1988 Cilt 15 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22041
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 34
- Results Per Page
- Sort Options
Item A. axillaris dallarında varyasyonlar(Uludağ Üniversitesi, 1988) Çimen, Ahmet; İkiz, İhsaniye; Cankur, Şimşek; Oygucu, Hakan; Şendemir, Erdoğan; Tıp Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu çalışmada a. axillaris dalları 30 kadavrada incelendi. 11 kadavrada a. axillaris dallarının varyasyon gösterdiği belirlendi. Bu varyasyonlar tartışıldı.Item A. Ulnaris varyasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Çimen, Ahmet; Tıp Fakültesi; Anatomi Bilim DalıA. ulnaris varyasyonlu bir olgu sunuldu ve a. ulnaris'in diğer varyasyonları gözden geçirildi. Olgumuzda a. ulnaris a. axillaris 'ten a. thoracoacromial is ve a. thoracica Iateralis ile birlikte çıkmıştır.Item Akondrogenezis'in prenatal tanısında ultrasonografi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tüfekçi, Mehpare; Kimya, Yalçın; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıAkondrogenezis bir konjenital iskelet displazisidir. Kondrodistrofilerin en ciddi formlarından biridir. Otosomal ressesif geçiş gösteren olgular hayatın ilk birkaç dakikasında lethal seyreder. Kliniğimizde 35 haftalık bir gebede yapılan ultrasonografik muayenede saptanan akondrogenezis olgusu sunulmuş ve literatür gözden geçirilmiştir.Item Akut serebrovasküler hastalıklarda gliserolün antiödem etkisinin kompüter tomografi ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Tıp Fakültesi; Nöroloji Ana Bilim DalıAkut serebrovasküler hastalıklarda ölümün temel sebebi beyin ödemidir. Beyin ödeminin tanısında CT önemli bir tanı metodudur. Bu çalışmada akut CVA lı hastalarda gliserolün antiödem etkisi CT ile incelemiştir. Sonuçlar literatür bulguları ışığında tartışılmıştır.Item Aplastik anemi tedavisinde oxymetholone'un yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Güveli, A. Kadri; Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıÇalışmamızda, EdinseI Aplastik Anemili 13 hastaya, en az 2 ay süre ile oral yoldan 2,5 mg/ kg/gün dozunda Oxymetholone verildi. Çalışma sonunda 7 hastada (% 54) tam remisyon, 5 hastada (% 38.4) kısmi remisyon sağlanmış, 1 hastada ( % 7.9) ise hiç cevap alınamamıştır. Tam remisyon sağlanan hastalardan 4'ü 7-23 aydır ilaçsız olarak takip edilmekte olup, 3 ünde ise azaltılmış dozlarda oxymetholone tedavisine devam edilmektedir. Tedavi sırasında .5 hastada serum transaminazlarında yükselme, 2 hastada sarılık , 2 hastada amenore ve 1 'er hastada da kas krampları , virilizasyon ve ahne görülmüştür. Bu yan etkiler ilacın geçici olarak kesilmesi veya dozunun azaltılması ile tamamen kaybolmuştur.Item Baş boyun bölgesinde tüberküloz(Uludağ Üniversitesi, 1988) Önerci, Metin; Balban, Ülkü; Çulha, Tülay1983 ile 1987 yılları arasında servikal lenf nodları, larinks, parotis bezi, rıazofarinks, orta kulak ve dil tüberkülozu nedeniyle tedavi edilen 42 hasta sunulmuştur, Larinks nodlarının kombine konservatif-cerrahi tedavisinin önemi vurgulanmıştır, Ayrıca orta kulak tüberkülozunun değişen klinik tablosuna kısaca değinilmiştir.Item Behçet hastalığında paterji testi ve artrit(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özcan, Orhan; Palalı, Zeki; Yurtkuran, Merih; Arpacı, Ahmet; Üzümçeker, Nahide; Tıp Fakültesi; Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı54 Behçetli hasta klinik ve radyolojik olarak incelendi. Hastaların % 27.08 'inde artrit vardı. Paterji testi, hastaların % 96'sında pozitif idi. Artrit ve Paterji testi arasında bir ilişki kurulamadı.Item Böbrek adenokanserinde hormonal tedavinin yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Şimşek, Ümit; Oktay, Bülent; Bağcıoğlu, Ahmet; Özyurt, Mustafa; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim DalıBu çalışma böbrek adenokanserinde, cerrahi tedaviye ek olarak Medroxyprogesterone Acetat ile yapılan hormonal tedavinin yerini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Radikal nefrektomi sonrası, hormonal tedaviye alınan 16 olgu çalışma grubunu oluştururken, yalnız cerrahi tedavi uygulanmış 18 olgu da kontrol grubu olarak alınmışlardır. Ortalama 34 ay gibi bir süre izlenen bu iki grup hastada, tümör yinelenme oranları sırasıyla % 63 ve % 62 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlarla Medroxy progesteron asetatın cerrahiye ek olarak tedavide hiçbir yeri olmadığı sonucuna varılmıştır. Kaynak taraması sonuçları da bu yargımızı desteklemektedir.Item Boyunda N. phrenicus'un seyri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Çimen, Ahmet; Tıp Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu çalışmada boyunda n. phrenicus'un seyri ve komşulukları incelendi. Sağ ve sol n. phrenicus'lar benzer pozisyondadır. İkisi de m. scalenus anterior üzerinde uzanır. Bu kas sinirleri a. subclavia 'nın ikinci parçasından ayırır. Toraks girişinde kadavraların % 73'ünde n. phrenicus a. thoracica interna'yı önden, dıştan içe doğru çaprazlar.Item Brakial pleksus tutulmaları ve idiopatik brakial pleksus nöropatisi (382 olguda klinik ve elektronöromyografik inceleme)(Uludağ Üniversitesi, 1988) Sadıkoğlu, Sadık; Tıp Fakültesi; Nöroloji Ana Bilim DalıBu çalışmada brakial pleksus lezyonu olan 382 olgu elektronöromyografik muayene ile incelenmiştir. Servikal kök basısı, torasik çıkış sendromu ve travmatik pleksus lezyonu olan 207 hasta çalışma dışı bırakılmıştır. Diğer 175 hastada nörolojik muayene ve elektronoromyografik anormaliteler brakial pleksus tutulmasını göstermiştir. Etiyolojik faktörler bilinmediğinden bu olgulara idiopatik brakial pleksus nöropatisi (IBPN) tanısı konmuştur. Çalışmanın sonuçları literatür bulgularının ışığında tartışılmıştır. BPN üzerindeki daha kapsamlı çalışmaların BP hastalıklarındaki problemlerin çözümü için yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.Item Bursa ve yöresinde, rastgele seçilmiş 110 olguda kanda kurşun taraması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Güler, Asuman H.; Müreva, Recep; Özkan, Kemal; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıÇalışmamız, toplumumuzun belirli bir kesiminde, küçükte olsa, kan kurşunu taramasını gerçekleştirmeyi amaçlıyordu. Bu nedenle rastgele seçilmiş 110 olguda, kan da kurşun miktar belirtimi Rank Hilger marka H 1550 tipi grafit tüplü atomik absorbsiyon spektrofotometri (AAS) cihazında Triton x·100 le hemoliz yöntemi kullanılarak gerçekleştirildi .Çalışma kapsamına aldığımız 110 olguda saptadığımız kan kurşun ortalaması 0.208 mg/L idi. Yaşa, cinsiyete göre kan kurşun seviyelerinin dağılımında anlamlı bir fark bulunamadı. Mesleklere göre dağılımda ise ev hanımları kan kurşun seviyesi en fazla olan grubu oluşturdu.Item Diabetik polinöropatide yanma, ağrı ve uyuşmanın tedavisinde carbamazepine kullanılması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Arınık, Ayhan; İmamoğlu, Şazi; Çam, Resul; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıBu çalışmada, ağrı ve uyuşukluktan yakınan 27 diabetik polinöropatili hastaya Carbamazepine (- CMZ) verilmiştir. CMZ'in olguların % 91.6'sında ağrı ve uyuşukluğu azalttığı veya iyileştirdiği gösterilmiştir.Item Dursban-4 adlı tarım ilacına bağlı bir aplastik anemi ve bir akut miyeloblastik lösemi olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıHalsizlik, solukluk ve çabuk yorulma şikayetleri ile kliniğimize başvuran 30 yaşındaki bir erkek hastada Aplastik Anemi, 26 yaşındaki bir erkek hastada ise Akut Miyeloblastik Lösemi tanısı kondu. Çiftçi olan her iki hastanın uzun yıllardan beri meyva ve sebze ziraati ile uğraşmaları ve senede 8-10 defa tarım ilaçları ile dikkatsiz ve tedbirsiz ilaçlama yapmaları ve özellikle her iki hastada Dursban -4 adlı ilacın kaza sonucu üzerlerine dökülmesine bağlı uzun süreli deri teması anamnezi olması, bize hastalıklarının tarım ilaçlarına bağlı olabileceğini düşündürdü. Bir ziraat memleketi olan ülkemiz ve yöremiz açısından önemi nedeniyle bu iki olguyu takdim etmeyi uygun bulduk.Item El bileğinde N. medianus' a bası yapan nadir bir kistik lenfangiom olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özsoy, Zafer; Yerci, Ömer; Akın, Selçuk; Tıp Fakültesi; Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Ana Bilim DalıEl tümörleri arasında kistik lenfangiomun görülmesi son derece nadirdir. Olgumuzda böyle bir tümörün el bileğinden gelişerek carpal tünel içinde N. Medianusa bası yaptığı resimlerle dökümante edilmiştir.Item Endoskopi ve uriner enfeksiyon(Uludağ Üniversitesi, 1988) Oktay, Bülent; Özyurt, Mustafa; Şenbaş, Ali; Şimşek, Ümit; Aksel, M. Ali; Tıp Fakültesi; Üroloji Ana Bilim DalıTanısal endoskopi uygulanan doksanbir olguda enfeksiyon riski araştırıldı. Sistoskobiden sonra antibiyotik verilen ve verilmeyen gruplar arasında fark olmadığı görüldü. idrarı steril olan olgularda, sistoskopi için profilaktik olarak, antibiyotik kullanılmasına gerek olmadığı kanısına varıldı.Item Erişkin sıçanların spinal korduna fötal beyin greftlerinin transplantasyonu: lşık mikroskobu ve ultrastrüktürel inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1988) Erbengi, Türkan; Aksoy, Kaya; Korfalı, Ender; Coşkun, Noyan; Oğul, Erhan; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıBu çalışmada, kesilmiş erişkin sıçan spinal korduna fötal beyin grefti koyularak nöral transplantasyonun etkileri araştırıldı. Bu amaçla sıçanlar 3 gruba ayrıldı ve 30 sıçan kullanıldı. Deney grubu I'de (n : 10; torakal 9-12 arasına laminektomi yapılıp, posterior kolumnada greft yerleştirilmesi ve kord lezyonu yapmak amacıyla 2-3 mm 3 'lük kavite hazırlanarak 17-19 günlük gebe sıçanların embriyolarının beyinlerinden alınan neokortikal dokular implante edildi. Deney grubu II (n : 10) de kavite hazırlandıktan 1 hafta sonra nöral greft konuldu. Üçüncü grup (n: 10) kontrol grubu (KG) olarak kullanıldı. Kavite açıldı fakat greft koyulmadan bırakıldı. 2 aylık bekleme süresinden sonra sıçanların greftli bölgeleri blok halinde çıkarıldı. Histolojik ve ultrastrüktürel incelemede her iki grupta da nöronların yaşadığı ve aksonal uzantı gösterdiği saptandı. Neticelerin kıyaslanmasında geç dönemde koyulan greftlerin kaviteyi tam doldurduğu aksonal uzantının spinal kordia ilişkili olduğu ve dejeneratif değişikliklerin olmayışı ile, erken dönem greftlerine nazaran survive yönünden çok daha başarılı olduğu görüldü.Item Erken membran rüptürlü (EMR) gebelerde kantitatif C-reaktif protein (CRP) değerinin korioamnionitis tanısındaki önemi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aydınlar, Sirem; Tüfekçi, Mehpare; Gedikoğlu, Suna; Aydınlar, Ali; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıBu çalışmada Erken Membran Rüptürlü hastalarda gelişebilecek korioamnionitisin erken tanısında CRP'nin önemini araştırdık. Korioamnionitis tanısında kullanılan alışılagelmiş yöntemlerle CRP sonuçlarını karşılaştırdık. 13'ünde korioamnionitis saptanan, 19'unda korioamnionitis gelişmeyen toplam 32 EMR'lü gebe araştırıldı. Kontrol grubu olarak 24 sağlıklı gebe alındı. Klasik yöntemlerin anlamlı sonuç vermemesine karşılık CRP değerinin korioamnionitis olan hastalarda % 85 oranında yükseldiği, korioamnionitis gelişiminde istatistiki açıdan anlamlı olduğu (p < 0.001) saptandı.Item Gemlik bölgesinde sağlık hizmetlerinin analizi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aytekin, A. Hamdi; Tıp Fakültesi; Halk Sağlığı Ana Bilim DalıGemlik Eğitim Araştırma Bölgesinde (GEAB) 8 yıllık çalışmaların sonuçları, aynı amaç için kurulmuş diğer Eğitim Araştırma Bölgeleri (EAB) ile kıyaslanmış ve sonuçların sağlık hizmeti modeli ile ilişkileri araştırılmıştır. Sonuçta bütün EAB lerin özellikle ana-çocuk sağlığı, bağışıklama ölümlerin önlenebilir olanlarının azaltılması gibi alanlarda kısa sürede büyük başarılar sağladıkları görülmektedir. Türkiye'de uygulanan yasal mevzuata göre hizmet veren bu bölgelerdeki başarı, örgütlenme içindeki personelin niteliğine, hizmet içi ilişkilere modelin tam uygulanmasına bağlanabilir.Item İlerlemiş bir abdominal gebelik olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tüfekçi, Mehpare; Daregenli, Ömer; Küçükkömürcü, Şakir; Tuncel, Ercan; Tıp Fakültesi; Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim DalıBu makalede ilerlemiş bir sekonder abdominal gebelik olgusu sunulmuştur. Dış gebeliğin bu nadir şeklinin teşhisi, tedavisi ve sonuçları tartışılmıştır.Item İnsülinoma(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; İmamoğlu, Şazi; Kızıl, Ayhan; Tolunay, Şahsine; Özen, Yılmaz; Yılmazlar, Tuncay; Tıp Fakültesi; Genel Cerrahi Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji kliniğince tanısı konan ve Cerrahi Kliniğinde ameliyat edilen, 9 yıldan beri hipoglisemik ataklarla seyreden bir insulinoma olgusu, nadir görülmesi ve tanı güçlükleri nedeniyle ilgili literatür gözden geçirilerek sunulmuştur.