2020 Cilt 34 Özel Sayı
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/19845
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 26
- Results Per Page
- Sort Options
Item Determination of some toxic element (Cr, Cd, Cu and Pb) levels in cumin and cinnamon aromatic plants frequently used as foodstuff(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-04-04) Karapınar, Hacer Sibel; Kılıçel, FevziAromatic plants are repositories of various elements in a wide concentration range with significant negative or positive health effects. It is known that there are more than twenty elements with physiological activity in mammals and humans. Elements like copper, nickel, cobalt and chromium are necessary ingredients of biological structures. Such elements may be toxic at concentrations above the limit values required for their function. In many biochemical reactions, elements such as lead, cadmium and arsenic have toxic effects. In this study, the amounts of some toxic elements in cumin and cinnamon samples were determined. Elemental amounts of Cr, Cd, Cu and Pb in 8 samples were analyzed with flame atomic absorption spectrometry (FAAS) method. According to the results, Cr element was found to be higher in the studied samples. Cu, Pb and Cd elements were found to be normal. In addition, the analytic method was confirmed by detection limits, accuracy, linearity and recovery experiments, sufficient values were obtained in each case.Item Acer sempervirens’in görsel ve morfolojik özellikleri ve bu özelliklere ekolojik faktörlerin etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-09) Kösa, Selma; Karagüzel, OsmanBitki türlerinin görsel ve morfolojik özelliklerini ve bu özellikleri üzerine ekolojik faktörlerin etkilerini belirleyen araştırmalar, genetik çeşitlilik ve korunmalarına yönelik yapılacak diğer çalışmalara katkı sağlayacak nitelikte olmaları açısından önemlidir. Ayrıca bu çalışmalar, farklı görsel ve renksel özelliklerdeki genotipleri belirleme olanağı sunarak, bitkisel tasarımlarda istenilen görsel ve morfolojik özelliklere sahip bireylere ulaşmayı sağladıkları için oldukça gerekli çalışmalar olmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın amacı, Acersempervirens’in Antalya’daki yoğun yayılış alanlarında görsel ve morfolojik özelliklerinin ve bu özellikler üzerine ekolojik faktörlerin etkilerinin belirlenmesidir. Çalışmanın materyalini, Antalya ili Kemer ilçesi Ulupınar köyü ve Ulupınar-Çıralı yürüyüş güzergahındadoğal olarak yayılış gösteren A. sempervirens türünün iki farklı populasyonu oluşturmaktadır. 2013-2014 yıllarında gerçekleştirilen araştırmada, Ulupınar köyünde 20, UlupınarÇıralı yürüyüş güzergahında 30 olmak üzere toplam 50 genotip üzerinde gözlem ve ölçümler yapılarak A. sempervirens’in görsel ve morfolojik özellikleri belirlenmiştir. Görsel özelliklerin belirlenmesinde, bitki boyutları, büyüme şekli ve renk özellikleri (yaprak, meyve, çiçek ve gövde kabuk renkleri); morfolojik özelliklerin belirlenmesinde ise sürgün, yaprak, çiçek, meyve ve tohum özellikleri incelenmiştir. Görsel ve morfolojik özellikleri üzerine rakım, iklimsel faktörler ve toprak özelliklerinden oluşan ekolojik faktörlerin etkisi incelenmiştir. A. sempervirens türünün bitki boyutları, yaprak, meyve, çiçek, sürgün özelliklerinde ölçülen değerlerin çoğunluğunun düşük rakımda bulunan Ulupınar-Çıralı populasyonunda daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ancak populasyonlar arasındaki bu farklılıkların çoğunlukla istatistiki açıdan önemli olmadığı belirlenmiştir. Populasyonlarkigenotiplerde olgun yaprak üst yüzü renkleri, sonbahar yaprak renkleri, çiçek renkleri ve meyve renk tonlarında farklılıklar gözlensede populasyonlar arasındaki bu renk farklılıklarının istatistiki açıdan önemsiz olduğu saptanmıştır. A. sempervirens’in görsel ve morfolojik özellikleri üzerine çoğunlukla toprak özelliklerinin etkisinin istatistiksel anlamda önemli olduğu tespit edilmiştir.Item Süs bitkilerinin gelişim parametreleri üzerine bitki gelişimini teşvik eden bakterilerin etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-09) Sezen, Işık; Külekçi, Elif AkpınarBazı bitkilerin üretiminde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Her bitki tohumunun çimlenme veya fidesinin köklenme oranı eşit değildir. Uzun yıllardan beri bitkilerin çimlenme, köklenme ve gelişim güçlüklerini gidermek için oksin gibi kimyasal kökenli hormonların kullanıldığı bilinmektedir. Fakat bu hormonların hem maliyetleri yüksek, hem de kimyasal kökenli oldukları için çevreye zarar verdikleri bir gerçektir. Yapılan araştırmalar bitki büyümesini teşvik eden bakterilerin doğal kökenli ve çevreye zarar vermediklerini göstermektedir. Son yıllarda köklenmesi ve üretimi zor olan meyve, sebze türlerinde bitki büyümesini teşvik eden bakterilerin yaygın olarak kullanıldığı, süs bitkilerinde ise kullanımı oldukça sınırlı olduğu görülmüştür. Bu araştırmada üretimi zor olan süs bitkileri ve süs bitkilerin gelişim parametreleri üzerine etkili olan büyümeyi teşvik eden bakteriler materyal olarak kullanılmış ve literatür tarama metodu ile dünyada süs bitkilerinin gelişim parametrelerini etkileyen büyümeyi teşvik eden bakterilerin kullanımı üzerine yapılan çalışmalar tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda; hangi süs bitkileri üzerine çalışmalar yapıldığı ve hangi bakterilerin kullanıldığı belirlenmiş, süs bitkileri üretim sektöründe doğal kökenli, çevreye zarar vermeyen büyümeyi teşvik eden bakterilerin kullanımın yaygınlaştırılmasının önemi vurgulanmıştır.Item Güney Anadolu bölgesinde bulunan bazı doğal Lupinus varius L. popülasyonlarının morfolojik özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-09) Durak, Ayşe; Karagüzel, OsmanSon yıllarda mevsimlik çiçek sektörü ve bitkisel peyzaj tasarımında doğal türleri kullanma eğilimi gittikçe artmaktadır. Lupinus varius L. mevsimlik çiçek olarak kullanılabilecek doğal türler arasında yer almaktadır. Bu türün doğal popülasyonlarına ait morfolojik özelliklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi hem kullanım hem de ıslah çalışmaları açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma, Antalya’nın Gazipaşa ve Serik ilçelerinde yer alan L. varius popülasyonlarının doğal yayılış alanlarındaki bazı morfolojik özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklerin toprak özellikleri ile ilişkilerinin saptanması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Her iki popülasyona ait bitkilerde gövde çapı, bitki boyu, ikincil dal sayısı ve uzunluğu ile ana dal çiçek salkımı uzunluğu ve ikincil dal çiçek salkımlarının uzunluk, kalınlık (çap) ve çiçek sayıları belirlenmiştir. Aynı zamanda seçilen alanlardan 0-30 cm derinlikten alınan toprak örneklerinde tekstür, pH, kireç, EC, organik madde, P, K, Ca ve Mg içerikleri belirlenmiştir. Sonuçlar L. varius popülasyonlarının incelenen özellikler açısından birbirlerinden önemli ölçüde farklılıklar gösterdiklerini ve Gazipaşa popülasyonunun birçok morfolojik özellik açısından daha üstün olduğunu ortaya koymuştur. Yörelerin toprak özellikleri de farklılık göstermiş ve bazı toprak özellikleriyle morfolojik özellikler arasında önemli pozitif ve negatif ilişkiler saptanmıştır. Ancak Gazipaşa yöresi popülasyonunun üstün özelliklerinin tümünün toprak özellikleri ve diğer çevresel koşullardaki farklarla açıklanmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiş ve popülasyonlar arasında önemli genetik varyasyonun da var olabileceği sonucuna varılmıştır.Item Farklı su stresi düzeylerinde siklamenin fizyolojik ve morfolojik özelliklerindeki değişimin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-10) Demirel, Kürşad; Çatıkkaş, G. Rumeyse; Kesebir, Beyza; Çamoğlu, Gökhan; Nar, HakanÜlkemizde, süs bitkilerinde su stresine karşı bitkilerin verdiği tepkilerin belirlenmesi üzerine yapılan çalışmalar yetersiz kalmıştır. Bu nedenle, farklı süs bitkilerinde veya aynı bitkilerin farklı çeşitlerinde yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırma, 2018 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Terzioğlu Yerleşkesinde bulunan Ziraat Fakültesi Bitki Stresi İzleme ve Termografi Laboratuvarında (BİSİTLAB) yürütülmüştür. Bu çalışmada, iki farklı siklamen çeşidinin (kırmızı ve pembe çiçekli) bitki su tüketimi (ET), bitkisel özellikleri, yaprak sıcaklığı, stoma iletkenliği, klorofil okumaları ve NDVI değerlerindeki değişimlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada (7 gün aralıkla saksılarda tüketilen su miktarının tamamının uygulandığı (kontrol/%100) ve kontrol seviyesine uygulanan su miktarının %75’i, %50’si, %25’inin verildiği üç farklı su stresi düzeyi olmak üzere) dört farklı sulama seviyesi oluşturulmuştur. Laboratuvar koşullarında 16/8 saat fotoperiyot uygulaması yapılmıştır. Deneme boyunca ortam sıcaklığı 20°C olarak tutulmuştur. Her sulamadan önce tüm bitkilerde fizyolojik ve morfolojik ölçümler yapılmıştır. Çalışma sonucunda, su stresinin ölçülen tüm verileri olumsuz etkilediği görülmüştür. Kırmızı ve pembe çiçekli siklamen çeşitlerindeki ET değerleri sırasıyla 2.07-2.89 mm gün-1 ve 1.70-2.75 mm gün-1 olarak bulunmuştur. Pembe çiçekli siklamen çeşidinin ET değeri, kırmızı çiçekli olana oranla daha düşük olduğu için kuraklığa daha dayanıklı olduğu söylenebilir. Pembe çiçekli siklamende sulama düzeylerindeki azalışa bağlı olarak bitki boylarında da bir azalma söz konusu iken, kırmızı çiçekli siklamende böyle bir sonuca varılamamıştır.Item İskenderun (Hatay) kenti ev bahçelerinde kullanılan bitkisel materyalin peyzaj mimarlığı çalışmaları açısından sağlayabileceği katkılar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-10) Sert, Elif Bozdoğan; Tokgöz, Gülay; Yolcu, NilüferGünümüzde betonlaşmanın artmasıyla kentlerde yeşil alanlar azalmakta; bu nedenle yerel yönetimler tarafından yeşil odaklı alternatif çözüm arayışları devam etmektedir. Tarih boyunca insanoğlu için önemli bir mekan olarak kabul edilen ev bahçeleri bu çözümün bir parçasıdır. Tarihi ve kültürel olarak önemli bir birikime sahip bu mekan; sınırları belirli, bakımı yapılan, korunaklı bir alan olması ve sahip olduğu bitki tür çeşitliliği nedeniyle oldukça değerlidir. Ev bahçeleri ile bahçelerde kullanılan bitkiler, kuşaktan kuşağa aktarılması nedeniyle insanoğlu tarafından korunması gereken bir kültür mirası olarak önem taşımaktadır. Bu çalışma ile İskenderun (Hatay) kenti belediye sınırları içerisindeki ev bahçelerinde kullanılan bitkilerin peyzaj mimarlığı meslek disipliniaçısından sağlayacağı katkıların estetik ve fonksiyonel açılardan değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Çalışma, Mart-Nisan 2019 tarihleri arasında kentin farklı konumlanmış 9 mahallesinde tesadüfi olarak belirlenen 175 ev bahçesinde yürütülmüştür. Bu kapsamda ev bahçelerindeki odunsu (ağaç-çalı) ve yarı odunsu/otsu (tek yıllık-çok yıllık) türler tespit edilmiş; türlerin peyzaj mimarlığı çalışmalarına sağlayacağı katkılar estetik ve fonksiyonel özellikler açısından değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, İskenderun kenti belediye sınırları içerisinde yürütülen bu çalışmada belirlenen toplam 188 türün hem estetik hem de fonksiyonel özelikleri ile peyzaj mimarlığı meslek disiplini açısından pek çok fayda sağladığı ortaya konulmuştur.Item Protea’da morfolojik, verim ve çiçek kalite özellikleri arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2020-06-12) Uzunoğlu, Fulya; Avcı, Ferhat; Çalışkan, OğuzhanBu çalışma, protealarda bazı morfolojik, verim ve çiçek kalite özellikleri arasındaki ilişkileri değerlendirmek için yapılmıştır. Bu amaçla morfolojik özelliklerden toplam sürgün sayısı, sprey sürgün sayısı, kör sürgün sayısı, yaprak eni, yaprak boyu, yaprak alan; verim özelliklerinden pazarlanabilir verim ve dekara verim; çiçek kalite özelliklerinden çiçek sapı uzunluğu, çiçek sapı kalınlığı, çiçek baş uzunluğu, çiçek başı genişliği, çiçek renk özellikleri ve vazo ömrü arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Pazarlanabilir verim ve dekara verim değerlerinin bitkiden elde edilen toplam sürgün sayısı ( sırasıyla, 0.98** ve 0.98**) ve uç alınan sürgün sayısı (sırasıyla, 0.37** ve 0.37**) ile pozitif korelasyon gösterdiği saptanmıştır. Bitki başına elde edilen sprey sürgün sayısı ile vazo ömrü arasında negatif korelasyon (-0.35**) olduğu belirlenmiştir. Yaprak iriliğindeki artışın kör sürgün oluşumunu azalttığı ve vazo süresini uzattığı tespit edilmiştir.Item Yetiştirme ortamlarının Celtis australis L. (Çitlembik) genotiplerinin çıkış özelliklerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-12) Durak, Ayşe; Karagüzel, OsmanBu çalışma Antalya’nın Serik ilçesinde doğal yayılış gösteren Celtis australis genotiplerinin çıkış özelliklerine yetiştirme ortamlarının etkisinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla beş genotipten (GT1, GT2, GT3, GT4 ve GT5) alınan tohumlar, içerisinde 4 farklı yetiştirme ortamı bulunan saksılara ocak ayında ön işlem uygulaması yapılmadan ekilmiştir. Denemede yetiştirme ortamı olarak torf+kum (2:1 hacimsel), torf+perlit (2:1 hacimsel), tınlı toprak+çiftlik gübresi+kum (2:1:1 hacimsel) ve mantar kompost atığı+kum (2:1 hacimsel) karışımları kullanılmıştır. Sonuçlar çıkış özelliklerinin genotipler ve yetiştirme ortamlarına göre istatistiksel anlamda önemli farklar gösterdiğini ortaya koymuştur. Deneme sonucunda en yüksek çıkış oranı (% 83.33) torf+perlit (2:1 hacimsel) yetiştirme ortamına ekilen GT5 genotipi tohumlarında saptanmıştır.Item Ankara kenti açık yeşil alanlarında kullanılan meyve türlerinin belirlenmesi ve peyzaj mimarlığında süs bitkisi olarak değerlendirilme olanakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-12) Aslan, HandeKentlerde insanların, rekreaktif faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri açık yeşil alan tasarımlarına duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik olarak tasarlanan bu mekânlarda bitkiler çok önemli bir tasarım materyalidir. Yer örtücü, perennial, mevsimlik gibi türlerin kullanımının yanı sıra; çiçek, meyve, yaprak formu, dokusu ve yaprakların sonbahar renklenmesi gibi estetik özellikleriyle meyve türlerinin de peyzaj mimarlığı çalışmalarında kullanımı mümkündür. Meyve ağaçları ve çalılarının da oksijen üretimi, iklimsel konfor sağlama, erozyon kontrolü, perdeleme, yön gösterme gibi işlevlere sahip olduğu düşünülürse, bitkilendirme tasarımlarında meyve türlerini görmek gerekliliği daha da önem kazanmaktadır. Bu çalışmada Ankara kent merkezindeki bazı önemli kent parkları, resmi kurum bahçeleri, yol kenarları, refüjler ve değişik semtlerdeki konut bahçelerinde bitki materyali değerlendirilmiş, kullanılan meyve türleri belirlenmiştir. Bu meyve türlerinin kullanım yeri ve yoğunluğu belirlenmiş ve kullanım amaçları incelenmiştir. Ankara kentinde süs bitkisi olarak kullanılabilecek meyve türleri listelenmiş, bu türlerin peyzaj mimarlığı açısından değerlendirme olanakları belirtilmiştir. Meyve türleri ile yapılabilecek bitkilendirme tasarımları için öneriler geliştirilmiştir. Ankara kenti açık yeşil alanları değerlendirildiğinde, özellikle konut bahçelerinde soliter veya küçük gruplar halinde meyve türlerinin kullanıldığı, kent parklarındaysa meyve kullanımının yoğun olmadığı, daha çok meyvelerin kültür formlarının tercih edildiği gözlenmiştir. Meyve türleri, çiçek-meyve özellikleri, sonbahar renklenmeleri gibi estetik özellikleriyle açık yeşil alanlara estetik katkılar sağlamalarının yanı sıra, gölgeleme, yönlendirme, odak oluşturma gibi işlevleri de gerçekleştirirler. Meyve türlerinin süs bitkisi olarak kullanımıyla taze gıdaya doğrudan ulaşan mekân kullanıcılarının mekâna ilgisi artacak, özellikle çocukların meyvelerin oluşum sürecini takip edebilmesine imkân sağlanacak, diğer canlılara da yaşam alanı sunarak ve yaban hayvanlarına gıda teşkil ederek kent ekosistemine katkı sağlanabilecektir.Item Peyzaj tasarım sürecinde i̇yileştirme bahçeleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Külekçi, Elif Akpınar; Sezen, IşıkTüm dünyada, geçmişten günümüze kadar fiziksel çevrenin insan sağlığı üzerindeki pozitif etkilerini gösteren pek çok araştırma ve uygulamalar söz konusudur. İyileştirme bahçelerinin, hem iç hem de dış mekanlarda sadece fonksiyonel anlamda faydalı olmayıp, aynı zamanda, insanların ruhsal ve bedensel sağlıklarını da güçlendirdiği ve geliştirdiği bilinmektedir. Uygulama ve planlama açısından hatalı tasarımlarının ruhsal yönden insan sağlığına olumsuz etkilerinin yanı sıra, iyi bir tasarımın insanların refahını nasıl etkileyebileceği konusunda mimarlık, iç mimarlık ve peyzaj mimarlığı meslek disiplinleri arasında bilgi ve farkındalık oluşmaya başlamıştır. Peyzaj mimarlığında tasarım ve sağlık ifadesi tamda bu noktada iyileştirme bahçeleriyle bütünleşerek, yoğun kentleşme ve çalışma baskısından uzaklaşmak isteyen bireylerin bu yöndeki ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik düzenlemelerle karşımıza çıkmaktadır. Yapılan bu çalışmada iyileştirme bahçeleri ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapılarak, elde edilen veririler tarihi ve kuramsal çerçevede irdelenmiştir. Bu kapsamda iyileştirme bahçelerinin genel tarihi süreci, bu bahçelerin tasarımında çocuklar ve yetişkinler için dikkat edilecek kriterler, iyileştirme bahçelerinin yararları, bu bahçelerde tercih edilen bitki türleri araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, peyzaj tasarım ve planlama sürecinde sosyal, fiziksel ve ruhsal yönden iyileştirme bahçelerinin önemi vurgulanmıştır.Item Mikrobiyal gübrenin bazı sıcak i̇klim çim bitkilerinin genel çim performansı üzerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Taşkın, Sinem Zere; Bilgili, Uğur; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0002-2243-2993; 0000-0003-0801-7678Araştırma, bitki büyümesini teşvik eden bakterilerin kimyasal azot gübresinin farklı dozlarıyla birlikte çim renk ve kalitesi üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla 2017-2018 yıllarında, Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi’ndeki Çim Deneme Alanında yürütülmüştür. Deneme tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuş, ana parsellere çim çeşitleri, alt parsellere azot dozları yerleştirilmiştir. Bitki materyalleri olarak; melez Bermuda çimi (Cynodon dactylon x Cynodon transvaalensis)’nin Tifdwarf, yaygın Bermuda çimi (Cynodon dactylon L. Pers.)’nin Gobi ve Sydney, Sahil yalancı darısı (Paspalum vaginatum Sw.)’nın Seaspray ve Japon çiminin (Zoysia japonica Steud.) Zenith çeşitleri kullanılmıştır. Azot dozları her ay 0, 1, 2 ve 3 gm−2olacak şekilde uygulanmıştır. Bakteri uygulamaları ise her yıl üç defa 0.54 ccm−2 olacak şekilde uygulanmıştır. Her ay renk ve kalite değerleri görsel olarak alınmış, ayrıca kuru madde verimi ve dormansi gün sayıları belirlenmiştir. İki yıllık araştırma sonuçlarına göre Japon çim otu’nun Zenith, melez Bermuda çiminin Tifdwarf ve yaygın Bermuda çiminin Gobi çeşitlerinin dormansiden ilk çıkan çeşitler olduğu tespit edilmiştir. 3 gm−2azot dozu + bakteri en yüksek renk, kalite değerlerini ve kuru madde verimini vermiştir. Ancak 2 gm−2 azot dozu + bakteri uygulaması deneme süresince kabul edilebilir renk ve kalite değerleri sağlamıştır. 0 gm−2+ bakteri uygulamalarından ise kabul edilebilir çim renk ve kalite değerleri elde edilememiştir. Bakım masraflarının ve çevre kirliliğinin azaltılması amacıyla 2 gm−2azot dozu + bakteri kombinasyonu, kabul edilebilir bir çim kalitesinin elde edilebilmesi için önerilebilir.Item Antalya kent merkezindeki bazı alışveriş merkezlerinin i̇ç mekân ve teraslarının bitki materyali ve bitkisel tasarım açısından değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Kösa, Selma; Güral, Sıla MihribanGünümüzde yaşanan ekonomik ve sosyal değişimlerle tüketim hızının artması sonucunda, kentsel alanlarda alışveriş merkezleri sayısında artış yaşanmaktadır. Alışveriş merkezlerinin iç mekân ve teraslarında kullanılan bitkiler, sağladıkları ekolojik ve psikolojik yararlar yanında birçok fonksiyonel görev üstlenerek iç mekân tasarımlarının kalitesini artırmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, Antalya kent merkezindeki 6 adet alışveriş merkezinde iç mekân ve teraslardaki bitki türlerinin tespit edilmesi ve bitkisel tasarımında bitkilerin sağladığı fonksiyonel yararların belirlenmesidir. Çalışmanın materyalini, Antalya kent merkezinde bulunan 6 adet alışveriş merkezi (AVM) ile bu alışveriş merkezlerinin iç mekân ve teraslarında kullanılan bitki türleri oluşturmaktadır. Alışveriş merkezlerinde yapılan gözlemler ve incelemelerle iç mekânda bitkisel tasarımda kullanılan bitki türleri ile bu türlerin iç mekândaki tasarımlarda üstlendiği fonksiyonel yararlar belirlenmiştir. Tespit edilen türler, kullanım alanları ve fonksiyonel yarar ilişkileri açısından incelenmiştir. Çalışma sonucunda, 6 alışveriş merkezinde iç mekânda tespit edilen toplam tür sayısının 36 adet, teraslarda ise 30 adet olduğu belirlenmiştir. Bütün alışveriş merkezlerinde en çok sağlanan fonksiyonel yararın vurgulama olduğu saptanmıştır. Bitkilerin en çok merdiven ve asansör başları ile oturma birimleri etrafında kullanıldığı saptanmıştır. Alışveriş merkezlerinde iç mekândaki bitkisel tasarımda belirlenen en önemli sorun, kullanılan tür sayısının az olması ve bitki kullanımının yetersiz kalması olarak tespit edilmiştir.Item Yalancı akasya (Robinia pseudoacacia L.) tohumlarının çimlenmesi üzerine bazı giberellik asit ve skarifikasyon uygulamalarının etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Hazar, Deniz; İçöz, Ali İhsan; Baktır, İbrahimFabaceae familyasına ait yalancı akasya (Robinia pseudoacacia L.) süs bitkisi olarak kullanımı yaygın, kuraklık stresine dayanıklı bir ağaçtır. Bu familyanın birçok türü gibi, yalancı akasya türlerinin de fiziksel dormansiye neden olan sert ve geçirimsiz tohum kabukları vardır. Bu nedenle tohum çimlenme oranı düşüktür. Mevcut araştırma, yalancı akasyada tohum dinlenmesinin kırılması ve çimlenmeyi arttırmak için en iyi ön uygulamayı belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada materyal olarak olgunlaşmış yalancı akasya tohumları kullanılmış ve tohumlara giberellik asit (GA3) ve skarifikasyon (termal, kimyasal ve mekanik) ön uygulamaları yapılmıştır. Tohumlar 24 saat 0, 1000, 2000 ve 3000 ppm GA3, iki saat 60 ve 80°C sıcak su, 10 dakika saf sülfürik asit (H2S04) ve zımpara kağıdı ile muamele edilmişlerdir. Kontrol grubu tohumlara hiçbir uygulama yapılmamıştır. Tohumlar, torf ve perlit karışımı içeren 108 hücreli tohum ekim kapları içerisine ekilmiştir (3:1; v/v). Araştırmada, uygulamaların çimlenme oranı, ortalama çimlenme süresi, çimlenme enerjisi ve çimlenme indeksi değerleri üzerine etkileri belirlenmiştir. Ortalama çimlenme süresi değerleri dışında, incelenen tüm kriterler üzerine uygulamaların etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. En yüksek çimlenme oranı %70 ile zımpara uygulamasından en düşük çimlenme oranı ise %13.33 ile kontrol uygulamasından elde edilmiştir. Çimlenme indeksi (0.18) ve çimlenme enerjisi (%63.33) bakımından da en yüksek değerler zımpara uygulamasında saptanmıştır. Çimlenme kriterleri yönünden, mekanik aşındırmaya en yakın sonuçlar iki saat 60°C termal aşındırma uygulamasından elde edilmiştir. Giberellik asit uygulamalarının skarifikasyon ve kontrol uygulamaları ile kıyaslandığında ortalama çimlenme süresini kısalttığı, ancak diğer çimlenme kriterleri bakımından başarısız olduğu tespit edilmiştir. Skarifikasyon uygulamaları içinde en düşük çimlenme değerlerine sülfürik asit uygulaması sahip olmuştur. Araştırma sonucunda, yalancı akasya tohumlarında fiziksel dormansiyi gidermek ve çimlenmeyi arttırmak için en iyi ön uygulamanın zımpara ile aşındırma uygulaması olduğu bulunmuştur.Item Soğuksu Milli Parkında yer alan bazı doğal taksonların süs bitkisi özelliklerinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-18) Dilaver, Zuhal; Öztekin, Mehtap; Yılmaz, MerveDoğal bitkilerin peyzaj uygulamalarında kullanılmasına ilişkin çalışmalar uzun yıllardır devam etmektedir. Bu araştırmanın amacı; Soğuksu Milli Parkında yer alan bazı doğal türlerin formu, boyu, çiçeklenme zamanı ve çiçekte kalma süresi gibi özelliklerini değerlendirmek, türlerin habitat özelliklerini belirleyerek peyzajdaki kullanım olanaklarını ortaya koymak ve süs bitkileri sektörüne alternatif türler kazandırmaktır. Bu araştırma kapsamında Soğuksu Milli Parkı’nda belirlenen 14 taksonun (Acantholimon venustum, Achillea teretifolia, Allium olympicum, Astragalus condensatus, Bellevalia speciosa, Campanula rapunculoides, Dianthus calocephalus, Globularia trichosantha subsp. trichosantha, Lathyrus pratensis, Prometheum sempervivoides, Rosularia sempervivum subsp. libanotica, Sedum pallidum, Thymus longicaulis subsp. longicaulis, Ornithogalum umbellatum) bitkisel özellikleri irdelenerek peyzaj uygulamalarında kullanım olanakları değerlendirilmiştir. Yapılan arazi çalışmaları sonucu taksonların fotoğrafları çekilmiş, GPS ile nokta koordinatları alınmış, taksonlara ilişkin bilgiler (çiçeklenme zamanı, boyu, çapı, habitatı, yaprak, çiçek vb. özellikleri) kaydedilmiştir. Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak doğal taksonların gelişiminde etkili olan yükseklik, eğim, bakı, toprak özellikleri ve flora durumuna ilişkin haritalar kurumlardan elde edilen veriler doğrultusunda oluşturulmuştur. Araştırmanın sonucunda taksonların çiçekleriyle, yapraklarıyla, tohum yapılarıyla, kokularıyla etkili olma durumu ve yer örtücü özellik taşımaları, nedenleriyle peyzaj çalışmalarında kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. Ayrıca farklı ortamlara uyum sağlamış oldukları için (taşlık kayalık habitatlarda, sarp yamaçlarda, orman altı örtüsünde) kaya bahçelerinde, tıbbı bahçelerde, geofit vb. koleksiyonlarında kullanımı önerilmektedir.Item The relationship between planting design and urban identity(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-18) Zeybek, Osman; 0000-0002-2752-407XEvery city develops an identity according to its geography, nation, culture, and history which builds it. This identity is the main factor that shapes the collective memory of dwellers and visitors. It is an undeniable truth that plants which are used in squares, boulevards, and parks contribute a great value to collective memory. The material of this research consists of the books, dissertations, and articles written about planting design in urban identity and collective memory. Spaces that harmed or may harm in the future because of the changes in planting design have been examined and criticized. Besides the structural elements which create urban identity, plants are one of the main factors that affect the image of the city in the collective memory of people massively. The plants present in the open and green areas of the cities contribute to the formation of the identity of the city as much as the structures, and the protection of this vegetation also means protecting the identity of the city. To carry out research in the planting design and urban identity relationship line, 4 cases are selected. These cases express a unique example of plants’ existence and space’s identity; and it is registered that planting design contributes the protection of the space’s identity via collective memory; and makes people feel more attached to the place.Item Bazı gül tür ve çeşitlerinde çiçek tozu bekletme süresinin polen canlılık ve çimlenme gücüne etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-18) Kılıç, Tuğba; Doğan, Ezgi; Dursun, Hilal Beyza; Çamurcu, Sinem; Ünsal, Hasan TalhaMelezleme yoluyla gül ıslahında meyve başına fazla sayıda tohum oluşması istenmektedir. Tohum oluşumu ancak tozlanma ve döllenmenin başarılı bir şekilde gerçekleşmesi ile mümkündür. Döllenmede başarı ise polen canlılığı ve çimlenme gücünün yüksek olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bazı gül ıslahçıları, oda sıcaklığında muhafaza edilen polenlerin en fazla 2 gün, bazıları ise 4 güne kadar tozlamada kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Bu çalışma, farklı gül tür ve çeşitlerine ait olan ve 24oC’de muhafaza edilen polenlerin dört gün boyunca canlı polen ve polen çimlenme oranlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada bitkisel materyal olarak, iki kokulu gül türü (Rosa odorata cv. Louis XIV ve Rosa centifolia L.) ile melez çay gülleri olarak bilinen Rosa hybrida L. türüne ait iki farklı ticari kesme gül çeşidinin polenleri (First Red ve Magnum) kullanılmıştır. Polenler, 24oC sıcaklık ve %60 nem içeren büyütme kabininde muhafaza edilmiş olup, 1. 2. 3. ve 4. günlerde iyotlu potasyum iyodür (IKI) yöntemi ile canlı polen oranı, petride agar yöntemi (doymuş petri yöntemi) ile de çimlenme oranı belirlenmiştir. Çalışmanın sonucunda; bekletme sürelerine bağlı olarak bütün polenlerde canlı polen ve çimlenme oranlarının azaldığı, 1. ve 3. gün arasında tür/çeşide bağlı olarak canlı polen oranlarının %16.8 ile %32.77, çimlenme oranlarının ise %32.71 ile %68.95 arasında bir azalma gösterdiği saptanmıştır.Item Tür bazlı korumada yeni bir yaklaşım: Relikt endemik Dorystoechas hastata türünün peyzaj genetiği kapsamında değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-19) Selim, Ceren; Mutlu, Songül SeverPeyzaj genetiği yaklaşımı, popülasyon genetiği ve peyzaj ekolojisi konularının teorik ve analitik metotlarını dikkate alarak peyzaj ve çevresel özelliklerin popülasyonların genetik yapısını nasıl etkilediği hakkında bilgi üretmeyi amaçlamaktadır. Bir türün genetik varyasyonunun bir peyzajdaki değişimlere nasıl tepki verdiğini anlamayı ve genetik çeşitliliğin peyzajlar arasında dağılımını sağlayan mikro evrimsel süreçleri inceleme olanağı sağlar. Bu çalışmanın amacı, peyzaj unsurlarının relikt endemik Dorystoechas hastata türü özelinde türün genetik yapısına olan etkisinin ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda D. hastata türünün doğal yayılış gösterdiği Antalya ili Kemer-Kumluca-Korkuteli ilçelerinde bulunan alanlardan çeşitliliği temsil edecek şekilde belirlenen 15popülasyondan toplam 56 genotip çalışılmıştır. Alana ait uydu görüntüsü yardımıyla popülasyonlar arasındaki peyzaj unsurları (ArcGIS 10.1 yazılımı) belirlenmiş ve habitat bağlantısallığı (CONEFOR 2.6 yazılımı) ilgili indeksler (IIC, PC) ile ortaya konmuştur. Popülasyonların arasında genetik yapısının belirlenmesi ve çeşitliliğin ortaya konulmasında SRAP (Sequence Related Amplified Polymorphism) ve iPBS (interpprimer binding sites) moleküler markırlarından faydalanılmıştır.Elde edilen veriler POPGENE bilgisayar paket programında değerlendirilmiştir. Popülasyonlara ait belirlenen bağlantılılık değerleri popülasyon genetiği veri setinden elde edilen değerlerle Pearson korelasyon analizine tabi tutulmuştur. D.hastata popülasyonlarının tamamı birlikte ele alındığında (tüm allel frekansları üzerinden hesaplandığında) tür bazında ortalama allel sayısı (na)1.97 ortalama etkili allel sayısı (ne) 1.57, Nei’nin gen çeşitlilik indeksi (h) 0.3324, Shannon indeksi (Ho) 0.50, polimorfik lokus sayısı (np) 346 ve polimorfik lokus oranı (Ppoly) 92,9 olarak tahmin edilmiştir. Oldukça sınırlı bir alanda yayılış gösteren D. hastata türünde, genetik çeşitlilik indeksleri açısındanoldukça geniş bir çeşitlilik olduğu tespit edilmiştir. Sonuçlar D. hastata popülasyonlarının habitat bağlantılılık indeksleri arttıkça ortalama allel sayısı (r=-0,44), efektif alel sayısı (r=-0,44), Nei’nin gen çeşitliliği indeksi (r=-0,44) Shannon indekslerinin (r=-0,44) azaldığını ve FST değerinin ise arttığını (r=0,46), başka bir deyişle genetik farklılaşmanın azaldığını ortaya koymuştur. Elde edilen bu sonuçlar, D. hastata türünün çalışılan popülasyonları arasında ölçülen bağlantılılık indekslerinin popülasyonlarının genetik çeşitliliğinin belirlenmesinde birer gösterge ölçüt olarak kullanılabileceğine işaret etmektedir.Item Türkiye Milli Botanik Bahçesi’nde bulunan bazı doğal bitki taksonlarının süs bitkisi kullanım potansiyelinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-19) Çimen, Şahin; Ulus, AyselYerleşik hayata geçiş ile başlayıp şehir yaşamı ile devam eden süreçte kırlardan kentlere göç eden günümüz insanı, geçmişte kırsal peyzajlarda görmüş olduğu erken baharda çiçeklenen geofitler ile başlayan ve geç sonbahara kadar çiçekte kalan karanfiller ile son bulan renk cümbüşüne her geçen gün daha fazla özlem duymaktadır. Özellikle büyük şehirlerin landmark noktalarında yapılan peyzaj düzenlemelerinde, her yıl aynı dönemlerde aynı çiçekler ile yapılan monoton bitkilendirmeler, insanların ilgisini çekmemektedir. Hâlbuki ülkemizin içinde bulunduğu iklim kuşağı, birçok doğal bitki türünün birlikte yaşamasına imkân sunmaktadır. Su kısıtının kendisini iyice hissettirdiği günümüz kentsel peyzaj bitkilendirmelerinde, estetik kadar çok hedeflenen; en az bakım ile yaşamını uzun yıllar sürdürebilen bitkisel mekânların oluşturulabilmesidir. Bu bağlamda Türkiye Milli Botanik Bahçesi’nde doğal olarak yetişen ve süs bitkisi olma potansiyeline sahip 37 takson (4’ü endemik) üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu materyallerden ülkemizin bulunduğu kuşakta yaşanması muhtemel kuraklığa dayanıklı türlerin tespit edilmesinin yanında bitki türlerinin peyzajda kullanımına etki eden çiçek (renk, boyut, çiçeklenme dönemi vb.), yaprak ve hayat formları tek tek tespit edilerek fotoğrafları çekilmiştir. Bunlara ilişkin çizelgeler oluşturulmuş ve bitkilerin peyzajda öne çıkan unsurları gözetilerek, kentsel açık-yeşil alanlarda kullanımına ilişkin önerilerde bulunulmuştur.Item Kentsel yol ağaçlandırmalarının sağladığı faydaların belirlenmesi: Antalya Atatürk Bulvarı örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-19) Selim, Ceren; Atabey, SelinTeknolojideki gelişmelere ve nüfus artışına paralel olarak, plansız ve sağlıksız gelişen kentlerimizde doğaya olan özlem giderek artmaktadır. Bu kapsamda, kentsel yeşil alanlar ve bu alanların en önemli ve baskın elemanları olan ağaçlar, insan ile doğa arasındaki bozulan ilişkinin dengelenmesinde ve kentsel yaşam koşullarının iyileştirilmesinde önemli yere sahiptir. Kent ağaçlandırmalarında kullanılacak türlerin belirlenmesinde kent ekosistemine sağlanan ekolojik, işlevsel, estetik, ekonomik, sosyo-kültürel, rekreasyonel birçok faydanın göz önünde bulundurularak teknik ve rasyonel bir şekilde planlanması, tasarımı ve yönetilmesi gerekmektedir. Kent ağaçlarının sağladığı faydaların bilimsel araştırmalarla belirlenmesi ve envanter çalışmasının yapılması, verilerin kent bilgi sistemlerine entegre edebilmesini sağlayarak geleceğe yönelik sürdürülebilir planlama-tasarım, yönetim, organizasyonuna imkan sağlayacağı düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, Antalya ili Konyaaltı ilçesinde yer alan Atatürk Bulvarı ağaçlarının kente sağladığı faydaların, işlevlerin belirlenmesi ve bir envanter oluşturulmasıdır. Çalışma kapsamında 6,3 km uzunluğundaki Atatürk Bulvarı orta refüjünde var olan 388 ağacın tür teşhisleri yapılmış, türlerin doğal ve egzotik olma durumları ve türlere ait ölçümler ve gözlemler (ağaç yaşı, ağaç boyu, tepe tacı genişliği, ağaç formu, dalsız gövde yüksekliği, ağaç kusurları, ağaç sağlığı durumu, taç örtüsünün kayıp durumu, ağacın alt ve üst yapılarla ilişkisi, sağladığı işlevsel özellikler, bakım ve korumaya yönelik tedbirler gibi) alınmıştır. Elde edilen veriler i-Tree Eco yazılımına aktarılarak tür ve ağaç bazında toplam biyokütle değerleri, karbon depolama değerleri hesaplanmıştır. Atatürk Bulvarı orta refüjünde 9 türe ait 388 ağaçta yapılan envanter çalışmasına göre; türlerin %29,6’sını Liquidambar orientalis, %26,5’i Phoenix dactylifera, %14,1’i ise Ficus retusa ‘Nitida’ olduğu belirlenmiştir. Doğal ve egzotik türlerin bir arada kullanıldığı belirlenmiş olup türlerin yaklaşık %45’inin doğal, %55’inin egzotik türlerden oluştuğu belirlenmiştir. i-Tree Eco yazılımıyla bulvarda yer alan ağaçlar yaklaşık 65.325 m2 ’lik yaprak alanına sahip olduğu, toplamda 48,5 ton/yıl karbon depolaması sağladığı tahmin edilmiştir. Karbon tutumu açısından türler sıralandığında Robinia preudoacacia ilk sırada yer almakta olup, onu Ficus retusa ‘Nitida’ ve Liquidambar orientalis’in takip ettiği belirlenmiştir.Item A research on designing plant sculptures in Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-19) Wallace, Meltem Yağmur; Salman, Ali; Yanmaz, Kemal; Budak, BülentToday, the increase of anthropological pressure on Earth dictates that design projects on landscape are more qualitative. Thus, with this scientific research, a new approach was offered on sculpturing, which is a valuable component of landscape design in an urban setting. The aim was to conceive ecologically sound and visually attractive spaces by creating sculptures with plants in place of traditional building materials such as stone and metal. The design process of the sculpture involved a variety of steps, resulting in the finished item being realised through living material. Hence, an iron frame for the sculpture was constructed in agreement with its threedimensional volume at the research fields of Ege University, Bayındır Vocational Training School. Following that, to keep the plant material alive, a geo-textile combined irrigation system was innovatively installed inside the frame and the outer side of the frame was donned with monofilament textile. The monofilament textile, filled with propagation material, helped to support the plants and create the realistic fleshy tissue of the sculpture. The sculpture, at its last stage, in accordance with the concept of the chosen figure, was clad with plant plugs that had high surface covering traits and a shallow root system. This research project can act as a source guide to encourage plant sculpture work in more ecological, visually distinguishable landscape design projects. Other significant outcomes of the research include rendering new usage to available materials, which will allow related industries to increase production and employment as well as decrease dependence on imports.