2015 Cilt 29 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/2218
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Item Yield, essential nutrients and essential oils of peppermint (Mentha x piperita L.) grown under organic farming conditions(Uludağ Üniversitesi, 2015-02-16) Esetlili, Bihter Çolak; Çobanoğlu, Özgür; Tepecik, Mahmut; Öztürk, Bintuğ; Anaç, DilekThe aim of this study was to examine the yield, essential plant nutrients (N, P, K, Ca, Na, Fe, Zn, Mn, Cu and B), essential oil and oil components of peppermint (Mentha x piperita L.) which was grown under organic farming conditions. Different certified organic fertilizers or natural inputs were the treatments of the study and tested in the nutrition of peppermint. Their effects on different parameters were examined. Results showed that fresh and dry herb yields differ according to the treatments and were found higher in the parcels where bone meal and potassium feldspate were given. Impact of different inputs/fertilizers on the secondary plant nutrients indicated that the pepermints of the parcels that received bone meal and potassium feldspate or rockphosphate and zeolite were richer in this regard. The essential oil yield (%) and compositions of essential oils of peppermint were highly affected by the bone meal applications.Item Effect of Bacillus subtilis Ch-13, nitrogen and phosphorus on yield, protein and gluten content of wheat (Triticum aestivum L.)(Uludağ Üniversitesi, 2015-03-06) Kayın, Günsu Barışık; Öztüfekçi, Sencer; Akın, Hasan Fatih; Karaata, Ekin Ulaş; Katkat, A. Vahap; Turan, Murat Ali; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüThe effects of Bacillus subtilis Ch-13 (BS0 Bacillus subtilis Ch-13 not applied and BS1 Bacillus subtilis Ch-13 applied) and chemical fertilizer CF0 (0 kg N da-1 , 0 kg P da-1 ), CF25 (5 kg N da-1 , 0.7 kg P da-1 ), CF50 (10 kg N da-1 , 1.4 kg P da-1 ), CF75 (15 kg N da-1 , 2.1 kg P da-1 ), CF100 (20 kg N da-1 , 2.8 kg P da-1 ) on yield, protein and gluten content of wheat (Triticum aestivum L. cv. Pehlivan), grown under natural climatic conditions were investigated. It is determined that yield, wet gluten and protein content of seed were increased by Bacillus subtilis Ch-13 application with increasing chemical fertilizer applications. Those effects of Bacillus subtilis Ch-13, nitrogen and phosphorus were found significantly important (P<0.01). However, the positive effect of Bacillus subtilis Ch-13 on yield decreased with increasing doses of chemical fertilizer. The highest yield (466.2 kg da-1 ) was obtained from CF100BS1 application. The maximum gluten and protein content have been determined in CF100BS0 (33.5 %) and CF100BS0 (10.6 %) applications respectively.Item Bazı makarnalık buğday (Triticum turgidum L.) genotiplerinin çimlenme döneminde tuz stresine tepkileri(Uludağ Üniversitesi, 2015-03-06) Doğan, Ramazan; Çarpıcı, Emine Budaklı; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışma U.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde melezleme çalışmaları ve adaptasyon denemeleri ile ümitvar olduğu tespit edilmiş olan makarnalık buğday hatlarının çimlenme döneminde farklı tuz stresine tepkilerinin belirlenmesi amacıyla laboratuvar koşullarında yürütülmüştür. Araştırmada tanık olarak Gediz-75 buğday çeşidi ile Sham-1 x Japiga, Japiga x Gediz75 (44), Sham-1 x Santa, Bintepe x Gediz-75 (12), Ambral x Çakmak-79 (30), Sham-1 x Yavoras (12), Ambral x Çakmak-79 (26), Gediz-75 x Çakmak-79 (33) ve Ambral x Çakmak-79 (36) melezlemelerinden elde edilen 9 hat kullanılmıştır. Çalışmada beş farklı NaCl dozu (0, 50, 100, 150 ve 200 mM) ele alınmıştır. Deneme Tesadüf Parselleri Deneme Deseninde iki faktörlü ve 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Araştırmada tohumlarda 12. ve 24. saatlerdeki su alım oranları, çimlenme oranları, sapçık uzunluğu, kökçük uzunluğu, sapçık ve kökçük kuru ağırlıkları gibi özellikler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar tuz uygulamalarının incelenen tüm özellikleri olumsuz etkilediğini göstermiştir. Genotiplerin tuz stresine tepkileri kökçük kuru ağırlığı hariç diğer özellikler bakımından farklı bulunmuştur. Genotip x tuz interaksiyonu ise sadece 24. saatteki su alım oranı ve çimlenme oranları açısından önemli çıkmıştır. Araştırmada ele alınan hatlar arasında Japiga x Gediz75 (44) ve Sham1 x Santa hatları çimlenme döneminde (200 mM NaCl dozunda çimlenme oranındaki azalma oranları sırasıyla %13 ve % 15) diğerlerine oranla tuz stresine toleranslı bulunmuştur.Item Kök-ur nematodları ve konukçuları arasındaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 2015-03-11) Mıstanoğlu, İbrahim; Devran, ZübeyirKök ur nematodları (Meloidogyne spp.), birçok bitki türünün zorunlu ve biyotrofik patojenidir. Bunlar endoparazit olup, konukçularının kökleri içerisinde yaşarlar. Meloidogyne türleri, Türkiye’de özellikle örtü altı üretim alanlarında ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Kök-ur nematodları, hassas konukçu bitkilerinin köklerinde tipik urlanmalara neden olurlar. Bu nedenle, kökler tarafından su ve besin alımı azalmakta buda bitkilerde gelişmede durgunluk, solgunluk, verimde azalma ve toprak kökenli patojenlere hassasiyet oluşturmaktadır. Bu çalışmada; kök-ur nematodlarının tanımlanması, yayılışı, yaşam döngüsü, belirtileri ve konukçularıyla olan ilişkileri hakkında bilgi verilmiştir.Item The effects of feeding frequency on growth performance and proximate composition of young Nile tilapia (Oreochromis niloticus L.)(Uludağ Üniversitesi, 2015-03-16) Kaya, Gülderen Kurt; Bilgüven, MuratIn this study, the effects of four different feeding frequency (once (I), twice (II), three (III), or six (VI) meals a day) on the growth performance, feed consumption, feed conversion ratio and proximate composition of Nile Tilapia (Oreochromis niloticus) were investigated. The average live weight of 420 Nile tilapia used in this experiment were 9.39 ± 0.19 g. Four trial groups were tested in triplicate for 10 weeks and 35 fish were stocked in each tank. The fish were fed with the feed (35% CP; 11.7 MJ DE/kg) taken from a commercial feed company. At the end of the study, it was observed that there were important differences among the groups in terms of average live weight, live weight gain, feed consumption, feed conversion ratio (FCR), protein efficiency ratio (PER) and specific growth ratio (SGR) were found statistically significant (P<0.05). Moreover, the difference in the composition of carcass among the groups is found statistically significant (P< 0.05).Consequently, it is understood that feeding frequency has an important effect on growth rate: there is a linear correlation in young fish, and there is a non- linear correlation in adult fish.Item A sectoral analysis of businesses operating in food industry in Bursa, Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-10) Gürsakal, Sevda; Şahan, Yasemin; İpek, Ahmet; Bayram, Nuran; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İstatistik BölümüOne of the most socio-economically important sectors in Turkey is Food sector and it has grown rapidly in recent years. Bursa has become a brand city in Turkey, particularly in terms of fruit, vegetables and processed products industry, dairy industry, and beverages sector. When the export figures are analyzed, the food industry of Bursa has a significant proportion of the Turkey’s export figures. The purpose of this study was to conduct a sectorial analysis of food companies operating in Bursa and to determine their Research and Development (R&D) and test-analysis needs. In addition, this study aimed to find the problems experienced in this sector and to propose possible solutions to these problems. Based on the analysis, we found out that businesses operating in food industry in Bursa are in need of laboratory tests and analysis and have a lack of qualified employees for their R&D departments. We argue that universities can have an important role in solving these problems and that the collaboration between universities and industry can be enhanced by introducing some additional regulations to the universities’ policies.Item Bazı ileri aspir hatlarının Eskişehir koşullarındaki performansları(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-10) Kaya, Mehmet Demir; Bayramin, Suay; Kulan, Engin Gökhan; Özışık, İsmailBazı ileri aspir hatlarının Eskişehir koşullarındaki performanslarının belirlenmesi amacıyla 2012 ve 2013 yıllarında yürütülen bu çalışmada, tek bitki seleksiyonuyla geliştirilmiş 37/5, 38/4, 43/11, 55/14 ve 58/11 aspir hatları ile standart olarak Dinçer, Remzibey-05 ve Balcı aspir çeşitleri kullanılmıştır. Çalışmada bitki boyu, yan dal sayısı, tabla sayısı, bin tane ağırlığı, tane verimi, yağ oranı ve yağ verimi özellikleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, bitki boyu ve yan dal sayısı bakımından aspir hatları arasında önemli farklık belirlenmemiştir. Tabla sayısı bakımından 37/5 ve 38/4 no'lu hatlar, bin tane ağırlığında 43/11 ve 55/14 no'lu hatlar, tane veriminde 37/5, 55/14 ve 58/11 no'lu hatlar, yağ oranında ise 37/5 ve 43/11 no'lu hatlar standart çeşitlerden daha yüksek değerler vermiştir. İncelenen aspir genotipleri arasında en yüksek yağ verimi ise 2012 yılında 50.3 kg/da ile Dinçer ve 49.5 kg/da ile 37/5 no'lu hattan, 2013 yılında ise 55/14 no'lu hat 60.2 kg/da ve 58/11 no'lu hat 50.0 kg/da ile en yüksek yağ verimine sahip olmuştur. Araştırma sonucunda, geliştirilen aspir hatları arasında 55/14 hattının tane verimi, 43/11 hattı ise yağ oranı bakımından ümitvar çeşit adayları olarak belirlenmiştir.Item Etlik piliç yetiştiriciliğinde çevresel koşulların ve beslemenin karkas kalitesi üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-27) Sözcü, Arda; Koyuncu, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüSon yirmi yılda kanatlı eti üretimi dünyada ve Türkiye’de çok önemli gelişme göstermiştir. Özellikle son yıllarda tüketicilerin daha kaliteli gıda tüketme isteklerinin artış göstermesiyle, karkas kalitesi önemli bir kriter haline gelmiştir. Bu açıdan, piliç eti üretiminde karkas kusurlarının oluşumunu etkileyen faktörlerin bilinmesi üretimde maksimum karlılığın sağlanması noktasında önem arz etmektedir. Diğer yandan, giderek yaygınlaşan hayvan refahı kavramına yönelik direktifler yetiştirme uygulamalarında buna bağlı değişikliklerin ortaya çıkmasını zorunlu kılmıştır. Etlik piliçlerde refah kavramı çerçevesinde yetiştirme dönemi, kesim öncesi aşamalar (yükleme, sevkiyat, asma, bayıltma gibi) ve kesim esnasında uygulanan işlemler olmak üzere üç farklı dönem ele alınmaktadır. Böylece, hem hayvan refahı iyileştirilmekte, hem de son ürün olan piliç etinin kalitesi korunmaktadır. Bu süreçlerin içerisinde uzun bir süreyi kapsayan yetiştirme döneminde etlik piliçlere sağlanan barındırma yoğunluğu, altlık kalitesi, sıcaklık ve nem gibi kümes içi koşullar ve besleme karkas kalitesinde belirleyici rol oynamaktadır. Bu derlemede, etlik piliçlerde yetiştirme döneminde uygulanması gereken çevresel koşullar ve besleme ile ilgili genel noktalar ve bunların karkas kalitesi üzerine olası etkileri hakkında bilgi verilmiştir.Item Karabuğdayın sağlık açısından önemi ve unlu mamüllerde kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-21) Hayıt, Fatma; Gül, HülyaBu çalışmada karabuğdayın sağlıkla olan ilişkisi değerlendirilmiş ve ekmek, makarna, bisküvi gibi farklı unlu mamuller üretiminde kullanımı ile bu ürünler üzerindeki fiziksel, kimyasal, tekstürel ve duyusal etkileri incelenmiştir. Karabuğday bitkisi doğal olarak sahip olduğu bileşenleri ile sağlık üzerinde önemli derecede olumlu etkiler gösterir. Fonksiyonel bir gıda olması ile birçok gıda maddesinde ham madde olarak kullanılmakta ya da sadece pişirilerek tüketilebilmektedir. Kullanımını sınırlayan alerjen proteinlerin ise enzimatik yolla ya da fermantasyona uğratılarak ortadan kaldırılması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Gluten içermemesinden dolayı çölyak hastaları için önemli bir gıda ürünü olması yanında ekmek teknolojisinde ve unlu mamüller üretiminde ekmek hacminin azlığı ve sertlik gibi bazı problemlere sebep olmaktadır. Fakat içerdiği fenolik maddeler, antioksidan ve lif bileşenleri karabuğdayın eklendiği gıdanın fonksiyonel özelliklerini ve besin değerlerini arttırmaktadır.Item Alternatif kanatlı yetiştirme sistemlerinde yetiştirme pratikleri ve refah standartları(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-26) İpek, Aydın; Sözcü, Arda; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüDünya nüfusunun hızlı bir şekilde artmasının sonucunda, tarımsal faaliyetlerde birim üretim alanından maksimum verimliliğin sağlanması en önemli hedeflerden biri olmuştur. Ancak özellikle son yıllarda tüketicilerin çevrenin korunması, sürdürebilir tarım ve sağlıklı beslenme konusunda gösterdikleri hassasiyet sonucunda gerek bitkisel gerekse hayvansal üretim faaliyetlerinde yeni yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Benzer gelişmeler kanatlı sektöründe de gerçekleşmiş olup, üretimde hayvan hakları ve refahının ihlal edilmesi, insan sağlığı açısından risk oluşturabilecek ilaç ve kimyasal maddelerin kullanılması ve çevreye etkileri gibi kaygılar tüketiciler arasında giderek yaygınlaşmıştır. Bunun sonucunda, Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde, etlik piliç yetiştiriciliği ile yumurta tavukçuluğu için yeni üretim sistemleri geliştirilmiştir. Bu noktada, hayvanların fizyolojik gereksinimleri ve doğal davranışlarının dikkate alındığı uygun barındırma, bakım, yönetim, besleme, sağlık koruma ve tedavi uygulamaları belirlenmiştir. Bu makalede, etlik piliç yetiştiriciliği ve yumurta tavukçuluğunda geleneksel yetiştirme sistemlerine alternatif olarak gündeme gelen organik ve serbest dolaşımlı (free range) yetiştirme sistemlerinde yetiştirme pratikleri ve refah standartları hakkında bilgi verilmiştir.Item Kuzu besi rasyonlarına ilave edilen canlı mayanın besi performansı ile bazı rumen sıvısı ve kan parametreleri üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-20) Kamalak, Adem; Canbolat, Önder; Kara, Hüseyin; Filya, İsmail; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu çalışma kuzu besi rasyonlarına ilave edilen canlı maya (Saccharomyces cerevisiae) kültürü (CMK)’nün kuzu besi performansı, bazı rumen sıvısı ve kan metabolitleri üzerine olan etkilerinin araştırılması amacıyla düzenlenmiştir. Araştırmada 3 aylık yaşta 40 baş Kıvırcık ırkı erkek kuzu kullanılmış ve hayvanlar her biri 10 baş erkek kuzudan oluşan 1 kontrol, 3 deneme olmak üzere 4 grup düzenlenmiştir. Kuzu besi rasyonlarına sırasıyla 0 (kontrol), 1, 2 ve 4 kg/ton KM düzeyinde canlı maya kültürü (CMK) ilave edilmiştir. Deneme 63 gün sürmüştür. Araştırma süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışı kontrol (1), 2. 3. ve 4. deneme gruplarında sırasıyla 275.55, 291.11, 329.52 ve 290.95 g, her kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise gruplarda sırasıyla 55.026, 4.816, 4.315 ve 4.801 kg olduğu saptanmıştır. Ayrıca kuzu besi rasyonlarına CMK ilavesinin rumen sıvısı parametreleri ile kan parametrelerini olumlu yönde etkilediği saptanmıştır. Sonuç olarak kuzu besisinde yoğun yem karmalarına 2 kg/ton KM düzeyinde CMK katılmasının canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma, bazı rumen sıvısı ve kan parametrelerini olumlu yönde etkilediği sonucuna varılmıştır.Item Biyoetanol kaynağı olarak şeker darı (Sorghum bicolor ssp. saccharatum) üretimi ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-22) Bayram, Gamze; Turgut, İlhan; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüDünya nüfusunun artması ile birlikte enerjiye talep de sürekli artmaktadır. Fosil kaynaklı yakıtların kullanımı hava kirliliği, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi probleme neden olmaktadır. Bu yüzden yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarının üretimi ve kullanımında artış gözlenmektedir. Biyoetanolün yakıt olarak kullanımı, hem benzin kullanımını hem de hava kirliliğini azaltacaktır. Dünyada etanol kaynağı olarak şeker kamışı, darı, mısır, nişasta ve lignoselulozik maddeler kullanılmaktadır. Bahsedilen etanol kaynakları içerisinde, az gübre ve su kullanımı, birim alandan yüksek miktarda ürün alınması ve farklı topraklara adaptasyonu gibi özellikleri ile Türkiye’ye tarımı ve ekonomik üretimi açısından en uygun bitkinin şeker darı olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada, biyoetanol üretiminin önemi ve dünyada biyoetanol üretiminde çok önemli bir yere sahip olan şeker darı bitkisinin (Sorghum bicolor ssp. saccharatum) tarımı hakkında bilgi verilecektir.Item Dünyadaki biyoetanol politikalarının Türkiye koşulları ile karşılaştırmalı incelenmesi ve Türkiye şartlarına uygunluk açısından biyoetanol üretiminde kullanılan hammaddelerin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-26) Akalın, Burcu; Seyrekbasan, Anıl M.Geleneksel olarak bilinen ve yaygın olarak kullanılan enerji kaynaklarının yok olma riskinin artmakta olduğu günümüzde, dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de en temel enerji kaynağı olan petrol ve doğalgazın, stratejik önemi daha da artmış, bu enerji kaynakları ekonominin vazgeçilmez birer girdisi haline gelmiştir. Türkiye gibi enerji arzında dışa bağımlılık oranı yüksek olan ülkeler için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek ve olabildiğince yerli kaynakları devreye sokmak önemlidir. Türkiye’nin dış ticaret açığının önemli bir bölümünü oluşturan ithal petrol tüketimine, sera etkisi yapan gazlara ve çevre kirliliği sorunlarına belli düzeyde de olsa çözüm olabilecek biyoetanol önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Dünyadaki biyoetanol politikaları, Türkiye koşulları ile karşılaştırmalı olarak incelenmiş, ayrıca biyoetanol hammaddeleri Türkiye şartlarına uygunluk açısından değerlendirilmiştir. Şeker pancarı, şeker kamışı, pancar melası, mısır ve buğdayın Türkiye, Avrupa Birliği (AB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) biyoetanol üretimindeki kullanımı üzerine araştırmalar ve hesaplamalar yapılmış özellikle Türkiye ile AB, ABD, Brezilya ve Çin’de uygulanan politikalar üzerinde durulmuştur.Item Biyoyakıt pillerinde kaktüs bitkisinin elektrolit olarak kullanılması(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-26) Çelik, YusufArtan çevre kirliliğine çözüm olmak için insanoğlu, alternatif enerji kaynakları kullanımını her geçen arttırmayı amaçlamaktadır. Alternatif enerji kaynaklarından biri de yakıt pili, çevre dostu olması ve yüksek verimlerde çalışabilmesi gibi özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Biyolojik katalizleme ile enerji üreten biyoyakıt pilleri de yakıt pili içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan bu çalışmada kaktüs bitkisinin biyolojik yapısında değişiklik yapılmadan elektrik enerjisi üretilmiştir. Böylece kaktüs bitkisinden doğrudan elektrik enerjisi üretilmiştir.Item Defne yaprağı artığının biyoetanol üretiminde kullanım potansiyelinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-26) Göycıncık, Sezer; Yücel, YasinYenilenebilir kaynaklardan elde edilen yakıtlar son on yılda özellikle fosil yakıtların tükenmesi ile ilgili endişeler nedeniyle büyük bir ilgi görmektedir. Sürekli artan maliyetler ve işlenmemiş yakıtların kullanımından kaynaklanan çevresel etkiler nedeniyle araştırmalar son yıllarda katlanarak artmıştır. Mısır, şeker kamışı ya da tahıl danelerinden ticari ölçekte yenilenebilir yakıtlar elde edilebilmesine rağmen, üretim maliyetlerini düşürebilecek hammaddelerin kullanımına ihtiyaç duyulmaktadır. Hammadde toplam üretim maliyetinin önemli bir bölümüne karşılık gelmektedir. Biyokütlenin etanole dönüştürülmesi sürecinde lignoselülozik tabanlı artık maddeler önemli bir kaynaktır. Lignoselülozik tabanlı atıkların yenilenebilir yakıt üretiminde hammadde olarak kullanımı büyük ölçekte ve bölgesel elde edilebilirlik, düşük maliyet ve atık problemlerinin çözülmesi gibi avantajlar içermektedir. Bu çalışmada hammadde olarak uçucu yağı alınmış defne yaprağı artığı kullanılmıştır. Hammaddeye sırasıyla sakkarifikasyon ve fermantasyon işlemleri uygulanmıştır. Sakkarifikasyon işlemi sonucunda elde edilen indirgen şeker miktarı UV-VIS spektrofotometresiyle belirlenmiştir. Fermantasyon işlemi sonucunda elde edilen etanol miktarı GC-MS ile belirlenmiştir. En yüksek indirgen şeker derişimi (11.30 g/L) 75 IU/g substrat Novozyme 188.16 IU/g substrat Celluclast 1.5 L yüklemesinde ve 60ο C’de elde edilmiştir. En yüksek etanol derişimi ise (4.88 g/L) maya miktarı 10.1 g/L; pH 5.49 ve 37ο C’de elde edilmiştir.Item Laboratuvar ölçekli biyodizel üretim tesisinin projelendirilerek imal edilmesi ve bu tesiste çeşitli bitkisel yağ kaynaklarından biyodizel üretimi(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-26) Arslan, Murat; Alibaş, Kamil; Ziraat Fakültesi; Makine BölümüHer geçen gün azalan fosil yakıtlar insanlığı yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılması konusunda yeni arayışlara itmektedir. Biyodizel yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde önemli bir paya sahiptir. Ham maddesi hayvansal ve bitkisel kökenli yağ olan biyodizel ülkemiz tarımı içinde önem arz etmektedir. Biyodizel toksin olmayan, doğada kolay bozulabilen ve çevreci bir yakıttır. Geleneksel dizel motorlarında değişikliğe gerek kalmadan kullanılabilmektedir. Bu çalışmanın amacı biyodizelin üretilmesinde kullanılacak olan laboratuvar ölçekli bir biyodizel tesisinin projelendirilerek imal edilmesi ve imal edilen bu tesiste çeşitli bitkisel yağ kaynaklarından biyodizel üretmektir.