1988 Cilt 15 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22040
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 32
- Results Per Page
- Sort Options
Item Akut travmatik kulak zarı perforasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1988) Önerci, MetinAkut travmatik kulak zarı perforasyonu olan 31 hastada sigara kağıdı uygulamasının iyileşme üzerine etkileri incelenmiştir. Erken tedavi ve perfore olan kulak zarının .içe dönmüş yapraklarının dışarıya doğru döndürülerek sigara kağıdı uygulanmasının iyileşmeyi olumlu yönde etkilediği kanaatine varılmıştır.Item Beyin damar hastalıklarında risk faktörleri ve prognoza etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Bora, İbrahim; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Sadıkoğlu, Sadık; Tokat, Eren; Uçkunkaya, Çiğdem; Bakar, Mustafa; Tıp Fakültesi; Nöroloji Ana Bilim DalıBeyin damar hastalıklarının (BDH) oluşumunda hipertansiyon, kardiopati, diabet, sigara, oral kontraseptifler, obezite, polisitemi, hiperlipidemi, gebelik gibi çeşitli risk faktörleri rol oynamaktadır. Bu çalışmada Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniğinde 1985· 1986 yılları arasında yatırılarak tetkik ve tedavi edilen 320 CVA 'lı hastada risk faktörleri araştırılmış ve klinik tablonun gidişi ile risk faktörleri arasındaki korelasyon incelenmiştir. Bu konuda hipertansiyon, kardiopati, diabet, hiperlipidemi ve obezitenin ön planlara çıktığı gözlenmiştir. Bu noktadan hareket ile bu risk faktörlerinden kaçınılarak BDH profilaksisi yapılabileceği düşüncesine varılmıştır.Item Birleşik kök anomalileri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Doygun, Muammer; Aksoy, Kaya; Uysal, Sait; Oğul, G.; Korfalı, Ender; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıBirleşik kök anomalilerinde klinik belirtiler disk hernisi veya faset basısı gibi faktörlerin eklenmesiyle ortaya çıkar. Kliniğimizde 525 disk hernili olgunun 5'inde (% 0.9) disk hemisinin eşlik ettiği birleşik root anamalisi tesbit edilmiştir. Kesin tanı, 2 olguda preoperatif, 3 olguda ise operasyon sırasında konulmuştur. Tanıdaki zorluk ve operasyon bulguları literatür bilgileri ışığında tartışıldı.Item Çocuklarda peptik ülser(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özeke, Turgut; Sapan, Nihat; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıPeptik ülser, çocukluk çağında yetişkinlerden daha az görülmekle birlikte yenidoğan dönemide dahil olmak üzere bütün yaş gruplarında görülebilir. Klinik bulgular hastanın yaşına göre değişmektedir. Tanısının gecikmesi halinde kanama ve perforasyon meydana gelebilir. Bu yazıda, kliniğimizde, ülser tanısı koyduğumuz 4 vaka incelendi ve literatür bilgileri gözden geçirildi.Item Çocukların subdural effüzyonlarında kranial ct' nin yeri ve değeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Eralp, Özgen; Okan, Mehmet; Aksoy, Kaya; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıÇocuklarda önemli kalıcı sekellere neden olan subdural effıizyonların tanısı erken konulduğunda iyi sonuçlar alındığı bilinmektedir. Kliniğimize başvuran 13 çocuk çalışmaya alındı. Özellikle konvulziyon yakınması ile gelen çocuklarda transillüminasyon, kraniografi ve kranial tomografi çalışmaları yapıldı. Olguların klinik, laboratuar, kranial CT bulguları karşılaştırıldı. Kranial CT'nin tanıda en önemli yardımcı tanı yöntemi olduğu saptandı.Item Diabetes insipidus tablosu ile birlikte seyreden bir akut miyeloblastik lösemi olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıAteş, halsizlik, burun kanaması, kilo kaybı, polidipsi, poliüri şikayetleri ile başvuran 17 yaşında bir erkek hastada akut miyeloblastik lösemi ve hipofizer tipte Diabetes Insipidus saptandı. Polidipsi, poliüri şikayetlerinin akut lösemiye bağlı belirtilerle aynı anda başlaması ve serebrospinal sıvıda bol miktarda blastik hücrelerin görülmesi Diabetes İnsipidus tablosunun lösemik infiltrasyona bağlı olduğunu düşündürdü. Akut lösemilerde hipofizin lösemik infiltrasyonuna bağlı olarak meydana gelen Diabetes insipidus tablosunun nadir görülen bir bulgu olması nedeniyle, bu olguyu takdim etmeyi uygun bulduk.Item Epilepside EEG ve komputerize tomografi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Onat, Fehmi; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Bora, İbrahim; Tıp Fakültesi; Nöroloji Ana Bilim DalıBu çalışmada 106 epilepsili olgunun EEG ve CT si yapılmıştır. EEG ve CT sonuçları tartışılmış ve literatür bulgularıyla karşılaştırılmıştır.Item Erişkinde outpatient herniorafi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; Bozgül, Mustafa; Özyurt, Gürayten; Kızıl, Ayhan; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında Haziran 1985-Nisan 1987 tarihleri arasında (23 ay) 50 erişkin olguya outpatient olarak herniorafi uygulanmıştır . Outpatient grupta postoperatif komplikasyon; 2 olguda yara infeksiyonu, 1 olguda nüks olarak (gerçek nüks olmayıp gözden kaçmış bir indirekt herni) saptanmıştır. İnpatient 10 olguda yara infeksizyonu 2 olguda görülmüş ve 4-18 aylık takipte nüks saptanmamıştır. Outpatient olarak planlanıp inpatient gruba transfer olan olgu ayısı 2'dir (% 4). Yazıda erişkin tip inguinal ve femoral hernilerde outpatient herniorafi uygulamasının (lokal anestezi) ekonomik yönden % 43 daha ucuz olduğu ve post op. komplikasyonlar yönünden belirgin bir fark olmadığı vurgulandı ve bu konuda literatür verileri gözden geçirildi.Item Erken relaparatomilerin mortaliteyle ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Zorluoğlu, Abdullah; Tıkız, Nedim; Taşdelen, İsmet; Kızıl, Ayhan; Şahin, Baki; Tıp Fakültesi; Genel Cerrahi Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında Ocak 1984-Aralık 1986 tarihleri arasında (36 ay) çeşitli nedenlerle 2538 primer laparatomi yapılmış ve bunlardan 51 olguya erken post operatif devrede (post 0 -21 gün) relaparatomi yapılmıştır (42 olguya 1 kez, 7 olguya 2 kez ve 2 olguya 4 kez). Böylece relaparatomi oranı % 2 'dir. Mortalite oranı 13/51 (% 25) tir. Fatal sonlanan olguların 11'inde relaparatomi nedeni intra abdominal sepsis, 2'sinde evisserasyondur. Bu yazıda relaparatomi nedenleri ile mortalite arasındaki ilişki araştırılmış ve literatür verileriyle karşılaştırılmıştır.Item Grafit tüplü atomik absorbsiyon spektrofotometrisi ile kanda kurşun tayini(Uludağ Üniversitesi, 1988) Güler, Asuman H.; Müreva, Recep; Özkan, Kemal; Tıp Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıÇalışmamızda, laboratuvarımızda mevcut Rank Hilger marka H1650 tipi, grafit tüplü Atomik Absorbsiyon Spektrofotometre (AAS) cihazı ile kan kurşunu tayininde en uygun yöntemi saptamayı amaçladık. Kaynak araştırmalarımız ve deneylerimiz sonucunda, Triton X -100'le hemoliz etme yönteminde deney süresinin kısa, bulaşma tehlikesinin az olduğunu ve tatmin edici sonuçlar alındığını gördük. Sonuçta grafit tüplü AAS ile kan kurşunu tayininde en uygun ve güvenilir yöntemin Triton X-100'le hemoliz etme yöntemi olduğu kanısına vardık.Item İntrakranial operasyonlar sonucu oluşan hematomlar(Uludağ Üniversitesi, 1988) Korfalı, Ender; Aksoy, Kaya; Çoşkun, Noyan; Uysal, Sait; Bekar, Ahmet; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıÇeşitli nedenlerle 1977·1987 yılları arasında kiliniğimi de ameliyat edilen 1904 intrakraniyel patolojili olgu, postoperatif hematom oluşması yönünden retrospektif olarak incelendi. 23 hastada ameliyat gereksinimi gösteren hematom oluşumu saptandı. Hematomların oluşumundaki nedenlerden en önemlisinin yetersiz kanama kontrolüne bağlı olduğu görüldü ve neticeler literatürle karşılaştırıldı.Item Karaciğer kist hidatiği(Uludağ Üniversitesi, 1988) Kutlay, Burçin; Zorluoğlu, Abdullah; Özen, Yılmaz; Karagöz, Ömer; Kızıl, Ayhan; Tıp Fakültesi; Genel Cerrahi Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniğinde 1977-1987 yılları arasında karaciğer kist hidatiği nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 64 hasta retrospektif olarak incelendi ve 8 ay-6 yıllık takip sonuçları değerlendirildi. Yaşları 15 ile 75 arasında değişen olguların 39 'u kadın, 25 'i erkekti. Uygulanan cerrahi girişimler; 6 olguda total kistektomi, 49 olguda parsiyel kistektomi + intrafleksiyon + omentoplasti, 7 olguda kapalı drenaj ve 2 olguda marsupializasyondur. Postoperatif 8 ay-6 yıllık takibi yapılan 34 hastada geç komplikasyon olarak 8 abse formasyonu (% 12,5), 2 safra fistülü (% 5,5) ve 6 nüks kist hidatik"(% 17,5) tesbit edilmiştir.Item Komputerize tomografi yardımıyla intrakranial biopsi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aksoy, Kaya; Korfalı, Ender; Uysal, Sait; Uluçay, Mehmet; Kutluk, Turan; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıKomputerize tomografi (KT) ile intrakranial patolojilerin tanı ve lokalizasyonu kolaylıkla yapılabilmekte, natürü hakkında çoğu kez tama yakın doğruluk oranı ile cerrahi girişim programlanabilmektedir. KT, tümör biyopsisi, kist aspirasyonu, abse drenajında lokalizasyon açısı yönünden oldukça değerlidir. Bu çalışmada KT yardımıyla iğne ile biopsi yapılan 15 olgu takdim edildi ve nöropatolojik sonuçları ile biopsi tekniği literatür ışığı altında tartışıldı.Item Myofasiyal ağrı sendromunda tens(Uludağ Üniversitesi, 1988) Özcan, Orhan; Yurtkuran, Merih; Karakaya, Münir Kerim; Üzümçeker, Nahide; Tıp Fakültesi; Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim DalıÇalışma 42 myofasiyal ağrı sendromlu hastada yapıldı. Ağrı, duyarlılık, kas spazmı, uyku bozukluğu, sabah yorgunluğu sendromun tedavi parametreleriydi, TENS tedavisinden sonra tüm parametrelerde anlamlı bir düzelme görüldü.Item Neonatal sepsiste prognoz belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Günay, Ünsal; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıBilindiği gibi neonatal sepsiste nötrofillerde toksik granülasyon ve vakuolizasyon gibi morfolojik değişiklikler, yüksek band sayısı ve yüksek band parçalı oranı ve düşük trombosit sayısı sıklıkla görülmektedir. Bu değişikliklerin hastalığın erken tanısında yararlı birer test olarak kullanılabileceği daha önce yapılan araştırmalarda gösterilmiştir. Bu çalışmada bazı klinik verilerle birlikte yukandaki testlerin tedavi süresinde tekrarlanması durumunda, prognoz belirlenmesinde yararlı olup olmayacağını araştırmak istedik. Bu amaçla kliniğimizde neonatal sepsis ön tanısı ile yatan hastalarda yatışlarının 1, 3, 5, 7, 10 ve 15 'inci günlerinde bu 5· testin tümü tekrarlandı ve her pozitif test için 1 puan verildi. Çalışma süresi içinde 91 olgunun tanıları kan kültürü sonuçlarıyla kanıtlandı. Bu hastalarımızdan iyileşen 69 'una Grup 1 ve ölen 22 olgu ya da Grup II adı verildi. Bu gruplar bazı klinik bulgular ve yukarıda adı geçen test pozitifliği ortalama puanları yönünden karşılaştırıldı. Araştırma grupları arasında gestasyonel yaş, cins ve ağırlık yönünden anlamlı bir fark yoktu. Semptomların başlama yaşı karşılaştırıldığında Grup ll'de ortalama yaş 4.0 ± 5.8 gün bulunurken, Grup l'de 9.6 ± 9.2 gün bulundu. Erken sepsis (semptomların hayatın ilk 72 saati içinde başlaması) görülme anı Grup ll'de % 72,7 bulunurken, Grup l'de % 39.1 bulundu. Test pozitiflik puanları da Grup II'de tüm ölçümlerde ortalama 2 'nin üzerindeyken, Grup I' de 2 'nin altındaydı. Bu farklılıkların tümü istatistiksel yönden anlamlıydı. Bu bulgularla neonatal sepsiste hastalık belirtilerinin ilk 72 saat içinde başlaması ve yukarıda adı geçen testlerden 2 veya daha fazlasının pozitif olması kötü prognoza işaret etmektedir. Bu gibi hastalar daha yakın izlemeye alınmalıdır.Item Orta serebral arter (OSA) oklüzyonu sonrasi fokal serebral iskemi. Teknik ve nöropatolojik inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aksoy, Kaya; Korfalı, Ender; Safi, İmran; Doygun, Muammer; Gökırmak, Tuna; Tıp Fakültesi; Nöroşirurji Ana Bilim DalıSuptemporal kraniektomi yapılarak orta serebral arter oklüzyonu meydana getirilen sıçanlarda infark sahası 2, 3, 5, Triphenyl Tetrazoliumchloride (TTC) ile boyanarak incelendi. Fokal serebral iskemi modelinin kolay temin edilebilen ucuz küçük laboratuvar hayvanlarında oluşturulmasının yararları ayrıca TTC ile boyanılarak infarkt alanının kolaylıkla gösterilebilmesinin faydaları literatürle karşılaştırılarak tartışıldı.Item Plazmanın yapıştırıcı etkisiyle sütürsüz periferik sinir tamiri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Aksoy, Kaya; Sadıkoğlu, Sadık; Korfalı, Ender; Uluçay, Mehmet; Oğul, Erhan; Tıp Fakültesi; Nöroşirürji Ana Bilim DalıBu çalışmada sıçan siyatik siniri kesilerinde plazmanın yapıştırıcı etkisi beş grupta incelendi. Birinci deney grubunda (DG) I (n : 10) kesi sonrası sinir uçları karşılıklı plasma ile birleştirildi. Kontrol grubu (KG) . I (n: 10) karşılıklı anastomozda plazma yerine serum fizyolojik uygulandı. Deney grubu (DG) 2 .(n: 10) siyatik sinirden küçük bir segment çıkarıldıktan sonra karşı siyatik sinirden greft alınarak defektli uçlar arasına konulup plazma ile birleştirildi. İkinci kontrol grubunda (KG) 2 (n : 10) plazma yerine serum fizyolojik uygulanarak greft konuldu. Üçüncü kontrol grubunda (KG) 3 (n: 10) greft alınan sıçanların siyatik sinirleri defektli şekliyle olduğu gibi bırakıldı. Altı hafta sonra elektronöromiyografi (ENMG) ve ardından histopatolojik inceleme yapıldı. ·plazma uygulanan her iki deney gruplarında da uçuca anastomoz yapılan biri hariç diğerlerinde (% 95) ENMG 'nin eksitabi olduğu ve histopatolojik incelemede de bütünlüğün ve aksonal devamlılığın oluştuğu gözlendi. Buna karşılık plazma uygulanmayan kontrol gruplarında 12 sinirde (% 60) anatomik birleşmenin ve nörofizyolojik iyileşmenin olmadığı tesbit edildi. Plazmanın yapıştırıcı etkisinin kesik sinir uçlarının anastomozunda istatistiki olarak (p < 0.001) önemli bir faktör olduğu görüldü. Sonuçlar literatür bilgileriyle karşılaştırılarak tartışıldı.Item Postmenapozal osteoporozisin calsitonin ile tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Nizamoğlu, Mine; Karakaya, M. Kerim; Yurtkuran, Merih; Tıp Fakültesi; Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı20 postmenapozal osteoporozisli kadın kalsifoninle tedavi edildi. Ağrı, analjezik alma gereksinimi, hastanın ağrı ve mobiliteyi değerlendirimi. doktorun ağrı ve mobiliteyi değerlendirimi gibi parametreler istatistiksel anlamlı olarak düzeldi.Item Sakretuar otitis media (SOM) tedavisinde parasentez ve ventilasyon tübü (VT) uygulamasının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Önerci, MetinBilateral SOM tanısı konulan 51 hastanın bir kulağına miringotomi, diğer kulağına VT uygulanmış, VT uygulanan kulaklardaki iyileşme oranının daha yüksek olduğu görülmüştür. Ayrıca sosyo ekonomik durumu düşük hastaların postoperatif takibinde ortaya çıkan güçlükler nedeniyle, VT uygulamasına öncelik verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.Item Sezary sendromu(Uludağ Üniversitesi, 1988) Erbengi, Türkan; Özüntürk, Erçin; Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Tunalı, Şükran; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim DalıBu çalışmada deride ödem, hiperpigmante eritrodermi.ve eksfolyatif dermatit, palmo-planter keratodermi, onnikoz, lenfadenopati ve hepatomegali ile seyreden bir Sezary Sendromu olgusu takdim edilmektedir. Çevre kanında elektron mikroskobu ile yapılan incelemelerle serebriform çekirdekli karakteristik Sezary hücrelerinin varlığı gösterildi. Ayırıcı tanı tartışıldı ve konu ile ilgili literatür gözden geçirildi.