkezi ile ilişkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Efe, Mukaddes; Sosyal Bilimler Enstitisü; 0000-0001-6539-9946Osmanlı Devleti’nden günümüze intikal eden şer’iyye sicilleri sayesinde dönemin idari, sosyal ve ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Merkezden gelen ferman, emir, hüküm, berat gibi belgelerin önemli bir kısmı da kadı tarafından sicillere kaydettirilmektedir. Merkez-taşra ilişkisinin Bursa ve Kite Kazaları örneği üzerinden ele alındığı bu makalede, H. 1012 / M. 1603-1604 tarihli A-155 numaraları Bursa şer’iyye sicili içerisindeki ferman ve beratlar üzerine bir inceleme yapılmıştır. Bahsi geçen şer’iyye sicili içerisinde merkezden Bursa ve Kite’ye gönderilen ferman ve beratlar değerlendirilmiştir. Bu suretle, merkez-Bursa arası ilişkinin hangi konular üzerinde yoğunlaştığı, merkezin Bursa’dan talepleri, Bursa’nın bu talepleri ne ölçüde karşılayabildiği tespit edilerek sınıflandırılmıştır. Merkez-Bursa arası bürokrasiye konu olan meseleler, geliş nedenlerine göre saray için istenilen malzemeler, askeri, ekonomik, sosyal meseleler ve beratlar olarak belirlenmiştir.Item Emeklilik fon yöneticilerinin yatırım inançları üzerine yazın taraması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Önkal, Dilek; Jansson, Magnus; Sonsino, Doron; Eryılmaz, Filiz; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İktisat Bölümü; 0000-0002-3010-8421Son yıllarda emeklilik fonlarının yönetimine ilişkin yaklaşımda büyük bir değişim yaşanmaktadır. Yaşanan bu değişimin emeklilik fonlarının işletme modellerini ve yatırım işlevlerini nasıl tasarlamaları gerektiği konusunda derin etkileri olmuştur. Bu noktada emeklilik fonlarının sermaye piyasalarının işleyişini nasıl algıladığı ve emeklilik fonu kuruluşlarının bu görüşleri ile müşterilerine nasıl bir değer katabilecekleri konusunda yatırım inaçlarını formüle etmeleri gerektiği anlaşılmıştır. Yatırım inançları temelde bir emeklilik fonunun gelecekteki performansını etkileyen yatırım felsefesi ve yatırım sürecindeki stratejik seçimlerini ele almaktadır. Bir diğer deyişle emeklilik kurumunun temel hedeflerinin ne olduğunu ve söz konusu temel hedeflere nasıl ulaşmayı hedeflediklerini göstermektedir. Bu bağlamda bu çalışmada ilk olarak emeklilik fonlarına ait yatırım inançlarının neler olduğu ele alınacak ve ardından konu ile ilgili yapılan ampirik çalışmalara yer verilerek bu konuda gelecek çalışmalara önerilerde bulunulacaktır.Item Obua kamışının Türkiye’deki yetişme alanları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Sezer, AyşeObua çift kamışlı tahta üflemeli bir çalgıdır. Obua ağızlığı olan kamışın, Türkiye’de halk dilinde sazlık ve kargı başta olmak üzere değişik isimlerde kullanıldığı bilinmektedir. Almanlar “rohre”, İngilizler “reed”, Fransızlar “anche” olarak kabul etse de, Avrupa’da yaygın olarak “arundo donax” olarak tanınır. Obuada ses oluşumu iyi işlenmiş bir kamışın üretilmesi ile sağlanmaktadır. Kamışın hammaddesi ise kargı bitkisidir. Obua icracılarının performanslarındaki başarının anahtarı diyebileceğimiz kamış, yetiştiği iklim alanları açısından da renk, çap genişliği, sert veya yumuşak doku özelliği, düzgünlük, parlaklık, dayanıklılık özellikleri açısından farklılık gösterir. Kargı (arundo donax) hafif tuzlu ve tatlı su kenarlarında yetişen ince uzun bir bitki türüdür. Hindistan, Asya, Güney Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da yetişen bu bitki, 10 metreye kadar uzayabilir. İçi boştur. Türkiye’de yetiştiği alanlar, Ege ve Akdeniz bölgelerinin sahil kesimleridir.Item Bilinçli farkındalık ve bilişsel esnekliğin problemli akıllı telefon kullanımı üzerindeki etkisi: Öz-kontrolün aracı rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Kaymaz, Ekrem; Şakiroğlu, MehmetBu çalışmanın temel amacı, üniversite öğrencileri örnekleminde bilinçli farkındalık ve bilişsel esnekliğin problemli akıllı telefon kullanımı ile ilişkisinde öz-kontrolün aracı rolünü ortaya koymaktır. Örneklem, üniversitede öğrenim gören 171’i (%57) kız, 125’i (%43) erkek olmak üzere toplam 296 üniversite öğrencisinden oluşmuştur. Araştırmada veri toplamak amacıyla “Kişisel Bilgi Formu”, “Kısa Öz-kontrol Ölçeği”, “Bilinçli Farkındalık Ölçeği”, “Akıllı Telefon Bağımlılığı Ölçeği” ve “Bilişsel Esneklik Envanteri” kullanılmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, özkontrolün, bilişsel esneklik ve problemli akıllı telefon kullanımı arasında tam aracı rol gösterdiği; bilinçli farkındalık ve problemli akıllı telefon kullanımı arasında kısmi aracı rol gösterdiği bulunmuştur. Ayrıca, öz-kontrolün, bilişsel esnekliğin alt boyutlarından alternatif ve problemli akıllı telefon kullanımı arasında tam aracı rol gösterdiği; kontrol ve problemli akıllı telefon kullanımı arasında ise kısmi aracı rol gösterdiği bulunmuştur. Bulgular ilgili literatür çerçevesinde tartışılmıştır.Item Akışkan zamanın cisimleşen deneyim alanı olarak beden üzerine sosyolojik bir tartışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Ertan, CihanZamanın ölçümü, hesaplanması, anlamı ve dolayısıyla zamanın deneyimi tarihsel açıdan farklı dönemlere göre değişiklik göstermektedir. Deneyimin cisimleştiği beden ise her daim zamanla yakın ilişki içinde olmuştur. Beden ve zaman arasındaki bu ilişki, bedensel pratiklerin zaman üzerinden düzenlenip kontrol edilişinden; zamanın benlik inşasındaki kritik önemine ve teknolojik gelişmelerin beden - zaman - mekân bağını dönüşüme uğratmasına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu makale, beden ve zaman arasındaki ilişkiye yönelik olarak, zamanın bedensel deneyimler üzerindeki etkisini tartışmaktadır. Geç modern toplumsal formasyon içinde, iletişim ve enformasyon teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte, beden ve zaman arasındaki bu karşılıklı ilişkinin değişiminin izleklerine yönelik kavramsal ve ampirik bir çerçeve sunmak, söz konusu makalenin amacını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda makale, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve sosyal medya araçlarını, sürekli olarak dönüşen zaman-mekân-beden arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için kendine bir zemin olarak almaktadır.Item Divan-ı Hümayun kararlarında Bursa Vakıfları (1553-1649)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Çakmak, AbdullahVakıflar, sosyal hayatta yerine getirdiği birçok hizmetle Osmanlı medeniyetinin önemli müesseseleri arasında yer almaktadır. Bu yönüyle Osmanlı sosyal ve iktisadi hayatını, vakıflar özelinde inceleyen birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalarda araştırmacıların sıklıkla kullandığı iki belge türü vakfiye ve kadı (şerʽiyye) sicilleridir. Bununla birlikte Osmanlı vakıflarıyla ilgili önemli bilgileri ihtiva eden Mühimme Defterleri serisinin ise çalışmalarda yeterince incelenmediği görülmektedir. Bu çalışma; Divan-ı Hümayun toplantılarında Bursa vakıflarıyla ilgili alınan kararları konu edinmektedir. Çalışmamızın ana kaynağını ise 1553-1649 yıllarını kapsayan klasik dönem Mühimme Defterleri oluşturmaktadır. Buna göre; konuyla ilgili tespit edilen hükümlerden hareketle; alınan kararlarda hangi vakıfların yer aldığı, dava başvurusunun nasıl gerçekleştirildiği, dava konularının mahiyeti ve kararların vakıfları nasıl etkilediği gibi konular incelenmiştir.Item The use of an interpretive scheme in examining two Turkish translations of Doyle’s “Speckled Band”(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Süner, Ahmet; Aktener, IlgınThis paper descriptively examines two Turkish translations – one published before Sherlock Holmes was popularized in visual media in the 2000s and one thereafter – of a Sherlock Holmes story entitled “The Adventure of the Speckled Band” by Arthur Conan Doyle to establish how the two translators handled certain aspects of the story deemed important for a literary interpretation. In determining these important aspects, it develops and uses an “interpretive scheme” inspired by Damrosch’s (2003) ruminations on “world literature.” The interpretive scheme contains three aspectual categories, i.e., “referential,” “genre-related” and “stylistic” aspects. The aim of this examination is twofold: first, it seeks to find out whether there are differences between the interpretations of these important aspects in the two translations and if so, whether these differences may be a result of the popularization of Sherlock Holmes. Second, it aims to explore the educational implications of translators’ choices in translating the aforementioned aspects, discussing how the use of an interpretive scheme in the analysis of translations may be helpful in choosing texts for the teaching of English literature to a Turkish-speaking audience.Item Türkiye’de ulusal kimlik inşası ve siyasi parti kimlikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Özkan, Türker; Özdemir, Fatih; Fen Edebiyat Fakültesi; Psikoloji Bölümü; 0000-0003-1013-5366Makalenin amacı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından günümüze kadar olan dönemde, Türkiye’deki ulusal kimlikleşme sürecine odaklanmak ve aydınlar ya da siyasi parti liderlerinin ulusal kimliği nasıl şekillendirebildiğinin altını çizmektir. Zamanın ihtiyaçlarına paralel olarak, ulusal kimlik inşasında Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük gibi farklı yaklaşımlar benimsenmiş ve vatandaşlık, din ya da etnik köken-temelli söylemler insanları birarada tutmak amacıyla kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde ise siyasi parti liderleri kendi partilerinin değerleriyle uyumlu olarak ulusal kimliği tanımlamış ve ulusal kimlikleşme sürecine etki etmiştir. Kısa bir dönemde gerçekleşen bu gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut ulusal kimliğinin hem etno-kültürel hem sivil kimlikleşme özellikleri içermesine neden olmuştur. Bu ikilik ulusal kimliği kırılgan hale getirmekte ve “Türk” ve “Türkiyeli” kavramlarına ilişkin tartışmaya ve etnik/dini azınlık grupların Türkiye toplumuna uyum sağlayamamasına neden olmaktadır. Bu makale Türkiye Cumhuriyeti ulusal kimlikleşme süreci, siyasi parti kimlikleri, siyasi partiler arası ilişkiler ve güncel sosyo-politik gelişmelerle ilgilenen kişiler için önemli bir kaynak niteliğindedir.Item Grek mitolojisinde insan kurbanı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Hardal, Efdâl; Sosyal Bilimler Enstitüsü; 0000-0002-5920-6172İnsan kurban etmenin şartlarının ve sınırlarının neler olduğunu anlamak amacıyla ilk olarak, antik yazarların konuya bakış açılarının özellikle netleştirilmesi gerekmektedir. İnsan kurbanı teması hiçbir zaman Grek mitolojisinde ya da Grek kültüründe yaygın bir ritüel türü olmamıştır. İnsan kurbanı bir toplumun, tanrının, kralın vs. umutsuzluğu sebebiyle var olan olağanüstü bir çözüm yolu olmuştur. Bu makalede, mitolojinin vicdanı altındaki hangi dayanakların insan kurbanına izin verdikleri üzerine yoğunlaşılacaktır. Bu sebeple İphigenia, Hesione, Andromeda ve Polyksene hakkındaki mitoslar incelenecek ve karşılaştırılacaktır. Bu amaç doğrultusunda, varılacak olan sonuçlar seçilmiş olan arkeolojik kanıtlarla desteklenecektir. Bu çalışmanın sonunda varılacak olan neticeyle; dişiliğin her zaman ataerkillik ile doğa ana arasında ortada kalmış olduğu savunulabilir. Dolayısıyla bunun Grek Mitolojisindeki insan kurbanının gizli ikonografisi olduğu kanaatindeyiz.Item Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’nde bulunan kumaş üzerine işlemeli hat levhaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Dağdeler, Coşkun; Yavaş, Doğan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Sanat Tarihi Bölümü; 0000-0002-3885-332X; 0000-0001-8232-7995Türk işleme sanatı, Osmanlı döneminde en parlak devrini yaşamış ve bir saray sanatı olarak zirve noktasına ulaşmıştır. Kültür ve sanatta özgün olan Türkler, İslâm kültür ve medeniyeti doğrultusunda Arap yazısına bağlı olarak ortaya çıkmış güzel sanatların bir dalı olan hat sanatını en üst düzeye çıkarmışlardır. Bu çalışmada, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığı Müzeler Şube Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’nde bulunan kumaş üzerine işlemeli hat örnekleri incelenmiştir. Bu incelenen eserler, Bursa Emir Sultan Camii ve Bursa Muradiye Camii’ne bağışlanmış ve 31.03.2016 tarih E.58968 sayılı protokolün 14.04.2016 tarihinde onaylanmasıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Bursa Vakıf Kültürü Müzesi’nde sergilenmesi için verilen eserlerden oluşmaktadır. Muhtelif renklerde kumaş ve ipliklerle, çeşitli işleme teknikleriyle işlenen her bir eser için fotoğraflar çekilmiş ve bilgi fişleri oluşturulmuştur. Hat levhalarının okunuşları ve açıklamaları, dönemleri ve hattatları, ebatları, bezemelerinde kullanılan işleme teknikleri ve süsleme özellikleri gibi bilgiler envanter kayıtlarına dayanarak incelenmiştir.Item A. Adnan Saygun’un Op.31 “Partita” adlı solo viyolonsel (IV. Bölüm) eserinin geometrik modellemesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-31) Demirbatır, R. Erol; Yağcı, Filiz; Ezentaş, Rıdvan; Fen Edebiyat Fakültesi; Matematik Bölümü; 0000-0002-9472-3001; 0000-0001-5574-9922; 0000-0001-8619-8334Müzik, en temel ögesinden en karmaşık ögesine kadar, çeşitli matematiksel yapıları içermekte olup, müzik ile matematik pek çok açıdan birbiriyle ilişkili iki disiplindir. Türk beşleri içinde yer alan Ahmet Adnan Saygun, ülkemizde Cumhuriyet Dönemi çoksesli müziğinin önemli bir ismidir. Saygun’un, Op. 31 “Solo Viyolonsel için Partita”adlı yapıtı, 20. yy solo viyolonsel yapıtları arasında uluslararası tanınırlığı olan eserlerden biridir. Bu çalışmanın amacı, matematiksel kodlama yoluyla Saygun’un Op.31 “Partita” adlı solo viyolonsel eserinin (IV. Bölüm) geometrik modellemesinin oluşturulmasıdır. Seçilen eserin ses yükseklikleri ve süre değerleri matematiksel olarak kodlanmış ve daha sonra kodlamalar çoklu regresyon analizi yapılarak uygun model bulunmuştur. Bu analizin sonucunda elde edilen regresyon denklemi ile eserin geometrik modellemesi oluşturulmuştur. Bu denklemin, cebirsel, trigonometrik ve ters trigonometrik fonksiyonların kombinasyonundan meydana geldiği görülmüştür.